Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - pitigrilli
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER

KAÇIŞ -3

Yorum

KAÇIŞ -3

14

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1215

Okunma

KAÇIŞ -3

KAÇIŞ -3

Sabahat, gözünü akrep ve yelkovandan ayıramıyordu bir türlü. “Bugün, hava kararmasın diye neler vermezdim neler!” diyordu kuruyan dudaklarını ısırarak. Oturduğu koltuğun tahta kolluğundan güç alarak ayağa kalktı. Pencereye doğru ilerledi. Tülü hafifce aralayarak sokağı şöyle bir süzdü. “Birazdan gelir. Daha eşikten adımını atar atmaz da ‘Kız geldi mi işten?’ diye sorar bilmez miyim adamımı. Arkadaşına gitti desem ‘Hangi arkadaşmış, nerede oturuyormuş, sen tanıyor musun?’ diye sorar tıpkı ameliyata girecek hastanın yakınlarına sorulan ahiret soruları gibi. Gerçi ondan da pek bir farkı yok bu işin. İkisinin akibeti de aynı. Ya yaşamaya devam edersin ya da öbür tarafı boylarsın.

Of Allah’ım of” dedi ellerini dizlerinin üzerine vurarak hem de kızartırcasına.
Sabahat, siyahı aklarının içinde iyice kaybolmuş gümüş rengi saçlarını, kar gibi beyaz bir tülbentte arkadan bağlamıştı. Yüzünde, yılların gelişigüzel serptiği çizgiler vardı. En çok da bundan alnı nasibini almıştı. Bazen aynaya alnını iyice yaklaştırır : “Alın yazımın iyi yazılmadığı nasıl da ayan beyan ortada“ derdi. Çakır gözlerinden akan yaşlar da çorak yüzünü canlandırmaya yetmezdi.

Sabahat, birden tir tir titremeye başladı. Ne zaman yüreği daralsa böyle olurdu; alışkındı buna. Yattığı odada hırkasını bulamayınca Meltem’in odasına girdi. Meltem’in etrafa saçtığı giysilerini tek tek katlayarak çekmecelerine yerleştirdi. En son çıkarttığı giysiyi burnuna tutup kokusunu derin derin içine çekti. Ağlamamak için kasıyordu kendini. Odadan çıkmak üzereyken kapının hemen arkasında beyaz bir zarf gördü. Eğildi ve kaşlarını çatarak okumaya çalıştı. Üzerinde bilindik bir bankanın amblemi vardır. Acele acele salona geçti ve okuma gözlüğünü burnunun üzerine yerleştirdi. Alelacele açtı. Yine bir ihtar mektubuydu. Bir hafta içinde ödenmemesi halinde yasal işleme başvurulacağı bildiriliyordu. Ödenecek tutarın asgarisi bile dudak uçuklatacak kadar büyüktü.

Boğulacak gibi oldu birden. Kazağının yakasını iyice aşağı doğru çekti. “Borçlarını yine Meltem’e yıkmaya çalıştı besbelli. Bu adam ne zaman akıllanacak yarabbim! Zamanında neden ödemez ki borçlarını! Kıçını kapatmaktan usandı çocuk! Sonunda evden kaçırdı kızı!Vah anam vah!” diye dövünmeye başladı.

Çalan kapı zilinin sesiyle elini göğsünün üzerine koyması bir oldu. Kalbi ağzında atıyordu sanki. Tam kapı koluna elini uzatmak üzereydi ki Mustafa açtı kapıyı.

Mustafa, elli beş yaşlarında, gür saçlı, koyu esmer tenliydi. Oldukça kalın kaşlarına rağmen maki gibi kirpikleri vardı. Belki de bu yüzden gözleri daha iri ve korkunç görünüyordu. Ayakta zar zor duruyordu.

“Sen gelene kadar ben anahtarı buldum da açtım bile kapıyı! İyice çaptan düştün ! Senden artık amortisman payı bile almazlar” dedi pis pis sırıtarak.

Sabahat “Hoş geldin“ dedi buz gibi bir ses tonuyla ve doğruca içeriye geçip pencere kenarındaki çağla yeşili kadife koltuğa oturdu. Gözleri, halının desenleri arasında boş boş dolaşıyordu. Renkler diyarında ona hep karalar düşmüştü. Hayat onun için ilmek ilmek mutsuzluk dokumuştu.

“Hey! Koca karı, sana sesleniyorum. Yemekte ne var? Kulaklar da iptal olmuş!“
Sabahat, yaklaşık beş yıldır böyleydi yani susuyordu. İçinde biriktirdiği sözcüklerle damla damla cevap veriyordu. Gözyaşları onun dili gibi olmuştu. Sessiz gözyaşları en çok da “Usandım bu hayattan“ diyordu.

“Meltem niye yok? Şimdiye kadar çoktan evde olması gerekmez miydi! Kadın! Dilini mi yuttun? Konuşsana!“

Sabahat, yutkundu ve boğazını temizledikten sonra “Hani bahsettiğim bir arkadaşı vardı : Şu annesi hastahanede yatan! Kız grip olmuş, yatak döşek yatıyormuş. Ona bakmaya gitti.“

“Hemşire mi, doktor mu bu salak! Evde zar zor iş yapar, elaleme hizmet etmeye gider. Diyorum ya salaksınız hepiniz!“

Mustafa’nın nefes borusu, ince bir rakı şişe gibiydi sanki. En ufak bir hareketinde çalkalanıp dışarıya ağır bir alkol kokusu veriyordu. Mustafa, yatak odasına geçerken limon yalamış gibi yüzünü ekşitti ve doğruca pencereye koştu. Temiz havaya o kadar çok ihtiyacı vardı ki Sabahat’in. “Acaba nereye gitti bu kız! Allah’ım sen onu koru“ diye dualar ediyordu.

