- 1295 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
DOSTLUĞU ARA SIRA NADASA BIRAKMALI
DOSTLUĞU ARA SIRA NADASA BIRAKMALI
Derin iç çekişler parçalıyor sanki yüreğimi. Yazmakta zorlansam da paylaşmam gerek diye düşündüğüm için yazmaya karar veriyorum.
Bir gün otobüs kuyruğunda, hastanede, postanede birini görürsün, nezaketen selam verirsin. Ertesi gün tekrar, tekrar. Derken bakmışsın arkadaş olmuşsunuz. Demek istediğim merhabaların arkasından geliverir arkadaşlık. Dostluk öylemidir ya. Dünyada en zor kazanılan şeydir dost. İnce eleme sık dokumadan geçmeden dostum denmiyor maalesef. Evet yılların dostluğu anca böyle kuruluyor. Kolay kolay dostum demem ama bir dedim mi de, sanki ölene dek sürdürmek isterim. Ama gel gör ki, ara sıra dostlukları da nadasa bırakmak lazımmış. Bunu bunca yaşımdan sonra anca anladım. Ve doğruluğunu tastikledim. Siz de dostum dediğiniz kişilerle böyle bir durumda inşallah kalmazsınız da, ancak kader… Olura bir gün gerekirse fevri davranıp,” Yüz yüze konuşacağım, beni hiç mi tanımamış.” dediğiniz durumlar olursa, denemeniz için söylüyorum. Nadas en iyi çözüm. Eğer, gerçek dostluksa bu dinlenme herkes için çok iyi oluyor. Ertesi yıla daha çok verim alınıyor, dostluk adına arkadaşlık adına. Bir düşünsenize olay soğumadan yüz yüze konuşacağım dediğinizde, olaylar iyice alevlenip her şeyin daha kötü olduğunu. İçinden çıkılmaz bir hal aldığını. Birçok dostluk bir hiç uğruna yitip gitmemiş midir? Dedim ya bence en iyi çözüm nadas.
Ancak bir durum daha var paylaşmak istediğim. İnsanlar mı değişti ben mi? Bir türlü anlayamıyorum. Yine yılların tecrübesi diyerek başlayalım en iyisi. İnsan ayrımı yapmam. Eğitim, kültür,dil din,mezhep, ırk da öyle. Ama elimde kalan sonuç hep hüsran. Anladım ki hiç değilse eğitim farkının olmamasına dikkat etmeliymiş insan. Senin seviyen benim seviyem meselesi için. Dostluk dili meğersem buradan geçermiş. Aklım şaştı ama doğruymuş. Yaşadım. Dostluk arkadaşlık adına, şu dünyada beni yıkacak tek şey yanlış anlaşılmaktır. Dahası içimde bin bir hazla büyüttüğüm, üzerine titreyip, kem gözlerden sakındığım yılların dostluğunun, değmez deyip doğruyu açıklamaktan kaçınarak yıkılışını seyretmemdir.çünkü içimdeki küskünlük,kırgınlık boyutunu çoktan geçmiş. Bunu kendimi elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi hissettiğimde anladım. Meğer ben onu çoook sevmişim. Yoksa hala…………….
Ne diyeyim canı sağolsun… dedim ya nadas…
DOSTUMDUN
Kırıldım taa yürekten.
Birazcık da öfke yok değildi hani.
Dostum demiştim.
Kollarımı ardına kadar açarak.
İncir çekirdeği misaliyle,
Kapandı kollarım bağrımda.
“Tanımıyor mu beni?”dedim.
Hiç tanımamış gerçekten.
Ya da tam tersi.
Bir hiç yüzünden hayret.
On yıllık dostluk,
Uçup gitti heyhat.
Bilgin ŞENGÜL
YORUMLAR
Dostluk adına güzel bir yazı, güzel dizelerlede süslenmiş, güzel dostluklar incir çekirdeğini doldurmayan şeylerle, hatta doldursa bile bozulmamalı diyorum, özellikle yaşadığımız çağda güzel dostluklara o kadar ihtiyacımız varken, konusu ile anlatım tarzıyla çok güzel işlenen bu güzel yazıyı kutluyorum, selam ve sevgilerimle.