- 900 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Yaşama Sebebi!
Gözleri üzgün, yılların yorgunluğu okunan yüzünde keder, dalgın bakıyordu yaşlı kadın, karanlığı delmek isteyen yorgun bakışlarla.
Yıllarını geçirdiği, emek verdiği düzeninden ayrılmasının istenmesi, sanki bir kat daha yaşlandırmıştı onu.
Çocuklarını büyütmüşler, evlendirmişler, Köroğlu ayvaz beraber başladıkları hayat yolculuğunda, uzun seneleri geride bırakmışlardı.
Bahçelerinde kiraz ve elma ağaçları, yemyeşil çimenleri… böğürtlenlerin tam da mevsimi, diye düşündü.
Kara iri meyvelerin, görenlerin iştahını açacak görüntüleri, mevsiminde kiraz ve elma ağaçlarının gölgesinde tatlı bir serinlik buldukları bahçeleri, onlarsız mı kalacaktı artık?
-Artık yaşlandınız anne, gel inat etmeyin, bize taşının. Evimiz geniş, babam da sen de biraz dinlenip rahat edin, diyen oğlunun sözlerini hatırlamıştı.
Oğlunun evi geniş ve bol ağaçların gölgelediği güzel bir bahçenin içinde, şehre yakın ama bir o kadar da doğayla iç içe, şehrin banliyösü sayılabilecek güzel bir yerleşim yerindeydi.
-Niye kendini harap ediyorsun anacığım, bu yaştan sonra, yemeğin, çayın önüne hazır gelse fena mı olur? Hı ne diyorsun? Diye sıkıştırıyordu son zamanlarda.
Az olan uykusu iyice açıldı, bahçe kapısını açıp, çardaktaki koltuğuna attı kendisini. İlkbaharın taze ve temiz havası, genzine doldu birden.
-Düşünmemiz lazım oğlum, herkesin belli bir düzeni var, sizi de rahatsız etmek istemiyoruz.
-Ne rahatsızlığı Allahı’nı seversen anne ya! Böyle hep aklımız sizde, gece bir şeye ihtiyacınız olur, rahatsızlanırsınız diye, tetikte uyuyorum. Gel babamı ikna et, bak torunların da çok sevinecek, haydi anne ne olur, üzme beni! Gelinini zaten çok seversin, o da sizlerin artık bizlerle yaşamanızı istiyor, haydi kırmayın bizi!
Oğluyla yaptıkları konuşmayı tekrar tekrar düşündü.
Ömür boyu çalışmıştı, belki de vücudunun bu denli sağlıklı olmasını hep çalışmasına borçluydu.
-Burası bizim hayatımız, yaşam sevincimiz, insan hiçbir uğraşı, meşguliyeti sorumluluğu olmazsa, nasıl yaşar oğlum. Yaşama sebebimizi elimizden alma, ne olur!
-O nasıl söz anacığım, biz sen ev işleriyle yorulma, yıllardır uğraşıp didiniyorsun, biraz rahat et diye söylemiştik.
Çocuklarının kendilerine olan düşkünlüğü gelince aklına, sımsıcak duygularla gözleri buğulandı.
Eşi de kendi de, sevgi ve şefkatle, hayırlı evlatlar yetiştirmişlerdi. Oğullarının bu ısrarı da kendilerine olan sevgi ve saygılarındandı.
-Canlarım benim sizi üzmeyi hiç istemem, ama!
Serin hava, şalına sıkı sıkı sarılmasına neden oldu.
Bu sakin ve huzurlu hayatını çok özleyeceğini biliyordu, oğlunun evinde ne kadar rahat da olsa, burası onun yuvasıydı. Yapacağı işlere hep eşine danışarak kendi karar vermişti, hesap vermesi gereken kimse yoktu.
Oğlunun evinde her şey önüne hazır gelecekti, rahat edecekti belki, ama hep evdekileri rahatsız eder miyim endişesiyle, dikkatli davranması gerekecekti.
Bu gece olduğu gibi, kalkıp hava alayım, belki uykum gelir diye düşünüp, bahçeye inse, tıkırtıdan birileri uyanıp, rahatsız olacaktı.
Mutfağa girdi, biraz süt ısıtıp, bardağa doldurdu. Salondaki koltuğa oturup, düşünmeye devam etti.
Evet bazen ev işleri yorucu oluyordu, çamaşırları as, topla, biriken ütüler…Ama burası onundu, kendi yuvasıydı, yapmasa niye bunları yapmadın diyecek kimse yoktu.Eşi her zaman uyumlu bir insandı.
-Yorma kendini, yardımcın haftada bir süpürüp siliyor, ütüyü de bırak o yapsın diyordu.
Haklıydı, ütü en sevmediği ev işiydi. Yemek pişirmek onun için bir zevkti. Ütüyü de ona bırakmalıyım, diye düşündü, küçük battaniyeyi üzerine çekerek kanepeye uzanırken, ılık süt etkisini gösteriyordu. Yatağa gitmeden şurada uyumalıydı, hazır uyku bastırmışken.
-Ah be gülüm sen niye buralarda uyuyorsun, belin tutulacak diyen eşinin sesiyle açtı gözlerini.
-Gece uykum kaçtı, biraz bahçede hava aldım, uyku bastırınca da buraya kıvrılıverdim.
Hiç de yorgun hissetmiyordu kendini, bahçe kapısını açtı, içeri dolan hanımellerinin baygın kokusu gülümsemesine neden oldu.
Şu huzuru hiçbir yerde bulamayız, diye düşündü.
Sabah güneşinin aydınlattığı bahçede, eşiyle asmanın altında kahvaltılarını yapıp, çaylarını yudumlarken duyduğu huzuru, hiçbir şeye değişemeyeceğini anladı.
