BİZ AYRILAMAYIZ 35. BÖLÜM
Metin de gelip oturdu.Bu hayırlı konuşmayı dinlemeğe başladı.
"Efendim; ALAH IN emri peygamberin kavli ile kızımız Zeyneb i oğlum Metin e istiyorum."
"Dur... dur... bu nerden çıktı şimdi?"
"Valla bilmem? Metin öyle arzu etti. Yaş günü nikah olsun diyor."
"İyide bu acele niye? Hem Zeyneb e sormadan ne diyelim biz?"
Metin söz aldı "Ben artık Zeynep siz yapamayacağım.O da öyle eminim.".
Kamil Bey de başını salladı "Deli divane"dedi.
" Çok ani oldu. Hiç zaman yok ki... Nasıl olur; nasıl yaparız?"
"Biz herşeyi düşündük. Ev süslenecek, yiyecekler sipariş verilecek. Açık büfe olur. Öyle çok tantanaya gerek yok. Zaten Zeynep te sevmez."
"Ya gelinlik?"
"Ben onun zevkini iyi biliyorum. Terzisine sipariş veririm o iş kolay.Başka ne yapılacaksa yetiştiririz.Yeterki siz olur deyin."
Babası "Bilmem ki ...?Zeyneb e sormadan bu iş nasıl olur?"
Kamil Bey "Köydeyken Ali Metin i bulup seni ona nikahlayacağım demişti.O da sahi yapar mısın? İşte insanın böyle ağabeyi olmalı demişti."
Metin "Evet; bende duymuştum. Biliyorum ve şimdi bunu gerçekleştireceğiz.Gelinliği de
siz verirsiniz. Kızım yaş günü hediyesi diye.Sizi kırmaz. Ne dersiniz; anlaştık mı?"
"Ee ne diyorsunuz?"
" Ne diyelim?"
"Kamil Bey sende babası sayılırsın. Ne diyelim?"
" Verelim derim. Çocuklar çok üzüldüler. Ben şahidim.Metin in de,Zeyneb inde çok acı çektiklerini gördüm. Verelim ...Onlar ayrılamaz."
Aralarında söz kesip; yapacak işleri konuştuktan sonra anlaştılar. Herkes görevini üstlenmiş olarak dağıldılar.
Metin önce belediyeye nikah için müracatta bulundu. Sonra terziye gidip gelinlik siparişi verdi.. Onun hayalindeki beğendiği modeli az çok biliyordu.
Gün koşuşturmakla geçti.Kimler davet edilecek? Seçilecek yemek listesi...
Akşam Zeynep le Ali gelmiş;oldukça yorgun görünüyorlardı. Zeynep yemekten sonra odasına çıkıp Metin i aradı...
"Henüz gelmedi" dedi annesi.
" Nereye gitti acaba?" Bugün bana telefon da etmedi."
"Gelince söylerim. O seni arar kızım.Siz neler yaptınız?"
" Hiç; Ali nin işleri ile ilgilendik. Kağıtlarını verdik."
"Yarın ne yapacaksınız? Bir planın var mı? Bak ben ne diyeceğim;Toplantıda giymek için hem kendine hem Yıldız a kıyafet alsan diyordum."
"Benim de aklımdan geçiyordu. Yarın çarşıya çıkar bir şeyler bakarım."
"İyi olur. sen kendine nasıl birşey düşünüyorsun ?"
"Bilmem...? Bakarım bir şeyler... Öyle tantanaya gerek yok. Sade bir tören olsun."
"Bizde aynı fikirdeyiz.Ama yine de güzel ve eğlenceli geçsin."
" Bak aklıma ne geldi? Metin in yaşgünü geçeli onbeş gün oldu. Buralarda değildiniz ya kutlanmadı.İkisini bir yapsak diyorum."
"Doğru; ben de unutmuştum. Metin in yaş günü geçti değil mi?" Evet ona da sürpriz olsun.
İyi olur. İki pasta siparişi verelim ama Metin duymasın."
" Anlaştık."
Zeynep çok mutlu olmuştu... Sonra yatağına uzandı."Bu çocuk ne işler yapıyor da beni aramadı"diye hayıflandı.
Dışarı çıkıp; annesinin yanına gitti .
"Annem Selma teyzeyle konuştum. Metin in yaş günü de geçmiş. Biz buralarda değildik ya; ikisini birden kutlayalım diyor."
"Olur kızım. Metin e de hediye alalım.
