- 1235 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
( . . . )
Düşünmek…
Bazen öyle yorar ki insanın beynini ve bedenini, sanki tonlarca yük taşımışçasına bitkin ve berbat hisseder insan kendini. Kan ter içinde kalır insanın gövdesi ve eti kemikten sıyırırcasına sıyrılıp bedenden firar etmek ister ruh.
Düşünmek…
Kurumuş bir ağaçta budak iken ışkına durmak gibi. Hatta yeşil yaprakların hayaline dalıp, olmazı oldurmak gibi. Kuruyan köklere gözyaşınla saldığın cansuyunda tohum, tohum çoğalmak gibi. Asırlardır devrilemeyen bir çınarın gölgesinde yeni bir tarih yazarken soluklanmak gibi...
Düşünmek...
Hoyratça, haince koparılıp, elinizden alınanı. Yolunu beklediğinizi. Saatleri yıla döndüren bekleyişlerden umudunuzu esirgemeden ama hep yüreğinizin bir köşesini tapulamışçasına oturan ya gelmezse korkusuyla baş başa.
Düşünmek…
Kapıdan uğurlarken, Allah’a emanet ettiğiniz evinizin direğinin hangi gidişinin son olacağını. Gülerek uğurladığınız ve dönmesi için dualar ettiğiniz eşinizin bir gün ŞEHİT olacağını bilmek hatta bunu bile, bile sırf ona hissettirmeden gözlerinizle uzun, uzun öperek işine uğurlamanın sancılanışlarında gülümsemek.
Düşünmek…
Her günün ömründen çaldığı stres ve sıkıntıların ardından bitimsiz bir ordu gibi gelen, ne yaparsanız yapın gitmeyeceğini, sizi esir alacağının farkında olduğunuz o ‘ya’ korkusunu gözlerinize sızdırmadan yaşamak öyle zordur ki… Çoluk çocuğa hissettirmeden akşamın olmasını ya da sabahın tez gelmesini beklemek ne büyük bir işkencedir.
Düşünmek…
Bir lokma ekmek için çekilen sıkıntılara katlanarak, her şeye rağmen mutluluk oyunu oynarcasına hem de ne zordur. Ateşe yüzün hep dönüktür ve hep yanıktır gülümsemelerin, ağlamaların. Alev yalar düşlerini… Vınlayan bir kurşun veya patlayan bir bomba ile mayın böler uykularını… Tek suçunsa ya bu devletin POLİSİ ya da ASKERİ olmaktır.
Düşünmek…
Gözlere yerleşen öfkelerde sizin payınız olmadığını mı? Kardeş! İşte bu kelime hem anlam adına deryadır hem de yaşamak adına… Önce anlamı ne kadar yaşattınız içinizde ona bakmalı. Hep ‘Kurtuluş Savaşı’dır dem vurduğunuz. Hep Malazgirt’tir. Madem dün dosttunuz da(!) bu gün neden bu çirkin oyunların içine kendinizden bile önce çocukları itecek kadar yüreksizsiniz?
Sizi ve bizi… Düne kadar biz hep sizinle bizdik. Bu gün ne oldu da siz, siz olmayı seçtiniz? Esir miydiniz YOKSA KÖLE Mİ?
Düşünmek…
Daha düne kadar sırf ASKER ya da POLİS OLDUĞU İÇİN HAİNCE VE KORKAKÇA SIRTINDAN VURULANLARI… Dağlara çakallara özenerek kurduğunuz pusularda şehadete uçurduğunuz yiğitleri. Eli kınalı gelinleri ve otobüslerde yakarak öldürdüklerinizi… Hatta çiçeği burnunda körpecik Serap’ları…
Düşünmek…
Annesinin karnında, ana kucağında, yolun başında hatta okulundan alınıp bayrağa sarılı tabut başına getirttiğiniz çocukları. Evladını seccadesi başında dualarla bekleyen ana-babaları… Elinde resimle avunarak dört gözle yol bekleyen yavukluları… Selam durarak büyüğü veya küçüğü fark etmeyen kardeşine selam vererek veda ya mahkum ettiğiniz karındaşları…
Düşünmek…
Bizi ayırıp siz yaparken… Kardeşi düşman etmek için elinizden geleni ardınıza koymazken ( ayrı bayrak ve özerklik gibi )… Dost(!) olduğunuzu sokaklarda ve dağlarda yakarak, yıkarak ve sırtından vurup şehadete uçurduklarınızla ispat ederken…
Ve sormak size;
-Hangi ağlak bakıştan ve hangi kahırdan daha haklıdır serzenişiniz?
