BİZ AYRILAMAYIZ 26. BÖLÜM
" Ertesi gün aşağıya köye indiğinde; oranın doktoru çok iyi biriydi.Ona önce lojman ayarlamış; ama yeni doktor gelince yanlarına aldılar.
Bende iki gün sonra gelebildim.Doktor ve eşinin acıları çok büyüktü.Ben onları ana baba bildim.Sağolsunlar kendi evlatları gibi sahip çıktılar.
Daha sonra difteriye yakalanan bir çocuğu bu karlı ve zorlu hava şartlarında arabasıyla şehirdeki hastaneye yetiştirip hayatını kurtardı.
Doktor musun? diye defalarca sordum.O ise hep inkar ederek okumuyor; araştırmacıyım dedi.İki gün şehirde birlikte kaldık. Öyle üzgün ve yorgundu ki...Hem lokantada hemde otelde bana Metin diye seslendi.
Söyle; onu bukadar çok mu seviyorsun? diye sıkıştırdım.Evet; onsuz yapamıyo-rum dedi.Ara ne duruyorsun? dedim.Yok; içimin acısı çok taze biraz zamana ihtiyacım var derken; için için hep ağladı.
Köye ve insanlarına çok faydası dokundu.Hele... hele... zor bir doğumda Ayşe hemşireye yardımcı oldu.İşte o gün;seni aradım.Çünkü Zeyneb in bu haline artık dayanamıyordum.
İki dert ortağı,sırdaş olmuştuk. Ama ; yeni gelen doktor hanım çok kötü biri çıktı. Bizim yakınlığımızı köylüye yalan yanlış anlatarak dedikoduların yayılmasına neden oldu.Oysa ...dedim ya ; biz aramızda gizli bir anlaşma yapmıştık.Sonsuza dek ağabey ,kardeş olarak kalacaktık. Neyazık ki söylentiler arttıkça bende civar köyleri dolaşmaya başladım. Zeynep duymasın, üzülmesin istedim.Buralardan çekip gider diye korktum.O gün köye döndüğümde ise o apar topar Ezincan a gitmiş.Bir de baktım ki...Sağlık Bakanlığından heyet bu olayı incelemeğe gelmiş.Ben de açtım ağzımı yumdum gözümü; verdim veriştirdim. Muhtar da köylüyü birbirine düşürdü diye şikayetçi.Bakalım ne olacak? Bu olaylardan onun hiç mi hiç haberi yok.İşte böyle..."
Metin "Seni iyi anlıyorum. Bundan sonra biz ikimiz de kardeşiz. Çok teşekkür ederim.Bu iyiliğini asla unutmayacağım."
Sabah olmak üzereydi. Onlar hala Zeyneb i konuşuyor; anlata anlata bitiremiyorlardı.Güneş yavaş yavaş yükselirken, iki genç önce hastaneye uğradılar.Doktor arkadaşları hastalara yetişemiyorlardı.Ellerinden geldiğince yardımcı olmaya çalıştılar.
Bir süre daha orada kalıp sonra başka köylere gitmeğe karar verdiler. Hiç haber alınamayan yerler vardı.Metin in arabasınla zor koşullarda yol aldılar. İlk girdikleri köyde durum içler acısıydı.İnsanlar çaresiz ,perişan haldeydi.Evler yıkılmış.Yaralılara bakacak kimse yoktu.Bütün gün ve gece oradaki hastalarla uğraştılar. Ertesi sabah ise başka yere gitmek üzere yola koyuldular.Dağlara tırmanıp nihayet bir köye daha ulaştılar.Burası da depremden oldukça hasar görmüştü. Gönüllü olarak ellerinden geldiğince herkese yardımcı olmaya çalıştılar.
Ali nin canı sıkkındı " Altıncı gün ;hala Zeyneb in izine rastlayamadık.Bir de Emine Anayı arayıp saralım bakalım haber almış mı acaba?" Hemen eli telefona gitti..
"Hiç haber yok oğul" deyince çok üzüldüler..
Emine Hanım t "Ailesine haber versek mi?"dedi.
