- 1765 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ATATÜRK KİMİN?
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Yönetimine atanan Mümtazer Türköne, Türkiye’de yüzlerce Atatürkçü olduğunu ifade ederek kendisine Atatürkçü tanımlamasının yapılmasını da hakaret olarak algılayacağını söyledi. Atatürk’ün bu ülkenin bir ortak değerini olduğunu kaydedip "Atatürk’ün mirasına sahip çıkmamız lazım ve Atatürk’ün Atatürkçülerden korunması gerekli.”
İşte haber bu…Aynı zaman da bu yazının bu günkü mevzuunun çıkış noktası da bu..Bu sözleri okuduğumda ben de kendimce bir yorum yaptım ve dedim ki;” Adam haklı hele de tümü olmasa da bu gün ADD’nin pek çok üyesi pkk’nın bdp’nin arka bahçesi gibi çalışmakta sosyalist bir düzenin kurulması için mesai harcamakta tüm değerlerden inançtan yoksun insanlar yeni neslin insan modeli olarak planlamakta bunlar Atatürkçü ise ben de değilim”
Bana su-i zan yaptığımı söyleyip ayetle cehennemi adres göstertenden tutunda, zalim diyene kadar Atatürkçü dostlarım oldu..Bir an korktum sahi hata mı yaptım diye.Hele bir de zalimlik..Büyük bir kusur 8/8 düşünce trafiğinde ağır bir ceza puanı gerektirir….Ben anlatayım siz değerlendirin dostlar….
ATATÜRK KİMİN?
Bu vatan kimin diye sorulsa iş kolay Orhan Şaik Gökyay öpülesi elleriyle ne güzel de yazmıştır. Toprağın kara bağrında sıradağlar gibi duranlarındır diye başlar ve “Gökyay ’ım ne yazsan ziyade değil, Bu sevgi bir kuru ifade değil, Sencileyin hasmı rüyada değil, Topun namlusundan görenlerindir...”diye son bulur.
İşte tam bu noktadır ki bu noktada sevginin kuru bir ifadeden ibaret olmaması gerekir. Sevmekten söylemekten ziyade yaşamak gerekir, anlamak gerekir anlatmak gerekir.
Gelelim Atatürkçülere (!) Bu gün ben anlatmayacağım onlar kendilerini anlatacak..Ben aradan çekiliyor sizi onlarla ve icraatlarıyla baş başa bırakıyorum..Buyrun…
“TÜRKAN SAYLAN’IN ÇOK TARTIŞILAN SÖZLERİ
Bu ülkede hristiyanlığı nasıl yayabiliriz. KÜRDİSTAN’ın temellerini nasıl atabiliriz:
- ATATÜRK ismini kullanırsak bunu daha rahatyapabiliriz. Hem para toplar hem destek alırız,kampanyalar düzenler, TÜRKLERDEN topladığımız paralarla, KÜRTLERİ daha bilinçli hale getiririz, cahil insanlarla KÜRDİSTAN’ı kuramayız, Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün.
-Türkler tarihten beri yakan yıkan bir millet.
-Bir öğrenci sıranın üzerinde namaz kılacağına bale yapsın. Çağdaş Türkiye böyle olur.
-"Biz Türkler hep akın etmişiz; yakıp yıkmışız, başkalarının yaptıklarını yakıp yıkmışız. Şimdi kendi yaptıklarımızı yıkıyoruz. Nedir bu alışkanlık. Biz yakıp yıkmak için var değiliz. Biz yaratmak, geliştirmek ve çağın üstüne geçmek için varız."
-"Gençlik Orkestrası’nı yaratan ve yöneten arkadaşımızın ismi Muhammed. Düşünebiliyor musunuz buradaki ironiyi?"
