çoçukların hayatı generallerin rütbesinden......
çoçukların hayatı generallerin rütbesinden daha önemlidir....
gözlerim yetim bakar ,
evet geçen gün avcılarda bir çoçuk söylenmişti ....
gözlerim yetim bakar...hayata...
belkide hayata bakışının zorlandığı an’dı o...
tekrar etse cümlenin devamı belkide bir felaket sözcük dizesi olacaktı....
bu benim evim değil , bu benim babam değil , ben onun oğlu değilim diyordu...
neler oluyor....böyle...demek içten bile değil...
mezar taşları soğuk bakarken hayata , çoçuklar neden ağlamaklı konuşur ki...
neden inkar ederki , neden kaçar babasından , neden evinden olmak ister ki...
neler ağır geliyor o küçüçük vücuta.....
bir keman konçertosu , bir piyano sonatı dinlemek gibi bir simitçi çoçuğun gözyaşları arasında hayat’a yetim bakarım deyişini duymak , ne kadar da ağır gelir di...
tok karnına düşünemiyorum galiba !
galiba aşk’ları düşündüğüm kadar çoçukları dikkate almıyorum !
galiba ben yetimhane kapısı çizen bir ressam görmek istemiyorum !
belkide yetimhane kapısında duran çoçuklara merhaba diyememişim !
belki de yetimhanenin nerede olduğunu bile bilmiyorum !
sözcükler içinde çoçuklar bile varmış...
göremediğim yüzlerde yaş akarken , karanlıkta ağlayışlar içinde boğulurken sesi , ben duyamamışım...
yetimhaneye girememişim , elimde bir oyuncak ve gözyaşı silemeyen ellerimi o ağlayan yüzlere sürememişim..
pizzalar , kumpirler , cola ve indirimli simit evleri yerine yetimhane yemekhanesinde bir öğlen yemeği yiyememişim....
gereği var mı acaba ...
anne diyen sesler .
baba diyen seslerin arasında ağlamak, hıçkırmak , sarmak ve kardeş olmak , abi olmak , abla olmak , hiç yoktan bir tanesine güven verebilmek gerekli değil mi acaba ......
buruk tonda çoçuk seslerinden bir şarkı yazar ve söyleyebilirdim....
o sese bende ağlamaklı katılabilir ve bakarken hayata yetim bakışı ile bakmaya çalışabilirdim....
sizi seviyorum çoçuklar ,
sizi inciten yüzlere ,
sizi unutan kalblere .
sizi yargılayana dile,
sizi anlamayan yüze.
sizi görmekten kaçan göze..
yazıklar olsun demelimiyim acaba...
bir kaç komşu ile bir öglen yemeğine anne şevkati ile gidebiliriz severler çoçuklar kadın bakışını ,kadın sesini anne duygusu yaratır çünkü ...
bir kaç komşu ile delikanlı delikanlı gidebiliriz yetimhaneye , bir abi , bir baba sesi gibi gelir seslerimiz.......
ve açarız kollarımızı söyleniriz ..
siz tek değilsiniz....
bizde karşı caddede oturuyoruz , birbirimize yakınız diyebiliriz....dört duvar arası çoçukça yanlızlıkları yıkabiliriz...
ve bir gün kapımızın önünde küçük ayakların seslerini duyar ve onlara hoşgeldiniz diyebiliriz...
peki ya sizce yapabilirmiyiz....bir buruk sesten bir şarkı sözü çıkarırmıyız ,
ağlayan çoçuklar var !
yetimhane kapısında ağlayan çoçuklar var...
ağlayan yüzleri çizen ressamlar buna şahit.....
........
sizce yapabilirmiyiz , bir ağlayan çoçuk görmeye cesaret edebilirmiyiz....
........