- 1142 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
ALLAH'I FİNANS MÜDÜRÜ MÜ SANIYORSUNUZ
KAYNAKTAN DERYAYA
LEBİDERYA
ALLAH’I FİNANS MÜDÜRÜ MÜ SANIYORSUNUZ?
Kadir DURAK
Kadir Gecesi ve Cuma....Dışında Kandil Kandil Kutlaması Yoktur
İslam dinindeki mübarek zamanların açıklananlarına bakıldığında;
Mevlüt Kandili, Miraç Kandili, Berat Kandili, Kutlu Doğum, Cuma ve Kadir Gecesi...
Diyerek açıklama yaparlar....
Kaç tanesi dinimizde var?
İkisi....
Birincisi Cuma...
İkincisi Kadir Gecesi...
İslam dininde doğum günü kutlamak gibi bir durum söz konusu değildir....
Peygamberimizin doğum günü kutlanıyor... Diyeceksiniz....
Kutlanmasın....
Peygamberimizin gününü kutlamaya ihtiyacı mı var?
Hele ki kutlayanlar riyakar ise....
Senenin bütün zamanlarında cami önünden geçmeyen, cuma günleri kerhen camiye giden; (Kerhen camiye gidilmemiş olsa; sabah namazında 5 Kişi Cuma namazında 5000 Kişi camide olur mu) Sahtekârlığın bir numaralı belgesi bu....
Peygamberimizin günü kutlanıyor...
Niye bilen var mı?
Rant için?
Yanlış duymadınız...
Bilinen rant için....
Kandillerde simit satılacak...
Mevlitler okunacak...
Mevlit okuyan ağzı dualı kişinin cebine para girecek....
Kandil kutlamasının yegâne sebebi budur.
Mezarlığa ziyatere gidersiniz;
Biri karşınıza çıkar; "Bir yasin okuyalım mı?"
Niye?
Ölmüşünüz için?
Ben okuyamıyor muyum?
Fakat ben yasin okuyacağım.
Ha Yasin okunmuş ha Fatiha ne farkı var? İkisi de Allah’ın Kitabından....
...
.... ....
Bunun da hedefinde rant vardır...
Ağzı dualı Yasin okuyacak... Cebine para indirecek....
Kandillere bakınız....
Simitler, mevlitler, lokmalar...
Kandil ticareti....
İslam dininde Kandil var mı?
Kesinlikle yoktur.
Kutlu doğum deniliyor...
Peygamber efendimizin doğumu kutlanıyor.
Süleyman Çelebi asrı saadetten 600 Yıl sonra yaşamış bir methiye yazarıdır.
Mevlit için yazdığı methiyedir.
Süleyman Çelebi’nin yazdığı bu methiye "Mevlüt." Olarak okunmaya başlanır.
Kim niye bunu başlatmıştır.
Bilen iki adım öne gelsin.
Peygamber Efendimizin dünyaya gelişi bununla kutlanıyor desek;
Efendimizin dünyaya gelişine 20 Nisan denmiş...
Mevlüt kandili kutlamasına bir bakınız...
Yılbaşında kutlanıyor mu?
Yaz aylarında kutlanıyor mu?
Kış içinde kutlanıyor mu?
Güzün kutlanıyor mu?
Mevlüt kandili dediniz bunun adına o halde; neden kutlu doğum haftası diyerek belirlenen tarihte kutlanmıyor?
Kesinlikle ve kesinlikle bunda rant vardır.
İslam dinin neresinde "Doğum günü." Kutlaması varmış?
Hiç bir yerinde yok....
İslam dininde Kandil kutlaması diye bir durum söz konusu değildir.
Bir tek Kadir Gecesi ile Cuma günü vardır...
Bunun dışındaki bütün kutlamalar sadece göstermeliktir.
Dini tüccara havale eden bir cahil toplum olunca bütün bunlara kutsal, mübarek gün diye bakılır.
Tüccarın dünyalığı da bu cehalet sayesinde kurtulmuş olur.
Zındığın biri kendisine özel tahsis ettiği mescidinde;
"Bu caminin direkleri 50 ile 150 dolar arasındadır. Kim ki; bu direkleri satın alır ise; Cennet’teki evinin direklerini almış olur, ne kadar çok para verirseniz Cennet’teki evinizin direkleri o kadar sağlam olur." Diyor...
Aklı kıt beyinsizler de bu direkleri satın alıyor...
Aynı zındık;
"Dışarıda kasetler satılıyor, kim o kasetlerden satın alırsa; Cennet’in anahtarını almış demektir. Kim ki; o kasetleri almaz da; kopyasını alır ise; doğru Cehennem’e gidecektir." Diyor...