"Aman ...aman.. anam sakın söyleme.Birde onları telaşlandırmayalım. Biz tek tek köylere uğrayıp; arıyoruz. Ha bak unutmadan ; ben Metin le buluştum.Şu anda beraberiz. Haberiniz olsun.Size selamı var.Hoşçakalın ; ben gene ararım."Diyerek telefonu kapattı.
Yine yollara düştüler. Her gittikleri yerlerde insanların hali perişan dayanılır gibi değildi. Zeyneb buralarda da yoktu.Artık ikisininde sabrı tükenmişti.Yarı aç yarı tok günleri geçiyor; yorgunluktan,uykusuzkuktan bitap düşmüşlerdi.
" Dokuz gün oldu.Bakacağımız bir tane köy kaldı." diye konuştu Ali.
Emine Anayı birkez daha arayıp soralım" diyerek telefon numarasını çevirirken ,bir yandan da "İnşallah çeker ; çünkü çok yerden ulaşılamıyor."diyerek dua etti.
Şansları yaver gitmiş, yaşlı kadının sesi ilaç gibi gelmişti o anda.
"Anam; bir haber var mı? Biz hala Zeyneb i bulamadık."
"Evet! Oğlum evet geliyorum dedi. Bende size nasıl haber vereyim diye düşünüyordum.Yarın burada olacakmış."
"Harika; bizde hemen geliyoruz."
İki genç sevinç çığlıkları atıyordu." Hadi derhal yola çıkalım.Buralarda başka işimizde kalmadı zaten."dediler.
Zahmetli ve uzun bir yolculuğun ardından gece yarısı köye vardılar.Zeyneb Metin in arabasını tanır düşüncesiyle Mustafa Amcan ın evlerinin oraya bıraktılar.Özellikle kimse bilmesin diyede sıkı sıkı tembih ettiler. Onun bu durumu nasıl karşılayacağını önceden kestiremedikleri için bir yolunu bulup öyle söyleyeceklerdi.
Sessizce kimseye görünmeden Ali nin evine girdiler. "Önce güzel bir duş alalım" diyerek alel acele sobayı yaktı.Metin se eşyalarının ancak bir kısmını getirebilmişti.Geç vakit işleri bitti..
"Kusura bakma emi? Evim boş. uzun süredir kalmadım ya;.Bu gece aç yatacağız.Artık uyuyabilirsek; uyuyacağız."dedi.
İkisi de öyle yorgundu ki.
Metin saat on a gelirken ancak uyanabilmişti.Dışarıya baktığında etrafta hala karlar var ve henüz erimemişti.Onun sesine Ali de kalkmıştı.
"Günaydın."
" Günaydın."
"Ben Emine Anaya uğrayıp geleyim.Bakalım ne havadisler var? diyerek çıktı.
Kapıyı çaldığında kadıncağız karşısında Ali yi görünce sevinçle sarılıp ağlamaya başladı.
" Oğlum" diyordu.
"Anam Zeynep geldi mi?"
"Bu gün bekliyoruz . Sağ salim dönsün inşallah."
"Bak sana misafir getireceğim. Yalnız ikimizin de karnı çok aç."
"Tamam merak etme; ben şimdi birşeyler hazırlarım."
Ali de Metin i almaya; Emine Hanım da hemen mutfağa yemek hazırlamaya gitti.
Ali hemen tanıştırdı "Bak bu dünya tatlısı Emine Anamız. ".sonra yaşlı kadına dönerek
"Bu da Metin ; Zeyneb in arkadaşı; yani canı."
Emine Hanım "hoş geldin oğul" derken Metin de saygıyla elini öptü.
"Zeyneb e sahip çıkmışsınız.Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Hakkınızı ödeyememem."
"Ne demek oğul? O bize hayat verdi. İçimiz kan ağlarken evimize neşe getirdi."
"Ali Biliyor musun? Yıldızı bulmuşlar. Çok yakında buraya getireceklermiş. Dün Zeyneb in babası aradı. Ne kadar mutluyuz; anlatamam.Ah! bir de Zeyneb imiz de gelse..."
