- 1084 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İBRAHİM TATLISES VURULDU, HAYDİ ANTOLOJİ ÇIKARIN!
“İyi ama daha ölmedi ki!” dediğinizi duyar gibiyim. Siz yine de şiirler için sipariş vermeye başlayın. Bakarsınız ölür. Ölmezse de elinizde kalmaz malınız. İlerde değerlendirirsiniz. Hem rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu adına antololojiler piyasaya sürüldüğünde de ölüp ölmediği daha kesinleşmemişti!
Tanımam etmem. Sanatçı mıymış neymiş. Ünlü türkücüymüş, işadamıymış. İki gündür basın İbo ile yatıp İbo ile kalkıyor. Yani üzerine düşen görevi lâyıkıyla yapıyor. Japonya’daki 8,9’luk depremden daha şiddetli bu sarsıntı. Devletimiz saldırganları yakalamak için elinden geleni yapıyor. Mobeseler, işyeri kameraları inceleme altında yani. Sanatçı dostları hep hastane kapılarında. “Vah, tüh” deyip duruyorlar. Eski resmi ve gayrı resmi hanımlarının tamamı başucunda bekleşiyorlar. Görevini yerine getirmeyen sadece şairler bence.
Olur mu, yakışır mı? Haydi antoloji simsarları. Yağlı bir kuyruk ele geçirdiniz yine. Maykıl Ceksın öldü, geciktiniz. Hadi o yabancı sanatçıydı. Türkiye’nin en büyük yeteneklerinden Defne Joe Foster öldü, geciktiniz. Ne güzel şiirler döktürülürdü aslında. Sadece sanatçılara antoloji çıkarılmaz ki. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın genç yaşında ölümü de aslında antoloji çıkarmak için iyi bir fırsattı ama onu da kaçırdınız.
Her şeyi ben mi söyleyeceğim size. Bu sefer akıllı olun. Tez elden bir duyuru yapın şiir yazanlara. Adının ölümsüzleşmesi için dört gözle bekleyen şairciklere de bir jest olur bu. Bir kısa özgeçmiş, bir şiir yeter. Resimleri olmasa da olur, fazla abartmayalım. Ha, “şiiri nasıl yetiştirecekler” diye merak etmeyin. Çarşıya giderken belediye otobüsünün sağ arka tekerleğinin üzerine denk gelen koltukta yazarlar onlar. Eğer otobüs sarsıntısı motivasyonlarını bozacak olursa, çay ocağının kapısında diz üstü falan karalarlar bişeyler. Her şey sanat için ne de olsa.
Gelelim çıkaracağınız kitaba isim bulmaya: Merak etmeyin ben onu da hallettim. Yine rahmetli Muhsin Reis adına çıkarılan antolojilerden esinlenin. Hani “VALLA BEN DE ÜŞÜYOM REİS” türünden isimler bulmuştunuz ya bir çırpıda. Bu seferde İbo’yu hatırlatan bir isim yakıştırın. Çalıştırın cin fikirli kafalarınızı. Hah şu nasıl mesela; “HÂLÂ KUNDURA MI GİYİYON?” Gülümsemenizden, kitabın adını beğendiğinizi anlıyorum. Kitabın kapağı için de şöyle ilk meşhur olduğu dönemlere ait bir resim yakıştırıverin. Veya inşaat işçisi iken çekindiği bir fotoğraf olabilir. Adam Muhsin Başkan gibi ata binseydi at üstünde bir İbo resmi daha karizmatik olurdu ya, neyse.
Bakın adım adım çözüyoruz her şeyi. Sıra en önemli meseleye geldi artık. Bu kitabı hangi parayla çıkaracağınız konusuna. Adına antoloji çıkaracağınız kişi siyasi kimliğe sahip biri olsaydı iş kolaydı. O partinin il başkanına, ondan yüz bulamazsanız eski il başkanlarına, aynı partinin belediye başkanlarına, ailesine, hatta genel merkeze kadar uzanıp para koparabilirdiniz. Ama bu sefer durum farklı. Vurulan kişi sanatçı. Gerçi onun da siyasetle arası fena değildi. Mesela geçen dönem, bir zamanlar Türkiye’yi kasıp kavuran bir partiden milletvekili adayı olmuştu. Ben basının yalancısıyım. Vurulmasaymış, önümüzdeki seçimde de mevcut iktidar partisinden aday adayı olmaya gidecekmiş ti.
