- 3400 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİYAT KİTABI VE BİR ŞİİR
Adıyaman Çarşı: Sağda üç katlı YILDIZ SARAYI (Mustafa Türkoğlu-İsmet Doğunç arşivi)
1963-64 öğretim yılı, Adıyaman Lisesi 2. sınıftayım. Lise yapımız, Adıyaman Belediyesi’nin şimdiki yapısının karşısında yer alan parkın yerindeydi. O yıllarda gençliğin verdiği hız ve coşkuyla, kendimce şiirler yazıyorum.
Yine o günlerde çarşı içinde “Yıldız Sarayı” dediğimiz iki katlı bir yapı vardı. Burası kulüp (lokal) olarak kullanılırdı. Biz küçük olduğumuz için oraya çıkamazdık. Ancak dışardan izleyebilirdik. Bu yapıda bir yangın çıkmış, ahşap olduğu için de tümüyle yanmıştı. İtfaiye yangına yetişmiş, ancak suyu bittiği için, yeniden gelinceye dek yapı kül olup yok olmuştu.
Tüm Adıyamanlı hemşerilerim gibi ben de çok üzülmüştüm. Çünkü Adıyaman’a özgü, özgün bir yapıydı. Çok etkilendiğim için oturup bir şiir yazdım. Şiiri yazmak olağan da, yazma yeri ve zamanı olağan değildi. Öğretmenimiz Mahmut Kızılkaya (namı diğer Atatürk’ün oğlu- arkadaşlarımız ona bu adı takmışlardı) edebiyat dersinde harıl harıl ders anlatıyor, notlar tutturuyor, sorular soruyor, yanıtlar almaya çalışıyordu. İşte ben tam o sırada Nihat Sami Banarlı’nın o kalın edebiyat kitabının sol kenar boşluğuna bir şiir yazıyordum. Boşluk dar olduğu için şiirimin her dizesi bir sözcükten oluştu. Şiiri tam bitirdim ki, öğretmenimin yanıma hışımla geldiğini gördüm. Bana bir soru sormuş, yanıt alamayınca da başka bir şeyle meşgul olduğumu görmüş ve yanıma gelmişti. Ben o sıra kitabı kapamış, öğretmenime bakıyordum. “Ne yapıyordun, neden dersi dinlemiyorsun?” diye çıkıştı ve kapadığım kitabı açarak, işlediğimiz konu sayfasını açtı. Benim şiir yazdığımı görünce de yumuşadı, okudu ve gülümseyerek tahtanın önüne geçti ve bana; “Yazdığını arkadaşlarına da oku!” diye seslendi. Çünkü edebiyat dersinin gereğini yerine getirmiş ve o günlerin duyarlılığı kapsamında bir şiir yazmıştım.
Okudum:
YANGIN
Sakın
Bakma
Bana,
Kentin
İtfaiyesi yok,
Yanarım
Sonra.
Şiir bu kadarcıktı. Benimsendi. O günlerde İstanbul’da çıkan bir sanat dergisi sayfasında da kendine yer buldu.
Bu şiiri ve olayı yeniden anımsamama neden olan bir fotoğraf oldu. Bu fotoğraf Adıyaman Çarşısı’nın genel bir görünümünü yansıtan çok eski bir belgeydi. Bu belgeyi ortaya çıkaran ve tüm Adıyamanlılar için gösterime sunanlara teşekkür ederim.
Mehmet ERBİL
www.mehmet-erbil.tr.gg