"Ozaman yarın çarşıya çıkıp; şöyle bir giyinip gelelim ne dersin?"
"Sen ne düşünüyorsun? Kendine güzel bir şeyler al bari."
Sohbetleri güzeldi...
Ali "Ben odama gidiyorum" diye izin isteyip ayrıldı.
" Hepimiz yatalım. Yarın işimiz çok." herkes odasına çekildi.
Zeynep odasına girince cep telefonuna baktı. Mesaj yoktu.
Bu kez onun odasındaki özel telefonunu çaldırdı.Cevap veren olmadı.
" Gelmemiş...Arar ." diye uzandı dalmıştı.
Telefon sesine uyandı...
" Alo."
Metin "Merhaba aşkım; nasılsın?"
"Ben iyiyim de... Sen nerelerdesin?"
"Burada değildim. Yeni geldim. Hemen seni aradım."
"Nereye gittin?"
"Babamın işleri varmış; onun için şehir dışına çıktım.Beni bırak; siz neler yaptınız?"
"Ne olsun; Ali nin kağıtlarını teslim ettik. Hastanede vakit geçti.Yarın ne yapıyorsun?"
"İşlerim var."
"Yani... yine görüşemiyecek miyiz?"
"Biraz zor; ama telefonla haberleşiriz.Peki sen neyapacaksın?"
" Biz alışveriş için çarşıya gideceğiz."
"Nasıl bir kıyafet düşünüyorsun?"
"Ne bileyim? Alırım bir şeyler işte..."
"Benim almamı ister misin?"
Sen....sen...Nasıl olacak bu?"
"Ne istersen alırım. Sen de; ben de alırız. Hangisi hoşuna giderse onu giyersin."
"Olur. Ama...seni göremeyince çok kötü oluyorum bunu bil."
"Zeynep sana bir teklifim var. Partiden sonra şöyle bir kaçamak yapsak; tatile çıkalım ne dersin?"
"Nereye?"
" Nereye istersin? Antalya tarafları olur;yurt dışı olur."
"Nasıl? Ama Ali var, babalar var ayıp olmaz mı?"
"Sanmam... Ali işe başlayacak. Babalarsa ;bizimkilerle; seninkilerle vakit geçirirler.
Biz kimseyi düşünmeden gidelim.Karar ver; yer ayırtacağım."
"Metin sen seç. Beni nereye götürürsen giderim de.... Sana bir şey diyeceğim."
"Neymiş o?"
"Hatırladın mı?"
"Neyi?"
"Yılbaşı gecesini....????"
"Yoooo.. hayır. Hiçbir şey düşünme meleğim. Bu günlerin tadını çıkaralım. Hadi seni çok öpüyorum. İstediğin bir şey var mı aşkım?"
"Hayır Metin; tek istediğim o geceyi hatırla lütfen."
"Peki... senin için düşüneceğim. Seni çok seviyorum" telefonu kapattı.
Zeynep yatağına uzandı. "Neden hatırlamıyor? Allah ım!" diye iç çekip uyudu.
Sabah erken kalkamadı. Çok yorgun bir hali vardı.
"Bu gün Metin i göremeyeceğim gene; onu çok özlüyorum" diye gönülden konuştu.
Annesinle Emine Hanımı balkonda otururken gördü.Hemen yanlarına gitti.
"Günaydın nasılsınız?"
"Günaydın;sayende iyiyiz kızım. Hem de çok iyiyiz" diyordu Emine Ana"Rabbim gönlünün muradını versin."
"Cümlemize" diye cevap verdi Zeynep.
"Yıldız nerede?"
"Okula gitti."
"Hani çarşıya çıkacaktık?"
"Oradan gelecek. Dersi varmış."
"Ya Ali?"
"Henüz kalkmadı."
"Babalar...?"
"İkisi de gitti. Kamil bey boş durmaya alışık değil; sıkıldı."
"Çarşıya nezaman çıkıyoruz.?"
"Kahvaltıdan sonra iyi mi?"
Onlar böyle konuşurken Ali de geldi.
"Günaydın."
Zeynep gülümsedi "Sende bakıyorum uykucu oldun.İstanbul un havası etkiledi seni."
Ali "Aslında uyanalı çok oldu. Odamda idim."
"Kim bilir neler düşündün gene."
"Hiççç... geçmişimi, geleceğimi."
"Bak... bak... neymiş onlar?"
"Sır... söylemem. Bana ait."
"Öyle olsun; söyleme."
"Eeee... hadi kahvaltı yapalım. Ben acıkmışım."
