- 520 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Meşruiyet
Meşruiyet
“Muhakemat” kitabından kısa bir hikaye ile giriş yapmak isterim.
Bir adamın ismi Alo imiş. Bal hırsızlıyordu. Ona denildi: "Hırsızlığın tebeyyün edecektir." O da aldatmak için bir boş petekte yabancı arıları doldurup balı başka yerden hırsızlar, küvarda saklıyordu. Biri sual etseydi, derdi: "Bu, bal mühendisi olan arılarımın san’atıdır." Sonra da arılarıyla konuştuğu vakit, müşterek bir lisanla "Vız vız jive hingivîn jimin" derdi. Yani, "Tanin sizden, bal benden..."
Vitrin ile tezgah farkı meşruiyet arayışından kaynaklanıyor. Kumarhaneler kapatılınca dernek şeklinde faaliyetine devam edenler oldu. Siyasi ve ideolojik maksatlı bir çok dernek de güya insancıl maksatlar için kurulur. Irksal ve dinsel maksatlar asıl menfaat hesabını perdelemek içindir. İnsanlara iyilik yapmak ve onları Cehennem’den kurtarmak meşru gaye olarak sunulur.
Haksız kazanç elde eden meşruiyet için etrafına da biraz yedirmek zorunda kalır. Kara para aklamak işlerinde de meşruiyet için en fazla kullanılan perdeleyici maksat; hayırseverlik ve insani yardım konularında fazlaca görülüyor. İnsanlar maddi ve manevi yardım konusunda duygusal davranıyor!
Özgür insani ilişkilerde dahi toplum baskısını hafifletmek için meşruiyet arayışı var. Mesela cinsellik her ergin, reşit bireyin özgür tercihi iken “nikah” ile meşrulaştırılmaya çalışılır. Genel kabuller böyle. Oysa iki özgür bireyin başkalarına zararı olmayan tercihlerinde meşruiyet aramak zorunda kalması özgürlüğün sınırlanmasıdır. Siyasetçiler dahi ahlak üzerinden toplumu etkilemek ister! Olgunlaşmamış toplumların etkilenmesine de şaşmamalı. Mahallenin ipsiz haytaları dahi mahallenin namusunu korumak adına insanlara rahatsızlık vererek kendi hallerine meşruiyet ararlar.
Son tahlilde dikkatsiz toplumlarda gayri meşru şeyler meşru gerekçelerin ardına saklanabilir. Gereksiz konularda meşruiyet aranması ise toplumu sınırlar. Toplumu marjinal kişilerin geliştirdiğini göz ardı etmemeliyiz. Hallaç, Şems gibi marjinal şahısları asırlar sonra anlamak da var işin içinde.
Saygılar,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Meşru olmanın kısaca yasaya uygun olmak olduğunu anlarız.
Oysa yasaya uygun olan her durum hukuka uygun olmayabilir.Ülkemiz özelinde % 10 seçim barajı "meşrudur";ancak bu durum hukuka uygun değildir.
Biraz daha açarsak,kanun devleti ile hukuk devletinin aynı "şeyler "olmadığını söylemek isterim.