- 1970 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Ne Kadar Aciziz!
Japonya’da yaşanan büyük deprem görüntüleri korkuttu. Ve gerçekte tüm insanlara ölümü ve ahireti hatırlattı. Özellikle son yıllarda dünyada sık sık mal ve can kaybıyla sonuçlanan doğal afetler gerçekleşmektedir. Depremler, yanardağ patlamaları, seller, yangınlar kısa bir süre içinde canlıları yok etmekte ve büyük hasarlara yol açmaktadırlar.
Diğer yandan yaşadığımız dünya içeriden ve dışarıdan yüzlerce tehlikeyle doludur. Göktaşları, karadelikler, kuyruklu yıldızlar dıştaki tehlikelerden yalnızca bir kısmıdır. Güçlü çekim alanlarıyla, çevrelerinde bulunan herşeyi yutan karadelikler, kendilerinden çok büyük yıldızları, hatta galaksileri dahi kendilerine çekebilirler. Dünya da bu sonsuz boşluk içinde, her an bir karadeliğin etki alanına girebilir. Uzayda büyük çarpışmalar ve dev patlamalar olmakta, dünyadan milyonlarca ışık yılı uzakta gerçekleştiğinden insan bu olayları kendisinden uzak görmektedir.
Dahası, dünyanın derinliklerinde binlerce derece sıcaklıkta magma tabakası ve ayrıca dünyayı dıştan kuşatan atmosfer vardır. Atmosfer koruyucu bir tabakadır, ancak son derece kuvvetli ve yıkıcı etkileri olan şiddetli rüzgârlar, fırtınalar ve tayfunlar burada gerçekleşir.
İnsan, hiç beklemediği bir anda bu tehlikelerden biriyle karşılaşabilir, övündüğü ve gurur duyduğu fiziksel bir özelliğini ya da mallarını yitirebilir. Kişinin, hiçbir şey kontrolünde değilken, gökten yere her işi evirip çeviren Rabb’imiz karşısında acizliği nedeniyle boyun eğmeyip, büyüklenmesinin akılsızca bir davranış olacağı çok açıktır.
O ülkeler halkı, geceleri uyurken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler? Ya da o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu-azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler? (Veya) Onlar, Allah’ın tuzağından güvende mi idiler? Allah’ın bir tuzak kurmasından, hüsrana uğrayan bir topluluktan başkası (akılsızca) güvende olmaz. (A’raf Suresi, 97-98-99)
Yüce Allah her olayı sebep-sonuç ilişkisi içinde yaratmıştır ve bu yüzden bütün doğa olaylarının bilimsel birer açıklaması vardır. Üstün güç sahibi Allah, tüm bu olayları sebepsiz olarak da kolayca yaratabilirdi, ancak bilimsel sebepler, yaşanan olaylara mantıklı bir açıklama getirir. Bu nedenle pek çok insan bu olayları Yüce Allah’a değil, sebeplere bağlar. Oysa Rabbimiz bu olayları sebep kılarak, insanlara acizliklerini gösterir. Ve bütün bunlar aklını kullanabilenler için birer düşünme ve öğüt alma vesilesi olur. Yüce Allah Kur’an’da birçok ayette uyarılarda bulunur.
Yoksa gökte olanın üzerinize ’taş yağdıran (fırtınalı) bir rüzgar’ göndermeyeceğinden emin misiniz? Siz o takdirde Benim uyarmam nasılmış bilip-öğreneceksiniz. (Mülk Suresi, 16-17)
Allah verdiği musibet ve belalarla insanlara ölümün yakınlığını gösterir, dünyada varoluşlarının nedenlerini ve amaçlarını hatırlatır. Rabb’imiz bu olaylarla aslında insanlara merhamet etmektedir. Çünkü zorluklar, hem onları yaşayan insan, hem de şahit olan kişiler için dünya hayatının geçiciliğini ve her an sona erebileceğini kavramaları içindir.