Ve sormak gerek size;
Her şehit uğrulamasında, olan bitenden habersiz ama baba diye ağlayan çocukların gözlerine bakarak, halkı olan bizdik, o haksızdı diyebilecek kadar vicdanınız müsterih midir?
Siz onca kalabalık insan arasında babasını arayan çocuğun gözlerine baktınız mı hiç?
Vicdanı rahat insan ancak dost ve kardeş olmaya meyleder...
Saygılarımla
HÜZÜN ŞAİRİ; NİĞMET YILDIZ.
YORUMLAR
Abdlhamit Kari 1989 yılları olacak tam hatırıma gelmiyor İstanbul'un fethi kutlmalarında bulunmuş.Her yer Türk bayrağı evler,iş yerleri,sokaklar,caddeler ,dvlet erkanının buluduğu yer,yaşlı,genç,çocuk ellerinde ...Kendi vatanında bayrağın olmaması duygulandırmış...Dayanamamış ve içinden''Ya Rabbi benim ülkemdede bayrağımın heryerde dalganmasını nasip eyle'' diyerek içten dua eylemiş.Afganistan Rusya işgalinden kurtulunca bayrağını asmış ,şimdilerde farklı amma...
Bu bayrak Aziz,Bu bayrak kutsal ...
Geleceğin derlerdi insanlığın hasret olduğu Büyük Türkiye 'ti kimse engelleyemecek ...
Saygı ve Selam ile
hüzün şairi
Allah'ımın izniyle de ilelebet yaşayacaktır. saygımla.
Insanlar artik bu devirde asla bariscil olmaz ben bunu anladim, cünkü samimiyet kalmamis ne Türk ne de Kürtlerde yurt ve vatann adina.
Her sey sözden görüntüden ibaret kuklalarla dolu etraf.
Herkes ben ben derken kopacak bir kiyamet sonunda..
Yüreginize saglik sevgili hüzün sairi
Saygilarimla
hicbitmez tarafından 6/24/2011 11:58:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
hüzün şairi
Demek ki insanlara asla güvenmemek ,gerekiyormuş. Yaratılan kaostanda nemalananlar hatta ajitasyon yapıp kendilerini haklı konuma getirmeye çalışanlar ne çokmuş... Acı... Hemde çokkkk acı.
teşekkür ve saygımla Sayın Hiçbitmez.
Hangi ağlak bakıştan ve hangi kahırdan daha haklıdır serzenişiniz?
ÖNCE İNSAN SEVİLMELİ VATAN AŞKIYLA BİRLİKTE ALLAHIN YARATTIĞINA SAHİP ÇIKILMALI KUCAKLANMALI...TIPKİ GÜZEL GÖNÜLLER GİBİ İNSANDA GÜZELLİĞİ DOĞURAN ONLARDIR...GÜZEL İNSAN SENDE HER TÜR GÜZELLİKLER MEVCUT...ANLIYAN ANCAK ANLAR GÜZEL YÜREĞİNE SEVGİLER OLSUN...
hüzün şairi
selam ve dua ile saygılar can abim.
Duygularınızı güzel kaleme almışsınız.
Dilerim nifak tohumları filizlenip kaos ormanı yaratmaz.
İslam kardeşliği bizi bağlayacak ve oyunları bozacak inşallah.
Çok ama çok da bilinçli ve inançlı Kürt kardeşimiz var.
Sabırlı ve hoşgörülü olmak zamanı.
Selam ve sevgiler.
hüzün şairi
iman ettiği dini ve o dinin emrettiği vecibeleri düşünsün yeter insanlara.
desteğiniz için teşekkür ediyorum hocam. Saygımla.
Düşünmek bir de, acaba o dağa çıkanların hepsi analarının rızalarıyla mı orada? Şehit analarımız Rabbin yanına giden çocuklarının şehadetleriyle avunur ve gururlanırken, terorist annesi -üstelik bu durumu tasvip etmediği halde- neyle avunsun. Ana yüreği ana yüreğidir.
Düşünmek bir de, acaba sahiden bir karanlık dönemin aktörleri insanları kuyularda eritmiş olamaz mı, evlerine sebepsiz yere girip, kadınları kızları taciz edip, ihtiyarları darp etmiş olamaz mı? Kayıplar, faili meçhuller olmuş olamaz mı? Bütün bunlar güzel yurdumuzu bugünkü ayrılık tartışmaları noktasına getirmek için planlanmış bir oyun olamaz mı?
Düşünmek bir de, bütün Doğu halkı sahiden ayrılıkçı hain ve anarşist mi?
