Garip Bir Üçlü -2-
Abisi askerlik görevini yaparken, Ankara’da imam hatipte okurken, evin tek çocuğu gibi
davranılıyordu evde. Annesi üzerine titriyor, az konuşan,konuşunca da emirler yağdıran
babası bile onunla şakalaşırdı. Bazen çocuk gibi, şımarmasına izin verirdi. Abisi gelmişti.
Abi demek disiplin demekti. Kapılarının önünde kızlarla oyun oynamasına izin verir miydi
acaba ?Artık hoca oldu ya artık kapı önüne bile çıkmasına izin vermezdi.Belki de verirdi.
O da genç değil mi ? Yok yok vermezdi. Kendisi istediğini yapardı ama kardeşine gelince
iş değişirdi. Köyün kızlarını iyi dikizlerdi emme. Sanki onu köyün dışındaki koruda, bir ak
şamüstü yakalamamıştı.İkisi de kıpkırmızı olmuştu. Abisi işi pişkinliğe vurmuş "Hadi kız
Gülsüm annen bekler. Böyle akşam akşam tenha yerlerde eyleşme ; kırarım bacaklarını
valla. Bak koyununun biri ot yimeye daldı. Sürünü kat önüne doğruca evinize ha! "demiş
ti. Sultan’a dönerek hiç bir şey olmamış gibi :
" Kız kısmı çobanlık yapar mı ? Ben onun annesinin aklına yanayım." Töövbe tövbe Yarab
bim."
Sultan abisinin yanında fazla konuşmazdı. Bir şey diyecek oldu, sonra vazgeçti. İçinden
kıs kıs güldü. Gülsüm’ün abisinden hoşlandığını biliyordu. onu isteyenlere varmamış abisi
ni beklemişti. Ne varki annesi" Ben o kızı alıpta evime gelin diye koymam." diyordu."Sarı
çipi. Gözleri fıldır fıldır,.Kaşı gözü bir oynuyo. Hem annesi iyi terbiye virmemiş. Kız didi
ğin öyle köylük yirde, çat kapı arkasında, çat dam ortasında gezer mi ? Öyle bağır,bada
lak açık. Eteğini dizine kadar kısaltıyo. Kaşı gözü de boya küpü. Yoksa o çipilde kaş, göz
hak getire.."
Camidekiler, birer ikişer çıktılar.Bilâl hoca en son çıktı. Başındaki dantel örmesi takkesi
ni çıkardı. Katlayarak ceketinin cebine koydu. Aklı fikri Gülsüm’deydi. Namaz kıl dırırken
onu düşünmemeye, surelerin okunuş makamını ve anlamını düşünmeye çalışmıştı.Tok se
siyle cemaati etkilediğini düşünüyordu. Köy erkeklerini bir araya toplayıp, namaz kıldır
mak, öğünülesi bir duyguydu. Kendini böyle dine sığmaz duygulara kaptırmamalıydı.
Evleri camiye çok yakındı. Gülsüm’gilin evi, onların evinin tam karşısındaydı. Arada tüm
sekli bir yol vardı. Buraya yol da denilemezdi.Taşlı topraklı, çirk kokulu bir yerdi. Köyde
hemen herkesin olduğu gibi,onlarında Gülsüm’lerinde evlerinin yanında ahırları vardı.Hay
vanları gübreleri ise ahır duvarının dibine yığılırdı. Bu çirkler baharda tarlaya götürülür
dü. Sırası gelince de tarlaya saçılırdı..
Gülsüm onun cami dönüşünü bekliyordu. Dalgalı uzun sarı saçlarını, küçük bir yemeniyle
arkasında toplamıştı... Evin önündeki taşlı yolda Bilâl’in ayak seslerini tanıdı. Büyük avlu
kapısını gıcırdatarak açtı. Bilâl tam karşısında. Kalın kaşları altında elâ gözleri gün ışığın
da yeşile çalmış,yaprak gölgeli bir su olmuştu sanki. Onun dudakları da Gülsüm’ün dudak
ları gibi kalındı.Güldüğünde bembeyaz dişleri görünüyor yabancı bir aktöre benziyordu.
Bunlar bile Gülsüm’ün kalbini çarptırmaya yetiyordıu.Hele o güzel gözlü insanın onu sevdi
ğini düşünmek bile, ayaklarını yerden kesmeye yetiyordu.. Elini Bilâl’e uzattı "Gel"
Bilâl gönüllüydü içeriye girmeye ama afalladı :
" Ne diyon kız! Birileri görecek."
