- 1169 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
Budama Makası Hırsızı
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Adam budama makasını kaybetmişti. Ne yaptı ne etti, nereye baktıysa bulamadı. Bahçesindeki malzeme kulübesinin altını üstüne getirdi, duvar diplerindeki güllerin, çiçeklerin aralarına baktı, bulamadı.
Belki bir işin sonunda dalgınlıkla evin içine götürmüşümdür, diye düşünerek evde yatak odasının elbise dolaplarına kadar her yere baktı. Banyoya, tuvalete bile baktı. Yoktu budama makası. Yok olmuştu.
Özenerek baktığı gülleri, çiçekleri dal budak salmış, güzel görünümlerinden bir hayli uzaklaşmışlardı. Bir an önce budamalı, düzene sokmalıydı önem verdiği bahçesini ve çiçeklerini.
Bir yandan bahçesindeki her köşeye tekrar tekrar bakıp budama makasını ararken bir yandan da çirkinleşmiş, yapraklarını dökmüş, birbirine karışmış hale gelen çiçeklerine bakarken, yan komşusunun bahçesinde şezlong tipi oturağına uzanmış olduğunu gördü.
Olduğu yerde kaldı kıpırdamadan. Gözlerini uzanmış keyif yapan komşusuna dikti. Evet, evet. Tam budama makası hırsızı gibi bir yatışı var, dedi içinden.
Komşusu uzanmış olmaktan sıkılmış olmalıydı ki, kalkıp bahçesinin içerisinde dolaşmaya başladı. Evet, yürüyüşü tıpkı bir budama makası hırsızınkine benziyor, diye düşündü.
Komşusu, adamın bahçesine doğru birkaç adım attı. Bahçeleri birbirinden ayıran bitki çitlerinin yanında durdu. Gülümseyerek:
-Hava çok güzeldi. Biraz uzanayım dedim uyuyup kalmışım olduğum yerde, dedi.
İşte, gülümsemesi bile, tıpkı bir budama makası hırsızınınki gibiydi.
-Bahçeyi de elden geçirmek gerek, ama benim de sizin gibi tembelliğim üzerimde be komşum. Senin bahçenin de benimkinden farkı kalmamış hani.
Seçtiği kelimeler, kesik, kesik konuşması, ses tonu, konuşurken sağa sola bakması, artık şüphe kaldırmaz bir budama makası hırsızınınkinin aynısıydı.
Susmamalıyım, dedi adam içinden. Şu budama makası hırsızına haddini bildirmeliyim. Tam ağzını açıp konuşmaya başlayacak, tam da, budama makasımı neden çaldın, ne biçim komşusun sen, diyecekti ki, Komşusu, yeniden gülümseyerek:
-Müjgan Hanım bugün dönüyor değil mi? Haydi gözün aydın. Epeyce yalnız bıraktı seni, dedi.
Adam birden panik oldu. Cep telefonundan saatine baktı. Karısı Müjgan’ın uçağının inmesine sadece yarım saat kalmıştı. Kaybolan budama makası yüzünden karısının gelişini de unutmuştu. Telaşla:
-Evet, diye yanıt verip komşusuna, içeriye koştu. Aceleyle gömleğini değiştirip, saçlarını taradı ve arabasını çıkarmak için garaja yöneldi. Garajın kapısını her zamankinden daha hızlı bir şekilde açtı ve arabasına binip çalıştırdı. Tam garajdan çıkıyordu ki, yan duvarda bir çiviye asılı duran budama makasını gördü. Gülümseyerek yola çıktı arabasıyla.
Karısını havaalanından alıp eve varınca, arabasını yeniden garaja koydu ve duvarda asılı duran budama makasını alıp bahçesine koştu hemen. Bir yandan terastaki masada oturmuş kahvesini içen karısıyla sohbet ediyor, bir yandan da uzun zamandır ihmal ettiği güllerini, çiçeklerini buduyordu.
Yan komşusu yeniden göründü bahçesinde. Müjgan Hanıma, hoş geldin, adama da gözün aydın komşum, dedi.
