- 1043 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
KANAYAN TASMA
-------Zehra’nın annesi bir aylığına Almanya’dan izine gelmişti; iki yıldır görmediği annesini görmek hasret gidermek, dönüşte de annesini alıp birkaç günlüğüne kendi evinde ağırlayıp annesiyle daha fazla zaman geçirmektir amacı. Bulunduğu kasabadan tirene binmiş ve iki saat sonra babasının köyüne varmıştı.
-------Ana-kız hasretle sarmaş dolaş duygusal anlar yaşayıp, sulu, selli gözlerini kuruduktan sonra annesi, “gel kızım” diyerek kızının elinden tutar ve valizlerin bulunduğu odaya geçerler. Gelirken çoban armağanı çam sakızı birkaç hediye getirmiştir çocuklarına gönül almak için. Sonuçta hepsi ciğer pareleri, birkaç hediyenin sözümü olur, ana bu isteseler canını verir çocukları için. Zaten yavruları için onca hasret, onca çile yanında bir de memleket hasreti çekmiyor mudur? Hele hele dilini ve kültürünü bilmediği yaban ellerde yaşam hiç kolay değildir.
------- Hediyelerin içinde torununun hayvan sevgisini bildiği için ince parlak zincirden yapılmış yavru köpek tasması da vardır. Zehra’ya; “al kızım bu da sana koynuna koy diğerleri görmesin” dercesine işaret diliyle ifade etmeye çalışmıştı. (üvey annesi ve babasını kastederek ) “çocuğun köpeğinin boynuna tak” der.
-------( Zehra’nın büyük oğlu daha küçük olmasına rağmen hayvanları çok sever, köpeklerin sevgisi ise bir başkadır onun yanında bunu anneannesi de iyi bildiği için özellikle getirmiştir zinciri.)
--------Zehra ile annesi hazırlıklarını yapıp, köye birkaç kilometre yakınlarındaki tiren istasyonuna varmak için yola çıkarlar. Daha yolu yarılamadan erkek kardeşinin koşarak onlara doğru geldiğini gören Zehra, peşlerinden evde kötü bir şey olduğunu anlar ve telaş içinde kardeşine; “ne var, ne oldu bu terin, koşturman neden?” diye sorar.
Kardeşi, “şey” der kekeleyerek aslında o da buna zorlanmıştır. “Şey, anne babam ve evdekiler ablama tasmayı verirken görmüşler onu geri istiyorlar .”der.
Zehra birdenbire neye uğradığını şaşırıp içine bir burukluk düşmüştü. Altı üstü bir köpek tasmasıydı ve annesi torunu için getirmişti. Bunda yanlış neresindeydi. Düşünür, taşınır bir türlü işin içinden çıkamaz zavallı Zehracık.
--------İşin asıl garip olan yanı ise, tasmayı isteyenin babası olmasıdır. Yani o bir dededir. Kızına, torununa bir köpek tasmasını çok gören zalim bir babadır o (!) Zehra elini koynuna sokup zinciri çıkarırken aslında koynundan çıkardığı zincir değildir; kanayan yüreğidir. Kanayan yüreğiyle birlikte tasmayı kardeşine uzatmıştır Zehra.
---------Annesinin üzülmemesi için belli etmese de bir daha kanamıştır babasının açtığı yara. Zaten yıllardır hiç kapanmamıştı ya… Annesinin gelmesiyle sanki bir parça kül serpilip durmuş gibi olmuştu sadece ama durmadı, durmuyor, kanıyor işte! Bir baba küçük bir tasmayı bir torundan esirgerde o yara kapanır mı?
ALİYE UYANIK
YORUMLAR
Dünyada neler oluyor dedirten bir yazı. Bir baba ve bu baba dede olmuş, baldan tatlı torunları için canını vermesi gerekirken bir tasmayı alması, onun dede olduğuna noterden onay almak gerekecek bana göre.
Güzel bir yazı arkadaşım, ders alınması gereken bir yazı. Hiçbir veli evlatları ve torunları arasında ayırım yapmamalı, bu evlatlar üvey bile olsa. Asıl üvey velatlara iyi davranılmalı. Çünkü onlar emanettir. Bir yetim başı okşamak kadar sevap var mıdır dünyada. Külkedisi masalı bitmelidir artık.
Tebrik ederim........sevgimle