Mesafeler Ve Türk Filmleri
Ben yine buradaydım geçmişimle bugünümü birleştirmek için, sense yine yoktun ve belki de hiç var olmamıştın gerçekte…
Her şey 3 sene önce başlamıştı. Sana olan aşkım, kalbimin pırpır edişi, karşılık görmesi, akabinde gitmen. Mesafelere rağmen devam ettirmek istemiştin imkânsız aşkımızı, gözlerimizdeki gülücüğü, benim için o anda da, şu anda da her şey olanı. Hayır diyememiştim her defasında sana aslında kendime…
İkimiz de biliyorduk tanrı bize birlikte olabilmek için sadece bir hafta vermişti buna rağmen inandırmıştın beni onu bir ömür yapabileceğimize…
Hayatımın bir buçuk senesini sorgusuz sualsiz sana teslim ettim her şeyden önce. İnanmıştım bizle ilgili mükemmel geleceğe belki çocukluğumdan, belki de Türk filmlerindeki mutlu sonlardan yine mesafelere rağmen…
Her şey eşsiz bir rüya tadındaydı benim için. Ancak harcayınca bir buçuk senenin son saniyelerini mesafeler önümüze geçmeye başlar oldu. Üzmeye başladık tüm gülüşlerimizi. Belki de unutmaya başladık kaderimize kazımaya çalıştığımız sevgimizi. Aslında haklıydın, aşamamıştık mesafeleri…
Geriye dönüş yok demiştim bütün gözyaşlarım sana ulaşmak için benden ayrılırken ve asla sana ulaşma ihtimalleri yokken. Bitti!! Ağzımdan bu kelime çıkarken gözlerim hayatımda figüran bile olmaya razı olan onlarca erkeğin gözlerinde hep seni aramayı tercih etti... Bitirmek değil de belki de yokluğuna alışmaya çalışmaktı benimkisi. Ve sonunda başardım… Başardım sensiz bir dünyaya günaydın diyebilmeyi, yokluğunu bilmeme rağmen hayata gülümseyebilmeyi.
Günün birinde el salladın geleceğime yeniden, benim için-HALA- dünyanın en anlamlı merhabasını söylerken. Ben de hayatımın en güzel hoşgeldinini yine sana saklamışım sanırım ki bütün güzel şarkıları sana adayarak karşıladım seni, mesafeler yerinde duruyorken.
Her şey yine rüya tadında olmaya başlamıştı benim için. Sen vardın, biz vardık; yine, yeniden. Tekrar inandım mesafelerden de büyük sevdamıza; elimi uzattım sana, aşkıma, hayatımın anlamına, aynı eşsiz rüyada bir kere daha seninle var olmaya… Bizdik hayatın anlamı benim için, -ne yazık ki sadece benim için-.2 ay da böyle bir rüyada geçti işte etrafımdaki insanların sendeki kayboluşuma şaşkın bakışlarıyla da birlikte.
Her şeyin senin için son bulmasını, belki de hiçbir şeyin senin için başlamadığını fark etmem o kadar da uzun sürmedi, belki büyüdüğüm için belki de Türk filmleri inandırıcılıklarını yitirdikleri için… En korkulu kâbusumun başrol oyuncusu olmam da bu şekilde başladı. Birlikteydik aslında hep -böyle diyordun-, hâlbuki ben kendi yalnızlığımda yine, hep seni yaşıyordum; sense varlığının en basit bir köşesinde olmama bile tahammül edemiyordun özünde. Gün geldi kâbusumdan da uyandım ve ne yazık ki beni hiç tanımadığını, tanıma ihtimalinin de olmadığını fark ettim. Belki bu da mesafelerden ötürüydü belki de Türk filmlerinin yalancılığı sana geçmişti. Biliyorum benim de hatalarım vardı ve belki de çoktu. Ama gerçekte neyin yanlış olduğunu bilmiyorum ve sanırım asla bilemeyeceğim…
Şimdi etrafıma bakıyorum bomboş, kalbimi dinliyorum hala senin için çarpıyor, aklımsa her zamanki gibi lafa girip “intikam” diyor. Peki, benim ne yapmam gerekiyor?
Sana harcadığım 3 kocaman seneye mi yanmalıyım yoksa kaderimin ve Türk filmlerinin cilvesine mi? Hayatımda ilk kez bir kişiye güvendiğim için mi çok saf olduğumu düşünmeliyim yoksa seni -geçmişimle geleceğimi bir kenara bırakalım- geleceğimin başrolüne oturttuğum için mi?
Şimdi de sana sormak istiyorum;
Kaç kere daha sağlıklı olmasını dileyebilirim çocuklarımızın, doğma ihtimalleri bile yokken?
Kaç kere daha dilemeliyim seni ve senle ilgili olan her şeyi hayatımın merkezine, sen çoktan gitmişken aslında var olmamışken?
Kaç damla daha gözyaşı dökmeliyim senin için aslında kendim için, gözlerimde bir damla daha yaş kalmamışken?
Kaç kere daha isyan etmeliyim geçmişime, şimdime, var olamayacağımız geleceğimize?
Kaç kere daha ölmemi bekledin/bekliyorsun benden her susuşunda bin kere daha ölürken ve yaşama umudumu sana çoktan teslim etmişken?
Kaç kere daha…
Kaç kere daha…
Bana sen öğrettin her düşüşümde ayağa kalkmayı çok acı bir şekilde de olsa, tüm imkânsızlıklara rağmen mutlu olacağıma inanmayı; en acı çelmeyi ayağıma sen takmışken.
Elveda… Sana, bize ve tabi ki acılarıma.
Evet, benim hala umudum var bizsiz bir gelecekte var olmak adına. Ve ben biliyorum ki sensiz bir dünyaya seni dilememek için bir milyon kere daha merhaba diyeceğim!
Türk filmleri mi? İzlemeyeli çok oluyor! Mesafeler… Hiç sormayın!
YORUMLAR
Ben yine buradaydım geçmişimle bugünümü birleştirmek için, sense yine yoktun ve belki de hiç var olmamıştın gerçekte…
GEÇMİŞLE BİRLEŞEN BUGÜNDE O YİNE YOKSA HİÇ VAR OLMAMIŞTIR...
İkimiz de biliyorduk tanrı bize birlikte olabilmek için sadece bir hafta vermişti buna rağmen inandırmıştın beni onu bir ömür yapabileceğimize…
İNANMAK...VAR OLMAKTIR...TEK BAŞINA ZOR YADA OLANAKSIZ OLSADA DİRENMEKTİR İNANMAK...
VE UMUT; ŞİMDİ VE GELECEK ADINA DAİMA VARDIR...VAR OLACAKTIR...
KEYİFLE OKUNAN HÜZÜNLÜ YAZI...GÜZELDİ..DAHA ÇOK OKUTMANIZ DİLEKLERİMLE..
SEVGİLER...