KANSIZ, KİNSİZ, KAVGASIZ BİR YIL DİLİYORUM..

• 31 Aralık 2011 Cumartesi 14:52:48

2012’de aşk gribi çıksın, Adam gibi sevmeyen ölsün.♥ :)

Eğlence anlamında kutlamanın ne yazık ki hiç de zamanı değil ama yine de geçen koskoca bir yıl bıraktık ardımızda.

Pazartesi 57 yaşında olacağım. Yaklaşık elli yıldır çalışan, ölünceye kadar da gücüm yettiğince ve yapabileceğim bir iş oldukça çalışmaya kararlı biri olarak, geçinmenin bu kadar zor olduğu bir yıl daha görmemiştim.

Oysa gerek öğrenim, gerek ticari tecrübe olarak hiç de küçümsenemeyecek bir birikime sahibim. Ben bu durumda iken başkaları ne yapar diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum.

Geçmişte de var mıydı, yoksa yeni yeni mi icat ediliyor? Özellikle son zamanlarda çoğunluğu oluşturan halk kesimi fena halde sömürülmeye başlandı.

Kredi kartı uygulaması başladığı günlerden itibaren bankaların kârları müthiş katlanmaya başladı. Diledikleri faizleri, kart ücretlerini , kafalarına göre uyguladılar. İnsanlara adeta zorla kartlar vererek, onları hesapsız harcamalara iterek, daha sonra da hacizlerle, icaralarla kapılarına dayanıp mallarına, mülklerine el koydular. Bu uğurda nice intihar edenler, evlerini terk etmek ve hatta boşanmak zorunda kalanlar oldu.

Cep telefonu icadı ise, insanlara müthiş iletişim kolaylığı getirirken, aynı zamanda da bir o kadar müthiş sömürü aracı oldu. Çocukların, gençlerin harçlıklarının büyük kısmı telefon kontörlerine, ya da model değiştirmelere gidiyor.

Bilgisayar, internet yine teknolojinin insanlara önemli bir kolaylığı, armağanı gibi gözükse de, başlı başına bir sömürü aracı oldu.

Güneydoğu’da gerçekleşen, hepimizin yüreğini burkan o elim olayda da, hayatını kaybeden çocuklardan birinin yeni aldığı bilgisayarın taksitlerini ödemek için kaçağa gitiğini ve hayatını kaybettiğini duymuşsunuzdur.

Cep telefonu operatörleri paket adıyla yaptığı uygulamalarda, limit aşımı tuzağı ile fahiş faturalar çıkarıyorlar insana. Aynı şey internet için de geçerli. Sınırlı bir paket alıyorsunuz. Ya kontrol etmek aklınıza gelmiyor ya da acil bir işiniz olduğu için, çok olsa bir kaç kuruş fazla yazar deyip kullanıyorsunuz. Bir bakıyorsunuz, fatura beş katına çıkmış.

Elektrik, sabit telefon, doğalgaz faturalarının hepsinde soygun var. Hiç birinde kullandığınızın gerçek karşılığı istenmiyor. Yalama yutmaca, kandırmaca yollarla neredeyse iki kat paralar isteniyor bizden.

Yine sona eren bu yılda çok canlar yitirdik hepimiz. Trafik kazaları çok can aldı, terör belâsı çok can aldı. Bir asker babası olarak sürekli kulağım haberlerde. Çünkü oğlum tam da terör bölgesinde, sınırda askerlik yapıyor. Üstelik henüz beş aylık asker.

İkibin onbire ne vaatlerle girmiştik. Komşu ülkelerle sıfır sorun politakası geliştirilecekti. Bu gün İsrail, Suriye ve İran’la neredeyse savaş yapmamız bile söz konusu olabilir. Ermenilerle, Rumlarla, Yunanlılarla, Fransa ile ilişkilerde ilerleme mi yoksa gerileme mi var sizce ?

Avrupa Birliği ile ilişkiler ne alemde ? Ben size söyleyeyim : Kıbrıs Rum Kesimi bir kaç ay sonra dönem başkanlığını devralacak ve biz de rest çekip ilişkilerimizi süresiz olarak donduracağız.

