- 1048 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
KAÇIŞ -1
Üzerinde kat kat giysi varmışcasına bunalmıştı. Gökyüzünün yedi katı omuzlarına çökmüş kadar ağır hissediyordu kendini.
Evin kapısını güçlükle açtı. İçeri girdikten sonra sırtını çelik kapıya yasladı ve buğulu bal rengi gözlerini sıkıca yumdu. Birkaç damla yaş döküldü uzun kirpiklerinden ama silmedi. Soluk renkli yanaklarından süzülüverdi. Elini duvarın üzerinde gezdirdi ve elektrik düğmesine bastı.
Bugünlerde adımlarını değil sağlam atmak, üzerinde bile duramıyorsun diyerek yüksek topuklu ayakkabılarını çıkardı. El örgüsü beresini vestiyere fırlatırken “Bu da, varsın hiçbir şeyin olmasın akıl sağlığın yerinde ya şükret diyenlere gelsin’ diyordu dişlerini gıcırdatarak. Salona geçerken ahşap çerçeve içindeki sırları dökülmüş aynayla göz göze geldi. Hızlıca çekti bakışları.
Pamuğa döktüğü tonikle derisini yüzercesine makyajını temizledi. Gözü, kolundaki altın bileziğe takıldı. Babasının sözü geldi aklına : “Mesleğin, kolunun bileziği kızım“. Sağ kolundan bileziği çıkarıp mutfak tezgahının üzerindeki çöp kovasına doğru atarken bir soyguncu veya kapkapçı kadar haşindi. Bilezik, madeni bulaşık sepetine çarpıp bir süre sonra durdu.
Elini göğsünün üzerinde bir müddet tuttu. Yüreğini, möbleli ev diye satışa sunanlar misali içindeki kuru kalabalıkla birlikte bırakıp bomboş bir halde çıkıp gitmek istiyordu. Uzaklara hem de çok uzaklara.
“Kızım sen mi geldin?“
Cevap verip vermemek arasında gitti geldi ama annesini korkutmak da aklından geçebilecek en son şeydi. “Evet benim deyip odasına geçti. Çalışma masasının sandalyesini hızla kendine doğru çekip kaldırdı ve elbise dolabının önünde bıraktı. Bir hamlede sandalyenin üzerine çıktı. Bavulun üzerindeki tozlar genzine kaçınca peş peşe öksürmeye başladı. Ihlaya tıslaya bavulu indirdi. İçindekileri çıkarttı.
Çekmecelerinde ne varsa ne yoksa yatağının üzerine boşaltıp gözüne kestirdiklerini bavulun içine gelişigüzel yerleştirmeye başladı. Boğazındaki gıcık bir türlü rahat vermiyordu. “Bir bu eksikti“ diye söylenmeye başladı. Omzunun üzerinden uzanan içi su dolu bardağa başını çevirdiğinde annesinin hüzünlü yüzüyle karşılaştı.
“Kızım neler oluyor? Ne buranın hali? Aklın yerinde mi senin?“
Meltem, başını öne eğdi. Havada kalan soruyu, kulağı kabul etmek istemedi. Çünkü nasihatlerden bıkıp usanmıştı. Önüne düşen kumral uzun saçlarını eliyle kulağının arkasına sıkıştırdı .
“Beremin içine çıkardım. Anlayacağın bende akıl makıl kalmadı anne! Git beremle konuş istersen!“
Sabahat, kızını ilk kez bu kadar sinirli görüyordu. Başını bir sağa bir sola çevirip dualar okuyor ve kızının yüzüne üflüyordu. Meltem, kapattığı bavulun üzerine iki eliyle iyice bastırıp kilitledi.
“Anne bir müddet arkadaşımda kalacağım. Lütfen sebebini sorma! Öyle karmakarışık haldeyim ki! Lütfen anlayış göster!“
Sabahat, duyduklarına bir anlam veremedi. Kızına doğru kollarını uzattı fakat boşluğa sarılmak zorunda kaldı. Meltem, kapının arkasına astığı kotunu hızlıca giyindi. Gömleğinin üzerine yeşil hırkasını geçirip bavulu aldığı gibi koşar adımlarla antreye doğru gitti.
Kapanan kapının sesiyle Sabahat sıçradı. Yatağın üzerine yığılıverdi. Rengi bembeyaz olmuştu. Pencereden bakabilmek için doğrulmak istedi. Güçlükle ayağa kalktı. Meltem, çoktan apartmanın dışına çıkmıştı. “Kızım gitme“ diye bağıramadan Meltem bir taksiye binip uzaklaşmıştı.
DEVAM EDECEK
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Aysel AKSÜMER
Güzel bir yazı dizisi başlıyor, ilk böülmden anlaşılıyor çok duygusal bir yazı..
Tebrikler, sevgilerimle....
Aysel AKSÜMER
Merhbalar,
Bizler okuyarak, sizin gibi yazma eğilim ve cesareti olanları yüreklendirmemiz gerek. Güzel bir başlangıç, başarılar dilerim.
Selam ve dualarımla.
Recep Altun
Aysel AKSÜMER
Yaşasın! Yeni bir maceraya daha başlıyoruz.
Bize iyi okumalar öyleyse!
Aysel AKSÜMER
Merhaba değerli kalem...yazınızı okuduktan sonra ne yazacağımı bilemiyorum...Aslında çok eleştirel ve didikleyen bir mizacım var...Fakat menfi bir şeyler bulamadım doğrusu...Hep güzellikler ve kalite kokuyor dizeleriniz...Başarılar diliyorum değerli kalem....Çok tebrikler...saygı ile...
Aysel AKSÜMER
Bir çok kişnin öyle bırakıp gidesi zamanları olmuştur ama bunu yapan çok nadirdir...etkileyici bir başlangıçtı sayın yazarım...takipteyiz..
Aysel AKSÜMER
Duygu patlaması yaşayan Meltem'i usta bir dille akıcı anlatımın, okuyanı yazının içine çekiyor.Çok özel bir serinin başladığını hissediyorum.
Hayırlı olsun arkadaşım, merakla devamını izliyorum, selam , sevgiler.
Aysel AKSÜMER
Aysel Hanım yine güzel bir konu ile karşımızdasınız..Meltem'in sıkıntısını bize hissettirdi kaleminiz..Takipteyim..
Sevgilerimle
Aysel AKSÜMER
sıkıca kavraladı....sahneler gözümüzün önünde....buda kalemdeki güçten geliyor...hadi kolay gelsin saygılar
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Nöbetçi yazar olursa benim gibi nöbetçi okuyucu da olur elbet değil mi Aksümer' im? :)
Canım hayırlı olsun yeni bir seriye ilk bölümle Merhaba demişsin. İlk bölümde hezeyan içindeki Meltem' i gördük okuduk. Niyedir, kimedir ilerleyen bölümlerde anlayacağız bakalım.
Her zaman takipte olduğumu biliyorsun. Ve elbet sevgimde olduğunu da.
Hayırlı geceler canım. Selam ve dua ile...