- 763 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kaf dağında çay içenler
Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde kaf dağından duman tütmeye başlamış.
İnsanlar “Dağların yücesi yüce dağımız bizi çağırıyor.” Demişler.
Kış günüymüş. Her yer karlarla kaplı. Hayvanlar inlerinde uykularını uyuyorlarmış. Yolculuğa dağa çıkan insanlar herşeyi ile yanlarına azıklarını almış, karlara bata çıka tüten dağa doğru ilerliyorlarmış.
Gökyüzünden o an insan sesine benzer bir ses duymuşlar.
“O dağa çıkmayın. Dağ sizi kandırıyor. Çıkarsanız bir daha geri dönemezsiniz.” Diye konuşmuş ses.
Ama insanlar o sesi dinlememiş. Dağa tekrar tırmanmaya başlamışlar. Gece olmuş gökyüzünde yıldızlar parlıyormuş. Köyün geride kaldığını unutmuşlar. Anlayamamışlar soğuktan.
Biri diğerine “Eve gitte içecek çay getir.” Demiş. Adam itiraz etmeden geriye dönmüş. Dağdan aşağıya inmeye başlamış. Evden çay getirmeye gitmiş.
Aynı adam “Arkadaş gelene kadar bizde çadırlarımızı kuralım.” Demiş.
Çaadırlar kurulmuş. Birinde toplanmışlar. Tam o sırada elinde demlenmiş çay, şeker ve bardaklar ile hizmete giden adam çıka gelmiş. Herkez o an şaşa kalmış.
Grup lideri “Gerçekten unutmuştum. Buradan köye dört kilo metre mesafe var. Üstelik yol karlı. Nasıl getridin bunlsrı?”
Adam “Bunu bana gökyüzünden verdiler.” Demiş.
Grup lideri “Gökyüzünden çay aldığın iyi olmuş. Kim bilir Dağın yücesi bize ne ikram edecek.” Demiş. Çaylarını içmişler. Gece olmuş uyumuşlar.
Yüce dağın kutsal iki geyiği varmış. Geyikler çadır kuranların yanlarına kadar gelmişler. O an biri uyanıkmış. Ayağa kalkmış. Geyiğe yanına gelip üzerine binmiş. Boynuzlarından tutmuş. Geyik kendi halinde dağa tırmanmaya başlamış.
Geyik bir kayanın önüne gelince durmuş. Kayadan ışıklar sızıyormuş. Işık yoğunluğu artmış. Adam ışığın içinden içeriye girmiş. Az sonra tekrar dışarıya çıkmış. Oradan aşağıya arkadaşlarının yanına gelmiş. Arkadaşlarının hepsini uyandırmış.
“Gelin arkadaşlar. Gün bu gün. Yüce dağ kapısını bize açtı. İçeriye girdik mi tamamdır. Sonsuza kadar geri dönmeyiz. “ demiş.
Hep birlikte tırmanmışlarç. Işığın içinden içeriye girmişler. Gökyüzü içinde dağ yüce misafirleri ile dahada yücelmiş. Gökyüzü ise onlara çay ikram ettiği için kutsallık kazanmış.
Artık dağdan duman tütmez olmuş. Taki içindeki misafirler çıkana kadar. Onlar iki gün iki gece orada kalmışlar. Yaşadıkları dillere destan yaşamadıkları bizlere yabancı. En çok söylenirde gelirmiş. ‘Dağlar yüce Oraya çıktılar. İki gün dedilerse iki sene sonra oradan çıktılar.’
Tuna Musatafa Yaşar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.