Cumhuriyet mitinglerinin organizatörü Türkan Saylan, ulusalcı kesimden sonra terör örgütü PKK’yla aynı tabanı paylaşan DTP’den de tam destek aldı. Ahmet Türk, Milliyet Gazetesi’nden Devrim Sevimay’a verdiği röportajda Saylan’a övgüler yağdırdı. Cumhuriyet mitinglerinde demokrasi vurgusunun eksik olduğunu belirten Türk, "Ama biz Türkân Saylan’ın çizgisini çok beğendik. Zaten Türkan Saylan’ın her zaman söylemlerini önemsiyoruz. Çünkü her türlü antidemokratikliğe karşı duran bir anlayışı var.” Diyerek takdir hislerini belirtmiş…
Yorumsuz ve çok eksiği ile veriyorum.. Bu öteki tarafa terki diyar etmiş kadının ne zehir zemberek bir Atatürkçü olduğunu bilmeyen yok sanırım.
Bu yakın zaman…Beraber biraz eskilere uzanalım mı ne dersiniz...Bu memleket Atatürkçülerden neler çekmiş beraberce görelim mi..?
Hadi o zaman;
Devletin resmî dininin İslam olduğu ibaresi anayasadan çıkarıldığı yıl, 1928’de,“Türk’ün Yeni Amentüsü” başlıklı bir kitap yayınlanmıştır; Türk’ün yeni amentüsü devlet tapıcılığının ve milliyetçiliğin dinleştirilmesinin amentüsüdür:
Bir hahamın oğlu olan, 1883 ile 1961 yılları arasında yaşayan Moiz Kohen, Munis Tekinalp adını almış ve Türk Milliyetçiliğinin kurucularından olan, Ziya Gökalp gibi diğer Türkçü ideolojinin önde gelen isimlerini de derinden etkilemiştir. Aslında adı Moiz Kohen olan ve özünde Yahudi olan bu kişi. Neden safkan bir Yahudi olmasına rağmen en ileri Türkçülük davasını gütmüştür? Neden takma ad kullanmış ve seçtiği takma ismi buram buram Oğuz Türklüğü kokan Tekin Alp olarak seçmiştir? Osmanlı’yı yıkmak, onun din-ümmet birliğini bozup parçalamak isteyen dünya Yahudiliği her ırka kendinin üstün olduğu fikrini aşılamak için özel elemanlar mı yetiştirmiştir? Bu sorular bir kenarda dursun biz yine Tekinalp’le devam edelim:
Yazılarında “Tekinalp” adını kullanan Moiz Kohen, 1928’de “Türk’ün Yeni Âmentü’sü” başlıklı bir metin yayınlamıştı. Tekinalp, “Yeni Âmentü”de “Türkiye için âhıret günü yoktur” diyor, “İyilik ve fenalık insanlardan gelir” diye yazıyordu.
“Tekinalp takma isimini kullanan Kohen, Türklerin İslam’ı seçtikten sonra sentetik bir ruh dairesine girdiklerini de ifade eder. Çünkü ona göre Türkler İslam dinine girdikten sonra “…atalar ruhu uzun bir küsuf geçirmiştir. Onun yerine, milletin manevi hayatı üzerinde, sentetik yahut İslamlar arası adını verdiğimiz ruh hâkim olmuştur”. “Küsuf” kelimesinin tam karşılığı “güneş tutulması” olup, ona göre İslamiyet Türkler üzerinde bir duraklamaya neden olmuştur.” Tekinalpin bu metni öyle çok beğenilmiş ki ve kitaplaşmış Sıkı Atatürkçülerimizin bize sunduğu yeni Amentü duamız ise:
“Kahramanlığın örneği olan ve vatanın istiklalini yoktan var eden Mustafa Kemal’e, onun cengaver ordusuna, yüce kanunlarına, mücahid analarına ve Türkiye için ahiret günü olmadığına iman ederim. İyilikle fenalığın insanlardan geldiğine, büyük milletimin medenî cihan-da en büyük mevkii kazanacağına, hamaset destanlarıyla tarihi dolduran kudretli Türk ordusunun birliğine ve Gazi’nin Allah’ın en sevgili kulu olduğuna kalbimin bütün hulusuyla şehadet eylerim.”