"Anam o gelince Metin i hemen görmesin.Alıştıra alıştıra söyleyelim olur mu?"
"Tabi oğlum. Sen nasıl dersen öyle olsun."
"Şoka girer belki.Kim bilir; ne halde gelecek? On gündür nerelerde kaldı? Ne yedi, içti?
"Sesi çok kötü idi. Hasta mısın? diye sorduğumda; yok dedi. Ama fazla konuşamadı.İnan çok merak ediyorum.Ah! bir gelsin de..."
Bir yandan konuşuyor; bir yandan yemek yiyorlardı.
" Aman! Haaa... Zeynep le karşılaşana kadar şimdilik Metin i kimseler görmesin.."
" Anlaştık oğul."
Saat epey olmuş; akşam yaklaşıyordu ki Zeyneb in arabası göründü.Metin hemen yatak odasına saklandı. Ali ise onu karşılamak için dışarı fırladı.
Güzelim araba tanınmayacak halde toz çamur içindeydi.
Zeynep arabadan inerken;Ali heyecanla yanına koştu.
" Nerelerdesin sen?"
Ama onun konuşacak hali yoktu. Merakla kolundan tuttu.
"İyi misin?"
"Hiç iyi değilim.Neolur beni içeri götür."Güçlükle yürüyordu.
"Söylesene neyin var?" diye ısrarla sorsada.Bir yanıt alamadı.İçeri girer girmez ise:
"Emine Anam bir banyo yapsam; çok berbatım" diyebildi.
"Tabi kızım.Su sıcak , gir yıkan."
Zeynep doğru banyoya girerken kapıdan başını uzatarak;
" Anam; havlumu, çamaşırlarımı verebilir misin?
Ali hala şaşkınlıkla ona bakıyordu. " Bu halin ne ? Neyin var senin ?"
"Çıkınca konuşalım ne olur"diyerek kapıyı kapattı.
Yarım saat sonra Zeynep hemen divana yatıverdi. Yüzü solgun ve bir hayli zayıflamıştı.
Ali "On günde neler oldu sana ?Söylesene Allah aşkına"
"Çok eziyetli günler geçirdim. Köyün birinde mahsur kaldım. Son üç günde ise
Erzincan a hasta ve yaralı taşıdım.İnan aç ve uykusuzum.Orada bir tek ben vardım.( Ali ve Metin in onu arayacakları en son köydü bu.)
"Allah ım ! ben dün geldim oralara.Ve seni aramadığım en son köydü.Emine Anne geliyor dediğinde ise hemen döndüm."
"İyi ki dönmüşsün."
"Niye?"
"Çünkü ben orada değil; üç gündür Erzincan daydım."
"Niye yanlız başına gittin? Bu yaptığına intihar denir;sende biliyorsun değil mi?"
"Ne önemi var ki?"
Ali kızgın "Aptal aşık. Ne önemi var öylemi? Bizler meraktan deli olduk. Anne söylesene doğru değil mi?"
Emine Hanım sıcacık çorba getirmişti.Başını sallayıp "evet" derken...
"Hadi kızım bunu içiver. Çok korkuttun bizleri."
"Hiç canım istemiyor biliyor musun?"
Ali yine öfkeli "Gayret et .Hele iyi ol; ağabeyin olarak güzel bir dayağı hak ettin."
"Gerçekten mi?"
"Bilmem artık. Göreceğiz . Bu son bir daha böyle delilik yok.Söz mü?"
"Tamam...tamam söz yapmam" dedi Zeynep.Sonra ona bakarak
"Ali şimdi lütfen izin verir misin? Uyumak istiyorum."
"Haydi bakalım;yat ve dinlen.Seninle sonra hesaplaşacağız."
Zeynep gülümsedi.Öyle yorgundu ki... Gözleri kapandı.Metin uyuduğuna emin olunca yavaşça odaya girdi. Canından çok sevdiği bu solgun yüze doya doya özlemle baktı. "Zeyneb im ne oldun böyle? diyerek kendini tutamayıp ağlamaya başladı.Usulca alnından öpüverdi..
Ali Metin in yanına gelerek elini omuzuna koydu.