Geri zekalı tayfa buna da inanıyor...
Allah’la mukavele mi yaptın? Diye soran yok...
Niye yok;
Bir kaset alacak, Cennet’in anahtarına kavuşacak...
İki de cami direği alınca; Cennet’teki evini sağlama alacak...
Bedavadan Cennet....
Buna inanıp da; kaset de alan, direk de alan geri zekalı mı, değil mi?
Bunun kararını sizler vereceksiniz...
Kandil diye bir kutlama yok...
Mevlüt diye bir adet söz konusu değil....
Ölüde 3. gün, 7. gün, 40. gün, 52. gün diye bir durum da söz konusu değil....
Bütün bunlar kutlanıyor mu?
Peki İslam dininde hiç bir zaman yeri olmayan ve olmayacak olan bu adetleri dinimize kimler eklemiş?
Bunu bilmeyecek ne var?
Parayı en çok kim seviyor?
Yahudiler....
O halde; iyi analiz edilmiş mi bu durum?
Hayır aman ha bunlarla ilgili konuşmayın, dinden çıkarsınız diyen bir tüccar konuştu ise; böyle konuların bir daha mümkün mü konuşulması?
Rant çevresinden kim var ise; şimdi ayağa kalkacaktır....
Ben de iddia ediyorum;
Diyorum ki;
Kadir Gecesi ve Cuma günü dışında asla bir kutlama ve mübarek gün ve zaman söz konusu değildir.
İslamın neresinde var ise; ispatlasınlar....
İslam’da içtihat dönemi asrı saadetten sonraki 4. Yüzyılda kapanmıştır...
Şimdi İslam adına bir dünya içtihatçı çıkıyor?
Bunun adına da sahtekârlık diyorum...
Bayramlar söz konusu bunun adı da önceden belirlenmiştir.
Kurban Bayramı’nda; teşrik tekbirleri vardır.
Teşrik tekbirleri vaciptir.
Farzı yarım bırakan kimsenin vacip olan ibadeti yerine getirmesi de sahtekârlıktır....
Ramazan için de aynı durum söz konusudur.
Ramazan ayında teravi namazı vardır...
Teravi namazı farz mı?
Farzı yerine getirmeyenin teravi namazında hınca hınc camiye koşmasına ne buyurursunuz?
Gıybet bataklığına boyuna kadar batmış birinin oruç tutmasına ne buyurursunuz?
Gıybet edenin oruç tutması sadece aç kalmasıdır....
Gıybet edip; ölü kardeş eti yiyenin; oruç tutup da aç kalması riyakârlıktan da öteye sahtekârlıktan da öteye; haysiyetsizliktir.
İslam dininde "Kandil." Var mı?
Adamın birisi çıkıyor; televizyonda; "İnsan değer verdiği bir şeye İlah diyebilir." Diyor...
Birçok geri zekalı, dangalak da; bu konuşanı dünyanın en büyük alimi ilan ediyor....
Bir de; taziyelere bakalım....
Mevtanın yakınları biraz nüfuzlu ise;
Ziyaretçinin haddi hesabı olmaz....
Mevtanın yakınlarının nüfuzu yok ise;
Ziyaret edilse de olur, ziyaret edilmese de olur... Anlayışı hakimdir...
Farz olan ibadet inanan kulun borcudur.
Borç ödemeyen kimse hesabını Yaratan’a verecektir.
Kul hakkı yiyen kimin hakkını yedi ise; ona hesap verecektir.
Tefekkür ettiğimiz zaman;
Kul hakkı yemediysek...
Yetim hakkı yemediysek...
Hazineden para çalmadı isek...
Hazine arazisine ev, iş yeri yapmadıysak....
Davranışlarımızı adam gibi sürdürdü isek....
Kullara karşı hesap verme konusunda kendimizi rahat ve huzurlu görebiliyor isek...
Doğru olan davranışları yapıyoruz demektir.
Bunların doğruluğunu da kimseye sormaya gerek yoktur.
Aklı olan neyin doğru, neyin yanlış olduğunu çok iyi bilir...
Geri zekalı olan da; ne doğru ne yanlış? Diyerek soru soracak birilerini arar...
O zaman da; din ticareti ile iştigal edenlere gün doğar....
Borç ödenmeden; aynı çizgiyi ihtiva eden ibadetin ne faydası olacak?
Kimse kimseyi Cennet’e götüremez...
Kul hakkından sakınmadan adam oldum sanılıyor ise; hemen belirtelim; kul hakkı yiyen adam değildir...
Bir insan davranışları ile değerlendirilir.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.V) Hazretlerinden başka bir kimseye asla tabi olunmaz.