Adam elindeki makası yana bırakıp, çitlerin ötesindeki komşusuna baktı. Evet, evet. Gülümsemesi, ses tonu, konuşması, yürümesi hiç de bir budama makası hırsızınkine benzemiyordu. Komşusu yine aynı komşusuydu. Bildiği, tanıdığı. Değişen hiçbir şey yoktu.
Ama kendisi çok değişmişti o anlarda. Utandı kendinden böyle önyargılı düşündüğü için. Komşusuna bir güzellik olsun diye onu birlikte kahve içmeye davet etti.
-Teşekkür ederim, dedi komşusu. Biraz önce içtim ben kahvemi. İkincisi fazla gelir tansiyonuma. Size afiyet olsun.
-İyi, siz bilirsiniz. Ben şu gülleri budamayı da bitirip, budama makasını size vereyim, siz de çiçeklerinizi budayın isterseniz.
-Gerek yok. Benim var zaten bir budama makasım. Yeni aldım.
-Yeni mi aldınız?
-Evet. Henüz bir kez kullanmışlığım var. En son bende yokken sizinkini alıp budamıştım.
-Hatırlayamadım valla.
-Siz yoktunuz evde. Sizi göremeyince de bahçede çitlerden uzanıp aldım. İşim bitince de size teslim edeyim dedim, tam o anda siz arabanızla çıkıp gitmiştiniz yine.
-Ee, sonra, diye merakla sordu komşusuna. Sanki düğüm çözülüyor gibiydi.
-Ben de bahçede, kalmasın, yağmura falan denk gelmesin diye açık duran garajınızda duvara asıverdim budama makasınızı.
-Anladım, dedi adam.
Sonra içinden: Ne oldu şimdi? Dedi. Bu adam bir budama makası hırsızı mı değil mi? Kafası karışmıştı.
YORUMLAR
Gülümsedim; ama ikilemde kaldım, düşünmelimiydim. :)
Gülerken düşünmek! Becerebilmek... Becerttiren yüreklere teşekkür etmek.
Diğer yazılar budanmış olsa da tarafınızdan, haklı başarınızdan dolayı kimsenin itirazı olmayacaktır.
Selam ve saygılar.
Hüseyin Akdemir
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum size Nilgün Hanım...
Hüseyin Akdemir
Ama sanırım asıl mutluluk burada edebiyat defterindeki arkadaşlarımızdan aldığımız beğenilerdir.
Çok teşekkür ederim Deniz. Güzel sözleriniz için...
Hüseyin Akdemir
İşin esprisi de bu ikilem de kalmakta zaten.
Teşekkürler...
Yine usta kaleminize yakışır bir öykü ve hakettiği yerde, kutlarım hocam nice güzeliklere her şey gönlünüzce olsun...
UMUT ve DOSTCA
Hüseyin Akdemir
Beğeniniz ve iyi dilekleriniz için...
İnsan düşüncesini çok güzel analiz etmişsiniz Hüseyin Bey. Herkesin pay alması gereken bir yazı. Önyargı mı? Yoksa başkasını alet ve edevatını sormadan almak mı? diyeceğiz bu yazıya. Her ikisi de var yazıda bence. Daha öncede yazılarınızı okutmuştum, kaleminiz okutturuyor.
Tebrikler........saygılar
Hüseyin Akdemir
İlginiz ve güzel yorumunuz için teşekkürler.
Tebrikler güne gelen yazınıza, beğenerek okudum.
İnsanın önyargılı düşünmemesine güzel bir örnek.
Günün yazısı bunun için önemli.Yazı çokluğunda fark edemediğimiz bir yazı güne gelince dikkati yazarına çekiyor.
Tebrikler, diğer öykülerinizi de geri dönük, fırsat buldukça okumak istiyorum, saygılar.
Hüseyin Akdemir
Umarım diğer öykülerimi okumak için de fırsat bulursunuz:)
Saygı ve sevgiyle kalın...
Sabah sabah çok keyifli bir öykü okudum. Ben de makasımı kaybettim arıyorum, bulamıyorum .Kendimi öykü kahramanına benzettim. Bakalım benim makas nereden çıkacak. Kutluyorum sizi...
