- 1335 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Aşkın Biyografisi III (Son Ayrılık Sonrası)
Onun sesinden bir şarkı dinler gibiyim. Bunu da özlemiş olmalıyım, yani bana şarkı söylemesini. Onca yazdıklarım, onca haykırdıklarım ona yazılmıştı. Bitmeliydi bu kötü yazılmış senaryo. Her şey bitmeliydi. Ölmeliydim. Artık ‘ben’, ben değildim.
Bir daha onun gibi kimseyi sevmeyecektim. Ama o kadının hatırında hep olacağımı biliyordum. Kulağım çınlasa ‘o’ anıyor diyorum. Gözlerim dursa ‘biri gelecek’ dediklerinde, o gelecek diye bekliyorum. Beklemek bu yüzden güzeldi. Gelme ihtimali olmasa bile. Hayır gelmeyecek diyen bir ses içimi kemiriyor bazen. Canım acıyor. Bana onu unutturacak bir kadın var mı bu yeryüzünde? Aramayı bile istemiyorum.
Gitmek, gitmek, gitmek.
Aklımı yitirmek istiyorum ya da bir şehir de kaybolmak. Unutmak, bütün terk edişleri, ayrılıkları. Çocukluğuma dönmek istiyorum. İstiyor muyum gerçekte onu bile bilmiyorum. Olamaz, böyle bir sona nasıl bir veda yazılabilir. Delirdiğimi hisseder gibi oluyorum. Aşktan mı özlemekten mi bu delirmeler bilmiyorum. Beynimi uçuklatan bir geçmiş bu yaşadığım.
Ona yazılan bir şiire giriş yapıyorum ‘mi’ sesinden. Notalarla aram iyi değil aslında. Saçmalıyorum. Onu seviyorum. Aşığım. Canım yanıyor, ölmüyorum. Bir dilenciden mutluluk dileniyorum üstüne bütün bir geçmişimi vererek. Yine de yetmiyor.
Bir kadın böylesine acıtır mı bir adamın içini. O yapıyordu işte. Ona geç kalışımla, ondan gidişimle bunu yapıyordu. Kimliğimden her şeyimi söküp almıştı. Adımı sorduklarında ‘o’ diyordum. Kim olduğumu bilmiyor gibiydim. Bir kaza geçirdiğimi düşünüyorlardı. Evet aşk kazası geçirdim ben. Ölmedim ama kaç çizikle kurtuldum ölümden bilmiyorum.
Unutmuş gibi yapıyorum. Onunla gittiğimiz hiçbir yere gitmiyorum. Sırf onun şehrinden geçiyor diye bütün şehirlerarası yolculuklarımı erteledim bu yüzden. Bir şarkıyı geri sarıp dinliyorum. Umarsızca davranıyorum. Kimseyi sevmiyorum. Aslında sevemiyorum. Bunu kendime bile itiraf edemiyorum. Ağzımı bozup sövesim var bu geçmiş duvarlarını önüme dizene. Ah bu ben olmalıyım. Kendi mezarımı kazmışım meğer ben.
Bir buluşma randevusuna, bir sınava, bir iş görüşmesine, okula, çocukluğuma, anneme, kızımın doğumuna geç kalmak isterdim, onun yerine. Ama en çok da ona giden otobüse geç kalmak isterdim.
“Kendi cenazemde ‘nasıl bilirdiniz’ sorusuna, ‘hiç iyi bilmezdik’ diyeceğim.
Onsuz hiç iyi olamadım ki. “
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.