Yeryüzünün Tanrıları ''Devletler''
Öyle düşündüğüm anlar varki,yaşamımı değiştirecek,kendini yeniden yaratacak ve yeniden dzayin edecek konuma gelmiş zannederim.
Kendimi o an kusursuz,zeki,ince düşünceli,kibar ve kendinden emin olarak düşünürüm.
Yaşamı,insanları ve doğayı tam anlamı ile tanıyan bundan şüphe duymayan biri olarak görürdüm kendimi.Bencillik yaptığımı biliyordum, ama yinede hoşuma gidiyordu böyle düşünmek.
Dünyanın benim etrafımda döndüğünü ve hayatta olan tüm güzel kadınların benim için var olduğunu düşünürdüm.Yani kısacası Tanrı’nın vazgeçilmez peygamberi olduğumu zannediyordum.
Ama bu düşünce nedense hep kısa sürüyordu bir anlık bencillik,vurdum duymazlık sadece bir aynanın karşına gecip kendini sorgulamanla son buluyordu.
Evet ayna insanı kendi gibi gösteren içte nevarsa dışa vurmuşluğu bir tokat gibi sana kendini ve kim olduğunu bildiren bir gerçekliktir.
Biz insanoğlu var olduğumuz günden bu yana hep iktidar hırsı ile kendi ırkımız olan insanları kendimize benzetmek için,ama bu benzetme sınırlı bir benzetme köleci bir düşünce yaratmak yani ‘’BENDEN AKILLI,BENDEN ZENGİN VE BENDE DAHA ÖZGÜR OLMA’’mantığı ile yaklaşıp yozlaştırıcı bir zihniteyle kendini güçlü kılma karşındakinide kendinden alt bir sınıfa sokarak Tanrı’’sal bir varlık rolünü almaktadır..
İktidarlık ve bununla paralel olarak sermayeci güç yani Kapitalizm.
Kapitalizm insanı hayvanlaştırıp daha hırslı ve kazandıkça daha ileri götürüp sadistlik duygularla kendi ırkına zarar verebilecek boyutuna erişebilme kabiliyetine varabilir.
Aşk,sevgi,saygı,hoşgörü,alçakgönüllülük,özgürlük ve demokrasi oyunları bunlar için bir araçtır.Herzaman bunları kullanıp kendi doğasını mahfedecek duruma getirip ama bir yandada küçük küçük hayaller sunan bir kurtarıcı görünümüne varabilirler.
Kendi kurdukları sistem ile Dünya’’yı istedikleri gibi yönetme ve istedikleri gibi yaşatıp öldürme teknikleri ile donaltılmıştır.
Kapitalist sistemin en büyük oyunu zenginliktir ve en alçak yaşamı ise fakirleştirmedir.Yani hem zengin ediyor hemde fakirleştiriyor bunlar onlar için yaşama şansıdır.biri uyandımı kafasını ezerler eğer kafa taş gibi kalın ise türlü türlü entrikalar sergileyerek bu sorunu hallederler.
Toplumu şekillendirmek ve kontrol altına almak içinse küçük özgürlükler verip veya en büyük silahı olan asimilasdyona uğratıp kendi gerçeklerinden,kültürlerinden vazgeçtirip sistemleri bir düşünce soykırımı uygularlar,ve bunuda başarırlar.
Yani anlayacağınız Devletin kutsallığı sakladığı gerçeklerden ve her bir hatada kendine uydurduğu kılıftan gelmedir.
Yer yüzünün Tanrı’ları devlettir sana cehennemide yaşatır cennetide yeterki onun kurduğu sistematik yozlaştırıcı yaşamına gir.
Serdar ÖZDEMİR...
11 Ekim 2011 Salı
Saat:18:20
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.