Birisi bir yazı yazmış;
Şu yazıdan da bahsedelim de cehaletin boyutunu hep birlikte görelim;
"İki kişi hesap günü Mizan’da, hesapları görülüyor. Biri bütün ibadetlerini yapmış, diğeri de ibadetlerini yapmamış; ibadetlerini yapan kimse, ibadetlerini yapmayanın hakkını yemiş. Hakkı yenen kimseye diğerinin sevapları verilecekken; Allah (C.C) hakkı yenen kuluna diyor ki; "Ey kulun sen ö mübarek insanı affedersen; Cennet’te sana bir makam vereceğim." Bunu duyan hakkı yenen kimse de; ibadetlerini tam yapandan alacağı olan hakkından vazgeçiyor, Cennet’te makamı yükseliyor."
Şimdi şu yazıyı iyi inceleyelim.
"Kul hakkının hesabını ancak kulların arasında görülecektir."
"Kul hakkının affı mümkün değildir." Bu hükümler benim verdiğim hüküm değil....
Bu hükümler; Allah’ın hükmü...
Bu yazıyı yazan kişi her halde; Allah’ı finans müdürü zannediyor....
Yalancılık, sahtekârlık, riyakârlıkta hiç bir sınır tanınmıyor...
Yani; sözde ibadetlerini yapanlara Allah özel torpil yapıyormuş gibi hava estirilmek isteniyor...
İbadetini tam ve noksansız şekilde ifa eden kimse; kul hakkı yer mi?
Nefsi nefsi denilen Mizan’da; kimsenin bir başka kimseden üstünlüğün olmadığı yerde; Allah herhangi bir kuluna özellik tanır mı?
Bunu yazan sanki Mizan’ın başkatibi....
Şimdi bütün yazımızı baştan aşağıya her gözenin asgari bir kere okumasını özellikle sizlerden istirham ediyorum....
Yüce Allah (C.C) Afiyet, huzur, nur, sağlık ve bereket nasip eylesin...
Allah’ın selamı üstünüze olsun...
Kadir DURAK
YORUMLAR
Yazdığını hepsi doğru eksiği bile var ,devlet malı yiyenin ,yetimin hakkını icukkalayanın teolojik dille''''' gulum ''''hakkı yiyen kimsenin
alenen ortadaysa öldüğünde namazı kılınmaz yani kafir gider ,peygamber kıymamıştır,teravih namazı aslı 6,8,10 rekat olarak kılınmış ve her ramazan gününde kılınmamıştır camide peygamberimiz vakit namazları gibi farz olur diye
her gün camide kılmammıştır,şimdi 18,20 rekat kılıyorlar bu islama olmayan bir şeyi sokmaktır,bu da bidattır yapanda merduttur,sen namaza ekleme yapamazsın ibadethanede, evinde kaç rekat kılarsan kıl,evde teravih namazı kılmak daha hayırlıdır, ALLAH ,KATINDA EN ÜSTÜNÜNÜZ TAKVADA EN ÜSTÜN OLANDIR,takva allah katında üstündür,kullar arasında
değil,takvan kulamı yarıyor ,sen allah için kılıyorsun namazı ,orucu allah için tutuyorsun, bundan mevki ,makam ,şan şöhret,
toplum nezdinde saygınlık için yapanlar riyakardırlar kıldıkları namazları yüce yaratıcı yüzlerine vuracaktır,
artık kendileri bilir,kardeşim kayılıyorum
,yazından dolayı kutlarım lebiderya
İbadetini tam ve noksansız şekilde ifa eden kimse;
nereden bilebilirsiniz ki.
kat'i hükümler koymak için alim olmak gerek. Üstelik alimler bile kat'i hükümler vermenin fetva olduğu kanaatiyle kılı kırk yararlar.
sizin düşünceniz sizde kalmış olsa sözüm olmazdı ama madem "ben alimim ve genele anlatıp yazacağım" demişsiniz o halde söylenecek birşey kalmıyor.
İnsanların yaptıkları ibadetlerdeki samimiyetin ya da riyanın ölçücüsü kişiler değildir. Kendilerini bile kontrol edemeyen ve bir nizama sokamayan insanlar nasıl olur da başkalarının hareketleriyle ilgili bu kadar kat'i konuşurlar hiç anlamam.
Özetle : Maksadını aşan bir çalışma olmuş.
asran tarafından 8/5/2011 3:36:06 PM zamanında düzenlenmiştir.
yasin...! fatiha....! inanç farklı bir kulvar ,ancak saygı duymak lazım. zaten dinde,zorlama yoktur....eleştiri ise...