Yillar Sonra/Sonsuz Mavilik
Genc Adam:“Bu ilişkiye hayatımda tertemiz bir sayfa açarak başlamak isterdim”dedi, genç kadına. Eski hayatıma dair her şeyi bir kenara bırakıp, senin yanında sadece seni düşünüyor olmak isterdim demeye çalışıyordu Sanki. Oysa o anda Genc Kadın, denizin sonsuz maviliğini izleyerek içkisinden yudumlar alırken, biraz olsun geçmişin etkisinden uzaklaştıklarına inanmaya başlamıştı.
Genc Kadina tanıdık gelen bu cümle en son ortaokul hatıra defterinde okuduğunu birden anımsadı“Bana bu defterde ayırdığın sayfa kadar temiz bir hayat dilerim” cümleleri uçuşuyordu artık büyüdüklerini sanan genc adamların defterlerinde. Genc Kadin O zamanlar kendisi de çok severdi bu sözcükleri ve arkadaşlarına yazdığı hatıralarda benzer dileklerde bulunmustu. Çünkü O Zamanlar hayata dair yaralar almamış kalbi inanırdı Sevgiye/ Ask`a her acının üstünü örtüp, hiçbir şey olmamış gibi yeniden başlamak gerektiğine. Oysa yıllar geçtikçe insanı yaralayan gerçek duygunun hep yoksayarak bastırmaya çalıştıkları olduğunu öğrenmisti Genc Kadin artik.. Canının acıtmadığını sandığı yaşanmışlıklar, yıllar sonra ansızın karşısına dikildiğinde onları yok saymanın acısını çok derinden hissetmişti Genc Kadin birden Yıkılıverdi Oracıkta Eski Hatiralariyla bulşumuştu sanki ici icine sığmıyordu bir masum Çocuk gibi ağliyordu.
Ikisi artik Yıllar sonra tekrar karşıkarşıyaydılar.Adını henüz koyamadıkları bir paylaşım vardı aralarında ama adamın geçmişiyle bitmeyen hesabı güzel başlangıçlara engel oluyordu birden. Genc Adam,Hatıraların zihninde dans ediyor oluşunun doğru olup olmadığına karar veremiyordu. Haksızlık etmek istemiyordu Genc Kadına.Genc Kadın ise bugüne güzellik katanın hatıralardan geldiğine inanıyordu. Yok sayamayız diyordu geçmişimizi, ancak asıl önemli olan kalp kırıklıklarımızın bugüne yansıyarak bizi esir almasına izin vermeden, sadece yaşamı güzel kılmasını sağlamayı başarmaktı ikisinin karışlıklı hedefi.
Genc Kadin“Sen” diye söze başladı, “İnanıyor musun yıllar sonra bir gün her şeyi unutacağına. Unutmak sıradan insanların en büyük yalanı. Sende bu yalana inanmışsın ve yaşadıklarını unutmadığın için her geçen gün kendini zayıf ve takıntılı olmakla suçluyorsun. Farkında mısın eksik yaşıyoruz her şeyi. Geçmişi unutmaya çalışırken daha fazla hatırlıyorsun ve her gün zihninde canlanan yeni bir anı seni benden biraz daha uzaklaştırıyor. Korkuyorsun benden… Unutmaya çalışmaktan vazgeçmedikçe de sen ve ben “biz” olamayacağız. Ve bir gün sen benim yanımda kendin olamadığın için ben yorulacağım. Vazgeçeceğim senden. Bizi bu noktaya getirenin sen olmadığını fark etmeyeceksin önce ve o da gitti diyeceksin. Aylar sonra bu gerçeği anladığında yeni bir şans isteyeceksin hayattan. Diğer ilişkilerinde yaptıklarından dolayı yaşadığın pişmanlığı bu defa yaşayamadıkların için hissedeceksin. Keşkelerin her gün artacak. Ben nerede ve nasıl olacağımı bilmiyorum sen geldiğinde. Unutmak için uğraşma, ben unutmanı istemiyorum ki. Aksine bu mücadeleyi bırakmanı kendine daha fazla zaman vermeni istiyorum. Unutmak için değil “biz” olmak için çabalamalısın.”
Genc Adam Şaşkın, Şaşkın öylece kaldı Daha önce hiç duymadığı sözlerdi bunlar. Hep “unut” demişlerdi bugüne kadar. Oysa karşısındaki kadın geçmişle bağlarını koparmadan ol yanımda, yeter ki hayatında bana yer ver, bedeninle değil ruhunla iste bunu diyordu. Hayatı boyunca doğru bildiği, öyle olması gerektiğine inandırıldığı davranışları yapmamasını bekliyordu ondan. Hiçbir şey söylemedi, sustu öylece.
Genc Kadın ise hiç şaşırmamısti genc adamin bu sessizliğine. Suç işlemiş bir çocuk gibi şaşkın ve korkulu gözlerle kendisine bakan bu adamın hissettiklerini anlıyordu. Kızgınlığının bu kadar çok olmasının nedeni de onun duygularının kendisine çok tanıdık geliyor oluşuydu. Yıllar önce yaptığı hatayı onun yapmasını istemiyordu, en zoru pişmanlıklarla baş etmeye çalışmaktı biliyordu. Ve yıllarca kurtulmaya çalıştığı çıkmazlara sevdiği adamın girmesine engel olmak istiyordu.
Uzun süren bir sessizlik oldu masada. Sonra yavaşça sandalyesini çekti Genc kadın. “hoşçakal” sözü döküldü dudaklarının arasından. Genc Adam bunun bir veda olduğunu hissetti, “Gitme kal” diyecek gücü yoktu. Ve Genc kadının ağzından çıkan hiçbir sözcük onun düşüncelerini değiştirmeyecekti. Acıların öğretilerinin gücünü ve etkisini çok iyi biliyordu Genc kadın, bu yüzden kendisiyle bıraktı adamı. Yıllar sonra bir gün pişmanlıkların ancak bugünü değiştirmek için kullanıldığında yarasını iyileştireceğini anladığı an, onun da benzer cümleleri bir başkasına söyleyeceğini o kadar iyi biliyordu ki Genc Kadin ve bugünü hatırlayacaktı o zaman, sessizce çıkıp gidecek…
ASLI GÜRBÜZ/ 02.06.2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.