- 1535 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Ben Sana Demedim mi Olric
Pencereyi kapattı.Tül havalanmıyordu rüzgarla artık.Oysa nefesti ondaki rüzgar,sanki uzaklardan gelen bu koku,beklediklerinin özlemini getiriyordu …
Bazen gitmeler de mecburiyettir dedi hanım kız kendi kendine, gitmek istersin ve gidersin açık olan pencerelerden.Arada havalansa da tül perdeler hep bir yaşanmışlıklar vardır,hep bir başka hatıralar ,bu yüzden bir anlık ürperirsin ve sonra kapatırsın pencereleri / kuşlar da gitmiştir artık, kabullenirsin sessizliğin sesini....
İğnedenliğinde bir avuç minyatür kuşlar vardı hanım kız, hangisini batırsan tenine acımazdı bedenin.Gülerdi biri,gülerdi diğeri,ama bilmezlerdi acılar havzasında çoktan yol almış ruhunun kuşları rotasız kelimelerdi, ağlardı biri ağlardı diğeri,bilmezlerdi yine nereye gider içindeki yolculuk ,ömrü zincirinden boşalmış yelkovan gibi ekseninde dönüyorsun değirmenlerin.Emanet şiirler tiryakiliğinde un olup akıtıyorsun yazdıklarını.Üstelik misafirsin de ……
...
-Lambayı neden söndürdün Olric!.Şu lanet olası lamba dedim ,neden odayı karanlığa gömdün.Görmüyor musun kağıdın üstüne metaforlar karalıyordum .Beyin boşalması diyorum.Şu lanet olası karanlıkta karıncalar beynimi oyuyor Olric.Işığın yüzüne mastürbasyon yapmamı engelliyorsun ,yak şu lambayı artık..
-Lambayı ben söndürmedim efendim,rüzgar püf dedi .
-Şu lanet olası rüzgar mı dağıttı kelimeleri,gemiler çizecektim güneşin alnına ,beni yağmurun yanına mı fırlattın yoksa.
-Ben fırlatmadım efendim lamba sönünce düşlerin fırlattı.
-Düşler mi dedin Olric,gel seninle bir resim çizelim o halde,lamba sönmüşken …
-Çizelim efendim susalım .
-Hayır susmayalım Olric,içimizdeki delileri boşaltalım odanın ortasına,kurgulayalım Don Kişot ile sevgilisi Dulcinee Du Tobosa’nın repliklerini,Sancho Panza’yı da doktor yapalım …
-Yapalım efendim ,hikayeyi de köyün berberi Nikolas anlatsın mı ?
…
Dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık, dıgıdık Rosinante’nin nal sesleridir.Sırtında Don Kişot’u taşımaktadır.Güzeller güzeli sevgilisi Dulcinee sokağın köşesinde beklemektedir .
-Hass.. sevgilisi dedi benim için
-Doktor bekliyor Dulcineeeeee neredesin
-Köşe başındayım sevgilim
Doktor Panza gözlüğünün üstünden karşısında oturan delileri süzer.Elini yarım daire çevirerek hareket ettirir, ve sandalyeleri gösterir.
-Buyurun boşalın odanın ortasına,anlatın bakalım derdinizi...
-Bendeniz Don Kişot doktor ,bir sufi müzik dinliyorum derinden, bildik sülietler etrafında, ortasındayım onların.Okyanus gözlü kız var bu şehirde.Nazar boncuklamış ayak bileklerine, hastayım ona .
-Bendeniz Dulcinee doktor, durmadan satranç oynuyorum bu adamla, şahı düşecek aynalara bir baksa , bir türlü kabullenmiyor kalelerin her yeri işgal ettiklerine
Doktor biraz daha gözlüğünü burnunun üstüne itekler ,belli ki net görmek ister karşısındakilerin yüzünü.
-Durun, durun sufi müzikle satrancın bağını kuramadım çocuklar.
-Boşver doktor, bir sabah kalk rüzgar esmeden sarıl sevgiline .
-Yalan söyleme doktora Dulcinee ,sen sarılmadın bile kümülüslere yüklediğim hasrete
-Bağışla beni Don Kişot’um bir çocuğun ıslığında yitip gittim kendi yolculuğuma
Doktor koltuğunda şöyle bir omuzları silkeler.
-Ne yolcusu kim yolcu
-Sonu hüsran mı olacak hayallerimin doktor, sızılı bir anımda gemim kayboldu.Çıkamıyorum sefere küçük hanım sizde bir gemi bulunur mu ?
-Yok bende gemi ne gezsin ,bir tutam kırmızı istedim Tanrıdan, ay kalburüstü döküldü avuçlarıma.
Doktor gözlüğü çıkarıp masanın üstüne koydu .
-Kritik bir durumla karşı karşıyayım. Bütün psigo analiz kitaplarına bakmalıyım.
-Doktor Don Kişot diyor ki yani ben ,zihinsel önyargıların doğurduğu bir iletişimsizlik cehenneminin mikro boyutları içerisindesin ,insanlar otobüsler kişilik yansımaları gırla..öyle değil mi Dulcinee
-Hee önceleri filizlenirdi pencerelerde tohumlar bir okyanus gibi,binlerce çöl kumları esmezdi bahçelere .
-Evet zamana koşarken yurtsuz evhamlılar diyarında ‘biz kimiz dilenenler arkalarına dönüp baktıklarında şunu gördüler.
Doktor diklendi Don Kişot’un suratına doğru.
-Ne gördüler oğlum
-Vakti gelmez buluşmanın serçeleriyiz sislerde kaybolan.
-A kızım sen bir sus kim kayboldu.
-Ben Dulcinee pencerelerdeki perdelerin havalandırma deliklerinden kaçtım doktor, yitirdiğim kelimeleri aradım fırtınalarda..
-Üç vakte gelinmezler biriktirilen gergeflenmiş düğümlerde olsundu bir hali gidenin ….
-Dulcinee,dulcineeee doktor Sancho Panza nereye gitti.
-Pencereden aşağıya atladı kafa üstü .
-Hihihihi
-Hihihiii
….
-Sıkıldım Olric yak şu allahın belası lambayı .Hem bu berber kılıklı adam pek yavan anlattı ara girişleri.Zavallı doktor.Kapı Olric ,kapı yumruklanıyor .Ben sana demedim mi Cervantes gelebilir isimleri değiştirelim .
-Demedin efendim.
Aysu
YORUMLAR
şimdi bir daha okudum bayıldım yaaa
oğuz atay okusa kıskanacak kadar güzel olmuş :))
eyvallah lacivert iğne :))
fulyaa tarafından 4/22/2011 12:38:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
lacivertiğnedenlik
Fulya CODAL
kendimden utanmalıyım, ben nasıl karıştırdım böyel hatları :))
çok özür dilerim, kaş yapayım derken göz çıkarmak buna deniyor galiba, ayyy çok utandım şimdi, ayıp bana yaaa!
yaa ben neden hep karıştırıyorum ikinizi, ne alaka bilmiyorum, affına sığınmak istiyorum bebek gibi :((((
ayyy biri silsin şu berbat ve basket topu büyüklüğünde potumu, yorumumuuuu
lacivertiğnedenlik
Fulya CODAL
eyvallah
orson unutulacak bir kahraman değildi, hayran kalmıştım onunla ilgili yazılara..
yine de hala gülüyorum inan bu şaşkınlığıma :))
sevgiler Aysu
Öylece kaldım Aysu...Nerede saklıyordun bu cümleleri? "Saklamadım efendim, karanlık örttü" demeyeceksin değil mi?
KUTLADIM, KUTLADIM...