(1928’de basılan ve geliri Tayyare Cemiyeti’ne bağışlanan "Türk’ün Yeni Amentüsü" adlı kitap- Dönemin Kemalist çizgideki meşhur gazetesi Hâkimiyeti Milliye tarafından bastırılmıştır Üstteki metin kitabın ilk sahifesinin Osmanlıcadan Türkçeye çevrisidir).
Âmin mi demek gerekir burada varın siz karar verin…
Bildiğim Atatürk’ün en çok kendisine söylenildiğinde kızdığı söz “Ata” kelimesidir. bu kelimeye bile gayet sert tepki veren Atatürk bu (imanına) kadar Atatürkçü’ (!)lere ne dedi bilmiyorum doğrusu… Bilen varsa ve söylerse sevinirim merak da etmekteyim doğrusu
Burhan Bozgeyik-Meşhurların Son Anları isimli kitabı...hiç duydunuz mu bu kitabı..biraz da oradan pasajlar alayım..Kitaba beraberce göz atıyoruz;
“*Şanlı Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gazinin mübarek anası Hayme Hatunun
Domaniç’teki türbesini ulu hakan Abdülhamid Han’ın, ecdadına hürmetinin ifadesi olarak büyük bir itina ile tamir ettirip pencerelerini atlas perdelerle kaplattırdığını ve zeminini de Hereke dokuması muhteşem bir halı ile, döşettiğini . . .Daha sonraları iş başına gelen Halk Partisi döneminde ise o muhteşem halının türbeden gasp edilerek, partinin İnegöl ilçe yöneticilerinin kapılarına paspas
Yapıldığını ve atlas perdelerinin de kaymakamlık binasında kullanıldığını...
*İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı yaptığı dönemde, oğlu Ömer İnönü’nün gerek talebelik gerekse daha sonraki yıllarda koskoca Dolmabahçe Sarayını ikametgah olarak kullanıp, yattığı bir oda için bütün sarayın kaloriferlerini yaktırdığın ve ayrıca bu şehzadenin sarayda kadınlı kızlı gece alemleri düzenlediğini...Bütün bu olanların dönemin Millet Meclisinde ciddi tartışmalara yol açtığını ve o gün mecliste bulunan baba İnönü nün kulaklığı takılı olduğu halde
müzakereleri işitmemezlikten geldiğini...
*Türkçülük fikrinin ünlü simalarından biri olan Ziya Gökalp’in hayatının son anlarında Fransız hastanesinde yatarken ebedi aleme intikal etmeden bir gece önce, mukaddesata galiz küfürler ederek başını duvarlara vura vura öldüğünü Cesedinin de hastane morgunda Hıristiyan geleneklerine göre muamele yapılarak kaldırıldığını...
*Tek parti iktidarı döneminde,devletin açmış olduğu müzik okullarının bir tanesinde,öğrencilerden bazılarının ders arasında kendi öz müziği olan Türk müziği çalmaya teşebbüs ettikleri için yabancı uzman Herr Zuckmayer tarafından okuldan atıldıklarını....(Sinan Çetin kısa metrajlı bir film yaptı bunun için)
*1930lu yılların birinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının, Anadolu’yu Tenvir etmek için çıktığı turnenin Sivas durağında, bir konser verdikten sonra Gazetecinin birinin konseri izleyen bir vatandaşa: Konseri nasıl buldunuz? Diye sorması Üzerine zavallı adamcağızın, sağına soluna ürkekçe
Bir göz attıktan sonra gazetecinin kulağına:
—Valla beyefendi, Sivas, Sivas olalı, Timurdan beri böyle zulüm görmedi! Diye cevap Verdiğini...
*Bundan kırk yıl önce İngiltere’den "Dünya Kıyafetleri Sergisi" için Türk milli kıyafeti örneği istenildiğinde, fötr şapkalı, kravatlı ve ütülü pantolonlu bir kalem efendisi fotoğrafı gönderildiğini...