Kendi içimize gelelim tekrar : Kürt sorunu ne alemde ? Hani açılımlar, demokratik paketler ? Sonuçta adamlar’ Özerklik yetmez, bağımsızlık isteriz ’ diye tutturuyorlar.

Şehit olanlar da öldürülenler de çoğu bizim vatandaşımız. Olaylarda azalma, eksilme yok tersine tırmanma var.

Yıl tam da biterken meydana gelen o acı olayı derseniz, hatırlamaktan bile üzüntü duyuyoruz. Otuzbeş tane can yitirildi. Üzülmeyen zaten insan olamaz.

Genelkurmay’ın sivillerin bombalanması gibi bir emrinin olacağına kesinlikle ihtimal vermiyorum. Eğer öyle olsa bunun anlamı tartışmasız şu olurdu : Halkın tepki gösterip hükümeti zor duruma düşürmek, sonunda hükümetin istifa etmesini sağlamak için kurulmuş bir komplo !

Böyle bir şey varsa eğer, işte onu biz bilemeyiz. Yıllar sonra tarih sayfalarından okuyabiliriz ancak. Bu gibi senaryolar darbe girişimleri sırasında uygulanmıştır.

Bu en zayıf ihtimal bence. PKK içindeki MİT ajanının tahmin edildiği şekilde PKK’ya çalışıp kasten yanlış istihbarat vermiş olma ihtimali kuvvetlidir.

Türkiye’nin, uzun süredir geçiştirmeye çalıştığı Rus doğalgazının Karadeniz üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması projesine ani onay vermesi yüzünden, ABD’nin CİA ve MOSSAD aracılığı ile kasıtlı olarak yanlış istihbarat vermesi, bu yolla hükümetten intikam almaya çalışması da kuvvetli ihtimallerdendir.

Gelelim işin diğer yönüne : Terörist bile olsalar, insanların üzerine devletin uçaklarının bomba yağdırması bence orantısız güç kullanma anlamına gelir.

Uçakların askeri tesislere,uçaklara, gemilere, cephaneliklere bomba atması normal olabilir. Fakat artık bu yüzyılda, insanları bombalamak Türkiye Cumhuriyeti ordusuna hiç yakışmıyor.

Karşımızdakiler çok acımasız kaatiller olabilir. Çok canlarımızı yakmış olabilirler. Yine de biz eğer güçlü bir ülke isek, onları inlerine kadar takip edip, gerekirse göğüs göğüse çarpışarak imha etmek , hatta yakalamak tek amacımız olmalı.

Aslına bakarsanız, imha etmek, yakalamak bile değil, terörizmin nedenlerini ortadan kaldırmak daha da önemli. Birinci öncelik de bu olmalı.

Ben de inanıyorum ki ; özellikle PKK’nın amacı Kürt halkına özgürlük, eşitlik falan değil, Türkiye’ye her şekilde zarar vermek, kendi illegal saltanatlarını sürdürmektir.

Devletimize düşen ise ; tüm vatandaşlarına eşit davranarak, ayrımcılığa, sömürüye meydan bırakmayarak terörün nedenlerini azaltmkak, mümkünse sıfıra indirmektir.

Galiba çok doluyum bu konularla. O yüzden de fazla uzattım.

Yeni bir yıla girerken, iyi eğlenceler diyemiyorum affınıza sığınarak.

Özellikle yitirdiğimiz o otuzbeş can ile birlikte, yıllardır yitirdiğimiz nice canları rahmetle anarak, hepimizi bu konuda daha detaylı düşünmeye, barıştan, birlikten, adalet ve eşitlikten yana tavır almaya, bu uğurda herkesi kendi payına düşeni yapmaya davet ediyorum.

Kavgaların, kin ve nefretin, savaşların olmadığı, kimsenin kanının akıtılmadığı, canların yanmadığı, annelerin, çocukların, babaların ağlamadığı, insanlığın, barışın, kardeşliğin, sevginin, hoş görünün, güzel sevdaların hakim olduğu yeni bir yıl diliyorum..

Fikret TEZAL