- 954 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
TATİLİ DEĞERLENDİRMEK!
Eğitim öğretim yılı paydos ziliyle bitti. Çocuklarımız yaz tatiline girdiler. Ancak zamanın ve tatilin en verimli nasıl kullanılacağının da düşünülmesi gerekir. Bu konuda çocuklarımızın geleceğe güvenle yürüyebilmesi, kendilerine olan güvenin sağlanması için aileye de görevler düşmektedir.
Herkesin yaşamda bir amacı vardır. Öğrencinin de, evlatlarımızın da beklentileri vardır. Anne baba olarak bizlerin de evlatlarımızdan beklentilerimiz vardır. Geleceğimizin teminatı, toplumun temel taşı olan evlatlarımızı acaba geleceğe göre hazırlıyor muyuz?
Çocuklarımızı sevgi fakiri, ilgi fakiri yapmadan, zengin duygu ve değerlere bağlı bireyler yapmaya çalışıyor muyuz? Çocuklarımızı yetiştirmeye çalışırken ebeveyn olarak kendimizi çok yönlü geliştirmeyi, kararlılık içersinde problem çözme becerisini ve aynı zamanda esnek olabilmeyi sağlayabiliyor muyuz?
Aileler, çocuklarını kendi mutlulukları mı, yoksa evlatlarının mutlulukları için mi eğitiyor ve geleceğe hazırlıyorlar. Sadece kendi mutlulukları için değil, çocuklarının kişiliklerini bulmalarına yardım etmek, toplumun vazgeçilmez değerleriyle düşünmeyi, hissetmeyi de öğretmek zorundadırlar. Diğer bir deyimle ahlakla donanımlı, büyüklere sevgi saygı ve ilgide doğru olanı yapabilme yeteneği kazanabilmeleri gerekir. Bunun en önemli etkeninin de manevi bilgilerle çocukların gelecek için yetiştirilmesidir. İkinci olarak çocuğumuza sosyal açıdan bilinçli ve sorumlu bir şekilde davranmasını, yapılan görev, fedakârlık ve hizmetlerin manevi bir karşılığının olduğunu da öğretmeliyiz.
Çocukların yetişmesi konuda elbette en büyük rol anne-babalara düşmekte, her yönleri ile çocuklarını etkilemeli, örnek olmalıdırlar. Ebeveynler yeterince sürede ya da kalitede çocuklarının yanında değilse, çocuklar ya başkalarını örnek almakta ya da çevrelerindeki güçlü gördükleri ancak olumsuz özellikleri olan kişileri örnek almaktadırlar…
Çocuklar aynı çiçek gibi ilgi ve sevgiyle büyürler. Çocuklar aşağılanmamalı, hafife alınmamalı, çocuklara fiziksel güç kullanılmamalıdır. ”Sen bilmezsin, sen anlamazsın” gibi sözlerden uzak durmalı, çocuklarımızın yetişmesi için yapabilecekleri sorumluluklar yüklemeliyiz. Bir Balkan atasözüne göre“Aslan oğlum diyenin oğlu aslan olur, aptal oğlum diyenin oğlu aptal olur”. Ailede, çevrede saygı ve sevgi uyandırmak için araya uzak mesafeler, başka aracılar koymadan, anne-baba neyi söylemek istiyorsa, açık kalplilikle ve yumuşak bir üslup ile belirtmelidir. Çocuklarına çok yakın olmalı, her an aile desteğinin yanlarında olduğunu vurgulamalı ve hissettirmelidir. Karşılıklı sevgi, saygı ve sağlıklı iletişim her an devam ettirilmelidir…
Çocuklarımız boş durmadan dinlenerek, eğlenerek, öğrenerek vakit geçirsinler. Hayatta planlı programlı olmayı ve başarmak için çalışmak gerektiğini öğrensinler. Her çağda öğrenmenin yaşı zamanı olmadığını bilsinler. Tatili değerlendirirken boşu boşuna zamanı harcamadan dinlenerek bilgisayar, kitap okuma, el sanatları, bahçe işleri, çiçek, bitki, ağaç yetiştirme, ne olursa ilgilensinler çalışsınlar.
Çocuklar çevrenizde bir şeyler yapın. Spor yapın, müzikle ilgilenin. Sevdiklerinizle birlikte olun, tatilin tadını farklılıklarla çıkartın. Gazete, dergi okuyun, bulmaca çözerek zekânızı geliştirin, yakınınızda havuz ve deniz varsa yüzün. Duygu ve hayal gücünüzü kitap okuyup açık tutarak gönlünüzü zenginleştirin, zihninizi geliştirin. Yaşadığınız şehirde ya da ilçelerdeki tarihî, kültürel, turistik mekânları, müzeleri gezin.
Anneler yemek, pasta yapın ve çocuğunuza yemek, pasta yapmayı öğretin. Aile bağlarını kuvvetlendirmek için ailece birlikte pikniğe, gezmeye gidin. Boş kalan vakitlerde kitap okuma alışkanlığı kazandırın. Zayıf derslerini destekleme ve tekrar için sıkıcı olmayan bir çalışma programı uygulayın. Babalar bilgi, tecrübe, kültür birikiminizle, dik duruşunuzla çocuklarınıza destek olun, güç verin.
Kültürlü, saygılı ve ahlaklı olarak yetişen çocuklar ileride başarılı, sorumluluk sahibi, insanlara değer veren, saygın ve sevgi dolu insanlar olmaya adaydırlar. Onun için çocuklarımızı yarınlara göre hazırlamalıyız.
Çocuklarımızı geleceğe hazırlarken çağdaş donanım ve bilgilerle birlikte toplumumuzun ahlak anlayışını, dini ve milli hassasiyetlerini de öğretmeliyiz ki bize ait olan değerlerden uzaklaşıp yabancılaşmasınlar.
İki türlü insan vardır. Amaçları olan ve istekleri olan insanlar. Uğrunda yaşanmaya değer bir amacı olanlar çalışırlar, çile çekmeye değecek hedefi olmayanlar kendilerini harekete geçiremezler.
Bizler gaye edinerek genç beyinlere inancı, ahlaklı olmayı, insanlığa saygıyı, millet ve yurt sevgisini, bağımsızlık şerefini öğretmeliyiz. Çünkü toplum dokusunun emniyet sübabı niteliği taşıyan manevi değerlerinin devamını sağlayamayan bir millet, sosyolojik ve bilimsel açıdan ayakta duramaz.” Bir milletin devamı ve bekası iyi yetişen nesillerle kaimdir” Onun için çocuklarımızı kuzu gibi büyütmeyelim ki, ilerde koyun gibi güdülmesinler. “Çoban uyudu mu kurt emin olur.”
Ne dersiniz, bu satırları gündemimize alıp da bir düşünsek mi? Hayatın hedefini, gayesini bilmiyor ve çocuklarımıza öğretemiyor, zamanı tam değerlendirmiyorsak gelecekten de fazla bir beklentilerimiz olmamalı. Hayata dikiz aynasından değil ön camdan bakalım…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.