Çingeneler
" İşte yıkık bir kapı kızlar , girin içeriye. birer sigara pofurdatalım şurda ..."
Sırtlarında bohçalarıyla çingeneler, bir basamaklı taş merdivenden güneşli avluya girdiler.
İki katlı ahşap eve sırtlarını vemiş iki genç kadın el işi yapıyorlardı .Birinin elinde şişle ör-
gü , diğerinde tığ işi vardı .
İş yapan kadınların önüne " Of be anam ,canımz çıktı valla "diyerek bağdaş kurup oturdu-lar. Dirseklerini bohçalarına dayayarak , sigaralarını yaktılar . Oruç olan diğer kadınlar
onlara hiç şaşırmadılar.Çingenelerin özel durumlarıydı bu ; rahatlıkları , pervasızlıkları,er-
keksi halleri, ramazan ayında oruç tutmamaları . El işi yapanlardan esmer olanı sordu :
" Neler satıyorsunuz almasak da bir bakalım ."
Sağ yanağında büyükçe bir yanık izi olan en geveze çingene atıldı :
" Bakın anam bakın .Ne güzel kumaşlarımız var .Sabah beri gezmediğimiz yer kalmadı valla ,
ayaklarımıza kara sular indi ."
Sigarasını dudakları arasına iyice sıkıştırmış ,bohçasını açıyordu..Kasabanın Karşı mahalle
sine göre göz alıcı kumaşlardı bunlar .Allı , lâcivertli,yeşilli,duman renkli güzel kumaşlardı
bunlar .Bohçayı açtıran kadın :
" İyi güzel emme, paranın kökü nerde ? " diye kıkırdadı .
O sırada, apartmanın kıyısından elleri belinde ,köylü deyimiyle çavuş bir kadın , yanlarına
yaklaştı . Buyururca köylü ağzıyla konuştu :
" şuraya gelin gı . Orada bir sürü kadın var .Gelin de kumaşlara onlar da baksınlar".Duvar
dibinde oturan kadınlara göz kırptı . "Hadi , siz de gelin .."
Bohçasını kapan çingeneler sevinçle koştular , çıkmaz sokaktaki kadınların yanına .
" Güzel elbiselik kumaşlarımız var . Almaz mısınız hanımlar ?.."
Kısa boylu , yoksulluğu ; boynunun büküklüğü ve sessiz konuşmasından belli olan Seytanim
kekeleyerek :
"Parası olan alır gardaş ! "
Her çingene bohçasını açtı .Kiminden ipekliye benzer ,desenleriyle göz alıcı kumaşlar,ki-
minden yünlü, düz renk , rengârenk kumaşlar .Kadınlar beğendikleri kumaşları ellerine alı-
yor , bakıyorlardı .
Altı çocuğu vardı Seytanim’in . Kocası fırında işçiydi .Vişne çürüğü renkli bir kumaşı eline almış :
" Bana güzel gider değil mi gardaş " diyordu .zengin komşusu Hacer’e .
Seytanim ve Sema’dan başka diğerlerinin durumu fena sayılmazdı . Sema’nın da kocası hayırsızdı ; kumar oynar , eve beş kuruş getirmezdi .Üç bin lira ev kirasını zar zor verir
Sema’da bitişiğinde oturan ,annesinin evinde doyururdu ,çocuklarının ve kendi karnını..
Seytanim eline aldığı kumaşı ,ezilerek bohçaya geri koydu .İnce yüzlü güzel çingene kadın
sigarasını yere bastırarak söndürerek Seytanim’e dil dökmeye başladı :
"Al be kardeşim . Ne güzel yakışacak .İkibin lira da para mı ?"
" İyisin , bek de güzelsin kızım da , emme para yok ."
"Kocan yok mu ? Git , al kocandan ."
"Uyuyo . Uyumasa da o para mı verir adama ?.."
Bohçacıları getiren kadın, eline iki kumaş almış , bir yandan da pazarlığa tutuşmuştu .
"Yoo! İki bin lira da neymiş ! Siz de şaşırı vermişsiniz gayri !Bin lira bin .Bin liraya verirseniz , alırız . Vermezseniz de kendiniz bilirsiniz ."
Ramazanın ortalarıydı .Hava mı çok sıcaktı yoksa oruçlulara mı bu denli sıcak geliyordu.
Ellerindeki kumaşlar ,bayram giysilerini anımsatıyor ,kadınlara bir serinlik getiriyordu .
Herkesin bir derdi , tasası vardı , dumanları burunlarından tütüyordu .
İki kumaş beğenen Ayşenim , son pazarlığı yapmış , son fiyat bin beş yüzde kalmıştı.
Para almak için apartmana giren Ayşenim’le Seytanim ’de apartmana , alt kattaki evine
girmişti .
Devam edecek ..
YORUMLAR
glenay
önce yazdığım bir öykü aslında öyküdeki yoğunluk çingenelerde değil .
Başlığı öyle koymuşum .İnşaallah bu gece devamını yazacağım .
Selâm ve sevgilerimle , iyi akşamlar..
glenay
Yorumunuza çok teşekkürler , selâm ve saygılar..
A be sen paracıkın hisabını bilmez misin?
3 bin lira kira? Bu yalıda mı oturur be ya?
Sunacıma anacıım, bu çingeneler İstanbul Edebiyat Fakültesi'ni mi bitirmişlerdir de büüle çok oş kunuşurlar.
Benim komşu 'Acer'le 'Atça'ya ders virmekteyim, unlar bile büüle konuşamazlar.
İnanmam ben bunların rumen ulduklarına. Kılık deiştirmiştir bunlar.
glenay
Ben de biraz bildiğim şekilde yazıp da yanlışa düşmek istemedim .
Aslında diğer kadınların dilini yazarken tam da bizim Çubuğun söy-
leyiş tarzıyla yazmışım . onu da herkes daha iyi anlasın diye buraya
geçirirken düzelttim . Doğallık bozulmuş mu dersiniz ?
Eleştirinize çok teşekkürler.
Bu öyküyü temize çekerken dikkate alacağım ..
Teşekkürler , selâm ve saygımla..
Yükselenyıldız
bocacı geldiiiii hanımm :)
sıkca duyardım bu tellal sesli bohcacıyı ve offf derdim
annemi esir ederdi iki saat iki capulcu kumaş için
hafta sonumu ve okul sonrası akşam üstlerimi bir bohcacıyla gecirmeye sinir olurdum :)
çocukluk genclik işte,, oda alın teriyle ekmek derdindeymiş meğerse hemde sırtında onca yüke hamallık ederek..
umarım devamına denk gelebilirim,sevgilerimle efendim @)-->--
glenay
köy , köy gezerek bohçasıyla bir şeyler satardı . Evini geçindirirdi .
çokta iyi bir insandı .
Ben de pazarlık yapmayı bilmediğimden bohçacılardan bir şey almak istemezdim ..Ama bir kez beni yakaladılar , ben almamk istemiyorum
diye direttikçe fiat indirdier . Ben biraz kurtulmak , biraz da önüme atı
lanlar o an cazip geldiği için aldım ..
Yorumunuza çok teşekkürler , selâm ve sevgimle..