Dünya güzeli
"Dünya güzeli kalk çayı demle !"
Bu sayfada güzel bir cümle gibi görülen bu sözlerde ne yoktu ki.
"Kalk eşşoğlu eşşek! Çirkin karı, çayımı yap ." diye bir emir ; kendini güzel sanan aptal şey
diye bir yakıştırma ; "Allah belânı versin diye bir ilenç ; " Yanına gelirsem boğazını sıka-
rım " diye bir öldürme isteği ... Bu sözlerle uyandım .Gözlerim kapanır gibi oldu ama izin vermemeye çalıştım.
Tüm karalar gözlerinde toplanmış gözleri üzerimdeydi . Erkekti . Horoz gibi olanca tüyleri-
ni kabartmış , elleri belinde üstüme eğikti . Kapanan gözlerime soluyarak" hıh , hıh " dedi .
Sinirli sinirli gözlerini üstüme dikmiş hırsla bakıyordu..
Uyku sersemliği içindeki bedenimi aymak için ,ellerimi , ayaklarımı , gözlerimi hareket et-
tirdim . Battaniyeyi ayaklarımla ittim .Ayaklarım yere değdi .
Çoraplarımı bile giymeden mutfağa koştum . Bana söylenen cümleyi uyku arasında duymuş-
tum . Bir kaç adım yürüyünce uykum açıldı . Su doldurduğum çaydanlığı ocağa koyarken
" Allah senin belânı versin " dedim , kendi kendime homurdanarak .Hıncımı ancak bu söylen
diğim sözlerle çıkarıyordum .
Sam yeli esiyordu dışarda .Benim içimde ne kadar yel varsa ,hepsi . Ne ağaçlar devriliyor
ne bentler yıkılıyor ; sular taşıyor , kiremitler düşüyordu evlerin damlarından.
Çocuklara :
"Dışarısı çok esiyor , gelin ; hırka , ceket giydireyim ." diyorum . " Olur anne "diyerek sevinçle yanıma koşuyorlar . Hava gerçekten çok esiyor . Yüzümüze vuran yel bizi neredeyse arkaya itiyor . Evde çocuklara :
"Ev bakmaya gidiyoruz , kiralık mı olur , satın mı alırız bilmiyorum " diyorum .Babanız artık canıma tak etti . Bıktım usandım valla ! Çocuklar : " Babamızdan biz de bıktık anne . Ne
olur taşınalım " diyorlar .. Beş yaşına yeni giren oğlum " orada kiminle oynayacağız ? " diye
soruyor üç yaş büyük ablasına . O da :
"Akıllım , orada da buluruz oynayacak arkadaşlar "
" Ev bakmaya gittiğimizi kimseye söylemeyin olur mu çocuklar ? Sanki bir sır verirce.
" Olur anne kimseye söylemeyiz . "
Esen sam yelinin sıcak üfürüğü ağaçları yalayıp eğiyor . Ağaçlar arasından gelen esinti
bahçeleri gelip buluyor . Akşam bahçelerine gelenler dizlerine vuracaklar .
" Tüh ! Görüyon mu olanı, sebzeleri san vurmuş ! "
Bizim kasabada sam yeline san yeli denir .."Bu sıcak esintilerden bahçelerin haz tadı yok "
diyor annem .Domateslerin alt yaprakları da bir hoş , baksana . Bakıyorum , beneklenmiş ,
kirtilmiş , küçülmüş sanki ..
Esen sam yeli ,insanı kirtip küçültebilir mi ? Olsa olsa , yüzümüze çıkmayan izler koyar.
Ovalıyız . Ovanın tozunu toprağını üfürsün varsın .. Böyle estiğini bilseydim çıkmazdım dışarıya .( Gene de çıkardım ) Terlen eteğimi havaya kaldırıyor . Çantamı omzumdan indi-
rip bir ara eteğimin esmesini engelliyorum , sonra boş verip , çantamı omzuma asıyorum .
Yürüyoruz .Yüksek topuklu ayakkabımla güçlükle adım attığım , iki aracın sığabildiği taş
yolun solunda .. Yolun iki tarafı da bahçeli evler.Bahçelerde hemen hemen her çeşit sebze
ekili . ( Bizim evimizde iki katlı bahçeli . Ha , bahçemizi de ben ektim . Evden ayrılmasına ayrılırım da bahçeye kıyamıyorum . Kocamın kırıcı davranışları tükenmiyor ki .Ona öyle kı
yarımki. Dün onca emek verip ,ekip sulayıp , bellediğim , çapaladığım yerleri gözüme baka baka inadına kocaman ayakkabılarıyla girip çiğnedi . Sesimi çıkaramadım . Üzüntümü içime
akıttım..)
