Müebbet Nimet ( 1 )
Müebbet Nimet
Büyük demir kapı kara kaplı bir kitap gibi ağır ve gürültüyle açılınca tüm yüzler bir anda o yöne doğru çevrildi. İşte dedi birisi " Yeni bir kuş daha giriyor kafesimize."
Anadolunun ücra bir köşesindeki bir cezaevinin kadınlar koğuşuydu burası. Kıraç bir bozkırın ortasında unutulmuş gibi bir başına, metruk, meçhul bir görüntüsü vardı bu sessiz yapının.
Gardiyan kadın kolundan tutarak önüne kattığı mahkumu içeri sokarak " Arkadaşlar yeni biri daha katıldı aranıza. Hadi elbirliğiyle yardımcı olun, yatacak yer gösterin ona" diye seslenince bir çoğu ayağa kalkarak yeni geleni karşılamaya gönüllü oldular.
" Allah kurtarsın kızım. Akıllı olur, herkesle iyi geçinirsen sen kazanırsın" deyip yeni gelenin sırtını sıvazlayarak arkasını döndü Zehra gardiyan. İri yarı cüssesiyle kendi gibi büyük ve ağır kapıdan çıkıp gitti.
Şimdi herkes büyük bir merak ve ilgiyle ortada öylece durmuş, başı yerde sessizce bekleyen yeni gelene bakmaktaydı. Öyle ya yeni biri yeni bir hikaye demekti oradakiler için.
Önce tepeden tırnağa bir süzüş başladı. Gelenin boyu, posu, yüzü gözü inceden süzüldü. Bir ses " Pek te sıskaymış ayol" dedi, diğeri çok genç olduğundan bahsetti. Gelen için hiç bitmeyecekmiş gibi uzun ama hepi topu bir kaç dakika içinde olmuştu bunlar.
_ Allah kurtarsın kardeş!
_ Allah kurtarsın bacım!
Sesleri arasında kafasını kaldırdı yeni gelen. Gözleri çakmak çakmak baktı. " Aha yeminle ağlayacak şimdi bu taze" dedi birisi. Eksik dişli ağzını eliyle kapatarak seslice güldü. O gülünce diğer kadınlarda hep bir ağızdan gülmeye başladılar.
Kapayın çenenizi!
diye bir ses duyulunca bıçakla kesilmiş gibi bir anda susuverdi tüm kahkahalar ve dahi tüm sesler. Ranzaların olduğu bölümden gelmekte olan kadını görünce topluluk geçmesi için ikiye ayrıldı. Öyle bir sessizlik hasıl olmuştu ki; sinek uçsa kanat sesleri duyulacak gibiydi. Gelen 40-45 yaşlarında, akça-pakça balıketinde bir kadındı. Gözlerindeki öfke yüzüne sirayet etmiş olmalıydı ki, ak yanakları kızıl bir güle dönüşmüştü.
Kalabalıktan birisi cesaretini toplayıp " Ama Sultan ana biz sadece şaka yapıyorduk" deme gafletinde bulundu. Gök mavi gözlerden çakan şimşek yeni bir fırtınanın habercisi gibiydi.
_ Gidin kendinizle dalga geçin başı bitliler! Böyle mi yapılır daha ilk dakikada yeni gelene? Başlatmayın soyunuzdan sopunuzdan da gidin döşek hazırlayın kızcağıza! "
Kalabalık bir anda çil yavrusu gibi sağa-sola dağıldı. Bir kısmı yeni gelenin yatağını hazırlamak için koştururken, diğerleri yarım kalan işlerini yapmaya kaldığı yerden devam ettiler.
" Döne bize iki çay kap getir bakalım!" diye seslendi kadın.
Az ötede duran büyük, tahta masayı gösterdi sonra. Gidip beraberce oturdular boyaları dökülmüş ve sürekli kırıldığı için kırk yerinden çivilenmiş tahta sandalyelere. İvedilikle gelen çaylarını sessizce yudumlamaya başladılar. Yeni gelenin ürkek bir halde etrafını gözlemlemesini gülümseyerek karşıladı Sultan ana. Nasılsa çok vakitleri olacaktı merak edilenleri sormaya, insan burada en çok ve en iyi sabretmeyi öğreniyordu ne de olsa.
Genç kadın iri kömür karası gözlerini önce koğuşun rutubetten kararmış duvarlarına oradan da mutfak olarak kullanılan bölümüne çevirdi. Kadınlar hummalı bir şekilde yemek hazırlığına başlamışlardı. Sanki her bir tencereyi, tavayı, sahanı mimlermişçesine dikkatle bakıyordu. Biraz ileride duvardan duvara gerilen ipe çamaşırlar asılmıştı. Basma etekler, pazen donlar, kocaman patiska sütyenler bayrak gibi salınıyordu ipte. Birden gözleri büyüdü genç kadının, dikkatle bir şeye bakıyordu. Bakışları şaşkınlıktan sevecen bir gülümsemeye dönüşünce Sultan kadın merak edip kafasını çevirip o tarafa baktığında, çamaşır yıkayan anasının yanında taburede oturan, bez bebeğiyle oynamakta olan kız çocuğunu gördü. Elif’ imiz o dedi gülümseyerek. " Seher’ in kızıdır, burada doğdu bahtsızım. Gün, güneş nedir bilmez daha"
Yeni gelenin gözlerinden bir hüzün bulutu geçer gibi olunca Sultan ana dayanamayıp sordu. " Anlat bakalım kızım kimsin, nesin? Ne yaptın suçun ne ? " Nimet dedi genç kadın usulca.