*6.Mehmet sözündeki "Altıncı" kelimesinden kinaye olarak "Altın seven adam" Manası çıkartılarak ithamlarda bulunulduğu. . .Halbuki Sultan Vahdeddin Han’ın, hayatının tehlikeye girmesinden dolayı
memleketinden ayrılmak zorunda kaldığında şahsi mirası mahiyetinde babasından intikal eden bütün serveti beraberinde götürme imkanı varken, dasitani bir namusluluk örneği göstererek bu serveti Hazine-i Hümayun’a gönderdiğini...İtalya’da geçirdiği fakr -u zururet içindeki bir hayattan sonra 1926 yılında San Remo’da vefat ettiği zaman 120 000 lira borcu kaldığı için alacaklıları tarafından
tabutuna haciz konuduğunu . . . Tahnit edilmiş cesedinin, kızı Sabiha Sultan’ın bu parayı binbir güçlükle temin etmesinden sonra Şam ’a naklolunarak Yavuz Sultan Selim Camii avlusuna defnedildiğini...
*1945 yılında Matbuat Umum Müdür Muavini İzzettin Nişbay’ın dönemin gazetelerinde tek tük dini muhtevalı yazılar görülmesi üzerine İstanbul gazetelerine:
"Gazetelerinizin son günlerdeki neşriyatı arasında dinden bahseden bazı yazı mütalaa ima ve temsillere rastlanılmaktadır Bundan sonra din mevzuu üzerindeki gerek tarihi, gerek temsili ve gerekse mütalaa kabilinden olan her türlü makale, fıkra ve tefrikanın neşrinden kaçınılması ve başlanmış olan bu gibi tefrikaların en geç on gün içinde nihayetlendirilmesi... Diye yazılı tamim yolladığını...
*Cumhuriyet gazetesinin kurucusu Yunus Nadi’nin ortak olduğu bir şirketin, Müdafaa-i Milliye’ye çürük eğer ve koşum takımları satması üzerine Millet Meclisi’nde Hakkında soruşturma açıldığını, fakat Yunus Nadi’nin birçok eşikleri öpmekle bin bela bu işten yakasını kurtarabildiğini...
Bu devleti dolandırma hadisesi üzerine Reis-i Cumhur Mustafa Kemal’in kendisini
Çağırarak:"Yunus Nadi Bey, hangi Yahudi şirketini tetkik etsek kulakların o şirketin arkasında görünüyor. Sen, Cumhuriyet gazetesini çıkaracak şahsiyet değilsin. Yarından itibaren gazeteyi çıkarmayacaksın. Aksi takdirde seni toprak altı ederim " dediğini...
*Aziz ecdadımızın, öldükten sonra arkalarında bir sevap kapısı bırakmak Düşüncesiyle binbir emekle yaptırdığı vakıf eserlerinin, bir dönemde sadece hava parası beşyüzbin lira yaparken yok pahasına, onsekiz liraya, Ermenilere kiraya Verildiğini...
*Yapılan devrimlerden sonra "şapka inkılâbına aykırıdır" gerekçesiyle o güzelim sanat eseri mahiyetindeki ecdad mezar taşlarımızın "fesli-sarıklı" olan baş kısımlarının kırdırıldığını. . .
*Koskoca İstanbul’da, namaz kıldırabilecek kadar dahi bilgiye sahip insan bulunamadığından bir dönemde Süleymaniye Camii’ne mahalle bekçisinin imam yapıldığını “
SÜLEYMAN ÇELEBİ ‘den ALINAN İLHAM
Bakalım bu mevlidinde milli şair Behçet Çelebi neler demiş:
***
"Ger dilersiz bulasız oddan necat,
Mustafa-yı ba Kemal’e essalât!
Ol Zübeyde Mustafa’nın anesi,
Ol sedeften doğdu ol dürdanesi!
Gün gelip oldu Rıza’dan hamile,
Vakt erişti hafta ve eyyam ile.
Geçti böyle nice ay nice sene,
Vakt erişti bin sekiz yüz seksene."