Düşünmek bir de, yüzyıllarca birlik içinde yaşayan bu toplumda Cumhuriyet dönemiyle neyin değiştiğini, her iki tarafın da ırk aşkını neyin kamçıladığını...
Düşünmek bir de, Allah'ın bize nasihatlerini, hepimizin sadece birer kul olduğunu, onun karşısına çıkarıldığımızda dünyadaki hiç bir etiketin para etmeyeceğini.
Düşünmek, düşünmek, düşünmek...Güzel vatanımızın sevgili milletini birbirine düşürmek isteyenlerin istediği şekilde değil de, aklı selim bir şekilde ve ön yargısız düşünmek...Vatan sevgisini ve insan sevgisini ırk sevgisi üzerinde tutmak...
Şimdi bana kızacak pek çok kişi. Sorun değil. Ben iki taraflı düşünmekten yanayım. Ve Allah'a "bana şehit anası olmayı nasip et" diye yalvaran bir anayım. Askerimizin polisimizin hatta öğretmenlerimizin doktorlarımızın cenazeleri hangi birimizin yüreğini dağlamaz. Hangi insan buna isyan etmez. Ama onlar bu vatan bölünmesin diye öldüler, o halde biz sağlara ne oluyor da birbirimizi yiyoruz. Siz- biz tartışması yapıyoruz?
Bu yazdıklarınız 30 yıldır söylediğimiz ağladığımız şeyler. Vakit çözüm vakti. Çözüm için düşünmek en güzeli...Yoksa sahiden çok geç olacak...
Saygılar.
hüzün şairi
Bir ana olarak an gelip evladına sözünün geçmediği yerlerde olur ama size katılmıyorum Sayın Engindeniz.
Her yolun başında tıpkı insanların ağzına bal çalar gibi diline doladığı DOĞU sözüne de katılmıyorum. Ben de bir doğulu ERZURUM’LUYUM. O çetin şartları da iyi bilirim. Varlığı olup da şehrine destek veren yiğit yürekli insanlarımızı da. Neden bunu bir Hakkari’li varlıklı biri düşünmez? Ben de anayım. İki kızım ve iki oğlum var. Üçü evli şuan bir tek tekne kazıntısı oğlumla yaşam mücadelesine devam ediyorum. Bende çok yokluklarla hatta rahmetli anamın ve babamın desteleri ile bu günlere getirdim evlatlarımı. Yokluk bahane olamaz. Bu olsa idi eğer benim evlatlarımda dağa çıkmalı idiler.
Benimde çok yakınım olan kişiler evlerinden gece baskınlarında dağa kaldırıldı VE GÜNLER SONRASINDA ÖLÜM haberlerini aldık. Buna rağmen ekmek yediğimiz çanağa işeme ( vatan ) düşüncesinde olmadık. İsyan etmedik.
Sırf vatan ülküsü nedeni ile ağabeylerim dövüldü ve ölümün kıyılarından döndüler defalarca hem de. Bırakın sokağa dökülmeyi, inadına toprağımıza, milletimize ve bayrağımıza sarıldık her seferinde. En yakın komşularımız bize hep siz Türk’ler derken biz asla onlara bir kere olsun siz Kürt’ler demedik. Rahmetli anamız ve babamız bize hep ihaneti haklarını helal etmeyeceklerini söyleyerek yasakladı. Bizlere olan inançları ve güvenlerini her fırsatta dile getirdiler.
Yorumunuzda verdiğiniz örneklerle aslın da açıkçası en büyük hatayı da yapmaktasınız. Burada ne kimse olayı genele yayıyor ne de geneli toplu olarak suçluyor. Benim bu yazıyı ele almama vesile olan ise KALEMİNE, TARAFSIZLIĞINA VE İNSANLIĞINA inandığım bir kardeşimizdir. Öyle içim sızladı ki bu yazı çıktı ortaya.
Dediğiniz gibi yapılan yanlışlar ise diğer tarafta bizlere hem de genele yayılarak hatta gözlerimizde öfke diye adlandırılarak hatta ve hatta siz-biz diyerek sınıflandırılarak en direk tüm TÜRK halkı üzerine yoğunlaştırılmış ki içim hem ağladı hem de KAN ağladı… Daha dün kız alıp kız verirken bu gün ne oldu da özerklikten tutta başka bayrağa kadar istemler doğurdular(!)