Yol boyu evlere özenerek bakmam , biraz düşününce son buluyor .Kim rahat ki ? Dünyada oh demek yok canım .Herkesin bir derdi var . Dışardan baktım yeşil türbe, içine girdim
estağfirullah tövbe ! Gene de , dirençli, biraz olsun rahat olan insanlardan biri olmak ister-
dim .
Ağaçlardan ağaçara bağlı iplerde çamaşırlar asılı .Ben de evimin önüne çamaşırlar asarım .
Tek başına sürüklenen bir saman çöpünden nasıl ayırt edilebilirim ? Tanrı’ya yakardığımı , duygularım olduğunu ; annem , babam , ailem nasıl anlamazlar ? Babam yukarı yukarı solur:
" Oh yavrum , beni sizin derdiniz öldürecek , der .
Annem örnek olarak küçük kız kardeşimi gösterek :
" Bak kıza . Kurudu çöpe döndü .Geçen kocası bir çehre , bir surat geldi de kız gene sesini çıkarmadı ; düştü önüne gitti . Herkes pek mi iyi ? Kaç kere eve geldin , geldin gittin .Sen-
de utanma arlanma da kalmadı .Çekecen kızım . Kocanın sözünden çıkmayıver .Yapma di-
yorsa yapma , gitme diyorsa gitme ! Annem ne güzel de çözümleyiveriyor her şeyi ..
Ben duvarım . Vursa da kılm kımıldamayacak , yıksa da ..Şu dili kadınlara neden verdin Tan-
rım . Şu yüreği , şu aklı neden verdin ?
Sam yeli sebzeleri yerevurmuş .Sabah yeşil olan sebzeler, akşam kuruyup yerlere serilmiş .
Ah bir ağlayabilsem .Yüzüm sapsarı kesilmiş . Bizim kiracı , hasta mısın diye soruyor . Yoo
Nerden çıkardın hastalığı diyorum . Gerçekte hastadan bin beterim ." Yüzün sararmış da"
diyor gülerek .
Yel itekliyor . İnadına yele doğru adım atıyorum .Yeni evler yapılıyor . Boş kiralık ev arıyo-
rum . Kapıları çalıp sormaya cesaret edebilsem .Bana kiraya ev verirler mi acaba ? Kocan ne iş yapıyor diye sorarlar önce . " kocamdan ayrılıp , kendi başıma oturacağım "desem bana aşağılık biri gibi bakarlar.Yalnız başına bir kadının yaşaması buralarda olağan değil .
İnsan kendi ülkesinden başka bir ülkenin vatandaşı olmayı özler mi ? Özletiyorlar..
Nazik Gülünay - Eski bir öykü
YORUMLAR
'Sait faik abasıyanık' öykülerinin tadını aldım sanki... Olaysız ama mesaj dolu...
Haklı mesajlar. Acı yönleri ülkenin, insanlarımızın... Ve kadınlarımızın...
Tebrik ettim ve beğeniyle okudum...
glenay
o tadı verebildiysem , ne mutlu .
Sevgiyle..
Sam yeline karşı yürüyen kadın metaforu, karakterinizle ne kadar güzel örtüşmüş.
Bu arada ailelerin çocuklarını sahiplenmeyişi de çok acı değil mi? Acaba yaşlılık dert kaldırmıyor mu, yoksa öğrenilmiş çaresizlik mi bu?
Ellerinize sağlık.
glenay
Ailem artık son demde sahiplendi . Konuşmalarındaki saçmalığı ,evli bir
kişiye yakışmayan sözleri kendi kulaklarıyla duyunca..
Yorumunuza çok teşekkürler , selâm ve saygılar..
Yok, kabul edilemez laflar onlar... Özne için öyle bir hanzoyu müsait yerine tepiği vurup terk etmek haktı, zaten o da onu yapmış... Hanzo, çayını da demleyemeyecek artık, müstahakınuı bulacak.Acırsam öylelerine namertim... Kaleminizle mutlu olun sayın yazarım, her daim saygıyla.
glenay
Onu yalnız bırakarak gereken cezayı verdim.
Varlık içinde süünüyor.
O kadar yaptıkları yetmiyormuş /burada anlatmadığım dayak atmalar da
dahil/ gibi halâ benimle yeniden evlenmeyi umuyor .
Yorumunuza çok teşekkürler , selâm ve saygılar..