vizyondaki sevdalara sitemim
Kayıp bir türkü oluverir hayatım… Ansızın ve bilinmedik bir kasaba gibi.
Rüzgârda kaybedilen bir flar olur bir an için aşk. Kiminin gözlerinde yaş, kiminin sözlerinde taş ve kiminin yüreğinde kocaman boşluk. Neden ve niçin diyemeden gitmiş sevgiler oysa bakamadan son defa gözbebeklerine, dokunamadan o en ücra köşelerine bedeninin, gidiverir hayat da…
Yarım yamalak bir yazı gibi bazen gidişler; eksik sözcükler, bitmemiş cümleler ve tamamlanmamış sorularla dolu ve devrik birkaç kelimenin geride bıraktığı tüm çığlıklarla… Son sözlerin çıkarken dudaklardan, gözleri neyi anlatır bilinmez. Kalbine ne olur senin ve bir kez daha yitik bir gemi gibi vurmuşken sahile; yosun bağlarsın her geçen gün, ölürsün saatler birbiri ardına geçtiğinde.
Biri giderken yalnızca bakarız ardından. Ardında kalan olarak son görevini de yerine getirerek kanar dizlerin. Öyle yere kapaklanırcasına ve farkında olmaksızın hiçbir acının; kalbin hariç; ağlar, haykırır ve içinden giden sevgiliye şöyle bir mektubu okursun; sevgili duymaksızın…
“ Git Sevgilim;
Ardından bitmez ki hayat. Çoğalır belki gözyaşlarım ama sen git sevgilim; ben tükendiğim gibi var olmayı da bilirim. Sen gittiğin vakit dimdik ve yılmaksızın yürümeyi de bilir ayaklarım…
Yalan! Gitme sevgili; gidişin tüketir dünyamı. Bedensiz kalırım yokluğunda, çaresiz kalırım. Ellerim parçalanırcasına yokluğunun boş bıraktığı tüm coğrafyada gezinirken; çok uzak kalır senin tenin bedenime.
Gitme! Ben gidişinin bıraktığı ayak seslerinde tükenirim. Senin haberin olmadan ve sesimi duymadan terk ederim bu âlemi. Ardımda bıraktığım bir mezar taşı ve bir-iki satır sözcükler topluluğu olabilir sevgili.
Gitme!
Belki ruhun duymaz tükendiğim günlerin çığlıklarını; ertelediğim tüm seslerle ve içine tükürdüğüm tüm işlerin, yüzlerin içinde kaybederim sevdamı. Bir de ona; sevgime; barınaksız bir yavru muamelesi yaparım bakarsın. Silkip atar gibi senli tüm rüyaları; dökerim gözyaşlarımı, bir an için ölürüm…
Git!
Yok yok, sen gitmelisin sevgili; ben ölsem de, tüketsem de tüm sevdaları yüreğimde sen gitmelisin sevgili. Zaten kaldığın bunca vakitte sevdim seni. Kalmak istemediğin vakitler senin olsun.
Sevgili; sen git ve bit yüreğimin sana ait ütopyasında. Umarsız ve ansızın gidişine hazırlıksız olan yüreğimde; uzun ve sanki bitmeyecekmiş sandığım bir kış başladı. Kısaca buz devri başlayan yüreğimde dondurdum ve öldürdüm seni…
Elveda sevgilim; sen gitmeliydin, gitmek için haber verdin ve şimdi gidiyorsun; git! Elveda sevgilim; uzun bir huzurla, kendine ait o gizli ve sisli dünyaya yolculuğun kutlu olsun. Yoksun! Elveda sevgilim! Gittin ve bitti tüm acılar!”…
Diyebilirsin mesela. Evet, arkadaşım sen sadece sevebilirsin, gidilen her yolda sana yer olmaz bazen; geride kalan olmak da var bu yolda. Zaten severken ve giderken hep geride kalırsın. Ne olursa olsun; sevilen çoğu vakitte ardını döner ve sevdanın ağır gömleğini çıkararak gider.
Sevdalarda vizyona giren her filmin sonu da zaten; AYRILIKLA biter…
FMÜ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.