Bakalım mevlidin "merhaba faslında" da neler demiş:
"Merhaba ey baş halaskâr, merhaba!
Merhaba ey ulu serdar, merhaba!
Hak Teala çün yarattı Türk’ü ilk,
Dedi ’üç kıta da olsun ona mülk...’
Mustafa nurunu alnına koydu,
’Bil, Kemal’in nurudur ol nur!’ dedi.
Ger dilersiz bulasız oddan necat,
Mustafa-yı ba Kemal’e essalat!"
EDEBİYATIMIZDA, Behçet Kemal Çağlar’ın Atatürk için yazdığı Mevlid’in yanı sıra aynı şekilde aşırı ifadelerle dolu olan çok daha başka eserler de vardır.
Meselâ, 1894 ile 1957 seneleri arasında yaşamış olan Edip Ayel, Atatürk’ün vefatından sonra kaleme aldığı bir şiirde onun aslında “Tanrı” olduğunu ve “Tanrı’nın ölmeyeceğini” söyler:
“Ey dertli saray! Kâbe mi oldun bize artık? / Cennetse bu yurt, sen onu buldundu harabe / Bir gün olacaktır anıtın Türklüğe Kâbe / Zindan kesilen ruhlara bir nur gibi doldun / Türk ırkının en son ulu peygamberi oldun / Tutsak seni lâyık yüce Tanrı’yla müsavi /Toprak olamaz kalp doğabilmişse semâvi / Ölmez bize cennetlerin ufkundan inen ses / İnsanlar ölür, Türklüğe Allah olan ölmez!”
Günümüzde mi? Artık onu da siz söyleyin..Bence dozu hafiflemişte olsa da bu tip rozet Atatürkçüsü insanların varlığı beni hep üzmüştür..Havanda laf döven bu memlekete dikili bir ağaçla dahi olsa hizmeti olmayan ve Atatürk’ü aspirin gibi her yerde kullananlar Siz Atatürkçüyseniz ve Atatürkçülük sizin tarif ettiğiniz bu yaşanmışlarsa ve bu doğrultuda yaşanacaklarsa hem Vallahi hem de billahi ben Atatürkçü değilim…
Perihan TUNÇOK KILIÇ
Esmize 5 Ocak 2012
YORUMLAR
Minareler süngü,kubbeler miğfer,
Camiler kışlamız, müminler asker,
Bu ilahi ordu dinimi bekler,
Allahu Ekber,Allahu Ekber.
Ziya GÖKALP
Madem ki Ziya GÖKALP yazıda anlattığınız gibi yahudi sözü ile iş yapan art niyetli bir adam !! Bizde böyle bir adamın şiirini kürsüde bağıra bağıra okuyan şu an ki Türkiye Cumhuriyet başbakanına oy vermeyiz olur biter :)) bunları okudum ya tekrar anladım Tayyip'e kesinlikle oy verilmez..seni gidi Gökalpçi Tayyip seni :))
Türkleri sevmeyen bir Kürt Kürt değildir, Kürtleri sevmeyen bir Türk de Türk değildir.
Ziya GÖKALP
Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, duygularımın babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp'tir.
Mustafa Kemal ATATÜRK
Nur içinde yatsın TÜRK dostu efsane yazar...onu birde resmi ARŞİV kayıtlarından okuyun...