Meltem de trenin camına dayamış başını, Sabahat’i düşünüyordu. “Bütün hıncımı zavallı kadından aldım. Ne yapıyordur ki şimdi“ diyordu içinden. Bakışlarına merak duygusu koyu bir gölge çekmişti. Yanağına konan öpücükle sıyrıldı düşüncelerinden. Erhan’ın göğsüne iyice sokuldu ve elini bacağının üzerine koydu yavaşça.

“Beni hiç bırakma olur mu? Senden, başka hiçbir şey istemiyorum!“ dedi fısıldayarak.

Erhan bir öpücük de alnına koyduktan sonra “Kaderini artık ben yazacağım. Yeter ki kanatlarımın altından uçma“dedi mekanik bir ses tonuyla.

Meltem daha da sıkı sarıldı Erhan’a. Sıfırın içini yavaş yavaş ama sindire sindire, seve seve doldurarak başlayacaktı hayata“.

DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kaçış -3 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kaçış -3 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAÇIŞ -3 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
sami biberoğulları
sami biberoğulları, @samibiberogullari
14.1.2012 03:23:53
Ben şimdilik Erhan ve Meltemi düşünmüyorum. Aıl düşündüğün Sabahat. Onun işi hepisinden zor. Kaçacak bir treni de yok...

Çok güzel gidiyor hikaye. Kolay gelsin.

Selam ve sevgilerimle.
canandemirel
canandemirel, @canandemirel
14.1.2012 00:00:34
Çok güzel gelişmlerle heyecan yine devam ediyor..Bakalım neler olacak...Başarılı bir öykü
İyi geceler...sevgilerimle...
glenay
glenay, @glenay
13.1.2012 23:03:06
9 puan verdi
Hikâyenin başlangıç bölümünü okumamışım ,yarım olduğu için pek anlayamadım, ama güzel ve
gerçekçi bir anlatımdı..

tebrikler, sevgiler..
cizgilikagit
cizgilikagit, @cizgilikagit
13.1.2012 22:20:23
Bu Erhan'dan biraz korktum ben. Bakalım ne olacak. Nefes borusu rakı şişesi benzetmesi hoştu, diğer birçok benzetmeniz gibi tabii.
Devamını bekliyoruz.
GÜLDESTE
GÜLDESTE, @guldeste
13.1.2012 22:06:11
10 puan verdi
canımsın canım konu ,anlatım tek kelime ile ustaca diyorum gönülden alkışlıyorum takipteyim inan sevgilerimle
Kemnur
Kemnur, @kemnur
13.1.2012 21:03:46
9 puan verdi
biz de devam edeceğiz okumaya...saygıyla
AYSE 09
AYSE 09, @ayse09
13.1.2012 18:52:58
hayırlısı bakalım inşallah yanlış bir adım atmamıştır
annenin mutsuzluğu önünde
güzel gidiyor saygı sevgimlesin herdaim
handan akbaş
handan akbaş, @handanakbas
13.1.2012 18:45:51
10 puan verdi
Öykü kahramanlarının mutsuzluğunu, çektikleri acıları öyle hissettirerek , duyguları ve yaşananları birebir yaşatarak o kadar güzel aktarıyorsun ki arkadaşım, çok tecrübeli bir yazarın romanı ya da öyküsünü okuyor gibiyim.
Kutluyorum bu değerli kalemi, çok başarılısın canım benim, tekrar tebrikler.
İki ve üçüncü bölümü birlikte okudum, devamını ilgiyle bekliyorum.
Selam ve sevgilerimle...
HakkınSesi
HakkınSesi, @hakkinsesi
13.1.2012 16:23:47
aynen nereye gidecek bu ikili, merak konusu ablacım..

hayırlısı bakalım..

kaleme kuvvet..

hürmetle..
mesutadim
mesutadim, @mesutadim
13.1.2012 14:05:19
1 puan verdi
yazılan bu hikaye vb.. yazan ki,şiye özgümüdür veya bir yerden alıntımıdır..
Genç Ozan
Genç Ozan, @gencozan
13.1.2012 13:36:53
İkisinin de işi zor gibi gözüküyor, hadi hayırlısı bakalım, büyük bir heyecanla bekliyorum öykünüzün devamını

Saygımla Aysel hocam
SEVİLAY DİLBER
SEVİLAY DİLBER, @sevilaydilber
13.1.2012 13:24:58
yeni öykü seriniz sizede biz okuyucularada hayırlı olsun..
kaleminiz daim ufkunuz geniş olsun dileklerimle..
selamlar..
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik, @lacivertignedenlik
13.1.2012 13:23:40
10 puan verdi
erhan ve meltem nereye doğru gidecekler..
parkbeni
parkbeni, @parkbeni
13.1.2012 13:03:36
10 puan verdi
devamını bekleriz sürükleyici
saygılar...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.