- 828 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRK FİLMİ GİBİ...
Sabah çıktım evden, döndüğümde sanki bir türk filminin setindeydim inanırmısın?...Rapor karışmıştır diye düşünmeme dahi meydan vermeyen, Dr. Eda ultrasonla pıtır pıtır taramıştı vücudumu...1,5 saat sürünce cin’im ya anladım bir aksilik var...Daha ne olduğunu öğrenmeme gerek kalmadan ilginçtir, istem dışı, boynuma boğazıma kadar akan gözyaşlarımı kontrol edemedim...Radyoloji bölümündeki tüm doktorları çağırdı ve bir değerlendirme yaptı başucumda...Biyopsi istiyorum, şüpheli dedi, mamografi alan çekildi ve daha önce hiç tanımadığım, daha doğrusu dayıcımdan hariç bilmediğim bir gen.cer. hocasının " hemen parça alıcaz ve gerekeni yapıcaz" demesiyle oyuncu olmak istemediğim halde zorla başrol verdiler bana bu iğrenç filmde...Ben o hocaya güvenirmiyiiiim, dayıcım var dedim müsade ederseniz onunla görüşeyim dedim.Siz bilirsiniz tabiki dedi...Dayımı aradım "hemen gel hayırlısı yavrucuğum" derken, onun sesi bile titriyordu ki ameliyattan çok sonra öğrendiğime göre, annemi ve teyzemide aynı teihisle ameliyat yapmanın verdiği sıkıntıyla birleşince bana pek dayanamamış ve arabasını tekmelemiş dayım...Neyse sabah gittim yanına baktı parça alıcam dedi bende öyle dayanamam dedim, oda iğneli biyopsi yapalım dediii.İbahim paşa var GATA Radyoloji böl. bşk. ona gitttim...Ne dedi biliyor musun? Saçlarım belimde, yataktan kalkıp gelmişim, uykusuzum, dupduru geçtim karşısına... "Senin gibi güzel bir kızda, kötü hücre barınması mümkün değil "dedi..."Göreceksin süt bezesi falan çıkacak dedi", uçurumun kenarından düşerken yakalamış gibi tuttum ve bırakmadım o umut dalını...Kötü bişey çıkmıcak diye...Çok acılı bir şeydi iğneli biyopsi, uyuşturma falan yok...Neyse çıkarken, "görüceksin" dedi İbrahim Hoca, "göreceksin hiçbirşey çıkmayacak"...Mutlu mesut çıktım yanından," 1 saate sonuçlar gelecek" dedi, "ben eve gidiyorum dayıcımı ararım" dediiim ve aradım 1 saat sonra, açan pataloji doktoru, "Derviş hocama verdik sonucu ondan öğrenin" deyince, çıldırdım."Baktığınız parçalar benim vücuduma aitse, banada söyleyebilirsiniz" deyince, adam "yarın ameliyata alcakmış sizi hocam bekliyor şuanda" dediiii....Ve ben kendimi eşimin kucağında buldum, boğazımda bir düğüm, hala açılmadı 10 Nisan 2010’dan bu yana biliyor musun?Eşim dizimde ağlıyor, ben şoktayım, annemden kızım "geçecek" diyor başka bişey demiyor...Sadece kuzucuğumu, Burak Kandemir’i düşündüm.Onu bırakıp gitmek için çok erken daha 3,5 yaşında diye...Sonra telefomnlar yağıyor, herkes "geçer", "sana ne dayanır kiiii" deyip duruyor.Bilmiyorlar tüm yükü üzerime atıp gittiklerini.Konuşamadım bir süre sonra annem ben dışarı çıkınca, o ağlama krizine tutulmuş, o üzülecek diye üzüldüm, birde asla eskisi gibi güzel olamıcam diye buruldu içim..Hadi hoppa, iyileştim derken 40’ıma gelicem diye...Saçlarıma fön çektirdim, makyajımı yaptım, oje bile sürdüm, indim ameliyathaneye...Masada dayımı bekliyorum, gelmeden uyumam dedim, olurya sağdı, soldu mememi şaşırır diye...Dayım geldi "Allah canını almasın ne böyle makyaj falan, kızım, oje moje dedi" ay kafayı yemiştim ben yaaaa, "ölürsem güzel öleyim diye dayı" dedim...Tozol dedi, damardan güüüüüüüüüüüüüüm...Uyanır gibiydim anneannem: " Güzeliiiiim" demiş..."Güzelin b.ku yedi anneanne" demişim...Hep ağlamaklıydım, hep hüzünlü...Şarkı dinleyemiyorum şimdi biliyormusun?2 satır okuyamıyorum da bööööyle sayfa sayfa yazıyorum işte... Bir türk filminin senaryosunu yazar gibi...
YORUMLAR
Ama geçti değil mi, iyisiniz?
Öyle olun lütfen...Bu arada gerçekten çok güzel yazıyorsunuz. Neden bir öykü denemiyorsunuz? Bence hastalığınızlailgili acı anıları bırakın şimdilik, öykü yazın. Ya da deneme ne olursa...Doğrusu ben yeteneğinizi değerlendirmenizi isterim.
Sevgiler.