- 1039 Okunma
- 18 Yorum
- 0 Beğeni
DEPRESYON -1
Oturduğu sandalyede sırasını bekleyen Neslihan’ın elleri sürekli hareket halindeydi. Kâh siyah uzun saçlarını arkada birleştirip bir saniye sonra serbest bırakıyor kâh burnunu baş parmağı ile işaret parmağı arasına alıp duruyordu. Arada da elindeki kâğıda bakıyordu. Sekreterin verdiği sıra numarası, avucunun içinde iyice buruşmuş, üzerindeki rakamlar kesik kesik olmuştu.
Sonunda kâğıttaki numara, doktorun kapısının üzerinde belirmişti. Hemen ayağa kalktı. Lacivert rengi kloş eteğinin arkasını düzelttikten sonra kapıyı bir kez tıklattı. "Gel" sesini müteakip içeriye girdi.
Doktor, orta yaşın biraz üzerinde bir beydi. Oldukça sportif bir vücudu vardı. Geniş omuzları, bronz teni, geriye doğru özenle taranmış saçı, kalkık burnu ve iri mavi gözleri ile bir doktordan ziyade eski film aktörlerini andırıyordu. Bilgisayar ekranına dönük döner koltuğunu Neslihan’a doğru çevirip masaya iyice yanaştı. Gözlüklerini çıkararak, ilaç kataloğunun üzerine koydu. Neslihan’a bakıp, hafif gülümseyerek oturmasını söyledi.
Neslihan’ın yanakları neredeyse üzerindeki gömleğin kırmızısına yakındı. Doktorun "Seni üzen, rahatsız eden ne ise benimle paylaşabilirsin. Beni bir dostun olarak görmeni istiyorum. Dost; sevinci de, üzüntüyü de paylaşır değil mi? Haydi anlat bakalım!" sözleri, üzerindeki tedirginliği bir nebze de olsa atmasına yardımcı olmuştu.
Neslihan, önce bir yutkundu. Sonra dudağını dişlerinin arasına sıkıştırıp geri bıraktıktan sonra "Benim deli olduğumu düşünmüyorsunuz değil mi? Sadece dertleşmeye geldim. Hani filmlerde oluyor ya öyle işte!" dedi sıkılarak.
"Elbette. Hem neden öyle düşüneyim ki. Lütfen rahat olun. Ben sizi dinlemek ve sorunlarınıza yardımcı olabilmek adına buradayım."
Neslihan, derin bir nefes alıp bıraktı. Kollarını, koltuğun dirsek koyma yerlerine yerleştirdi ve sırtını geriye doğru yasladı. Fakat çok geçmeden yine koltuğun ucuna doğru geldi. İyice açılan gözbebekleri iri bir zeytin tanesini andırıyordu.
"Doktor Bey, neden bu ses kulak zarımda infilak etmiyor! İçeride su toplayıp iltihaplanmıyor ya da tıkanmıyor. Of Allah’ım of insanın kulağında aynı cümleyle dolaşması ne kadar da asap bozucu! Hayatımdan çıkardım ama maalesef sesi bende kaldı. Gitmiyor sanki yatıya kaldı."
"Biraz sakin ol istersen. Yavaş yavaş anlat. Öncelikle rahatsız olduğun bu sesin sahibinin yakının olup olmadığını öğrenmem gerek! Ses kime ait?"
"Ayrıldığım eşime."
"Peki ne diyor sana. Neden seni bu kadar rahatsız ediyor?"
"Duruşma bitmiş, mahkeme salonundan çıkıyorduk. Göz göze geldik ve bana "İstemeden oldu. Üzgünüm" dedi. Aradan bir ay geçti ama ben hâlâ bu cümleyle yaşıyorum. Kulağımı ellerimin arasına sıkıştırıyorum ama yine duyuyorum yine!
Neslihan, bir müddet sustuktan sonra devam etti.
"Doktor bey belki bana güleceksiniz ama acaba Kulak Burun Boğaz Hastalıkları doktoruna gidip kulaklarımı mı yıkatsam ne dersiniz? Ama yok yok bu da olmaz. Bu sefer kulağım iyice açılır. Kocamın sesi kulağıma daha net gelir."
"Sen eşinin sesini mi yoksa sadece hafızanda kalan o cümleyi mi duymak istemiyorsun?
Bunu hiç düşündün mü?"
Neslihan, bakışlarını sehpanın üzerindeki dergiye kaydırdı ve sayfalarını çevirmeye başladı. Kısa bir sessizlik oldu.
Doktor, aynı soruyu tekrar yöneltti Neslihan’a. Neslihan’ın çenesi titremeye başladı.
"Söylediği cümleyi!" diyebildi kısık sesle.
Doktor, "Onu seviyor musun hâlâ " diye sordu babacan bir tavırla. Neslihan’ın gözlerinden bir kaç damla yaş süzüldü.
"Allah kahretsin! Beni en yakın arkadaşımla aldattı. Bir de istemeden olmuş! Bu ne demekse! Doktor Bey, onu hâlâ seviyorum demem için deli olmam gerek!"
Neslihan, birden ayağa kalktı ve doktorun gözlerinin içine bakarak "Ruh ve Sinir Hastalıkları Bölümüne geldiğime göre doğru adresteyim demek! Evet ben deliyim hem de zır deli!" dedi hüngür hüngür ağlayarak.