http://atam.gov.tr/ziya-gokalpin-son-saatleri-ve-ataturkun-yakin-ilgisi/
okan KİLİT tarafından 10/9/2013 10:57:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
sizi ilk defa bu yazıyla tanıma fıratı bulmuş olmak güzel Atatürkçülük anadolu halkı için yıllardır süregelen bir belirsizlik kim Atatürkçü kim değil Atatürkçü olmak nedir bu sorular haep süregelen bir gelenek gibidir.her önüne gelen bir Atatürk yaratmakta ustalaşmış gibi.ne yazık ki biz onun düşünclerinden çok şekilciliğiyle tanıyan bir nesil olduk bize Atatürk'ün heykellerini anıtlarını gösterdile,nutkunu ezberlettirdiler ama onu tanımamıza izin vermediler.biz Atatürk ü onun için hazırlanan resmi törenlerde tanımaya çalıştık ki bunlar birer ağıt veya anma metni gbiydi.bir insanı tanımadan sevemezsin bize sevdirdiler.toparlayacak olursak bize Atatürk ü bir dikteyle kabul ettirdiler.onu eleştirmek yasaktı hatta hakkında konuşmanın bile yasak olduğu dönemleri görmemiş değiliz.üstelik bunu yapanlar bizzat Atatürkçüydüler(ya da kendini öyle görenler).biz ona bir tanrı edasıyla tapındık her pazartesi ve cuma heykelinin önünde eski putperestler gibi saygı duruşunda bulnduk.ama asla onu anlama şansı verilmeemiş olması tuhaf.şimdi siz de bir yazı yazmışsınız onunla ilgii yazdıklarınızın haklılık payı yüksek.ama yinede bu ülke bir gün ilerleyecekse onun yöntemleriyle ilerleyecktir.şu bazı partilerin bahsettiği bir Atatürkçülükle değil halkın doğrudan katılımıyla halk için olan bir Atatürkçülükkten bahsediyorum
Yine müthiş bir yazı,büyük bir emek.Araştırmalarınız ve sunduğunuz bilgiler için teşekkürler.Türkan Saylan hakkında yazdıklarınız beni çok etkiledi.Kendi çıkarları için her şeyi kullanır bu iblisler.Rozet Atatürkçüleri bir yürüyüş olduğunda ellerine alırlar bayrakları hemen dökülürler sokağa.Çevre kirliliğinden başka bir işe yaramazlar zaten.Anlattığı davayı,nefsinde yaşamayan adam samimi değildir.
Düşünen,düşündüklerini söyleyen,söylediklerini cesurca satırlara döken değerli dost.
Selamlar,sevgiler ve saygılar.
Tebrikler hayatını cehaletle mücadeleye adamış bir vatan sevdalısı Atatürk' hiç bir vizyonu olmayan cahillerin sadece ben Atatürkçüğüm diye kendilerine paye çıkarttıkları günler bitti Artık kimse bunları yemiyor Gerçek Atatürkçüler; kendi uçağını yapanlardır, gerçek Atatürkçüler;hızlı trenleri ülkemize getirenlerdir gerçek Atatürkçüler her ilde üniversite açanlardır.gerçek Atatürkçüler İMF ye ümüyümüzü sıktırmayanlardır. yoksa cumhuriyetin doksanıncı yılında dahi onuncu yıl marşını söyleyip on yılda Atatürkün yaptıkları ile övünenler değil.
Esmize - Perihan Kılıç
Yazınız gerçekten çok güzel,yavaş yavaş ve her parağrafı düşünerek okudum.Farklı ufuklar açtınız bende,dünya tarihinde de, ülke tarihlerinde de her zaman kraldan çok kralcılar vardır.Peki bütün bunlar olurken;Türk halkı ne yapıyordu ya da bundan sonra ne yapacak...Aslında yazmak istediğim çok şey var,esnek bir konu farklı yorumlara neden olabilir.Adı geçen kitaplar ve linklerle ilgileneceğim.Saygılar..
Esmize - Perihan Kılıç
ATATÜRK’Ü BEKLERKEN
Bu kadar;
Gerçekleri görmezse,
Gözlerimiz..
Elbette açan bulunacak.
Dualarımız o gün de,
Çabucak milletimle buluşacak.
Bir Atatürk daha olsa yeter ,
Vatanım huzura kavuşacak
Yazınız için tebrik ederim saygılarımla.
Tavuklu paça çorbası demişsiniz bizim bildiğimiz paça(, kelle paça ,ayak ve hayvan kafasından olur ) Farklı bir şey mi ?
