- 903 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İlk Öğretmenimiz
“Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.” (Diogenes)
Bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum, sabırla yaptıkları önemli hizmetleri için teşekkürlerimi iletiyorum, saygıyla ellerinden öpüyorum.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın şiirindeki gibi öğretmeni her çocuğun temeline bir taş koyar; onu sağlamlaştırır. Ben yazımda bu taşlardan birini ilk yerleştiren önemli birinden söz etmek istiyorum. Çocuğun ilk öğretmeninden; anneden… Mesleği öğretmenlik olan anneler ise ne güzel ki, kendi çocuğunun yanı sıra geleceği emanet aldığımız birçok çocuğu eğitir, sağlam temeller üzerinde kişiliğini geliştirmesine vesile olurlar.
Anne ve çocuğu arasındaki ilk yaşam köprüsü plesentadır; anne bebeğini bu yolla besler. Doğduktan sonra da sütüyle onu doyurur. Anne, çocuğunu bedensel yönden beslediği gibi, ruhsal açıdan eğitmekle de yükümlüdür. Eğitimde ilk aşama ailedir ancak bu süreçte çocuk babadan çok annesiyle bir aradadır. Bu nedenle çocuğun ilk öğretmeni annesidir.
İlk öğretmen olan anneye oldukça önemli görevler düşer. Gelecek nesillerin iyi yetişmesi kendini yetiştirmiş annelerle mümkündür. Vicdan sahibi her anne, bilimsel konularda da kendini geliştirmelidir. Çünkü Allah’ın yaratışındaki üstünlüğü kanıtlarıyla açıklamanın yolu bilimdir. Anneler, kişiliklerini, davranışlarını, konuşma biçimlerini Kur’an’da bildirilen üstün ahlaka yakışır bir hale getirmeye gayret ettikleri kadar, bilime dair konularda da kendilerini eğitmelidirler. Bütün bu özellikler, çocuklarına verecekleri eğitimde onlara yardımcı olacaktır.
Kuşkusuz çocuğun kalbini etkileyecek olan yalnızca Yüce Rabb’imizdir. Ancak anne, her konuda bilgi birikimine sahip olmanın yanı sıra kişiliği ve karakter özellikleriyle de güzel ahlakı yaşayan bir Müslüman olarak, çocuğu için örnek bir model olmalıdır.
Çocuğa öncelikle Allah’ın varlığı, ve sonsuz güç sahibi olduğu anlatılmalıdır. Çocuk, çevresinde gördüğü her şeyin, içtiği suyun, yediği sebze - meyvenin, gözlerinin, kulaklarının, kalbinin nasıl var olduğu ve bunları yaratılışı konularında düşünmeye yönlendirilmelidir. Evreni saran mucizevi güzellikler üzerinde bilgi sahibi olması, çocuğun gerçekleri fark etmesini sağlar. Çevresinde gördüğü yaratılış gerçekleri vesilesiyle bu muhteşem düzenin sahibinin Allah olduğu gerçeğine ulaşabilir. Böylece çocuklara, din ahlakının anlatılması daha da kolaylaşacaktır.
En Büyük İyilik
Din insan ruhunun en önemli gıdasıdır. Bilimsel birçok araştırma sonucu da göstermiştir ki; insan fıtrat olarak iman etme üzerinedir. İman yaşanmıyorsa önce insanların, ardından ailelerin, daha sonra da toplumların sağlığı bozulur; dejenerasyon yaşanır.
Çocuk inançlı yetiştirilirse karakteri sağlam olacaktır. Tek güç sahibinin Allah olduğunun bilincinde olmayan çocuk, yaşamı süresince insanlardan korkacak, insanlara hoş görünmeye çalışacak, Allah yerine onlardan yardım umacaktır. Allah’a yakın yetiştirilen çocuk, yaşı küçük de olsa, olgun bir mümin aklına ve ahlakına sahip olur. Yaşadığı her şeyin Allah’tan geldiğinin bilincinde yaşar ve olaylar karşısında güzel tavır sergiler.
Annenin, çocuğuna yapacağı en büyük iyilik, Allah’ı dost edinmesini sağlamak yönünde eğitmektir.
Fuat Türker
YORUMLAR
Kesinlikle katılıyorumYazınız çok anlamlı ve yerinde olmuş.Bir anne olarak oğluma birçok şeyi aşılamaya çalışıyorumUmarım başarılı olabilir.Saygılarımla.