- 971 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SENNUR SEZER ŞİİRLERİNDEKİ KAHRAMANLAR
Sennur Sezer’in şiirleri, yaklaşık otuz yıllık bir serüvenin izdüşümüdür. Yaşanmış olayları ve bu olayların kahramanlarını anlatır bir çok şiirinde. Ben bunların bir kaçını seçtim bu yazıda. En çok ilgimi çekenleri...
Adı: Asker Çantası olan bu şiirde şairin bir askeri dikimevinde çalıştığı yılların izleri görülür. Sanki savaştaymış gibi elinde kan sıcaklığını duyarsınız. Askerlik kavramı o kadar etkilemiştir ki şairi, saçları bile özgür bir kız saçı değildir! Ne rüzgar etkiler saçlarını, ne de erkek ellerinin iri sıcaklığı. Saçlarında ’savaşların uğultusu’ nu duyar. Bu uğultulardan sonra mutlu odaları düşünür.
Yorgun omuzlardan yere kayar bir çanta
Ve kabuk değiştirir bozkırda bin bir çiçek
Ekmek kadar eskidir ve ekmek kadar kutsal
Şimdi seni özlemek
Güneş yenilenirdi biz çılgın öpüştükçe
Yenilenirdi deniz yengeçler ve çakıllar
Kara çirkin düşlere yumardık gözlerimizi
Uyanırdı martılar
Hangi uzak stepte bir asker vurulurdu
Biz kışlalı düşlere uyanırdık usulca
Bozkır akşamlarında solacak bir gelincik
Acırdı soludukça
Yorgun omuzlardan yere düşer bir çanta
Sen uzak kışlalarda mutlu umutlu coşkun
Ve ılık bir matra susuz dudaklarında
Adı: Marangoz Kerem olan bu şiirin kahramanı Kerem Korcan’dır. İlkokul dördüncü sınıfa kadar okuyabilen Korcan, çocukluğunda kahveci, berber gibi esnaf dükkanlarında çıraklık yaptı. Marangoz olarak çalıştığı gençlik yıllarında, askerliğini yapmadan önce, Nazım Hikmet’inde hüküm giydiği Donanma Davası yüzünden tutuklandı. Askeri Ceza Yasasının94. Maddesi’ne göre12 yıl ceza yedi. Cezası yaşının küçüklüğü yüzünden 10 yıla indirildi. Vatan Partisi davası yüzünden de iki yıl hüküm giyen Korcan’ın önemli kitapları : Linç, İdamlıklar, Ter Adamları, Dİmitrof Geçiyor, Ölüm Pusuda, Tatar Ramazan, Acılar Çemberi’dir.
’Dövdüler’ diyordu
’ Çok dövdüler’
’Ve beni bir kadın gibi kullanmakla tehdit ettiler’
On altı yaşındaydı
Elleri yeni yeni bilirdi hızarı
Ve talaşlardan kerestelerden tanırdı ormanları
Vatan
Bölünmez bir tarlaydı
Kerem’e göre
Hep güleç insanların çift sürdüğü
Ve tütün işçisi kızların
Korkak, silik öksürdüğü gelirdi kulağına
Daldı mı.
Yıl 1946
Marangoz Kerem böyle dargın bakmazdı sokaklara
Ne karısı vardı
Ne çocukları
Ardı sıra gittiği
Hak bildiği tek şeydi yaşamak
Sıcak bir şey gibi akşamları
İnsanca yaşamayı arıyordu
Ak yazmalı anlar ağlamasın diyordu
Hepsi bu kadar
Ve dudakları
Şarkısını hiç bir yabancı ulusun bilmiyordu
Seviyordu
İnanıyordu
Hepsi bu
Kelepçeler
Birer ikişer polis
Ve dayak
’İnanmak yasak’
’İnanmak yasak’
Bak Marangoz Kerem
Sinop Hapisanesi’nden bugüne
Çok su aktı köprülerde
Adı: Vurulan Arkadaşın Eşine... Bu şiir, Talip Öztürk’ün öğretmen eşi Işık’a adanmıştır. TÖS, TÖBDER ve BARIŞ DERNEĞİ kurucu üyesi bir öğretmendi. Okulunun önünde vuruldu.
Işığı yak bacım
Hava karardı
Çocuklara bu akşam sen masal anlat
Talip başlamıştı yarım kaldı
Yeşeren ağacı geceye inat
Çocuklara bu akşam sen anlat
Sofrayı kur
Talip gelmeyecek
Çocukları yatır beklemesinler
Babaların bazen dönemediğini
Bebekliklerinden beri bilirler
Birlikte yürüdünüz yıllardır
El ele kol kola omuz omuza
Yüzünü göremezsin şimdi
Kalabalıkta yürürken ayrı düşülür
O alanın bir ucunda
Sen bir ucunda
Başını dik tut bacım
Alışıksın
Birlikteyiz yürüyoruz yan yana
Yalnızlığın bir asker yalnızlığıdır
Kocaman orduda
Sabah olunca bacım
Türküler gelir
’Aslan gibiydi
Sözünün eriydi’
Sabah olunca bacım
Acını bilirim
Güneşi seyretmek için
O yok yanında.
Adı: Tristian Lopez ve Maria Jesus Penelas’ın Zindanda Doğacak Çocuklarına’dır. İspanya’daki Franko rejimi, pek çok devrimcinin eylemini ölümle cezalandırır. Bu iki genç kadın da, ölüm cezası aldılar. Cezaları, hamile oldukları için doğum sonrasına ertelendi. Türk basını bir daha bu kadınlardan haber vermediği için sonları bilinmiyor.
Şimdi sığındığın sıcak karanlıktan
Dünyamıza çıktığın an
Taş duvarlar karşılayacak seni
Annenin ne ninni söyleyecek sesi
Ne de emzirecek sözü olacak
Dişleriyle koparacak göbeğini
Nöbetçilerin ayak sesini duyacaksın
Koklayacaksın kan gözyaşı ve teri
Ama gövdeni koru
Eğer zedelemediyse candarmaların tekmeleri
Soluk al
Ve
Yaşa
İşkence edilenler aç bırakılanlar aşkına
Bu zindanda öldürülenler aşkına yaşa
İlk değil ana olacakların dövülmesi
Ve öldürülmesi bebeklerin ana karnında
Son bulsun diye bu zulüm yaşa
Nasıl yaşıyorsa çocuklar gecekondularda
Beklenyenler gibi görüş yerlerinde
Öyle
Çevir acıyı umuda karanlığı ışığa
Sennur Sezer şiirlerinin gerçek kahramanlarından örnekler vermeye çalıştım sizlere. Kitapta bu konuda daha bir çok şiir var. Merak ediyorsanız ’Direnç Şiirleri’adlı kitabını alın ve okuyun.