Neyse. Biz çıkaracağımız antoloji kitabınıza maddi destek konusuna dönelim. Cebinizden para koyacak kadar enayi değilsiniz ya. Şiir veren şairlerden de alamazsınız beş kuruş. Şöyle kanepeci, mazotçu, sucukçu, hırdavatçı v.s. sponsor bulabilseydiniz keşke. Ama durun! Hay aklımla bin yaşayım, Urfa Belediyesi’ne gidin. İbo Urfalı ya. Hemşerilerine siz şairler antoloji kitabı çıkaracaksınız da para vermeyecekler mi? Doğunun insanı tutkun olur. Yanınıza ikna kabiliyeti kuvvetli, giyimi düzgün birilerini alın. Nasıl üzgün olduğunuzu hissettirin. Eğer ağlamanız gerekir de ağlayamazsanız, çaktırmadan birbirinizin gözüne tükürün ve silermiş gibi yapın. Kesin koparırsınız kitabın parasını.
Tüh, nerdeyse unutuyordum, siz şiir yazmayacak mısınız? Milletten İbrahim Tatlıses’i anlatan şiirler istemeyi biliyorsunuz da, kendiniz niye yazmıyorsunuz? Kitabın en başına yakışır sizinkiler. Ne de olsa siz de şairsiniz. Bir sürü kitabınız var ya. Alın kalemleri elinize bakiiiim. Bazılarınıza düşünde aksakallı bir ihtiyar gelip “Yaz evladım…” diyebilir. Onlar şerbetli âşıklar. Siz kendiniz yazmalısınız. Adaaaam sen de, şiir kalitesi önemli değil, korkmayın.
Yine iş başa düştü, bu da size son kıyağım olsun. Yazacağınız şiire ayak benden;
“İbrahimler ölmez, vatan bölünmez” nasıl? Hemen bir kafiye listesi hazırlayın; “ölünmez, bilinmez, silinmez, gelinmez, gidilmez…” Sonuncusu uymadı mı? Orası da öyle olsun canım. Kimse çakmaz.
Hadi ben yoruldum, kitap çıktıktan sonra pazarlama işini de halledelim de, bana müsaade. Kitapta şiiri çıkanlara kakalasanız otuzar tane, yirmi dokuzunu satıp parasını banka hesabınıza yatırsalar. Zavallılar birer tanesini kendilerine imzalayıp saklasınlar. Kitapların bir kısmını yine Urfa Belediyesi’ne götürürsünüz. Kitabı bastırırken para verdi de çıkınca almayacak mı? Fakıbaba eyi adamdır. Sonra, şiir geceleri tertipleyip oralarda satarsınız birazını. Zaten zarar etme riskiniz yok ne de olsa. Avantadan gelen para az olmuş, çok olmuş önemli mi? Kariyerinize bir kitap daha eklendi. Artık kıytırık şiir yarışlarına katılırken özgeçmişiniz istendiğinde, yayınlanmış kitap sayınızı bir fazla yazacaksınız, tebrikler.
(Bu arada İbrahim Tatlıses’e de Allahtan acil şifalar)
15 / 03 / 2011
OZAN ERBABİ - KAYSERİ
YORUMLAR
Bildigim cikarlara yenilmemis bir sairler vardi.
Tanımam etmem. Sanatçı mıymış neymiş. Ünlü türkücüymüş, işadamıymış. İki gündür basın İbo ile yatıp İbo ile kalkıyor. Yani üzerine düşen görevi lâyıkıyla yapıyor. Japonya’daki 8,9’luk depremden daha şiddetli bu sarsıntı. Devletimiz saldırganları yakalamak için elinden geleni yapıyor. Mobeseler, işyeri kameraları inceleme altında yani. Sanatçı dostları hep hastane kapılarında. “Vah, tüh” deyip duruyorlar.
Bayram mi etsinler anlyamadim.
Sanatci miymis degil evet sanatcidir Ibrahim Tatlises.
Gereksiz bir yaziydi fikrimce.
Selamlar
hicbitmez tarafından 3/16/2011 10:29:02 PM zamanında düzenlenmiştir.
ozanerbabi
ozanerbabi
Yani üzerine düşen görevi lâyıkıyla yapıyor. Japonya’daki 8,9’luk depremden daha şiddetli bu sarsıntı. Devletimiz saldırganları yakalamak için elinden geleni yapıyor. Mobeseler, işyeri kameraları inceleme altında yani. Sanatçı dostları hep hastane kapılarında. “Vah, tüh” deyip duruyorlar. Eski resmi ve gayrı resmi hanımlarının tamamı başucunda bekleşiyorlar. Görevini yerine getirmeyen sadece şairler bence.
İŞTE YAA HELAL OLSUN BU YAZIYA KATILIYORUMMM....SAYGILAR..
merhaba sevgili hocam,aslında bu konuda hatırlatma yapmanıza bile gerek yoktu sizi mahçup etmeyeceklerinden emin olabilirsiniz ama yinede siz görevinizi yapmışsınız onların adına size teşekkür ederim,selam ve sevgiler