- 585 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Dünyalık Peşindeki Din Adamları
Peygamberimiz (sav) birçok hadis-i şerifinde ahir zamanda dini bid’at ve hurafelerle kendince yorumlayan kişilerden söz eder. Birçoğu toplumda din adamı olarak bilindiği için insanların bu kimselere uyacaklarını haber verir. Bu kişiler İslam dinini insanlara yanlış tebliğ edecekler, birçok insan da onların anlattıklarının dinde olduğunu zannedecektir. Bu yüzden insanlar, dinin özünden uzaklaşarak, şirk koşacaklar ancak bu durumu hissetmeyeceklerdir.
İlme dayanmaksızın, “Allah böyle buyuruyor” diyerek hevalarına göre fetva veren sözde alimler, insanları yanlış yönlendirirler. Allah adına hüküm vermeleri nedeniyle müşriktirler.
Bu bağnaz kimselerin bir özelliği de dini alet ederek kazanç sağlamalarıdır. Mümin, dine hizmetten asla ücret talep etmemelidir. Ancak Peygamberimiz (sav)’in ifadesiyle deccali sisteme hizmet eden kişiler bu buyruğa itaat etmeyeceklerdir.
İnsanlara öyle bir zaman gelecek ki, avam halk Kur’ân okuyacak, ibadete kendini verecek (fakat) bid’at ehlinin işleri ile meşgul olacaklar; hissetmedikleri yerden şirke sapacaklar. Söz ve ilimleri vasıtasıyla rızık elde edecekler, dini alet ederek dünyalık edinecekler. İşte bir gözü kör deccalin avanesi bunlardır. (Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 6255)
Resulullah, "ümmetimden başı sarıklı yetmiş bin alim kişi, deccale tabi olacaklar" (İmam Ahmed Bin Hanbel, Müsned, sf. 796) buyurarak bazı sözde alimlerin deccaliyetin emrinde olacağını haber verir.
Konuyla ilgili hadislerden biri de Hz. Ali (ra)’dan rivayet edilir. Peygamberimiz (sav), Kur’an’ı güzel okumaları ve güzel konuşmaları ile övünen ancak Kur’an hükümlerini uygulama ve yaşama konusunda samimi olmayan kişiler hakkında, "... Kuran’ı okuyacaklar fakat boğazlarından aşağıya geçmeyecek..." buyurur.
Bir başka hadisinde ise şöyle tarif eder:
Ahir zamanda türemeler çıkacak: beyinleri çalışmayacak. konuşurken çok güzel konuşacaklar. Kur’an okuyacaklar, fakat imanları gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek.... (Buhari, Sahih 3611, 5057, 6930, Müslim, 1066, EBU Davud 4767, Ahmed bin Hanbel, Müsned 1, 81, 113, 131, 289; Tayalisi, el-Müsned, nr. 1984.)
Doğru yoldan sapan sözde din adamları inananları şevklendirmek yerine umutsuz bir ruh haline yönlendirecekler ve sözleri Kur’an ahlakına uygun olmayacaktır. İslam ahlakının hakimiyetinden söz edemeyecekler, olaylara batıni değil zahiri gözle bakacaklardır.
Bu hadisler ahir zamanda, hurafelerle dini yorumlayan, fitne çıkararak deccaliyet sistemini destekleyen, Kur’an ahlakından uzak, dini kendi çıkarları için kullanma amacı taşıyan, İslam ahlakının hakim olmasını istemeyen kötü niyetli sözde din adamlarının varlığını ve özelliklerini açık bir şekilde haber verir.