İnsan hiçbir bela ve musibeti kendisinden uzak görmemelidir. Bu felaketleri, zarar gören kişiler de bela gelmeden önce muhtemelen kendilerinden uzak görmekteydiler. Her insan dünyada yaşayacağı ortalama 60-70 yıl için, sonsuz hayatını feda etme yanılgısından kurtulmaya çalışmalıdır. Çünkü ‘o gün’ herkes Kahhar olan Allah’ın huzuruna çıkarılacaktır.
Sahip olunan bütün imkan ve özellikleri veren Allah’tır ve dilediği anda da hepsini geri alabilir. Yok olacak şeyler peşinde hırsla koşarak yaşanan dünya hayatının, ahiretteki sonsuz hayat yanında hiçbir değeri yoktur.
Bu konular üzerinde derin düşünen insan, dünyanın geçici ve eksikliklerle dolu bir mekan olduğunu kavrar, acizliğinden kaynaklanan hataları için Allah’tan bağışlanma diler, tevbe eder. İnsanın kendi acizliğini kavrayabilmesi, Yaratıcı’sının üstünlüğünü ve gücünü gereği gibi takdir edebilmesine, O’na muhtaç olduğunu anlayabilmesine, dolayısıyla gerçek kurtuluşuna vesile olabilir.
Rabb’imiz insanlara sayılamayacak kadar fazla nimet verir. İnsan durmaksızın nefes alır, her organı mükemmel çalışır, kalbi vücuduna sürekli kan pompalar. Ve bunların hiçbirinin işleyişinde insanın bir rolü yoktur. Ancak insan yemek yemeden, su içmeden, uyumadan yaşayamaz. Bütün bu mucizevî sistemleri sonsuz güç sahibi Allah idare eder. Ancak çoğu kişi inatla yüz çevirerek şeytanın sisteminde yaşamaya devam eder.
Yüce Allah, “ Gevşemeyin, üzülmeyin; eğer (gerçekten) iman etmişseniz en üstün olan sizlersiniz.” (Al-i İmran Suresi, 139) ayetiyle müminin üstün olduğunu bildirir. Mümin, Rabb’inin sonsuz gücü karşısındaki aczini kabul ettiği için üstündür.
YORUMLAR
ALLAH C-C RAZI OLSUN SİZDEN. BİZ O İZİN VERMESE PARMAĞINI OYNATMAKTAN ACİZ OLAN İNSANLAR, KENDİMİZİ DAİMA KAF DAĞININ ZİRVESİNDE GÖRÜRÜZ HEP. İĞNEDEN İPLİĞE HERŞEYE MUHALİF OLUR, HERŞEYİ BİZİM SANIRIZ, ONUN BİZE VERDİĞİNİ BİZ BAŞKASINDAN BİZİM DİYE KISKANIRIZ, HERŞEYDE KENDİMİZİ ÖVER DE ÖVERİZ. EN UFAK BİR ELEŞTİRİYE TAHAMMÜLÜMÜZ OLMADIĞINDAN BIRAKIN BAŞKALARININ ELEŞTİRMESİNİ KENDİMİZİ ELEŞTİRMEYE BİLE KORKARIZ. OYSA O HERŞEYİN SAHİBİ, KUVVETİ VE KUDRETİ SONSUZ OLAN RABB'İM NE KADAR DA MERHAMETLİ Kİ BİZE BU DURUMDA BİLE MERHAMET EDİYOR. SAYGILARIMLA...
Nedense iyi olduğumuz zamanlar, ölünceye kadar hep iyi olacağını düşünür insanoğlu...
İşler biraz ters gitmeye başlayınca, ölümün var olduğunu daha çok hatırlar.
Oysa "ölüm" hiç unutmamamız gereken bir gerçeğimizdir.
o yüzden hem bu dünya, hem de ahiret için hazırlıklı olmalıyız.
Japonya da meydana gelen deprem ve ardından tusunamide hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum.
Rabbim bütün ümmetini cennete nail eder inşallah.
Kaleminize sağlık. Saygılarımla...