- 1274 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
iŞİTME ENGELLİ OLMASINA RAĞMEN BAŞARAN BİR MUZİK DAHİSİ bEETHOWEN
İŞİTME ENGELLİ OLMASINA RAĞMEN 9. SENFONİSİNİ BAŞARI İLE BESTELEYEN MÜZİSYEN : LUDWİNG BEETHOVEN
Ludwing Beethoven 17.Aralık.1770 tarihinde Almanya Bonn’da saray orkestrasında müzisyen olan bir babanın çocuğu olarak dünyaya gelir. iki erkek kardeşi daha vardır ve 4 erkek kardeşi ise doğumdan hemen sonra ölmüştür.
Babası müzisyen olmasından dolayı , Ludwing’deki müzisyenlik yeteneğini hemen keşfeder ve oğlunun bu yeteneğini paraya dönüştürmenin yollarını arar.
11 yaşından itibaren sarayın müzik şefi tarafından eğitilmeye başlayan Ludwing, babasının alkolik olmasından dolayı daha 13 yaşında iken saray bandosunda viyolist olarak çalışmaya başlar ve aile bütçesine katkıda bulunur.
17 yaşında iken babasının örnek aldığı Mozart’tan ders almak için Viyana’ya giderek hem Mozart’tan ders alır hem de onunla beraber konserlere katılarak kendisini geliştirir ve “Aman bu çocuğa dikkat edin , gelecekte müzik alanında isminden çok bahsedilecek” diyerek Mozart’ın övgüsünü almayı da başarır.
Ama daha iki hafta geçmeden annesinin hastalığından dolayı Viyana’dan Almanya’ya dönmek zorunda kalarak , annesinin verem hastalığı ile mücadelesinde son zamanlarında yanında yer alır. Annesinin daha 40 yaşlarında veremden ölmesi Ludwing’i çok sarsar ve melankolik tutum ve davranışlar sergilemeye başlar.
1797 yılında yani 27 yalında iken tekrar Viyana’ya gider ve Mozart öldüğünden başka biri tarafından dersler alır 1795 yılında yani 25 yaşında iken kendi bestelediği eserleri saray orkestrasında çalmaya başlar ve falir bir aileden gelen Ludwing para kazanmaya ve asiller gibi yaşamaya başlar. Bu kendine özgüven kazanmasını sağlar ve sonrasında da müzik alanında gelişmesinin önünü açar.
1796 yılında işitme gücünü yavaş yavaş kaybetmeye başlatan Ludwig işitme gücünü 22 sene sonra tamamen kaybeder.
30 yaşlarına doğru işitme gücünü ağır ağır kaybetmesine rağmen kimsenin bu durumdan haberdar olmasını istemez . Çünkü kulaklarının az duymasının kariyerini olumsuz etkileyeceğini düşünür. Bunun gelip geçici bir rahatsızlık olduğunu zannetmesine rağmen işitme kaybı gittikçe artmaya başlar.
Ludwing Beethoven’in davranışları işitme kaybının ilerlemesi ile garipleşmeye ve tuhaflaşmaya başlar. Bunu dalgınlığına vurarak ört bas etmesine rağmen çevresi de farkına varır ve neden böyle davrandığını anlayamaz. Çünkü bir müzik adamının işitme engelli olduğuna inanamaz çevresi ve müzik dahisinin işitme engelli olduğuna ihtimal veremezler.
Kardeşlerine bıraktığı vasiyetinde” az kalsın hayatıma son verecektim” diyerek durumu, ümitsizliğini ortaya koyar.
Bir mektubunda durumu şöyle izah etmiştir. “ İnsanlara sesli konuşunuz, bağırınız, çünkü, sağırım demek mümkün değil. Toplum hayatından uzaklaşmanın dışında başka çarem yok. Bunun için sizden özür diliyorum. Halbuki aranızda olmayı ne kadar isterdim. Rahatsızlığım talihsizliğimi bir o kadar artırmaktadır. Cemiyet içinde bulunup başkalarını dinlemek, karşılıklı sohbet etmek benim için mümkün değil. Dışlanmış biri olarak yaşamak mecburiyetindeyim. Bir topluluğa yaklaştığımda korku içimi kaplar. Durumumun anlaşılmasından öyle korkuyorum ki..
Halbuki durumunu gizlemse, tedavi yoluna, kabullenme yoluna gitse belki de Helen Keller gibi destek görerek insanlar onu sadece işitme engeli ile değil Müzik yeteneği ile değerlendirerek anlayışla karşılayarak, daha çok sevebilirlerdi. Belki de..
Piyano seslerini bile duyamaz hale gelen Beethoven piyano yapan arkadaşına sesleri yüksek çıkaran piyano yapmasını istemiştir. 1805 ten itibaren kendisini toplumdan tamamen soyutlayarak tamamen kimse ile konuşmaz hale gelir ve 1818 yılında ise tamamen sağır hale gelir.
Sağır olmasına rağmen 9. senfonisini yazmasına engel olmaz ve tamamen sağır olmasına rağmen 9. senfonisinin açılışını 1824 te kendisi yapmak ister ve bunu fark eden arkadaşları orkestrayı uyararak Beethoven’i değil yanındaki şefi dikkate almaları konusunda uyarılır ve senfoninin tamamlanmasından sonra seyirciler Beethoven’i ayakta alkışlarlar.
Sağırlığının sebebi tartışılsa da neden nasıl sağır olduğu anlaşılmaz ve sağır olmasını gizlemesinin basit tedavi ile tedavi edilecek kadar basit olduğu da iddi a edilir.
Kim ne derse desin, Beethoven , işitme engelli olmasına rağmen gene de 9. senfonisini bestelemiş ve halkın beğenisini kazanmıştır. İnsan azmederse , yeteneklerini gün ışığına çıkarırsa ve çevresi de ona engel olmadan , onun önünü açarsa engelliler her türlü başarıyı sergileyebilirler . Yeter ki toplum engellileri anlasın ve onların önünü açsınlar.
turan yalçın-tokat
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.