- 1711 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ANTİK DÖNEMDE TIP
Antik Dönemde Tıp
Sevgili DOSTLAR
Bu başlıkta ele alacağımız bilgiler değerli arkadaşım akeolog Selçuk Gür tarafından, Antalya Profesyonel Turist Rehberleri Derneği (REHBERANT) üyelerini mesleki bilgilerini arttırmaları amacıyla hazırlanmış yazılardan oluşmaktadır.Kendisinin de şahsi izni ile hepinize yararlı olacağını düşündüğüm için buraya aktarıyorum.Saygılarımla.
Şaban AKTAŞ
16.10.2008
............................
Helen dünyasında Doktorlara Iatros, muayenehanelerine de Iatreon veya Taberna deniyordu.Hippocrates`in tanınmış eseri Corpus Hippocratium`da doktor muayenelerinin bol ışık ve havalı olması tavsiye edilmektedir.Doktor hastasını oturur halde muayene ediyor ve her ikisinin oturduğu tabure ve masa aynı yükseklikte bulunuyordu.
Hemen her doktorun alet, havlu, bandaj sünger gibi kendisine lazım olan nesneleri koyacağı bir sandığı veya sepeti vardı.Operasyonlarda kullandığı aletlerini de bir duvara asıyordu.
Doktorun elinde muayene esnasında notlarını yazdığı bir levha(Tabula) ve buna bağlı bir kalem (Styli) bulunuyordu.Doktorların genellikle bir yardımcıları vardı.Bu yardımcılar operasyonlarda aletleri kendisine uzatıyor, bazen hastayı tutuyor ve ilaçların hazırlanmasında doktorlara yardımcı oluyor,hasta ziyaretlerinde doktora refakat ediyordu.Bazı doktor muayenehanelerinde ekstra bir muayene odası doktorun odasına bitişik bir oda olarak yer alıyordu. Böyle bir örnek Perge antik kentinde, sütunlu Cadde`de mvcut.Muayenehanenin kapısında mekanın Dr.Polydeukos`a ait olduğu yazılıdır.(B.Ginge, M.Becker,P.Guldaker,,Of Roman exraction ,Archaelogy, 42,1989 34 ff).
....................................................
ARKAİK DÖNEMDE TIP:
...........................
Arkaik dönemde tıp bilimini dört tarihsel periyod içinde incelemek mümkündür.Bu dört period Arkaik ( M.Ö.700-480 )- Klasik ( 480-330), Hellenistik (330-30) ve Roma dönemi(M.Ö. 30- M.S. 395)
Arkaik dönemde; TEURJİK TIP`tan sözedilebilinir.TEURJİK TIP HASTALIK VE SAĞLIĞIN GELİŞİMİNDE TANRISAL ETKİNİN VARLIĞINA İNANILMASIDIR.Burada tanrısal etki,rahipler aracılığıyla sağlanmaktadır.Asklepion Kült`ü bunun uygulayıcısı olmuştur.Asklepion Kült`ü tanrı Apollon ve onun ölümlü Koronis`ten olan oğlu sağlık tanrısı Asklepios`a dayandırmaktadır.Bu kültün kökenleri M.Ö. 7.y.yıl. ve öncesine kadar inmektedir.(örneğin Mısır`da M.Ö. 3000 de var olan IMHOTEP KÜLTÜ ile bağlantısı olduğu iddia edilmektedir.İmhotep`e tanrı olarak tapınılmakta ve ve o da adına yapılan tapınaklarda hastaları iyileştirmektedir.)
Antik dönemin doktorları bu `` TAPINAK TIBBI``nı bilimsel tıbba dahil etmediler.Ama tamamen de dışlamadılar.Bilimsel tıbbın yanısıra tapınak tıbbı da varlığını tüm antik dönem boyunca sürdürdü.Bunun bir göstergesi olarak da Epidauros, Pergamon, Cos, Rhodos,Kyrene ve Knidos`ta ve Knidos`ta kurulan Asklepion`lar gösterilebilir.
Asklepionlarda, rahip hekimler hastalarını kabul ederler ve onları dini içeriği olan uygulamalarla iyileştirmeğe çalışırlardı.Bu uygulamalar bedeni ve ruhu kapsayan karmaşık rituellerdir.Bunlar; kurban kesme, tapınak ziyareti, törensel yıkanma ve tapınak içinde yatakhane (Abaton)`a girip yatma şeklinde uygulamalardır.
