- 1768 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
Rüzgârım Ol
Biraz daha yüksek sesle şarkı söyler misiniz? diye rica edemeyeceğime göre bari kendime emir vereyim dedi kararlı gözlerle.
-Hadi Esin. Ayaklarının üzerine bas ve pencereyi aç.
Isıttığı koltuğuyla vedalaşması uzun sürmemişti. Adımlarının bittiği yer, düşüncelerinin eyleme dönüştüğü noktaydı.
Ahşap doğramaları eskimiş, macunları dökülmüş penceresinin madeni kolunu usulca büktü. Camı sonuna kadar açtı. Belden yukarısı artık tamamen dışarıdaydı.
Gözleri gökyüzünde kanat çırptıktan sonra ağaçların dallarına kondu. Şimdi kuşların şakımasını daha da rahat işitiyordu. Kuşlardan hangisinin solist, hangisinin vokalist olduğunu ayırt edebilmek mümkün değildi. Tabiatın evrensel müziğiydi bu.
-Şan dersi de almamışlar. Bunların hepsi doğuştan alaylı
dedi her birine hayran hayran bakarak.
Temiz havayı içine hapsettikten sonra tekrar koltuğuna gömüldü. Kar beyaz tülü, esen rüzgârın eteği olmuştu adeta. Bir sağa bir sola raks ediyordu.
Esin oturuyordu ama bütün tüyleri ayaktaydı. Omuzları, neredeyse kulak hizasındaydı. İki kolu, yıllardır birbirine hasretmişçesine sıkı sıkı kenetlenmişti. Vücudunun tepkilerine rağmen hareket halindeki tek şeyin yani tülünün özgürlüğüne son vermek istemiyordu.
Ağırbaşlı, yıllardır bıraktığı yerde hiç kımıldamadan öylece duran eşyalarına inat tülü, rüzgârın şiddetine göre kâh afacan bir çocuk gibi bir içeri bir dışarı girip çıkıyor, kâh bir gelin gibi salınıyor, bazen de Karadeniz gibi dalgalanıyor, kabına sığmayan delikanlı gibi coşuyordu.
Sesiyle, nazlı nazlı süzülüşüyle evine misafir olan rüzgârı ağırmaktan son derece mutluydu. Pencereyi kapatırsa tülü de evdeki eşyaların kaderine bürünüp put gibi duracak ve ruhsuzlaşacaktı. Gönlü buna bir türlü razı olmuyordu. Üst üste hapşurmaya başlayınca çaresiz ayağa kalktı ve pencereyi kapattı. Artık tülü de cansızdı.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
ayrılıkzamanı
güzel bir tema güzel bir çalışma...esen penceredki rüzgarın hissettirdikleri güzeldi...ama insanı hasta etmese daha güzel olurdu...teşekkürlerçalışmanız ..hocam güzeldi...
Aysel AKSÜMER
İnsan duygularını rüzgara vermek, sesinin tüm gücüyle haykırmak ister bazen.
Sizin de duygu dolu haliniz yazıya yansımış, tebrikler arkadaşım, biraz gecikmeli okudum kusura bakma.
Torunum bendeydi, Bursa'daki oğlum geldi, yoğunum bu sıralar, sevgilerimle.
Aysel AKSÜMER
handan akbaş
Aysel AKSÜMER
Bir perde, bir rüzgar ve bir de Aysel olunca işte böyle hoş bir yazı çıkar ortaya.
Tebrikler can
sevgimle
Aysel AKSÜMER
Es rüzgar hep es..kuşlar özgürce cıvıldar ve yaşamı hisseder..
yaşamın farkında olabilmek ..Yazı yine çok güzel Aysel hanım tebrikler
Sevgiyle kalınnn
Aysel AKSÜMER
Ne çok şey anlatır rüzgâr bize..
Birden anımsayamadıklarının dilinden döküldüğünü hissedersin.
Senin kelimelerindir onlar.Hep söylemek isteyip bir türlü kağıda nakşedemediğin..
Güzeldi /Emeğine gönlüne sağlık..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
nihat yasul
Bahçemdeki kuş seslerini dinlemek için hep pencereyi açarım ve kahvemi alıp oturur dinlerim.O kadar bendi ki bu yazı çok sevdim.
Kaleminden çıkan herşey hayat buluyor.
Tebrikler ve sevgiler
incidal tarafından 4/19/2011 2:40:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Aysel AKSÜMER
minik bir filim karesi
.,.,.
pencereyi kapattı artık tül rüzgarda havalanmıyordu,sanki nefesti ondaki rüzgar,sanki uzaklardan gelen başka bir kokuydu ki yıllardır özlemini çekiyordu beklediğinin.Ama bazen gitmeler de mevcuriyettendir dedi kendi kendine ,gitmek istersin ve gidersin açık olan pencereden ,arada havalansa da tül perdeler hep bir yaşanmışlıklar vardır,hep bir başka hatıraları ,bu yüzden bir anlık ürperirsin ve sonra kapatırsın pencereleri / kuşlar da gitmiştir artık kabullenirsin sessizliğin sesini....
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Kısa bir andan ruh tahlili...Hayat tarifinin sıradan gibi görünen olaylarla yapılması...Görünenin altındaki derinlik...
Yazın bana bunları hissettirdi.
Geldim gidiyorum, sevemedim şu plastik doğrama dedikleri soğuk nevaleleri. Ruh yok, yaşam yok. Ahşap öyle mi, içinde nice küçük organizmaya hayat veriyor. Bir de gözlerimize...Eski de olsa, yılmış, yıkılmış da olsa ahşap kapılardan ve pencerelerden hayata bakmak ve akmak kadar güzel bir şey olamaz bana göre...
Eskiye olan aşkım depreşti yine...Herşey eskiden çok daha güzeldi...Pencerelerden sokağı seyretmek bile...
Kutluyorum pek çok duyguya salan yazını.
Sevgiler.
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
kalemin güzelliği her satırda kendini belli ediyor...kurgu ne olursa olsun....sayın aksümer için farketmez...saygılar usta ....
Aysel AKSÜMER
Bence bu duyguları Üsküdarda ve Eyüpte yaşayan insanlar daha ziyade yaşıyorlardır...
Yoksa ben hangi ruh haliyle evimin pimapen penceresini açıp bu hissiyatın çekiciliğini bulabilirim ki ?
Bir kere pencere ahşap olmalı..
Tül de ağır ve el işi...
ve havada kuşlar koşuşmalı..
Sokakta kediler..
Satıcılar bağırmalı ara sıra...
Ama ben göklere bakmalıyım...
Beni içeriye,ruhumu gögüs kafesime hapseden tülümün ardından...
Eyüp'e taşınsam mı?
Ya da Üsküdar'a.
Bir de şu naylon tülleri ve sahte gülüşleri değiştirirsem...
Masraflı olacak ya..
Saygı ve sevgilerimi de sunmalıyım Sayın Aksümer'e...
E hadi yola düşeyim.
Aynur Engindeniz
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Tülün ilhamına bak ya hu demek geliyor insanın içinden....Havalar soğudu değil mi...dikkat etmek lazım ablacım:)))
Sosyal izlenimi güzeldi yazının...Canlı yazılar hep güzel olmuştur....
saygılar...