Serçelerin cıvıltıları, uzak bir bahçeden gelen bülbülün yakarışı, üzerinde sabah çiyinin buğulandığı meyveleri, gözlerinin gördüğü her şeyi seviyordu. İçine dolan sükunet, eşinin müşfik bakışları, bu onun hayatıydı, yaşama sevinci, mutluluğu her şeyiydi.
Bunu feda edebilir miydi? Hiç zannetmiyordu.
-Birer bardak çay daha içelim mi canım? Dedi sevgiyle gülümserken.
-Zahmet olacak canım, olur içelim.
-Sonra da biraz alışverişe çıkalım, gözlerinde kararını vermiş insanların huzuruyla.
YORUMLAR
okadar güzel ki yazına kendimi kaptırmışım birden. evet bencede yaşlılarımız kendi evini yatağını seviyor bu bir gerçek .tek istedikleri sevgi arayıp sorulması.konu çok anlamlı ve güzeldi hele kalemin... ayakta alkışlıyorum sevgimlesin handancığım
handan akbaş
Annemle evimizin camları karşılıklı, bize arasıra da gelse koşa koşa evine gitmek istiyor.
Selam ve sevgiler canım.
bülbülü kafese koymuşlar o yine vatan demiş...
her insanın bir vatanı vardır ama her insanın en önce bir yuvası vardır ve omalıdır...
en öz yurdu evidir insanın...çok anlamlı ve güzeldi ablam...
çok saygımla...
handan akbaş
Yazını salim olmayan bir kafayla okumaya başlamıştım ki girişten sonra gri bulutlarımı dağıttı cümlelerin.
İyi ki okumuşum dedirttin.
Sevgiler canım.
handan akbaş
Selam ve sevgiler,güzel yüreğine.
Canım ablam harika bir konuydu ve aynen öyküdeki düşüncelerte katılıyorum. Ben de öyle düşünüyorum Çok güzeldi ablacığım. Sevgilerimle
handan akbaş
Merhaba,kritik bir konuyu açmışsınız...Yıllar öncesinin büyük aile düzeninde tam bir huzur var mıydı bilemiyorum.Anne, baba,kardeş,gelinler torunlar hep beraberdi...Ya huzursuzdular biz bilemiyoruz, ya huzurluydular huzuru tesis etmenin nedenlerini bilememekteyiz...
Zamanımızda bu birlektilikler bütün iyi niyetlere rağmen sürdürülemez...İnsanlar özgürlüklerine daha düşkün,sabırlar daha az,hoşgörüler yok...Gelenek görenekler değişti..Bakış açıları çok farklı...Çok güzel bağlamışsınız hikayeyi...Bazen yaşlılar da gençleri anlayamamakta...Sebepler çok...teşekkürler değerli kalem...tebriklerimle...
handan akbaş
Eskilerde büyük aile yapısında da mutlaka aksaklıklar oluyordu.
Her hanım mufağında özgür olmak ister, gelinin yaptığı, kaynanasına ters gelebilir.Tersi de mümkün.
'her yiğidin bir yoğurt yeyişi vardır 'derler.
Yaşam şartları gelişikçe, yürekler daraldı, herkes kendi bildiğini doğru kabul ediyor.
Bu yüzden aileler mutlu olabildikleri gibi yaşasınlar, isterlerse çekirdek aile, birlikte mutlularsa öyle.
Okuyup değerli yorumunuzu bıraktığınız için teşekkürler.
kalemin güzelliğini biliyoruz yazının içeriği ise bizleri çok düşündürdü....saygılar hocam
handan akbaş
handan akbaş
Huzur,eşyalarla gelmez hepimiz biliriz.Sevgi dolu bir kalp ve sevgi dolu bir eş,eşyalar sadece bu huzur atmosferinde unutulmaz aksesuarlar olarak kalır...Ve biz gerçekten barışık olduğumuz duygularımızla bütünleşen aksesuarlar içinde daha mutlu yaşarız.Yoksa mutsuz insanı,eşyalar da duvarlarda sıkar...Yüreğinizden sevgi hiç eksik olmasın hep böyle kalın,tebrikler ,selamlar...
handan akbaş
Haklısınız insana huzur veren, sevgi,saygı kendiyle ve çevresiyle barışık olması ve insan sevgisi.Eşyalar birer araçtır, amaç değil.
Selam ve saygılarımla...
Benim günümün yazısı oldu yazınız. Arkadaşım ne güzel yazıyorsun. Sayfalarca olsa da bir çırpıda okurum emin olun. İnsanın ne olursa olsun kendi evinin rahatı bir başka derim hep. Öykünüzdeki düşüncelere bizzat babamdan şahit oluyorum. Biliyorsunuz tek başına yaşıyor ama hiç şikayetçi değil. Kuş sütüyle de besleseniz, en güzel yataklarda da yatırsanız evimin rahatını bulamam diyor. Kendimi düşündüm bir an. Ben de öyleyim evimi çok seviyorum. Harika duygularla bezenmiş bir yazıydı. Kutluyorum arkadaşım. Sevgilerimle.
handan akbaş
Herkes kendi evinde mutlu ve huzurlu oluyor.
Şimdi annem de yalnız yaşıyor, ben her gün uğramaya gayret ediyorum.Ben çok yakınım, kızkardeşim uzak biraz, onlara gidince yeğenlerim israr ediyor, kalması için bir gün zor kalıyor.
Kızım herkes evinde rahattır diyor.
İçten yorumunuza teşekkürler canım, selam ve sevgilerimle
handan akbaş
Haklısın herkese Rabbim yuvasında huzur versin, sevgi ve selamlarımla.