Bilâl bir yandan çevresine bakındı. Az ilerde, kendi halinde oynayan çocuklardan başka
kimse yoktu :
"Annen yok mu ?"
"Yok komşu kadın çağırdı.."
"Ya gelirse ?"
"Amaaan ! Gelmez işte. Gel hadi.. "
Gülsüm, Bilâl’in elinden tutarak içeriye çekti. Avlu kapısının sürgüsünü çekmeye çalıştı
tutukluk yapınca bıraktı. Diğer kızlar da böyle miydi acaba ? Gülsüm şaka yapar gibi Bi
lâl’in saçlarını dağıttı önce :
"Bak böylesi daha güzel oldu. Sımsıkı yapıştırma öyle. Ne o öyle buzağı yalamış gibi."
Bilâl biraz kızardı:
"Kızım ben hoca adamım.böyle saç baş dağınık."
Eliyle saçlarını düzeltti. gülsüm o eli hemen yakaladı :
"Dışarıya çıkarken düzelt."
"Öyle mi ?"
"öyle."
Gülsüm’ün iki elinden yakalayıp kendine çekti ve yemenisini aşağıya indirdi :
"Sende şunu çıkar o zaman.güzel saçlarını göreyim."
Elleri Gülsüm’ün saçlarında gezindi. Hocalık ,günah, sevap şimdi ayakları altında ezilmek
tedir. Karanlık bu avluda küçücük bir pencere vardı. Gülsüm kollarındadır Gülsüm’ün çilli
yüzü, renkten renge girerken dudakları birleşir. Bir ocak yanar sanki ortada, sıcacık
tırlar.Solukları birbirine karışır. Elleri vücutlarında. Haram- helâl, günah-sevap birbirine
karışmıştı. Sadece sevişen iki insan vardı. Bilâl hocalığ,ı başından çıkardığı takkeyle at
mış,gülsüm sevdiğine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyordu.
Dışardan yavaş yavaş yaklaşan ayak seslerini duymadılar. Dış kapı gıcırtıyla açıldı.Birbir
leri hissetmekten başka duydukları bir ses veya tıkırtı yoktu. Hasret gidermek ancak
böyle olurdu. Sessizlik bozulana değin sürdü.
"Gülsüüümmm !
Bu ses Gülsüm’ü ensesinden yakalamış saçlarını çekiyordu. Gelen Gülsüm’ün annesiydi.Ka
dın kızıyla Bilâl hocanın arasında bir şeyler geçtiğini duymuş,bu kadar ileri gideceklerini
tahmin etmemişti.
Gülsüüümmm sesi,avludan çıkıyor, Bilâl’llerin evinin kapısına kadar geliyordu..
Devam edecek..
YORUMLAR
çok güzel bir solukta okudum devamınıda okuyacağım tebrikler
selam ve sevgiler
glenay
çok teşekkürler,
sevgiler..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
severek okudum, devamini da severek okuyacagima emin olabilirsiniz canim sevgilerimle
glenay
çok teşekkürler,
Bu aslında bir roman olacak konu ,inşaallah devamını da yazacağım..
sevgiler canım..
Gülsen Tunçkal
En nihayetinde herkes insandır ve insan duygudan ibaret bir varlık.Bu bu yazı dizininin bir romana dönüşe bileceği kanaatindeyim.Size münhasır bir tarz olduğundan da eminim.Dilerim konu dinimizin
erkek ve kadın ilişkisindeki yeri de kalın hatlarla çizer.Müthiş etkilendim.İyi ki yazıyorsunuz. İyi ki okudum.sevgi saygı ve selam.
glenay
Bu bahaneyle,burada bir dizi halinde yazarım..Çok teşekkürler..
Selâmlar. saygılar..
yeğinadnan
Çok güzel bir anlatımdı canım çiğdemim.Devamını merakla bekliyorum.Emeğine sağlık.Sevgilerimle...
glenay
canım gelinciğim, sanıyorum ilk bölümünü siz de okumamışsınız onu okumanızı öneririm. Öyküm biraz daha sürecek gibi.
Çok teşekkürler, sevgiyle kal..
Seher_Yeli S.ZerrinAktaş
Sevgilerimle gelinciğim...
glenay
Ben önce öykü yazarak başladım yazmaya. Şiir zor geldi Sonra zorda ilerle dedim kendime. şiire ağırlık verdim.Bu öykünün başlangıcını da okuyun derim.
Selâmlarımla, iyi geceler diliyorum..