Çay Demindeki Itır
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Taze bir günün başında, üstünde buğusu tüten çaya merhaba demek hayata merhaba demektir. Çayınızın berraklığı kuşkusuz gününüze de yansır. Çevrenizi saran havaya karışan çay rayihası, ciğerlerinize dolarken bulutlara yükseldiğinizi hissedersiniz. Bardakta tablo gibi duran çaya bakarken içiniz açılır, diliniz çözülür güzellikleri terennüm edersiniz. Şayet, bencileyin sükûtu tercih edenlerdenseniz işiniz daha kolay; o zaman, hemen kaleme kâğıda sarılır, yâdınıza düşen güzelliği şerhe çabalarsınız. Her iki hâlde de çay demindeki ıtır sarar sarmalar sizi. Çaydaki albeniye kapılmaktan kurtaramazsınız kendinizi...
Yaşadığımız kent neresi olursa olsun, ülke sathında çay yudumlayan çay dostlarıyla aynı havayı , aynı güzelliği solumanın ayrıcalığını yaşarız. Bu ayrıcalık ve güzellik nefes alıp verdiğimiz sürece her gün farklı bir zenginlikte devam eder. Çay ,bizim hayatımızda özel bir yeri olan, ıtırıyla bizi büyüleyen sevgili olarak buğusunu yayar durur.
“Her sabah taze bir başlangıçtır, her sabah dünya yeniden kurulur.” ilkesini benimseyen herkes , aynı şevk ve heyecanla çaydanlığı ocağa koyar. Ocakta kaynayan suyun melodisine eşlik eder. Birazdan, ince endamıyla ve yaydığı rayihayla içimizi ısıtacak, gözümüzü ışıtacak sevgiliyi beklemenin hazzını yaşar. Çay demini aldıktan sonra, özenle incitmeden doldurur bardağa. Şükrün, tevazuun ve sabrın harmanı ayrı bir ıtır yayılır havaya. Mekan güzelleşir, an güzelleşir. Yaşamaktan daha bir zevk alır insan.
Bazılarımız, büyük kentlerde hayatın hay huyu içerisinde güne telaşla başlasak da bir yolunu bulup ince belli nazeninle güne merhaba deriz. Genellikle yolumuz üstündeki bir simitçiye uğrar; dumanı üstünde çıtır çıtır simidin kokusuyla çayın kokusunu, güne başlama anıyla harmanlamanın telaşında yaşarız mutluluğu. O anın bile bir nimet olduğunu çok sonraları anlarız nedense. Lakin, o telaşlı anlarımızda bile dostluklar kurmayı biliriz.
Güne böyle ayrıcalıklı merhaba denen ülke bizim ülkemiz, Türkiye’miz. Biz hayata hep böyle merhaba deriz. Ortaktır zevkimiz, sevincimiz, kederimiz. Yunus’un Mevlana’nın yolunda buğulu hoş görülü nice günlere… Taze başlangıçlarınız gümrah olsun. Dostluklarınız ve çaylarınız hep taze, hep ıtırlı olsun… Hayatı, insanları ve cümle yaratılanı *Yunus’un penceresinden görenlerden olun.
Ankara, 21.12.2011 İ.K
* "Yaratılanı severim yaratandan ötürü"
YORUMLAR
Her günün sabahına bir bardak demli çayla " GÜNAYDIN " diye başlamak..
Güneşe bir bardak demli çayla kadeh kaldırmak...
Merhaba yeni gün, merhaba simitçi, merhaba taze simit, merhaba susam, merhaba martılar,
merhaba deniz, merhaba ben ve merhaba.... Dünya bugün nasılsın, diye bir tablo yapmak.
TEBRİK EDERİM KALEM.
Değerli kalem, böylesine insanın içini ısıtan çay deminde bir yazıyı kaleme alıp bizlere umut ve mutluluk aşıladınığınız için teşekkürler.Güne gelmesi ayrı bir kazanç ama harika bir denemeydi bana göre...Yıllar önce yazdığım memleketim Erzurum'a has çay içme şekli olan Kıtlama Çayı anlatan şiirimle yazınıza katkıda bulnmak isterim.Kabul buyurun lütfen...Selam,tebrik ve takdirlerimle
KITLAMA ÇAYI
Gelirse demli çay,ey güzel dostum !
Şekerin kıtlama, değilse içme
O çaydan hasılı,muradı kastım
Efkar’ı dağıtmak,değilse içme
İçilir mest’ane, kıtlanır şeker
Sohbetler edilir,sohbeti çeker
Şifadır derdine, balgamı söker
Sökmezse ilkinde,son’u da içme
Erzurum şeker’i,olursa olsun
Kıtlama olmaz ki, diğeri kalsın
Biri boşalmadan, öbürü dolsun
Nefessiz kalırsın, zor ile içme
Yarenlik amacın,çaylar araçtır
Kaç bardak içtim ki,saatin kaçtır ?
Semaverde çayın,o başa taçtır
Lavaş’ı dürüm et,yavanda içme
Her vakit içilir, hiç yok denilmez
Kıtlama verilir, kaşık verilmez
Sultan’ı sofradır,onsuz serilmez
Gönülsüz gelirse,o’nu da içme
Tabağı altında,bardak hellidir
Demini almışsa,renkten bellidir
Tepsiler çeşitli,allı güllüdür
Gülen yüz değilse,bal olsa içme