" Adım Nimet benim. Osmancık’ın Hatipler köyündenim. Kocamı ve sevgilisini öldürdüm "
YORUMLAR
Güzel bir giriş...
Merakta bıraktırmayı daha ilk bölümden gayet güzel bir biçimde yapmışsın.
Devam edeceğim seriyi okumaya, mümkünse de bugün bitirmek isterim.
Hazır bütün sayfalar eklenmişken :)
Hamuş-71
Zahmet olmasın Hanımefendi'ciğim?
Gerçi inanılmaz mutlu olurum o da bir gerçek :)
Hem böylesi sizin içinde iyi olur. Hikayeye daha hakim olursunuz bu şekilde okuyunca.
Teşekkürlerim kalben.
Bismillah diyerek başladım yeni öykünüzü okumaya.Hevesle ve de merakla...
Anadolu insanının makus talihi... Ya da talihsizliği...
Sanırım akıcı ve sürükleyici...şimdilik başlangıç güzel.Bu demektir ki güzel güzeli doğurur.
Güçlü kaleminiz daha da güçlenir diyerek başarılar dileyeyim şimdiden size.
Okumaya devam edeceğim sizi...Saygılar...
Hamuş-71
Bu öykümün varlığından herkesten önce ilk sen haberdar oldun. Ve o günden bu zamana dek o kocaman yüreğinle en büyük destekçim oldun.
Varlığın güç veriyor. Ne kadar teşekkür etsem az gelecek biliyorum.
Bitimsiz sevgimle... Daima.
bona_dea
Bu değerli öykünün doğuşuna ve senin heyecanına ortak olmak benim için ayrıcalıktı. Bu yüzden asıl ben teşekkür ediyorum.
Benim için her zaman anlamlı olacak yanında olmak.
Hamuş-71
Sen bunu hep yapıyorsun ama...
Beni bir anda duygu sağanağı altında bırakıp ıslatıveriyorsun yanaklarımı.
Laf kalabalığı yapmayacağım. Cansın. Seviyorum seni, çok pek çok...
bona_dea
I ıh yok öyle şey... :)
Sen de öylesin sen de. Bilmukabele...
Hamuş-71
Sn Yazarım sizi sayfamda görmek ve değerli yorumunuzun muhatabı olabilmek ziyadesiyle mutlu etmiştir beni.
Çok teşekkür ediyorum.
Saygılar.
Ne ilk ne son olacak Nimet.....Ancak bu hikayeler ömür boyu devam edeceğinden olsa gerek hep yazılacak ve herkesin hikayesi ayrıdır ve özeldir denilip okunacak...Ustaca kaleme alındığından olsa gerek hızla okuyuverdim....Devamını bekleyeceğim...
Hamuş-71
Nazik ziyaretinize ve değerli yorumunuza teşekkür ediyorum efendim.
Hoşgelmişsiniz...
Saygıyla.
Devamı gelecek gibi görünen bir yazı,tebrik ederim.Sonunda Ah Nimet dedim içten.
Hamuş-71
Nimet' in hikayesi devam edecek elbette ama biraz merakınızı uyandıracağım sanırım hemen değil çünkü :) ondan önce başka bir hikayem var sizlere.
Teşekkür ediyorum ilginize.
Saygıyla.
Hamuş-71
Değil mi ama :)
Adı Gül-i zar isimli öyküme gösterdiğiniz ilgi beni çok mutlu etmişti. Umarım aynı beğeni ve ilgiyle bu öykümü de okursunuz.
Çok teşekkürlerim ve saygımla...
İlgiyle okudum. Sonuna yazmamışsın ama sanırım devamı var. En azından ben öyle hissettim. Dikkatli özenli ve etkileyici cümlelerin sürükleyici bir konuyla birleşince okurun seni severek okumaktan başka bir çaresi kalmıyor. Bana da başarılı çalışmalarını okumak ve mutlu olmak düşüyor.
Kutluyorum sevgili dostum.
Hamuş-71
Sevgili Aynur' um... Dost sözünün muhatabı olmakla ne kadar gururluyum anlatamam. İlk günden beri yüreklendirici, yapıcı eleştirilerinle beni hep daha ileriye bakmaya teşvik ettin.
Biliyorum ki gerek görürsen en sert eleştiriyi bile dostluğumuzu zedelemeden yaparsın. İşte bu yüzden seni bir farklı seviyorum.
Cansın...
Tek nefes... Ve çektim içime hikayeyi...
Nimet... Devamını dört gözle bekleyeceğim.. Usulca..
Hamuş-71
Meltem' im teşekkür ediyorum canım.
Bende sevgilerimi gönderdim sana. Onu da çek tek nefeste iliklerine dek...
Usulca...