Sevgilerimle...
Hüseyin Akdemir
Bakalım,makasınızı bulmanıza faydası olacak mı:))))
Teşekkürler.
Saygı ve sevgiyle kalın...
Hüseyin Akdemir
saygı ve sevgiyle...
İlahi siz...Bir makastan heybetli bir öykü çıkarttınız. Bir de bana soruyorsunuz, ne yer ne içer nerede yaşar ne ile beslenir kaleminiz diye? Değerli yazarım, siz nereden buluyorsunuz bu orjinal konuları?
Kutluyorum can-ı gönülden.
Selamlar.
Hüseyin Akdemir
Çok teşekkürler favori yazarım.
saygı ve sevgiyle...
Aynur Engindeniz
Bu keyifli ve bir o kadar da emek isteyen bir yol. Hepimiz emekliyoruz. Birgün kalkıp yrüyeceğimize inanıyorum.Hep birlikte ama...Geride kimse kalmayacak? Bu bir ütopya değil, inanın. Yeterki birbirimize doğru yön verelim. Orhan Pamuk ya da Elif Şafak buraya gelip bize yol gösterecek değil, bize bizden fayda var değerli yazarım.
Durmak yok yazmaya devam. Dönünce herkesin sayfasını kontrol edeceğim:))
Saygılar selamlar.
Hüseyin Akdemir
Elif şafak... Sayfalarca yazışabiliriz bu konuda.
Bir dörtlüğün mısralarında geçiyor şu sözler:
"Nuh'a haber verin, gelsin de tufan görsün"
Elif şafak'a söyleyin, gelsin de Aynur Engindeniz'i görsün. :)))
Dönünce...?
Sanırım tatile çıkıyorsunuz.
Çokça dinlenin. Ruhunuzu ve bedeninizi şımartın. Yazacaklarınızı hazırlayın önceden. Döner dönmez de susuz kaldığımızı düşünerek ard arda sıralayın yazılarınızı, şiirlerinizi ve öykülerinizi.
Saygı ve sevgiyle kalın, Aynur Hanım.
Yazılarınızı özleyeceğiz...
Aynur Engindeniz
Nasip olur da dönersek, elbette yazacağız. Bu arada sizler mi susuz kalırsınız siteden uzak kalacak olan ben mi tartışılır.
Saygı ve selam ile efendim...Hoşçakalın.
Hüseyin Bey, her öykünüz bana göre "günün öyküsü". Tebrik ederim. Saygılarımla.
Hüseyin Akdemir
Saygı ve sevgiyle...
Hüseyin Akdemir
İçten, samimi düşünceleriniz için.
Beğenmiş olmanıza sevindim.
Satgı ve sevgiyle...
belki her okuduğum öykünüzde yorumum yok ama
sıkı takipçinizim
hele annenizle telefon sohbetinize bayılıyorum
öncelikle annenize sevgiler, lütfen onu gerçekten çok seven insanlar olduğunu söyleyiniz:)
bu güzel paylaşım içinde teşekkürler
tebrikler, saygılar
Hüseyin Akdemir
Annem daha dün aradı beni.
Yeni telefon görüşmeleri yolda:)
Selamınızı ve sevgilerinizi memnuniyetle iletirim kendisine.
Saygı ve sevgiyle kalın...
Öykü ne kadar güzelse, son cümle bir o kadar fazla. Tüm gizemi olduğu halde bırakmak gerekir inancımdayım. O son cümle yazarın okura güveni olmadığı hissiyatı veriyor bana kalırsa.
Hüseyin Akdemir
öncelikle haklı yaklaşımınız ve eleştiriniz için çok teşekkür ediyorum.
Dediklerinize aynen katılıyorum, demekten başka çarem yok.
Çünkü buna benzer eleştirileri okuldayken hocalarımızdan ve dört yıl boyunca birlikte aynı kurumda çalıştığım (Almanya) Fakir Baykurt hocamdan da duyardım.
Evet, finallere dikkat etmeli.
Saygı ve sevgiyle kalın...
Hüseyin Akdemir
Çok teşekkür ederim beğeninize. Saygı ve sevgiyle kalın...