- 1635 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Huzur Evi mi? Hicran Yurdu mu?
İnsanın doğumu ile başlayıp, ölümü ile son bulan dünya hayatın da sorumlulukları ve değer yargıları vardır.
Türk toplumu olarak bizlerin de kültürel,ahlaki , değerlerimiz var ama ne yazıktır ki bunların bir çoğunu kaybetmek üzereyiz...
Evet bunlardan biri de büyüklerimize hürmet - saygı ve sevgimizi yeteri kadar onlara gösterememek.
Her insan için önem ifade eden yaşlılık, hayatın çok özel bir dönemidir diye düşünüyorum.Yaşlılarımız dün ile bugün arasın da köprü kuran, kültürümüzü, değerlerimizi yarınlara taşımamızı sağlayan en değerli varlıklarımızdır. Sağlık sorunları nedeni ile bakımı zorlaşan ve bu yüzden evlerinden uzaklaştırmak istenen yaşlı anneler - babalar Fiziksel ve zihinsel gücünü kaybettiği için küçümsenen, değer verilmeyen ve istenmediklerini kendilerine hissettirilen büyüklerimiz... Ne acıdır ki, artık anne - babalar yanlızlığa ve kimsesizliğe mahkum yaşıyorlar!
Anne ve babasını inciten insanlardan kacının, öyle birisi hiç bir zaman insan olmaz, bu gibi kişiliğe sahip olanlar, halka ve vatanına da yararı,faydası da olmaz.Biraz yaşlanıp,elden ayaktan düşünce kendilerini düşkünler evinde "huzur evinde"buluyorlar. Ne yapabileceklerini bilmeden hicran yurtarın da kendilerine teselli , aramaya çalışacaklar. Sene de bir gün kendilerine uzatılacak çiçeklerle avunacaklar belki de ... Oysa, O güzelim büyüklerimiz, çocuklarını bağrına basamadığı, torunlarını kucağına alamadığı ne zahmetlerle büyüttümüş olduğu
Yavrularına "Yavrularım!.." diyemediği bir yerde nasıl huzurlu olabilirler ki!..
Arayıp soranın olmadığı bir yerde mutluluğu nasıl bulabilirler ki!..
Huzur evi demekle orda sakin huzurlu bir yaşam kuracağını nasıl düşünebilirler ki!...
Ama en azından şu var ki şunu da düşünmek gerekir ki yaşlılarımızı bütün bütün sokağa terketmiyorlar, kendileri gibi muhtaç kimselerin arasına atılıp bırakılsalar bile hiç olmazsa bir rahat yatak,sıcak bir tas çorba imkanları var.
Şu şekilde düşünen evlatlar da var "Daha ne olsun,ne güzel yiyip içip yatıyorlar" düşünemezler o küçük beyinleriyle, yada düşünmek işlerine gelmez... İnsanlar hayvanlar gibi yiyip içen,sonrada yan gelip yatan bir canlı değildir.İnsan çevresine ilgi duyan, tabiata açık, evlatları, torunlarıyla, hatta belkide torundan torunları ile birlikte olmaktan haz duyan, huzur duyan varlıklardır. Sene de birgün gitmek hal hatır sormak belkide bir demet çicek sadece onun gönlündeki hasret ateşini alevlendirmeye yarar,ama içindeki hicran ateşini asla söndüremez. O alakaya,sevgiye ve içten bir tebessüme muhtaçtır,yanlızca yeme içme sıcak bir yatak karşılayamaz manevi ihtiyaçlarını..
Bu bilinçle hareket eden evlatların olduğu bir toplumda yaşlılarımız, muhtaç durumda olanlar ne yapmalı?
Birçok anne - baba yemeyip yedirdikleri, giymeyip giydirdikleri,kendileri uğruna en ağır şartlar da fedakarlıklarını, içten sevgilerini katlandıkları evlatları tarafından terk edildikleri huzur evlerinde,düşkün yurtların da, gönülleri kırık bir halde son günlerini tamamlamaya çalışmaktadırlar.
"Baba oğula bir bağ vermiş, oğul babaya bir salkım üzüm vermemiş"
"Ağacından utanandır yemişlerin en acısı" diye söylenir.. Anne - Babalarından çeşitli hallerinden utanan evlatların olduğu bir devirde yaşıyoruz.Unutmayalım ki herkes birgün yaşlanacaktır !...
Büyüklerimiz bu günümüzün mimarlarıdır.Onlara göstereceğimiz güler yüz,sevgi ve saygı tüm armağanlardan daha değerlidir.Geçmişine sahip çıkmayan bir millet geleceğide olmaz.Bizleri var eden var olduğumuzu gösteren Anne - Babalarımıza, Hayatın ustaları olan yaşlılarımıza mutluluk ve huzur dolu günler dileyerek ellerinden öpüyor saygılarımı sunuyorum.
ANNE - BABA
Anne - Baba, insanın en başta hürmet edeceği kudsi iki varlıktır.
Onlara hürmette kusur eden, Hakk’a karşı gelmiş sayılır.
Onları hırpalayan er - geç hırpalanmaya maruz kalır.
Baba hakkı, Tanrı hakkıdır.
Ana hakkı, Tanrı hakkıdır.
YORUMLAR
Anne - Baba, insanın en başta hürmet edeceği kudsi iki varlıktır.
Onlara hürmette kusur eden, Hakk''a karşı gelmiş sayılır.
Onları hırpalayan er - geç hırpalanmaya maruz kalır.
Saygıdeğer;Yazar Arkadaş!
Bu güzel yazınızda duyurucu bilgiler vermekle kalmamışsınız,adeta şiirlerinizde olduğu gibi akıcı ve sade bir üslupla gayet başarılı bir yazı örneği oluşturmuşsunuz,
Yazınızın muhtevası bu gün yitirmekte olduğumuz ebebeyn haklarına vurgu yapması açsından önem arzetmektedir.Ne yazık ki insanlar belli yaşa gelince kendilerinden öncekilerin kıymetini anklayabiliyor ama işte o zaman da geç olabiliyor.Ya kaybedince bazı şeylerin değerini anlıyoruz,ya da onun acısını hayatta kaderin cilvesiyle yaşayınca anlıyoruz İşte o zamanda eyvah oluyor ama boşuna
Yazınız da belirttiğiniz gibi onların değerini zamanında bilmek en güzeli,ne mutlu onların değerini bilenlere..
Tebrik,takdir,selam ve dularımla sizden nice güzel yazılara efendim...