- 893 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Çevresi geniş İnsanlar
ÇEVRESİ GENİŞ ADAMLAR
Çok insanla muhatap oluyoruz. Şunu da ifade etmem gerekir ki, çok insan konuşmalarının çoğu ne kendine ne karşısındakine faydası olmayan kelimelerden seçmekteler. Bu insanların okumadığını, faydalı konuşmaları dinlemedikleri, muhatap oldukları insanlarında bilgi seviyelerinin yetersiz olduğunu göstermekte bana.
Lise öğrencisinden yerel yazar ve şairlere kadar muhatap olduğum insanlardan en çok duyduğum cümle de “ benim çevrem geniştir” oluyor.
Bu sözü duyunca hakiki manada gülümsemeden edemiyorum. “ İyi gün dostu çoktur, iş kötü gün dostundan belli olur” diye düşünüyorum.
Hacı bayramı Veli’nin bir kıssasını hatırlıyorum “ Benim çevrem geniş “ diyenlere
Hacı Bayram’ı veli’ye derlermiş ki “ Senin amma da çok müridin var” o da tebessüm eder, “ Benim gerçek müridim ancak birkaç tanedir. İsterseniz ispat ederim” der.
Bir gün Çadırda olduğu zaman çadırına birkaç tane koyun saklamış ve müritlerine önceden haber vererek çadırın dışında toplanmalarını söylemiş.Toplanan kalabalıktan kendisini en çok seveni çadıra davet etmiş. Sonra da çadırda sakladığı bir koyunu keserek kanın çadırın dışına taşmasını sağlamış. Müriti de çadırdan çıkarmamış. Sonra “en çok beni kim seviyor? “diye sormaya devam ederek bir müridini daha çağırmış. Gerçek müridi hemen efendisinin yanına koşmuş. O’nu da bir kenara saklanmasını söyleyerek çadırda sakladığı öteki koyunu da keserek kanının çadır dışında akmasını sağlamış. Bunu görenler birer ikişer şeyhin müritlerinİ kestiğini düşünerek oradan uzaklaşmışlar. Bunun üzerine birkaç kişi kalmış çevresinde ve “işte benim gerçek müritlerim” demiş.
Bazen bana da “ senin çok arkadaşın var” diyenler olduğu zaman hemen bu menkibe aklıma geliyor.
Bunları söyleyenlere çok şey söylemek lazım ama susmam en iyisi. Çünkü konuşsam anlamayacaklar. Anlayanlarda yanlış anlayacaklar. En iyisi mi susmak.
Yıllardan beri çözemediğimiz sorunları düşündükçe , çevremizde bu sorunları çözecek çok insan olduğu halde bu sorunların neden çözülmemiş olduğuna hayret etmekteyim. Bizim sorunlarımızı çözecek gücü olduğu halde sanki sorunlarımızı çözüyormuş gibi yaparak, sorunları daha karmaşık hale getiren , çözüyormuş gibi yaparak karmaşıklaştıran insanlara biz dış görünüme bakarak “benim çevrem geniş, dostum çok” diyemiyorum.
Lise öğrencileri ile tanışmaktayım. Bu “ benim çevrem geniş dostum çok” diyenlere soruyorum “ siz Üniversiteye hazırlanan gençlersiniz. Üniversiteyi kazanmayı çok arzulamaktasınız ve istemektesiniz. Bu çevrendeki arkadaşların senin Üniversite kazanmana mı destek olmakta yoksa günlük geyik muhabbetleri mi yapmaktasınız ?”
Bu arkadaşların çokları “biz okumaktan yani Üniversite kazanmaya çaba harcamaktan çok arkadaşlığa önem vermekteyiz “ demeleri karşısında hayrete düşmekteyim. Çünkü belki de biraz daha çok çalışmalarının karşılığında çok daha güzel okulu kazanacaklar ve orada edinecekleri arkadaşlarda ona daha faydalı olacak.
Bunu yazarken aklıma geldi.İlkokul öğretmenimiz bize demişti ki “Okuldan mezun olan ve ortaokula gidecek olanlar, hepiniz aynı sınıfa olmaya gayret edin. Burada sürdürdüğünüz arkadaşlık ortaokulda da devam etsin” (O zaman ortaokul isteğe bağlı olarak okunuyordu ve küçük yerlerde ortaokul ve lise beraberdi) Bizde ortaokula başlayınca ortaokulun Müdür yardımcısı bu isteğimize gülmüş ve “ burası ilkokulun devamı değil. Burada daha farklı arkadaşlar edinecek ve hayata böyle sosyalleşerek , değişik arkadaşlar edinerek devam edeceksiniz” demişti. O zaman pek anlamamıştık ama zamanla anladık bu gerçeği de. İlkokul öğretmenimizde iyi niyetle söylemişti ama ortaokulda da güzel arkadaşlıklar edindik.
