UMARSIZLIĞIN UMURSAMAZLIĞI
Umarsızca, şimdilerde ne de çok duyar oldum bu kelimeyi.
bazıları anlamını bile bilmiyordur belki.
Aslında çaresizliğin çift yumurta ikizi değil midir?
Evet ta kendisi.gidişini,gelişini,varışını,bitişini kestiremediğimiz bir hayatın çaresizliğidir.
hiç birimiz elimizde bir yol haritasıyla doğmadık ki.Haliyle pusulamızda olmadı.
yer,yön bulmada ki güçlüğümüz de tek başına olmamız değil midir?
Evet işte yine söylüyorum,ta kendisidir çaresizliğin.
Çaresizce senin için seçilmiş hayatı yaşıyorsun.Ufak bir değişiklik yapacak olsan,
kaya parçaları üstüne yığılacakmış gibi çaresizce yaşayıp gidiyorsun.Her gün aynı sabahlara
günaydın bile demek gelmiyor içinden.Yine yeniden aynı senaryoda baş kahramansın.
nedendir bilinmez o filmlerdeki gibi gerçek bir kahraman olamamışsındır.Tam mutlu olmanın arifesinde
mutsuzlukla el sıkışmışsındır.Arkanı döndüğünde hiç de öyle alnından öpülesi bir hayat yaşamamışsındır.
Çok da önemli mi böylesi bir hayat yaşamak.Orası muamma kalsın herkesin cebinde.
lazım olduğunda çıkarıp üstü kalsın yaparsın.
Bu hayatta ödenecek bir şeyin yoksa eğer,üstüne bir de bahşiş verirsin.
Dostların da vardır, bu umarsız hayatında.dost Derken sadece insanı kastetmedim aslında.
Kimine göre dost;tüm insan oğlunun elinin kirinin bulaştığı düzünelerce kağıt parçası,
Kimine göre kanlı ,canlı , gören,duyan,konuşan ve hisseden dünya üzerindeki en akıllı varlıktır.
Bu kanlı ,canlı varlıklarında sınıfları vardır .
Hepsinin yeri ayrıdır,
Kötü gün,iyi gün,günlük,yıllık,aylık,çıkarcı,vefakar,cefakar,
say say bitmez bunları.Hiç bir zaman anlam veremediğim şeydir; neden hepsi birbirne karışır?
İyi ve kötü arasındaki ayrımı idrak edemeyiz.Hangisine ne kadar değer vereceğimizi kestiremeyiz.
Sanırım ondandır bu enayi hallerimiz.
Ne kadarda çaresiziz.
İşin komik tarafı da bunun farkında bile değiliz.Götürüsü,getirisinden fazlaca ağır basan,hiç bir zaman
denk olmayacak bir hayatın hesabını yapıyoruz.
15 Şubat 2010 Pazartesi
SIDIKA ÇAL