- 464 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Gıda Ürünleri
“Gıda ürünleriymiş” dedi Gülay Hanım içinden. “Nerde kaldı gıdası bunların? Hepsi GDO’lu, hepsinde demirinden tut fosfatına kadar türlü çeşitli kimyasal maddeler var. Kim bu maddelerin de yenilebileceğine, insana zarar vermeyeceğine karar vermiş? Neymiş yenilebilecek maddeler? Kulak da yenebilir mi örneğin? O da yumuşak ve kıkırdaksı bir şey. Bisküvi gibi. Dudaklar örneğin onlar da mı yenebilir?”
Tak! Diye bir sesle kendine geldi Gülay Hanım dalıp gitmişken.
Marketin gıda ürünleri bölümünde bakınırken dalgınlığına gelip başka bir bayanın alışveriş arabasına çarpmıştı. Daha ağzını açıp bir şey söyleyemeden, kendisi gibi kırk yaşlarında olduğunu tahmin ettiği bayan:
-Gözünüzü açın biraz. Nereye gittiğinize dikkat edin, dedi sert bir ses tonuyla.
Kadına yanıt verse uzayacak ve dışarıda onu arabasında bekleyen kocasını bekletecekti. Vazgeçti. Boş bir park yeri bulamayan kocası az önce Gülay’a:
-Ben arabada beklerim. Sen çabucak almak istediklerini al çık, demişti.
-Tamam, hayatım, fazla sürmez zaten. Bir iki patlıcan, kabak, pirinç alıp çıkacağım. Bakalım ya bir türlü yaparım ya da dolma.
-Her neyse işte aşkım, bekletme beni fazla.
Arabasına çarptığı kadının ukalaca yaklaşımına sinir oldu Gülay Hanım. Bir süre ne alacağını unutarak kadını takip etti. Bir şey söylemekle söylememek arasında gelip gitti.
Bir başka reyonda buldu kendini. Kozmetik bölümündeydi. Ağda ve tüy dökücü kremi görünce paketlerden birini alıp arabasına koydu. Hemen sağında üst üste dizilmiş renkli paketler içinde prezervatif paketlerine takıldı gözü. Bir süre, oradan ayrılmadan gözlerini o renkli paketlere dikip kaldığının farkına varınca: “Ne oluyor bana? Diyerek utandı içine daldığı düşüncelerden. Hemen uzaklaşmak için arabasının yönünü çevirdi ve hızla hareket etti.
Tak!
Yeni bir tak sesiyle kendine geldiğinde neye uğradığını şaşırdı.
Neyse ki bu defa bir beydi arabasına çarptığı. Üstelik adam gülerek özür diledi kendisinden. “Prezervatif kutularının önünde dikilirken beni gördü mü acaba?” diye düşünerek, hafiften kızarmış yüzüyle gülerek karşılık verdi adama.
Yeniden sebze bölümüne gitti.
Birkaç kabak, bir iki patlıcan seçti reyondan. Alışılmışın dışında ilginç hatta komik şekillerini görünce sebzelerin yeniden Hormonlu, GDO’lu, Organizmalarıyla oynanmış, biçim değiştirmiş şeyler geldi aklına. Sonra pirinç aldı bir yerlerden.
Arabasıyla kasaya doğru yönelirken, kendindeki bu dalgınlığa ve kafasındaki düşüncelere bir anlam veremedi. Gülümsedi kendi kendine. Elini yanaklarına götürdü. Sıcacıktı, yanıyordu yanakları. “Ne oluyor bana ya?” dedi içinden yeniden.
Pantolonun sağ cebinde bir titreşimin olduğunu fark etti. Önce kavrayamadı. Titreşim durmuyordu. Her zaman el çantasına koyduğu cep telefonunu markete girerken arabanın koltuğundan alıp cebine koyduğunu hatırladı. Durmadan, ara vermeden titriyordu cebindeki telefon.
Titreşim son bulmuyordu. Yanı başındaki insanlar anlayacaklar diye utandı. Yavaşça çıkardı telefonu, ekranına baktı. Kocasıydı arayan. Çok bekletmiş olmalıydı. Düğmesine basıp kulağına götürdü telefonu. “Alo!” derken sesi sanki kendisine ait değildi. Ağzının içi kurumuş, konuşmakta zorlandı. Titrek bir sesle “Hayatım?” dedi.
-Canım, nerde kaldın ya? Bu kadar mı sürecekti birkaç şey almak? Bak bekliyorum. Gel artık.
-Tamam, hemen geleceğim, dedi.
Kocasının sesini duyunca, kasaya doğru ittiği alışveriş arabasını içindekilerle birlikte olduğu yere bıraktı ve boş kasalardan birinden geçip dışarı çıktı.
Hızla, kendisini bekleyen arabalarına doğru gitti. Ön kapıyı açtı adeta nefes nefese kendisini koltuğa bıraktı. Kocasının direksiyonu kavrayan elini çekip aldı, bir öpücük kondurup göğsüne bastırdı.
Olanlara bir anlam veremeyen kocası:
-Ne oldu hayatım? Her şey yolunda mı? Dedi.
-Yolunda, yolunda. Haydi gidelim.
-Eee, neden geç kaldın bu kadar?
-Geç kaldım değil mi? Oysa bir iki şey alıp çabucak çıkacaktım.
-Eee?
-Ne eesi?
-Hani nerde aldıkların?
Gülay hanımın yanakları yeniden kızardı. Kocasına bakıp:
-Boş ver aldıklarımı. Vazgeçtim. Evde bulurum bir şeyler. Pişirir yeriz, dedi.
Evlerine doğru hareket ettiler…
YORUMLAR
Doktorlar, Gıda Mühendisleri, Ziraat Mühendisleri hepsi farklı fikirler söyleyip, aklımızı allak bulak ediyorlar.
Çözüm bulmak için değil, her konuda olduğu gibi çözüm yaratmak için konuşuyorlar.
Herşeye çabuk alışan bir toplum olduğumuzdan, GDO lu ürünlere de çabuk alıştık bile.
Marketlerde,arabasına "takkk" diye çarpılan kadın gibi kadınlar, gerçekten de çok fazla. Verdiği tepkiyi iyi gözlemlemişsiniz.
Kaleminize sağlık. Sevgi ve saygıyla.