Esmize - Perihan Kılıç
benim kızlar çok seviyor
yorum için ayrıca teşekkürler Bir Atatürk daha çok zor "O" bu millet bu ülke için çok büyük bir şanstı..Yazık ki kıymetini bilmeyi öğütlerini dinleyerek göstermek yerine onun yaptıklarını da çoğu yerde bozduk ve sonuna kadar istismar ettik. Edenleri izleyip sustuk...Eminim ki Atatürk bizlere kırgın..Susmamak anlatmak gerekir..Anlamak gerekir teşekkürlerimle
Değerli arkadaşım.
Yukarıda yazmış olduğunuz ve madde madde sıralamış olduğunuz hekikatların neredeyse tamamını yıllarca anlattım durdum. Bazı gerçekleri bu Atatürkçü !!! denlen zevatın gözlerinin içine soktum. Anlayanlar da oldu anlamayanlar da. Eğer bir insan Atatürk için '' O aslında korkak ve pısırık bir adamdı '' diyorsa ve bunu televizyonlarda milyonlarca Kişinin gözüne baka baka söylediği halde hâla Atatürkçüler tarafından '' En çağdaş, en demokratik ve en insan haklarının savunucusu, gerçek bir Atatürkçü!!!'' olarak tanıtılıyosa bu kişi Atatürkçüler!!! tarafından varın anlayın Atatürkçü!!! lerin halini. Bu adam kim mi? Tanırsınız canım hani şu '' En güzel ve kutsal baş kürdün başıdır. Çünkü o baş devlete karşı isyan için kalkmıştır diyen Yalçın Küçük ''
Neyse...
Ben sizden Şu satırlarınızla ilgili kaynak istiyorum lütfen. Bu benim için çok önemli. Okulumda Türkan Saylan'ı Hazreti Türkan Saylan yapmış bir sürü meslektaş var. Onların gözünün içine sokmak için. Aşağıda belirteceğim yazınızın o bölümü için bana kaynak ya da belge gösterebilirseniz en azından kendi okulumdaki Atatürkçülere!!! yanlış bir yoldan Atatürk'e varmaya çalıştıklarını, bu yolun onları Atatürk'e değil Kürdistan'a ve Hristiyan Türkiye'ye ( Ki o zaman adı Türkiye de olmayacaktır elbette ) ulaştıracağını söyleyebileyim.
O Cümleler:
“TÜRKAN SAYLAN’IN ÇOK TARTIŞILAN SÖZLERİ
Bu ülkede hristiyanlığı nasıl yayabiliriz. KÜRDİSTAN’ın temellerini nasıl atabiliriz:
- ATATÜRK ismini kullanırsak bunu daha rahatyapabiliriz. Hem para toplar hem destek alırız,kampanyalar düzenler, TÜRKLERDEN topladığımız paralarla, KÜRTLERİ daha bilinçli hale getiririz, cahil insanlarla KÜRDİSTAN’ı kuramayız, Hristiyanlığı bu şekilde daha rahat yaymamız da mümkün....
Selam ve saygılarımla.
Esmize - Perihan Kılıç
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/65961-turkan-saylan-kimdir-ne-is-yapar-haberi.aspx
bunu dışında pek çok sağ kaynak var ancak Sami bey ben tarafsız diye bu linkleri size veriyorum ikinci linkte konuşmalar yıllara göre ayrılmış.Bu bilgileri kimse sanmasın ki bir kaynaktan topluyorum onlarca kez kontrol edip sağ sol ayrımı yapmadan teyidini alıp öyle yazımda paylaşıyorum.
Uzun zaman önce ilk amentü ile başladı tanışıklığım sanırım bir aydır bilgi topladım kıvılcımda akşam çakınca satırlar size ulaştı..
Hiç bir devir karanlık kalmamalı insanların gözleri açılmalı artık
yine çenem düştü ocakta tavuklu paça çorbası var kızlar öğlen gelecek ben susup mutfağa geçeyim tarif bir kase çorba karşılığı verilir selamlar