- 1562 Okunma
- 25 Yorum
- 0 Beğeni
ŞİİR PATLATACAKTIM
Nöbetlerde çakı gibi durmam gerekiyordu.
-Hüseyin, güzel dostum, seninle bir kaçamak yapalım. Sen benim yerime nöbet tut ben de senin yerine kantine bakayım ha ne dersin.
-Git işine be Hülagu, sen burayı lise yıllarında oynadığımız tiyatro sahnesi mi sandın.
-Ne var balmumundan iki ayrı yüz hazırladığım zaman kimse anlamaz. Sanki yapmadık mı bunu, senin yerine sevgiline balkonun altında gitar çalmadım mı?
-Senin yüzünden kız terk etti beni ama.
-Hatırladın mı Hüseyin bir defasında izine ayrılmıştım. Dönüşüm pek muhteşem olmadı.
-Nasıl olmuştu
-Ne nasıl olmuştu sen de oradaydın ya. Âşık olmuştum. Şu deniz, bu göl, oradaki ağaçların altında sevgilimle buluşmalar derken, üç gün geç teslim olmuştum kışlaya. Bunun farkındaydım. Gomutanımın beni affetmesi için anneme bir tencere sarma sardırıp kışlanın yolunu tuttum. Tam o sırada bizim gomutan askerleri sıra dayağına çekiyordu.
- Lann bir hizaya girmediniz lavuklar, daha tüfeği tutmasını bilmiyorsunuz. Sağa diyorum sola bakıyorsunuz, oruç- oruç sizinle mi uğraşacağım.
Açlık kafasına vurmuştu gomutanımın. Tam fırsat dedim ve tencereyi burnunun dibine sokuverdim.
-Buyurun gomutanım annem size pişirdi.
-Gözümü denizin ortasında açtım Hüseyin, tencerenin havada uçtuğunu gördüm. Arkamdan pırpırıyla gomutanım koşuyordu.
-Nasıl yani
-Anlatıyorum ya Hüseyin ,sağır mısın ?
Gomutanımın dayağından kurtulmak için denize doğru kaçmaya başlamışım. Yüzme bilmiyordum. Sadece sırt üstü yüzebiliyordum. Yorulmuştum. Kendimi bıraktım denizin dibine doğru ama sahil güvenlik botu beni kurtardı. Gerisini hiç sorma Hüseyin, sarmaya mı yanayım kaburgalarıma mı?
Biliyorsun ben havan çavuştum askerde, havan topunu ateşliyordum. Atış talimlerinde bir türlü on ikiden vuramıyordum. Koca gülle bumerang gibi yön değiştirip her defasında kışlanın yan tarafında voleybol sahasının ortasına düşüyordu. Bir gün komutanım emir etti.
‘Alın bu hergeleyi patates, soğan soymaya yollayın’ dedi.
Tabi bu patates soyma işleri canımı sıktı. Bir gün komutanın çizmesine akrep koydum. Arada çizmelerini parlatıyordum. Akrebi patates çuvalının içinde bulmuştum. Gomutan çizmeyi giyecekken hemen atıldım.
‘Gomutanım çizmenin içine bakmadan giymeyin .’Yüzüme ters ters baktı. Çizmeyi aşağıya doğru silkeleyince akrep yere düştü.
-‘Aferin Hülagu ‘ şımarmıştım o anda.
-Gomutanım
-Gomutanım değil lan komutanım
- İzin verirseniz bir şiir patlatayım size go-komutanım , çok güzel şiirler yazarım ve okurum.
-O nasıl laf lavuk, havan topunu mu patlatıyorsun karşımda, yıkıl git patates soymaya ‘demez mi?
Havan çavuş olarak kafama koymuştum bu patates soyma işinden nasıl kurtulabilirim diye. Kışlanın bahçe duvarları boyanacakmış, komutan hepimizi sıraya dizdi ‘elinden boya işleri gelen var mı, kim bu işlerden anlarsa öne çıksın’ dedi. Abi havada kırk derece sıcaklık var, ayakta botlar kimse öne çıkmadı tabi. Patates soyma işinden firar etmenin tam zamanı dedim kendi kendime.
-Gomutanım ben sivil hayatımda boyacılık yapıyordum. Değdirmem yağlı boyayı kimseye.