İmam Rabbani de, "onların sözlerini dinlemek zehir yemek gibi zararlıdır" ifadesiyle cahil sözde alimlerin peşinden gitmemeleri yönünde Müslümanları uyarır. 47. Mektup’ta ise şunları söyler:
Dünyalık peşinde olan din adamlarının sözlerini dinlemek, kitaplarını okumak zehir yemek gibi zararlıdır. Kötü din adamlarının zararları bulaşıcıdır. Cemiyetleri bozar, milletleri parçalar. (47. Mektup)
Peygamberimiz (sav) bir hadisinde, "ümmetim, kötü âlimler, cahil abidler yüzünden helak olur" [Darimi] ifadesiyle durumun ciddiyetine dikkati çeker. Ve ilmin ortadan kalkıp cehaletin yerleşmesini kıyamet alameti olarak nitelendirir:
"Allah-u Teala ilmi size ihsan buyurduktan sonra (hafızanızdan) zorla çekip almaz. Lakin alimleri, ilimleri ile beraber cemiyet içinden alır, ruhlarını kabzeder. Artık kara cahil bir zümre kalır. Halk bunlardan dini ihtiyaçlarını sorarlar, onlar da (ayet, hadis gözetmeden) kendi düşünce ve arzularına göre fetva verip, hem kendileri saparlar hem de başkalarını saptırırlar." (Buhari Tecrid-i sarih: 2174)
Bediüzzaman, ahir zamanda maddeci görüşlere saplanmış, “enaniyetleri kavi”, aklını beğenen, büyüklenen ve adeta kendi nefsini putlaştıran kimselere dikkat çeker. “İmanı zayıf” bu kişiler kesin bilgiyle iman etmeyen, içlerinde kuşku taşıyan ve dini bir meslek ve saygınlık nedeni olarak gören kimselerdir. Şöyle der Bediüzzaman:
Kıyamet alâmetlerinden ve âhir zaman vukuatından (olaylarından) ve bâzı a’malin (amellerin) fazilet ve sevablarından bahseden hâdîs-i şerife güzelce anlaşılmadığından, akıllarına güvenen bir kısım ehl-i ilim (ilim sahibi), onların bir kısmına zaîf (zayıf) veya mevzu (hadis) demişler. imanı zayıf ve enaniyeti kavi bir kısım da (aklını beğenen, kendini büyük, kusursuz ve üstün gören; ve adeta kendi nefsini putlaştıran kişiler de (Rabb’imi tenzih eder, yüceltirim), inkâra kadar gitmişler." (Sözler, s. 355)
Peygamberimiz (sav)’in hadislerine göre ahir zamandaki cahil sözde alimlerin özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:
Akıl ve imani zafiyet içinde olacaklar… Güzel ve uzun konuşacaklar ancak anlattıklarını yaşamayacaklar. Örneğin Allah yolunda hizmet etmenin önemini kendileri anlatacak ama ailelerini ve yoğunluklarını bahane ederek kendileri ahir zamanın en büyük cihadı olan fikir mücadelesinden kaçınacaklar. "İmanları gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek" ifadesi de bu kimselerin samimiyetsizliklerini anlatır.
Peygamberimiz (sav), “Kim âlim geçinmek, sefihlerle münâzara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksatlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar” (Tirmizi, İlm, 6) buyurarak ‘desinler’ mantığıyla cehalet içinde yaşayan bu kişileri bekleyen sona dikkat çeker.
Sonuç Olarak; Samimi müminler inkarcılar ve felsefelerine karşı fikir mücadelesi yaparken diğer yandan da dine en büyük zararı veren bu karanlık zihniyetteki kimselerle de mücadele edeceklerdir.
Allah, mağlubane yarattığı bu karanlık görüş, zihniyet ve felsefeleri, samimi müminlerin mücadelesini sebep kılarak ortadan kaldıracak, hakkı hakim kılarak batılı yok edecektir.
… Hiç şüphesiz batıl yok olucudur." (İsra Suresi, 81)
Fuat Türker, Cemaat.com
Not: Bugün Kur’an ayetleriyle, Tevrat ve İncil’deki tahrif konusuna değindiğim yazımı ekleyecektim. Yazım hazır ancak ilk yayın isteyen bir sitede yayınladıktan sonra Edebiyat Defteri’ne eklemeyi düşündüm. Hepimiz biliriz ki yazmak emektir. Saygılar...