Aşkınla Yak Rabbim HAYIRLI KANDİLLER
Ey Rabbim öyle yakki yandıkça sana geleyim
Sun aşkı badeyi içtikçe oda döneyim
Pervane olup aşkınla ben benden olayım
Lutf et Rabbim ölmeden önce binlerce öleyim .
Allahım öyle yakki aşkınla sana geleyim
Kor olsun her zerrem aşkınla inleyim
Canımda canımı her an göreyim
Sun aşkı badeyi ben benden olayım
Ölmeden binlerce ölüp huzurunda secde edeyim .
Ellerimi uzattım,topladım nûrdu hece,
Ey mah yüzünü gördüm,varıp yaklaşdım sardım.
yeganem nigar bedirhan
MİRAC
Miraç, Efendimiz;in (sav) müberek cismaniyeti ile yaptığı ve netice itibariyle mucize olan kutlu bir seyahattır. Bu kutlu seyahat. O;nun için de bizim için de her zaman bir iftihar vesilesidir.
Daha önce, Rahmet Peygamberi;nin (sav) yolculuğu ölçüsünde ve seviyesinde, hiç kimseye böyle bir yolculuk müyesser olmamıştır. Evrensel bir nübüvvetle gönderilen nebiler Serveri (sav), bütün enbiyâ-i izâmın cihetü;l-vahdetini câmi olması itibarıyla bu kutlu seyahatinde farklı farklı sema tabakalarında bulunan enbiyanın hemen hepsinin bulunduğu makamdan geçerek onlarla görüşmesi vb. gibi karakteristlik bir çizgi takip etmesi yönüyle, böyle bir seyahat, hem ilktir hem de son. Böyle olduğu içindir ki Hz. Cebrail ayrı ayrı her sema kapısını çaldığında vazifeli melek, O;ndan evvel kimseye açmamakla emrolunduğunu söylemiş ve ;Bu kapılar şimdiye kadar hiç kimseye açılmadı; demiştir.
Burada bahis mevzuu edilen ;gök kapısı;, açılma; ve ;yol verme; gibi ifadeler, elbette ki bizim anladığımızdan farkı şeylerdir. Dolayısıyla Cebrail;in (as) gök kapılarını Efendimiz;e (sav) açmasını yukarıya doğru yükselirken karşılarına çıkan bazı kapıların açılması şeklinde anlamak avamca bir yaklaşımdır.
Evet, Hâtemu;l-Enbiya olan Efendimiz;den (sav) önce, hiç kimseye açılmayan kapılar, ilk defa O;na açılmıştır. Buradan hareketle, o kapıların Nebiler Serveri;nden (sav) sonra da bazılarına açılabileceği söylenebilir. Ne var ki burada akla, ;Acaba ümmet-i Muhammed diğer peygamberlerden daha mı faziletli ki, kapılar kimseye açılmadığı hâlde onlara açılıyor; şeklinde bir soru gelebilir. Hemen şunu belirtmeliyim ki, peygamberin fazilet, üstünlük ve hususiyeti onun peygamberliğine mahsustur ve herkes kendi miracı ile diğerlerinden farklıdır; yani her peygamber; hissi, duyusu, anlayışı ve şuuru ile mazhar olduğu mertebenin eridir. Onun arkasındakiler ise, bu yolculuğu velâyet kanatları ile gerçekleştirirler. Önemli olan, bu kutlu seyahati Hak;la münasebet içinde ve halkla beraber bulunma esprisi içinde gerçekleştirmektir. Önemli olan, bu kutlu seyahati Hak;la münasebet içinde ve halkla beraber bulunma esprisi içinde gerçekleştirmektir
. İşte bu yönüyle, zatında diğer insanlar enbiya-ı izama müsavi olmadıkları gibi onların yolculukları da peygamberlerin yolculuklarına müsavi olamaz. Ne var ki İmam-ı Gazâlî, Muhyiddin İbn Arabî, İman-ı Rabbânî ve Üstad Bediüzzaman gibi bazı yüce ruh ve selim fıtratların, Efendimiz;in (sav) açtığı kapıdan, O;nun arkasında yürüyerek hakikat-ı Ahmediyenin zilline ve cüz;iyyetine ulaşmaları mümkün olur.
KANDİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Bütün kandil gecelerinde yapılabilecek ve yapılması gereken önemli bir takım afv ü mağfirete nail olma, ecr ü sevap kazanma, manevî terakki kaydetme, bela ve musibetlerden kurtulma ve rıza-i İlâhiye ulaşma vesileleri vardır ki, bunlardan bazılarını maddeler hâlinde kısaca ve toplu olarak yeniden hatırlamakta yarar var:
1. Kur’ân-ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur’ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.
2. Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.
3. Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.
4. Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.
5. Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
6. Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.
7. Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı.
8. Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.
9. Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.
10. Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.
11. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.
12. Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli.
13. O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.
14. Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.
15. Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
16. Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.
17. Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli.
18. Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e-mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.
19. Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.
Kandilimiz Mubarek Olsun
Tam teslim olmak kaç kişiye nasip olur oldukça az hemde teslim olan asla şikayet etmez halinden..Acıları bile bal gibi tatlı hisseder.İyi yada kötüde mutlaka haıy gizlidir bizler bliemeyiz..
Kulların başına gelenler elleriyle yaptıklarının kariılığıdır.Allah kulundan intikamını yine başka kuluyla aldırır..
Ne yaptıysa kişi mutlaka karşılığını görür iyi yada kötü.
Titreyip sarsılıp kendine gelmezse tevbe edip kul hakkıda varsa af dilemezse sanırım durumu dünya ve ahrette vahimdir..
Allah aşkıyla yandığını söyleyenler o kalbe başkasını zor alırlar alsalarda o mutlaka Allahı daha çok andıran olur kendisine..
Ölmeden ölmekse aşkın büyük boyutu..Ölmeden ölenler dünyada bile bakiyi yaşar gibilerdir..
Allah cümlemişzi hak yoldan ayırmasın .Miraç kandiliniz hayırlı olsun hayırlara vesile olsun inşaallah..Selam ve dua ile..
YORUMLAR
ne güzel yazmışsınız değerli çalışmanızı nasılsa gözden kaçırmışım..
kusura bakma değerli ablam....gafil kalmak ne betbahlıktır..ne mutlu değerlendirebilenlere..
saygılarımla..