Benim oğlum Şırnak’ta aslanlar gibi KOMANDO olarak askerliğini yaptı ve geldi çok şükür. Siz onun anlattıklarını dinleseydiniz eğer dilinizi yutardınız. En basit örnek size; gittikleri büyük bir operasyonda ölü ele geçirilen 10 teröristin üzerindeki elbisenin asker elbisesi(!) olduğunu görünce şok geçirmişler. Bana bunun da izahını yapar mısınız şimdi? Sanırım oğlumun anlattıklarını devlette biliyor ve infial olmasın diye deşifre etmiyor.
Sırf insanlar karşı kaşıya gelmesinler diye. Doğu da askerlik yapan bir yakınız varsa eğer ( yakın dönemde ) bir sorun ona size anlatacaklarını dehşetle dinlersiniz. Faili meçhullerin yüzde dilimine ve ne yaptıklarına, kimliklerine bir bakın derim size. İnsanlar hep doğudan dem vururken, çok uzaklara değil ya da metropol kentlere değil, Anadolu’nun en ücra bir köşesine bakıversinler bakalım. Bu çağda ve bu çetin hava ve yol koşulları olmadığı halde hala okulsuz, yolsuz, elektriksiz nice yerler görürler.
Ama o onurlu insanlar, bunu kendilerine kalkan yapıp, devlete başkaldırmayı bırakın, gık demiyorlar biliyor musunuz?
Bir şeyler irdelenir ve sorgulanırken ne kadar işin içinde olduğunuz çok önemlidir. O olaya ne kadar vakıf olduğunuz önemlidir…
Burada ise inandıklarınızın bile asıl niyetini görmektir insanı üzüp paramparça eden. Gözlerde gördüğü öfkeden dem vurmaktır insanı üzen. Yapılan en büyük hata ise gözle görünür şekilde ortada olan HATALARIN GENELE MAL EDİLMESİDİR. Bu gün ekranlarda özerklik hikayeleri anlatanlar Almanya gibi özgür bir ülke de en fazla yakını olanlardır. Cesaretleri varsa aynı taleplerini onlar içinde dile getirsinler bakalım sonuç ne olacak, Almanya onları ne ile ödüllendirecek? Orada sayıları azımsanmayacak bir düzeyde iken hem de…
Kim ne derse desin siz de dahil Sayın Engindeniz, bu millet sükut altındır sözünden çektiğini başka hiçbir şeyden çekmemiştir. Ağzı olanın konuştuğu yerde hala sustukça da çekmeye de devam edecektir. Birileri çıkıp dur demeli artık.
Her şeye rağmen saygılarımla.
Aynur Engindeniz
Bunları söylediğim için saygıyı "her şeye rağmen" bağışlar gibi gösteriyorsunuz.
Ben de TRABZONLUYUM...Herkes de bilir bizim oraların vatan sevgisini. En önde bizim delikanlılar gider Terörün kol gezdiği yerlere. Vururlar vurulurlar şehit ya da gazi olup dönerler. Resimlerini duvarlara asar, adlarını caddelere veririz.Sakat kalanlara da bir kuru madalya, protez kol bacak ve üç kuruş da maaş bağladık mı zannederiz ki onlara olan borç ödendi. Ama böyle memleket kurtulmuyor, bunu öğrendik. Elbete bayrak için can verilir. Ama verilen can bayrağımızı kurtarmıyor, sadece üzerindeki al kanı artırıyor kadar.
Oğulcuğunuza geçmişler olsun, diğer ana kuzuları günahsız askerler de sağ salim dönsünler memleketlerine dilerim. Mutlaka doğru söylüyor. Vardır halka asker kıyafetiyle zulmedenler. Ama ben de bir asker dinledim Nimet Hanım. Söylediklerini burada anlatamayacağım. 93 yılında terörün terör zamnında Hakkaride komando olrak görev yaptı....
Neyse çok uzattım. Niyetim tartışmak değil.
Allah milletimizin sonunu hayır eylesin.
Sevgiler ve saygılar.
hüzün şairi
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
Sayın Nimet YILDIZ,
Yazınızı beğeni ile okudum.
Bu duyguları hissedebilmek için, insan da vatan sevgisi olması gerek.
Vatan sevgisinden uzak olanların böyle düşünmeleri mümkün değil.
Bu bilinmez dönemin hep böyle gideceğini düşünenler, bir gün gelecek, düşüncelerinin yanlışlığını anlayacaklar,
ancak o zaman, vakit geçmiş olacak.
Tebrik eder, saygılarımı sunarım.
hüzün şairi
Desteğiniz adına saygı ve teşekkürlerimi sunuyorum hocam.Fikriniz adıma çok değerlidir.