AYENİL VE NEDEİL
-Şşştt, şşşt… Emeseg. Uyan artık, aç gözlerini.
-Uyanmalısın Emeseg, uyanmalısın.
-Ohh, kabusmuş. Teşekkür ederim, Ayenil. Teşekkür ederim Nedeil. İyi ki varsınız ve ben sizleri iyi ki duyabiliyorum. Rabbime şükürler olsun. Sizleri tanımak benim için gerçek saadet.
-Biz de seni seviyoruz. Gurur duyuyoruz. Sesimizi duyduğun için mutluyuz. Rabbimize şükürler olsun.
-Ah, bir de sizleri görebilsem.
-Henüz hazır değilsin. O, gün geldiğinde sevincin sevincimiz, sevincimiz sevincin olacak. Biz de çok istiyoruz. Ama her şey sana bağlı. Biz aslında kendimizi senden saklamıyoruz. Saklanmıyoruz da. Görebilmen tamamen gelişiminle alakalı.
-Nasıl?
-Bedensel, zihinsel, içsel ve ruhsal gelişiminde kat edeceğin yol güzergahında bizleri göreceğin yerde seni bekliyor olduğumuzu bilmelisin.
-O yer uzak mı?
-Uzak ya da yakın. O an geldiğinde bu iki kelimeyle ilgili algılamalarının ne kadar yüzeysel olduğunu da bilmiş olacaksın.
-Sizin bana görünmek istemediğiniz düşüncesinin yanlış olduğunu biliyorum ama; bir kez olsun görmeyi çok istiyorum.
-Aslında, biz hep senin yanındayız. Gözünün önünde, kulağının hemen dibindeyiz. Ellerinin ucunda, gönlünün de ortasındayız. Yerine göre, gözünüze takılan bir yazı olabilir, bilgisayar ekranında, kitap sayfaları arasında, televizyonda sunulan bir programda bir kelime ya da bir cümle olabileceğimiz gibi, bir ağacın dallarında, bir gülün yapraklarında, bir hayvanın hareketlerinde, bir başka insanın gözünde ya da dilinde olabiliriz. Sana yaralı olabilecek her anı ve her şeyi kullanırız. Zarar verecek her ortamdan ve andan uzaklaştırmak için de yine aynı yollarla dikkatini çekmeye çalışırız.
-Her şeye dikkatle yaklaşmam zor değil mi?
-Yağmuru yağarken seyretmişindir. Bir çok faydalarının olduğunu da bilirsin. Küçücük bir tohumun çillenmesi için hazır bir tohumun bulunduğu yeri nemlendiren yağmur taneleri sadece o tohum için dikkat edilecek damlalardır. Diğer yağmur taneleri öbür tohumlar içindir.
-Ben merkezli düşündüğüm için utanıyorum…
-Utanma, bunlar gelişme yolunda olması gereken düşünceler. Önemli olan doğru ve yanlışı gördüğünde, tercihini hakikatten yana yapabilme cesaret ve metanetini göstermendir.
-Beni, gördüğüm kabustan uyandırdığınız için teşekkür ederim. Sahi niçin uyandırdınız beni?
-Senin kabusla da olsa çektiğin azap, bizi de üzer. Yatarken ayaklarının tabanlarını basar duruma getirmen kan dolaşımını güçlendirmişti. O durumdan kurtulmak istiyordun. Topuklarının üzerine fazla yüklenmen durumunu zorlaştırdığı için kabus görmeye başladın. Dağdan yuvarlanan ateş toplarından kaçıyor ama bir türlü uzaklaşamıyordun. Gittikçe yuvarlanan ateş topları hem çoğalıyor hem de gittikçe büyüyorlardı. Korkuyordun. Yanmaktan korkuyordun. Korku ve topuğuna uyguladığın basınç birleşince vücudun ateşlenmeye başlamıştı. Terliyordun. Yanıyordun. Cehennemdeydin. Kurtulmak istiyordun. Bilinçaltında gizlenmiş bilgiyle, cehennemden çıkacak bir kapı arıyordun. Bizi çağırıyordun. Oysa biz hep seninleydik. Seni terk etmemiştik.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.