Bu tutumun halen lise öğrencileri arasında devam ettiğini ve “ aman çalışalım da hep beraber aynı Üniversiteye gidelim” mantığının devam ettiğini üzülerek görmekteyim. Bizlerde Büyük şehirlerde okurken Üniversitede değişik illerden gelen güzel arkadaşlıklar kurmuştuk ki, bu arkadaşlarımızın çoğu ortaokul ve lise arkadaşlarımızdan daha bilgili ve seviyeliydi. Aradan 10 yıllar geçse de bu arkadaşlarımızla halen görüşürüz.
Aslında çevremizin geniş mi dar mı olduğunu anlamamız için bir müsibete uğramak yeterli. Bunu bilen atalarımız “ bir müsibet (dara düşmek) bin nasihattan hayırlıdır” diyerek bizlere dersler vermişlerdir. Gene atalarımız “ düşenin dostu olmaz” diyerek, düştüğümüz zaman çevremizde kimler varsa onların bizim gerçek dostumuz olduğunu ata sözü ile bize anlatırlar.
İnsanlar “çevremiz geniş” diye kendisinin önemli bir insan olduğunu izlenimi vermeye çalıştığını gözlemlemekteyim. Biz çevremiz geniş olmaktan ziyade ilim sahibi olmaya boş ve yararsız konuşmalardan uzak kalarak , ilim sahibi olarak önce kendimizin sonrasında da çevremizin boş konuşmalardan davranışlardan uzak kalarak hayatı kolaylaştıracak daha zevkli olacak şeylere yönelmemiz bizim için daha hayırlı olacaktır zannederim.
İnsan yaratılış icabı övülmeyi sever. Ancak kamil insanlar övülmekten rahatsız olurlar. Kendilerini anlatmaktan çok hayattan güzellikleri anlatarak insanların bulundukları seviyeden daha üst seviyeye çıkması için konuşur ve öyle davranırlar. Yani hep ileri gitmek insanın gayesi olmalı. Çevremizde çok sayıda yalandan dost olacağına, hakiki manada bizi seven ve sorunlarımız olduğunda bize destek olan iki üç tane dostumuz olsa yeterlidir.
Herhangi bir toplulukta tanıştığımız ve her zaman konuşmak için telefonlarımızı birbirimize verdiğimiz bir iki konuşmadan sonra artık konuşmadığımız ve unutulduğumuz dostluklara da ben dostluk diyemiyorum ve o insanları çevremde olan insanlar olarak algılayamıyorum ne yazık ki.
Çevresinde, kendisine anlattıkları ile hayatı kolaylaştıracak insanların sırf yaşı başı büyük diye önyargılar ile uzak durarak , gene sırf yaşıtımız diyerek veya karşı cinsten diyerek kendisini boş işler ile meşgul eden insanlara “bunlar benim dostum” diyen insanları da inandırıcı bulamam Çünkü bizim çevremizde olanlar bize artı değer katanlardır ve bu da yaşla başla ya da cinsiyetle değil, güzel söz ve davranışlar ile olur.
Kendimizi çevremizdeki insanların sayısına bakarak “benim çevrem geniş” diye avutmak yerine, çevremizdeki insanların bilgi kültür seviyesine bakarak insanların kalitesine bakarak “ benim az ama öz, bilgili ve kaliteli bir dar çevrem var” diyebilmek bence asıl söylememiz gereken ve gerçekler ile örtüşen bir söz olur.
“İnsanın en büyük düşmanı nefsidir” diye bir söz vardır. Ben bu sözü çok severim ve inanarak “insanın en büyük düşmanı gene kendisidir” diyerek kendini “ benim çevrem geniş, beni seven çok “ diye aldatan insanları gördükçe bu gerçeği bir kere daha görmenin sevincini değil , üzüntüsünü yaşarım . Çünkü “ benim çevrem geniş” diyen çoğu insanlar kendilerini aldattıklarının farkında değiller.
Bunun için yukarıda anlattığım kısadan hisse hikayeleri okumak , beynimize nakşetmek ve bunu da çevremize anlatmak bizlerin görevi olmalı. Çünkü alimler anlatılması zor olayları yukarda anlattığım gibi olaylar ile kısaca yaşatarak anlatmışlardır rahat anlaşılsın diye.
Tabii ki “benim çevrem geniş” diyenlerin tamamı yanlıyor diyemem ama genel görüntü bu yönde ve benim uyarım ve tespitim de zaten bunun farkına varamayanlara.
Yanlışlarımızda ısrar etmeyerek hayatın güzelliklerine hayatlarımızı düzelterek şahit olmak bizlere her zaman güzellikler sunar.
Daha güzel günler dileklerimle…
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.