Neslihan için olağanüstü olan bu olay doktor için sıklıkla karşılaştığı depresyon vakalarından biriydi. Bir yandan teskin edici konuşmalarda bulunuyor diğer yandan da Neslihan’a, reçeteye yazdığı sakinleştiriciyi nasıl kullanacağını anlatıyordu.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Beynimize kazıdığımız sesleri oradan çıkartıp alabilecek bir gücün varlığını hiç düşünemezdim arkadaşımı tanıyana kadar. Nasıl onu tanıdım ve nasıl yaşamının ortasında kendimi buldum ve nasıl ki içine düştüğü bunalımdan bir psikiyatrsitin yardımı ile bir ay gibi kısa sürede kendine gelip hayata yeniden başlayana kadar.
Günümüzde hepimizin derdimizi anlatıp yardım idteyebilecek bir uzmana, bir dosta ihtiyacı var keşke hiç sıkılmadan yardım alamak için sıraya girebilseydik. Belki içinde bulunduğumuz durumdan çok daha çabuk çıkardık.
Güzel bir yazı ve güzel bir anlatım. Sevgiler yüreğinize
Aysel AKSÜMER
Sanki iki ayağınızla birden frene basmışsınız gibi. Biz kemer takmadığımız için ön cama doğru ivmelenirken öykü de bitiveriyor. Gerçi amerikan film ve dizilerinde psikolog ziyaretleri ani bitişlerle (Seansın sonunu haber veren saatin çalışıyla) anlatılır ama bu öyküde doktordan biraz daha fazla sahne almasını bekliyordum. Bir de bölümün adı dikkatimi çekti. Özel hastaneler Psikoloji ve Psikiyatri isimlerini bölüm adı yerine kullanıyorlar ama devlet hastanelerini bilmiyorum (Bir tek Çapa ve Cerrahpaşada da Psikiyatri).
Tadı damakta bırakan bir dans havası var. Zarifçe dansetmişiz, sonrasında müzik bitmiş ama partnerimiz telefonunu söylemeden yerine oturmuş gibi. Yine de öykü yazmaya devam etmeniz beni mutlu ediyor. Saygılarımla.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Bir de istemeden olmuş! Bu demekse! (''Ne demekse'' demek istediniz sanırım burda)
Betimlemelerinize bayıldım, diliniz çok akıcıydı ama sanki biraz kısa geldi bu öykü bana; tadı damağımda kaldı...
Mutlaka depresyondadır kahramanımız ama, depresyonu tanımlayacak daha ana bulgularından, hayatındaki değişikliklerden de bahsetseydiniz hem doktorun şüphemiz olmayacak hem de öykünün tadı damağımızda kalmayacaktı...
Saygılarımla...
Aysel AKSÜMER
Çok güzel ve sakindi. Görselliği yine ustaca yerleştirdiniz gözlerimize. Resim yapmakla eş değer biliyor musunuz?:))Alışık oldugum bir seanstı, iyi bilirim ve çok severim. İnsanı döken farklı üsluplar. Her psikoloğun yönetmi birbirine benzer maalesef çok azı okulda aldığı egitimin dışına çıkacak kadar cesur. Ama ben çok şahit oldum, farklılık yaratanlar var. Bu anldam ikinci kez kutlarım sizi.
Aysel AKSÜMER
Umut Kaygısız
O kadar çok yaygın ki ! çağımıızn hastalığı. Yine de çaresi var. Güzel bir konu işlemişsiniz. Tebrikler.
Sevgiyle kal...
Aysel AKSÜMER
Bilinç altı notları...
Aslında korkulacak gibi dururlar--ürpeririz .
Lakin en masum ve duygusal insanlar bu kadar hassas olabilir...
Kırılgan-ümidini yitirmiş-sağlıklı düşünemeyip-hep kendini suçlayan...
Tebrikler-sevgiler
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Ani bitirmişsin. Oysa ne güzel açılmış, konuyu derinleştirmeye başlamıştın. Arkadaşım, biraz daha gayretle son derece düzgün psikolojik öyküler yazacaksın sen. En ince ayrıntıları bile işlemişsin. Üstelik bunu gayet güzel de yedirmişsin öyküye. Seni kutluyorum. Ama söylemem gereken bir şey var. Psikologla konuşurken dergi karıştırmanıza müsade etmez:))
Seni okumayı özleyeceğim sevgili arkadaşım. İnşallah dönünce toplu olarak okurum dinlendirici yazılarını.
Sevgiler.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Mesajını da veriyor, sade ve akıcı da...Allah'dan başka ne istiyoruz..Öykü gibi öykü işte...
Sizi okumak güzel saygıdeğer ablacım...
Hürmetle...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
olmaması gereken olmuş....arkadaşının suçuda var....koca zayıf....ama üzgün...yürek istiyor ağız istemiyor...suçun bedeli iki tarafıda perişan ediyor...iki başı pis deynek...depresyonmu hangimizde yokki....güzelikler yaratan kalemi kutluyorum....saygılar
Aysel AKSÜMER
toplumun büyük bir kesiminde sıkça yaşanılan klinik bir vaka
ve gerçekçi bir anlatımla sunulmuş bizlere
Aksümer kalemi,yani...
içeriğine girmeyeceğim
sonuçta üzülen acı çeken hep kadınlar olmuştur
istemeden oldu diyenlerse istemeden eylemde bulunmaya devam ederler....
selamlar saygılar dostum
Aysel AKSÜMER
Sinirlerimiz de diğer organlarımız gibi rahatsızlanabilir.Doktora gitmek için ille de deli olmaya gerek yok.
İnsanlarımızda yerleşen yanlış bir inanış, sinirlerin bozulması durumu her zaman, delilikle yaftalanır.
Hayatında önemli değişiklik olmuş bir bayanın sıkıntısı dile gelmiş kaleminden arkadaşım, tebrikler.
Hayırlı geceler canım...