Kendimi boya kutularının içinde buldum. Üç gün süre verilmişti bana. Boyama işlerini zamanında bitirdim ve gomutanıma arz ettim.
-Bu nedir lan
-Duvarı boyadım go-komutanım
-Lan dingil sen benimle mavra mı geçiyorsun. Bu duvara horoz ve tavuk resimleri yapmanı kim söyledi sana.
-Ay Hüseyin ne yapsam yaranamıyordum gomutanıma.Köyümü özlediğimi anlamadı. Kaburgalarım kırılmadı ama baya bir sersemledim dayak yerken.
Ya herro –ya merro deyip kendimi otobüsün içine attım. Yer yoktu, önemi de yoktu yerin. Bir yolcunun ayakları dibine saklandım inzibatlara yakalanmamak için. Tam on dakika yol almıştık ki iki tane izbandot gibi inzibat askerleri otobüsü durdurdu. Beni yakaladılar.
Kendimi gomutanın önünde buldum. Korkudan tiril tiril titriyordum. Bayılmışım, ayılsam bile baygınlık numarasına devam ettim.
Zaman su gibi akıp gidiyordu. Çekmem gereken cezayı fazlasıyla çekmiştim.
Elim o kadar yatkınlaştı ki bu patates soyma işine, ateşi fazla harlatmıştım. Patatesler eridi gitti kazanın içinde, bir bebek mamasına dönüşmüştü.
Yemekhaneden kaçıp kalorifer dairesine saklandım. Moralım çok bozulmuştu. Cep telefonumu su borusunun arkasından çıkardım.
-Alooooooo patatesler eridi kazanın içinde Semaa, bak seninle evlenirsem patates soymam ona göre, iki gözüm önüme aksın ki bu nişanı bozarım.
-Hülaguuu
-Emredin komutanım. Yine yakalanmıştım.
Hepimizi kışlanın salonuna topladılar. Askerlere moral gecesiydi. Hepimiz heyecanla bekliyorduk. Gomutanım geldi en ön sırada oturdu. O’na güzel bir sürprizim vardı.
Kafaya koymuştum havan çavuş olarak şiir patlatacaktım. Kışlanın önü veya beyazperdenin içinde hiç fark etmezdi benim için .Işıklar söndü.
Ay akşamda ışık değildir gomutanım
Yaylaları kurtlar basmıştır
Arap kızı camdan bakınca yağmur yağmıyor
Çişim geliyor gomutanım korkudan
Ay bana bakıp gülüyor dayak yiyince
Ay akşamda ışık değildir gomutanım
-Lan Hüsüyinnn Hüsyinn komutanım yine beni mi çağırıyor .
Aysu
YORUMLAR
lacivertiğnedenlik
Angie
Benim biricik Hülagummmmm :)
Ya benim netbuk bazen kafayı yiyo. Donunca arkadan yani bataryayı çıkararak kapamak zorunda kalıyorum. Ve bildirimlere geçmiş olsun oluyor resmen.
Yoksa favorilerimi kaçırmam imkansız.
Özellikle bu yazıyı :)
Seviyorum Hülaguyu.
Angie
bu arada benim netbukun bitik tükenmek bilmeyen kafası var ben hala bataryayı çıkarıyorum :p
sevgili Aysu can,
kaleminiz yatkın, özünüz birikimli ve derin...bir de mizahi yanınız! artık bu tür yazıları bekleyeceğiz sizden.
kırk yıllık mizah yazarı gibisiniz! hele ki ; kadın gözüyle, kadın mizah anlayışıyla askeriye gibi kapalı bir kapının ardını yazmak! Kutlarım...
yaratıcı kaleme saygı ve dostlukla...
hayal gücün çok geniş
birde askerlik yapsan nolcaktı merak ettim doğrusu
o yazdığın dayak sahnelerinde bir an seni hayal ettim bu kadar kolay olur muydu acaba yazmak:)
lacivertiğnedenlik
Güzeldi biran askerliğimi hatırladım kaleminiz daim olsun .