Annesi "Biz yedik. Sizde yiyin de çıkalım. Sıcağa kalmayalım."
Zeynep " Yemek odasına gel" diyerek yürüdü.
Ali ona baktı "İyi misin?"
"Niye sordun?"
"Bilmem... oldukça durgunsun da..."
"Merak etme. Ya sen; İstanbul dan,buradan memnun musun?"
"Bilmem...? Henüz burada misafirim. Tabi ki düşüncelerim var."
"Nedir onlar?"
"Nerde oturacağım; nasıl geçineceğim? Bunlar beni ürkütüyor. Büyük şehir yaşantısına alışık değilim.Herşeyden önce İstanbul gibi bir yerde yaşayacağımı hayal bile edemezdim.
"Alışırsın...alışırsın. Bunda korkacak bir şey yok. Bak bunca insan nasıl yaşıyorsa sende öyle yaşayacaksın."
"Bakalım....??? Benim gelmemi sen mi istedin?"
"Evet... düşündüm ki doktor babalar gelecek; ben de yokum. Sonra Sema yı da sevmedin. Onunla çalışmak zor gelecektı. Ders çalışamadın; imtihanı kazanamazdın.Köylere vuracaktın kendini.Sana kıyamadım.Hem orada istikbal yok.Burada mesleğinde ilerlemen için daha çok avantajlar var.Bu yüzden babama rica ettim ."
"Sen hep İstanbul da mı kalacaksın?"
"Hayır; Ankara ya gitmek zorundayım.Biliyorsun yıl sonunda imtihanlarım var.Okuluma devam edeceğim."
"Ben sensiz burada ne yapacağım?"
" Alışacaksın. Yeni arkadaşların olacak."
"Ama ben başka arkadaş istemem. Seni tanıdıktan sonra başkası olamaz.Çıkmaz...çıkmaz karşıma..."
Zeynep "Bak ağabeyimsin; ben yenge istiyorum ve görümcelik yapacağım" ikisi de gülmeye başladı.
"O biraz zor" dedi Ali.
"Zaman geçiyor; haydi çocuklar!" diye seslendi annesi.
" Tamam geliyoruz" kalktılar. Sohbetleri de bitmiş oldu.
Metin in annesi de gelmiş; kadıncağız sevinçten hastalığını bile unutmuştu.Çok heyecanlıydı.
Zeynep se şaşkın "Niye bukadar heyecan, telaş yapıyor ?"diye düşündü.. "Alt tarafı yaş günüydü."
Önce kıyafetlere baktlar. Çok sade; ama güzel bir elbise beğendi. Üzerine harika yakışmıştı.Ali ye spor bir takım beğendi.İtiraz edecek olduysa da sözü geçmedi.Ayakkabı çamaşıra kadar alındı.
Metin e yaşgünü hediyesi olsun diye güzel bir kıyafet beğendi.
Annesi " Kızım sade bu olur mu? Kuyumcuya gidelim; en azından bir künye bakalım."dedi.
Herkes zevkine göre kıyafetler aldı.Aslında bunlar düğünde giyilebilecek kadar çok şıktı.
Zeynep se "Aman ne abarttılar" diye gülüyordu.
Kuyumcuya gittiler.
Annesi" Takı beğen kızım" dedi.
"Biliyorsun ben çok sevmiyorum" dese de pırlanta bir takıyı beğendi.
" Alınacak" diyordu annesi. Yüzüğü, küpesi, kolyesi muhteşemdi.
Annesi Metin ede bir künye beğendi.
Zeynep bir ara dışarı çıkınca farkettirmeden takıların parasını Selma hanım ödedi.
Ayakkabı alırken; gene ona göstermeden bir çift beyaz ayakkabı da aldılar.
Gün dolaşmakla geçti. Yıldız da gelmiş; onunda giysisi alınmıştı.
Anneler bir ara yalnız dolaşıp gene Zeyneb e göstermeden gecelikler, çamaşırlar seçmişlerdi..
Eve geldiklerinde hepsi çok yorgundular.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECCEK...
YORUMLAR
AYSE 09
kadın milletiyiz takısız olurmu
,
evet hayat devam ediyor
saygılar benden hiç bitmeyen
kalemin daim olsun canım harika gidiyor öykü onca sıkıntıların mutllulukla bitmesi de bir başka anlamlı duygu yüklü...sevgilerimle..
AYSE 09
sağ olasın bitanem
sevgimlesin gher daim
hep yanımda oldun seni seviyorum