VEDA ZAMANINDA DUYGULAR…
Bir dönem daha bitti… Yoğun okul günleri, yoğun dersler ve yoğun sınavlar… Zaman veda zamanıdır artık. Herkesi bir yolculuk telaşıdır almış gidiyor. Kimi bilet peşinde, kimi bavul hazırlama telaşında. Kimisi de ailesine kavuşmanın sevincinde.
Hiç özlem duygusunu yaşamadım ben. Nedenini sormayın çünkü ben de bilmiyorum. Çevremdekiler duygularımın alındığını savunuyorlar ama bilmiyorlar ki insanlar duyguları olmadan yaşayamazlar.
Garajda bana veda edip saatlerce arkamdan yas tutacak bir sevgilim olmadığı için bol bol çevremdeki insanları inceleme fırsatı buluyorum. Ne kadar da birbirlerinden farklı şu insanlar. Kimi gergin, kimi üzgün, kimi de şaşkın bakışlar içerisinde.
Yaklaşık yarım saattir birbirlerine yapışık durumda olan şu çiftten gözümü alamıyorum. Zannedersiniz ki kızı uzaya gönderiyor oğlan. Arka fonda siyah beyaz bir görüntü oluştu birden. Klasik Türk filmi sahnesi.
Esas oğlan: Ben sensiz nasıl yaşayacağım canım. Gitmezsen olmaz mı?
Esas kız: Ben de gitmeyi hiç istemiyorum ama tatile girdik canım, mecburum gitmeye.
Esas oğlan: Ne yapalım, idare etmeye çalışacağım artık sensizlikte.
Ve ağlamalar, uzun uzun susmalar…
Neyse uzun bir vedadan sonra esas kız ayrılıp otobüse binmeyi başardı, özenle yerleşti yerine. Artık veda zamanı geldi. Otobüs, içindeki insanları memleketlerine ulaştırmak için harekete geçti. El sallamalar… Ağlamalar… Vedalar…
Hiç sevmem vedaları… Çoğu zaman acı verir insana. Eğer gidiyorsan bir yerden, yalnız olacaksın, ağlayanın, dövünenin olmayacak ardından. Sanırım haklılar, gerçekten duygularım alınmış benim.
Tekrar esas kıza takıldı gözüm ve kulağım. Telefonda birisiyle konuşuyor, ailesine haber veriyor olabilir mi acaba? Hayır, fazla hayal kurar oldum galiba. Kim olabilir ki, tabi ki biraz önce ayrıldığı sevgilisiyle konuşuyor.
—Aşkım seni çok özledim şimdiden, dayanamıyorum sensizliğe…
Pardon? Yanlış mı duydum acaba ben. Daha iki dakika bile olmadı ayrılalı. Ne özlemesi? Ne dayanamaması?
Bu kadarla kalsa iyi. Yaklaşık on dakika sonra başka biri aranıyor telefonla.
—Aşkım, nasılsın? Seni çok özledim bebeğim. Bitti sonunda hasretimiz, geliyorum yanına. Beni karşılamaya gel olur mu? Hadi görüşürüz, öptüm canım.
Anlayamadım, ne oldu şimdi? Bütün o duygular yalan mıydı yani? Sevgiler bu kadar mı yozlaştı 21. yüzyılda? “Eski aşklar, eski sevdalar gibisi yok” derdi büyüklerimiz, nerede kaldı onlar şimdi?
Artık bölgesel aşklar, saatlik aşklar ve mantık aşkları var galiba. İşinize hangisi gelirse artık. Bana duygusuz diyorsunuz... Evet, ben duygusuzum ve bu halimle gurur duyuyorum. Eğer duygulu olmak böyle bir durumsa ben duygusuz olmayı tercih ediyorum. Bir başıma ama kimseyi kandırmadan. Benim istediğim yalan sevgiler, sahte vedalar değil ki… Gerisini de bu zamanda bulmak kolay değil sanırım.
Otobüsten kopup dışarıyı seyretmeye dalıyorum. Şu bahçenin içinde koklaşan iki köpeğin duyguları bile daha samimi geliyor bana. Evime ulaşmadan önce bakalım daha neler göreceğim.
Evet, itiraf ediyorum, duygusuzum ben. İnanması çok zor ama öyleyim… Lütfen sahte duyguların esiri olmayın, olur mu?
09.06.2007
Pelin Ö.
YORUMLAR
Evet, ben duygusuzum ve bu halimle gurur duyuyorum. Eğer duygulu olmak böyle bir durumsa ben duygusuz olmayı tercih ediyorum. Bir başıma ama kimseyi kandırmadan. Benim istediğim yalan sevgiler, sahte vedalar değil ki…
ne güzel söylemişsiniz...
yüreğinize sağlık demekten başkası düşmez bana...
Sn İskender PALAnın bir yazısı vardı ''sevgi neydi'' isimli.O yazıyı getirdiniz hatırıma...
ne yazık ki artık herşey gibi aşklar da yalan...
yalnız şu da var ki aslında gayet duygusalsınız, olmasanız bu satırları yazamazdınız.Yanılıyor muyum?
sevgiyle kalın...