SEVGİYLE KALIN..
lacivertiğnedenlik
Yalnız toprağım, olmuyor böyle:)) Şu benim Hülagü'nün isim hakkını bir öde bakalım. Böyle giderse bu seriyi dava etmek durumunda kalacağım:)) Çok iyi bir avukatım var ona göre. Hani ilk başlarda ses etmedim ama, baktım karakter tuttu. Şöhreti memlekete yayıldı :)
Buradan Hülagü ismini tarihin tozlu raflarından çıkartmamıza vesile olan Taşınır Mal Yönetmeliği Açıklamaları kitabımın yazarı ...HÜLAGÜ Beye teşekkür ediyorum.
Bir de ben mizah yazabilir miyim diyorsun. Ben sana ne dedim hacı, bunu sen yazamazsan kimse yazamaz vesselam:)))
Sevgiler.
lacivertiğnedenlik
lacivertiğnedenlik
Aynur Engindeniz
Yahu senin olsun, fakat telifini söke söke alırım:)) Avukatımı aramak istiyorum butonuna bastım bile.
Şirinem, çok sempatik bir isim değil mi ya:)) Bir oğlum olursa adı Hülagü Teşrifittin ENGİNDENİZ olacak.
Şimdi bu toprak Teşrifittin'i de alır elimden:)))
lacivertiğnedenlik
Aynur Engindeniz
Sana isimler antolojisi feda olsun...
İbrahim ERZURUMLU
Aynur Engindeniz
RefikaDoğan
sevgiler her birinize...
Aynur Engindeniz
(:
kadınlar askerde düşündüm bir an
tabur tabur
nasıl olurduk acaba?
sıcaktı (.
sevgimle...
lacivertiğnedenlik
Ben de askerlik yapmadım ayağım sakat olduğu için. Lakin arkadaşlarımdan, kardeşlerimden ve oğullarımdan o kadar çok dinledim ki..
Bu yazıyı okurken kendi kendime ''vay kerata vay az fırlama değilmiş hani. Ama helal olsun azmetmiş aslan delikanlı'' diye okudum. Sonra yorumlara baktım aaa o da ne yazarı bir bayan. Pes yani ancak bu kadar güzel olabilirdi. Yalnız hemen belirteyim: Hökümattan birileri bu yazıyı okur ederse kızların askere alınması durumunda sorumluluk sana ait. Sen kışkırtıyorsun milleti.
Bir şey daha diyim: Sitenin bazı üyeleri mizah dalında beni birinci seçmişler. Lakin beni fersah fersah sollamışsın bu yazınla. Kutlarım.
Selam ve saygılarımla.
lacivertiğnedenlik
sami biberoğulları
O qué
ben istemiyorum!
:(
lacivertiğnedenlik
Eyvah eyvah ; tam da oğlum Şırnak'ta asker ve topçu ve de kısa süre önce mutfağa verilmiş !
Acaba o da hedefi tutturamadığı için mi verildi o mutfağa ?
Durup duruken kafamı karıştırdı şimdi yazı.
İlk görüşmede soracağım Musti'ye bunu.
Güzel bir mizah olmuş gerçekten de. Tebrikler.
lacivertiğnedenlik
bayıldım..
ne güzel yazmışsın öyküyü..
akıcı..
komik..
duru..
tek kelimyle ..
harikaydı..
sevgilerimle..
lacivertiğnedenlik
SEVİLAY DİLBER
çok beğendim..
kaleminden çok güzel öyküler çıkacağına inanıyorum..
sevgilerimle..
İş yerindeyim ve kendi kendime gülüyorum...
Düşün be yazar, senin yüzünden kimbilir ne diyorlar bana...
Güle güle okudum ve ben bu gomutanım'ı pek sevdim ya huuu!!!
Tebrikler canım, sevgimle... :)
lacivertiğnedenlik
Allah Allah dünyanın sonu mu geliyor ne? Askerlik anılarım aklıma geldi...Bir bayanın elinden bu kadar güzel anlatılır askerlik...Akıcı,komik (hala gülüyorum pırpırlının peşinden fırlayan tencereye) ve tadı yerindeydi...
lacivertiğnedenlik
İbrahim ERZURUMLU
lacivertiğnedenlik
sana ne çok yakışmış bu tarzı canlı bir şekilde kalem ile buluşturmak...
en büyük asker bizim asker:)
askerlik anısı olmayanlara duyurulur...
sevgimle...
lacivertiğnedenlik
Mehtap ALTAN
emin ol askerlik anısı en babayiğit olandın:)
anasayfaya taşısak mı yine onu...