- 1105 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Kuzunun Günlüğü -2-
Sevgili Günlük
Bugün yeni bir şey daha öğrendim. Ben zannediyordum ki, insanların her biri canı ne zaman isterse, hayvanını da alır yaylaya çıkar. Öyle olmuyormuş. Yayalaya çıkış tarihini her köy kendi arasında belirliyor ve bu tarih bütün köye duyuruluyormuş. Belirlenen tarihten önce kimse yaylaya göç edemiyormuş. Hatta insanlar, bu belirlenen çıkış tarihine de isim takmışlar. "Nezir". Nezir’i bozup erken göç edene de bozuluyorlarmış. Ama yaylalardan iniş tarihini herkes kendisine göre belirliyormuş.
Ben, bu yaylaya çıkış seramonisini pek sevdim. Çünkü yaylalara çıkış tam bir şenlik havası içersinde oluyor. Sabahın ilk ışıklarıyla yola koyulunuyor, insan sesleriyle çan seslerinin birbirine karıştığı bir yolculuk oluyor ve insanlar renkli elbiselerini giyinip, biz hayvanları süsleyip bakımını yaptıktan sonra hep birlikte güle oynaya, topluca yola çıkılıyor.
Köylerde insanların daha düşünceli olduğunu sanıyorum. Hiç şehre gitmedim tabii...Ama Yaşlı Bilge’nin anlattığına bakılırsa toplu halde yaylaya çıkmanın bir amacı da yayla otlarının herkes tarafından eşit yararlanılması imiş. Şehir insanları ise hep kendisini düşünür, son derece egoistlermiş.
Yaylalara gidene kadar yolda molalar veriliyor, davullar, zurnalar, kemençeler eşliğinde insanlar yemekler yiyip, horon tepiyorlar, bizler de değişik yerlerde otlamış oluyoruz. Ben, böyle eğlenceli yaşamayı, yayla hayatını çok seviyorum.
Ama yayla düzlüğüne girince, yayla bekçisinin attığı silahın gürültüsü beni çok korkuttu ve anamın arkasına saklandım. Bu hep böyle olurmuş, silah atılıdıktan sonra herkes sevinçle evlerine girerlermiş. Bu silah atma işlemi olmasaymış daha iyi olacakmış diye düşündüm de, anam dedi ki; bu daha bir şey değil, insanlar evlenirken, eğlenirken öyle çok silah atarlar ki, kaza ile bir sürü insan da ölür. Şaşırdım kaldım.
Bizim için de çok eğlencelidir yayla hayatı. Benim de bu sene yünlerim biraz kırkılacak, onun için çok heyecanlıyım, biraz da korkuyorum. Anam anlattı, yere yatırıp arka bacağımın arasına sol ön bacağımı getirip "bağcak" denilen bir iple bağlayacaklarmış. Daha sonra "kırklık" denilen bir makas getirip yünlerimi keseceklermiş. Bizim hoşumuza giden bir işlem olduğunu çok ferehlayacağımı söylüyor herkes. On beş gün sürüyormuş bu işlem...Olsun..Ben yine de korkuyorum.
Sevgili Günlük,
Bugün sevgilimi henüz göremedim. Çünkü onların ağıl temizlği olduğu için daha erken yaylaya otlamaya gitmişler.
Devam edecek..
YORUMLAR
feray soydan
Sevgilerimle
Feraycığım güzel bir günlük...Kuzucuk bakalım bulabilecek mi aradığını?
Duygular üzerine yazılmış bir öykü üstelik şehir yaşamı ile kırsal alanlardaki yaşam farklılıklarına değinmişsin. Tebrikler...Sevgimdesin...
feray soydan
Sevgimle kal
feray soydan
Sevgilerimle