- 1127 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KİTAP KOKUSU BİR LİRAYA DÜŞTÜ..................
Ben kimim? Düşüncelerimi yokladığımda sizden biri sizlere candan dostum.
bilin uçmayan çiçek poleniyim ben. Sizlerse ise bal yapan arı, bu konumda.
hikâyemi çok vakit geçmeden özetleyeyim size.
Bir gecenin sessizliğinde kalemin şehvetinde, kâğıdın ana rahminde doğdum ben.
göbeğimi imlâlar kesmiş isimimi ise sözcüklerin kargaşası ve neşesi koymuş.
tabii ki çok sevinmişti bu duruma ilham babam beni ilk o aldı dilinin ucuna hem de defalarca bıkmadan usanmadan
bazen yoruldu bazen de uyuya kaldı beni dilinin ucunda ninniler mırıldayıp sallarken her mevzuda aşkın nuru ile beni süslerdi.
Cicilerim öyle çoktu ki çiçekliydi böcekliydi
Destandı mısralarda varlığım
Deniz olur derya olur coşardım
Yağmur yağardı benliğimde kimsecikler zarar görmezdi
Kar düşerdi lâpa lâpa ayaklarım ise soğuktan buz tutardı
Aldırmazdım ben.
Ağladığım zamanlarda oldu tabi destan olan ünlü!ünsüz aşklara kavuşmayan düğüm olmuş ayrılıklar da vardı menfa ? ve hiçbir zaman sinirim tavan yapmazdı neşeme binerdim uzun yola çıkmış kahkaha gemisine gülüşlerim engel tanımazdı gözde ihanet bohçası dururdu, hemen eşikte kaçmaya hazır eksik yanımda çok kurgu yâda yaşanmış hikâye öykü roman takma isimlerle de çıktım hayat kaldırımlarına çok alıcım oldu
beleş’i ise hediye sıfatı ile sundum.
An gelirdi ayaklarımı yerde kesen maceraları alırdım koynuma sevişirdim bir çift göz’le karşımdakine hep yazılırdım bir sevda aşkı ile.
Öfke sızardı bazen de on yedi’sinde delikanlı yüreğime finalde durulurdu hırsım günlerce başımı koyardım masaya loş bir ışık dikerdi gözünü gözüme bu arada katlanıp düzgün el yordamı ile yola çıkardım küçük bir çevrede
ilk mahalle bakkalı! Ali tanıdı beni güzel olmuş devamı gelsin dedi
Sonra kahvedeki! İki üç emekli amca onlarda daha bir coşkulu yılların verdiği efendilikle alkışladılar beni “bravo!bravo” emeğine yüreğine sağlık kalemin var olsun dediler.
Artık benim emeğimi değerlendirmeye karar verildi cepte ki iki üç kuruş para sayılıp hazırlıklara başlandı O yandan bu yanda düzeltiler yüzümü, kaşımı dudaklarım boyadılar azda alık sürdüler pespembe yanımda, birkaç benzerimle yavaş yavaş başladık eğlenmeye nasıl mutluyduk görülmeye değerdi. Herkes oynuyordu! Müzik davul zurna çalan
İlhami’nin kemençesiydi edalı gülüşlerle düştük üst üste hepimiz koca bir aile olduk sadece birkaç saatliğine artık yalnız değildim koydular saatlerce beni bir camın önüne yüreğim sıcaktı dışarısı da çok güzeldi herkes bana bakıyordu. yaşlısı gencine boy gösteriyordum bütün güzelliğimle! Önce yedi yaşında Zeynep ve ardından Nurdan hanım geldi! Alacaklar beni diye heyecanlandım pak bir duyguyla öğrendiler kaç yaşında olduğumu meğerse Sıla’nın yaş gününe davet etmek için bakıyorlarmış bana.
Kabul etmez miyim Yaş günlerine bayılırım elbet ki
“hadi lütfen alın beni” Diye dualar ediyordum içimde
yaşasın almaya karar verdiler beni
Ay gözlerim karadı nereye düştün kendi kendime söylendim
Allahım çantada her şey var’ kalem bey sizde mi? Buradasınız merhaba görüşmeyeli nasılsınız dedim
ucu kırıldığı için konuşamadı kalem sadece başını nazikçe saldı anladım ki bir hayal kırıklığı vardı neysen özeline girmeyim şimdi.
Sesler yükseldi dışarıda birileri bağırıyordu
Ne! Söylüyorlar anlamaya çalıştım ama beni sardıkları kâğıt ve kurdeleyle anlamam imkânsızdı çünkü süslü hediye paketi olmuştum ben.
Nihayet açıldım! Bu ne kadar çok çocuk ya! Bir iki üç sayamadım. Zeynep tuttu beni Sıla’ya uzattı dedi ki” doğum günün kutlu olsun“ bu hediyeyi ben ve Nurdan öğretmenimizle ortak aldık! Sıla çok sevindi beni görünce teşekkür etti
Nurdan öğretmene ve Zeynep’e
Of çok yorucu bir gündü herkes gitti biz bize kaldık şükür
Sıla beni rafa dizdi diğer arkadaşlarım gibi
bilginin amcası sözlükte buradaymış ne kadarda bilgin biri değil mi?
Harita var! Vay!vay! Çok sayıda kan kilerim şimdilik misafirim burada durum anlaşıldı.
çok günler sonra evde bir telaş başladı sanırım boyanacakmış ev.
bir taraf topladı Sıla’nın annesi bizi bir kutuya dizdi
Kemal bey bunları hayır kuruluşuna bırak belki okuyan çıkar diyerek bağırdı.
Abbas yolcu itiraz etmedik yola çıktı tekrarında kolinin içinde ne kadar bekledik bilmiyorum içeriye ışık sızıyor ama gelende gidende yok sanırım pazartesi olacak günlerden kolileri almaya geldi birisi ucuz ucuz deyip aldılar
hiç vakit geçirmeden dizdiler bizi soğuk asfaltta taşına.”bir lira hadi sizde alın sizde”
sonunda kar gibi beyaz bir el uzandı bana usulca aldı çok özlemiş gibi sarıldı
yüzünden çok derin bir üzüntü belirledi
Yazar der ki? Ben yazdığıma üzülmüyorum okunmadığına üzülüyorum
duygularım bu kadar ucuz mu?
be adam bu kadar ucuz mu emek diye ağladı feryat etti
aldırmadı adam verdi bir lirayı aldı beni şimdi himmetindeyim
okur mu okumaz mı onu da bilmiyorum.................
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.