Kesilen kurbanlar yalnız Asklepios`a değil, onun evlatları ; Hygeia, Machaon, Telesphoros ve Panakeia içinde yapılıyordu.Abaton`a yatan hastalar, tapınak uykusuna (İncubation) yatarlarken, tanrıdan kendilerini iyileştirmesi için dualar ediyorlardı. Uyandıktan sonra gördükleri rüyaları rahiplere anlatıyorlar, rahipler de bunlar hakkında yorumlar yapıyorlardı.Tabi bu yorumlar hastalara iyileşme yolunda psikolojik etkili tavsiyeler şeklindeydi.Bu şekilde sağlığa kavuşmuş hastaların teşekkür olarak votif sunuları yaptıkları, günümüzde yapılan arkeolojik kazılarda bulunan votif adakları ile belgelenmektedir.
Bu teurjik tıp uygulamaları yanısıra Asklepionlarda hastalara otlardan yapılmış ilaçlar, yara bakımı, thermal banyolarda yıkanma , sülükle kan lma gibi uygulamaların da yapıldığı bilinmektedir.
Bilimsel tıbba geçişte ise Samos`lu Pisagor`un (M.Ö. 570- 496 ) görüşleri önemlidir.Onun tarafından kurulmuş olan okulda `` SAĞLIK; BEDENİN BÜTÜN BİLEŞENLERİNİ VE YAŞAMIN AHENK İÇİNDE BULUNMASIDIR, HASTALIK İSE BU AHENGİN BOZULMASIDIR `` diye tanımlanmıştır.
Kroton`lu (Güney İtalya ) Alkmaion ise Nitelik Patalojisi olarak adlandırılan zıtlıklar kavramlarının temelini atar.Bu bir hastalık öğretisidir.Öğreti canlı ve cansız dünyanın dört temel öğesine (su, hava, ateş, toprak) dayandırılır.Bu elementlerin yarattığı, sıcaklık nem , soğukluk ve kuruluğun uygunsuz karışımının hastalıklara neden olduğudur.Örneğin ; kişi çok yiyerek veya açlık çekerek beden ısısını arttırır veya eksiltir.Bu da hastalanmasına neden olurdu.Kanı kemik iliği veya beyni hastalanabilirdi.
Alkmaion öte yandan duyuları açıklamağa çalışmış, modern sayılabilecek nitelemelerde bulunmuştur.
EFES`li HERAKLİT ise, insanın ve dünyanın, su ateş ve topraktan oluştuğunu, sağlığın bu elementlerin uygunluğuna bağlı olduğunu savunmuştur.
AGRİGENT`li (Sicilya) Empdokles ise, Nitelik Patalojisi`ne ek olarak salgı öğretisinin temelini oluşturmuştur.
....................................................................................................................................
KLASİK DÖNEMDE TIP:
__________________
Hipokratik Tıp:M.Ö. 4. yüzyılın başında Cos Tıp Okulu kurulmuştur.Kurucusu Hipokrat`tır.(M.Ö. 460-375)Asklepiadlar soyundandır ve babası Herakleides`de doktordur.Yazdığı CORPUS HİPPOCRATİCUM ile ünlenmiştir.Bu eserin tamamı bizzat kendisi tarafından kaleme alınmamıştır.Yazılımı M.Ö.400 de başlamış ve M.S. 100 yıllarında tamamlanmıştır.Eserin 60 fasikül`ü kendisi tarafından yazılmıştır.Eserin tamamı Cos ekolünün düşüncelerini , tıbbi uygulamalarını yansıtmaktadır.
TIBBİ DENEYLERDEN YARARLANMA, YATAĞINDA HASTANIN GÖZLEMİ,GÖZLEME DAYALI PROGNOZ OLUŞTURMA VE TEDAVİYE İLİŞKİN TEDBİR ALMA (DİYET, İLAÇ,CERRAHİ) HİPOKRATİK TIP`PIN ANA ÖGELERİDİR.
Hipokrat`a göre, hastalık seyrinde Crisis dönemi önemli olup,hastalığın iyiye veya kötüye gidişini gösterir.Her hastalığın bir kriz anı vardır.Bir hastalığın 4,7, 11, 14, 17, 20, 34, 40, ve 60 günleri en kritik günlerdir.
Hastalıklar hava, su ve toprak gibi sağlık etmenlerinin kötü olmasından kaynaklanıyordu.Hastalık ise kişinin kendisi veya hekimi tarafından senkrasisinin sağlanmasıyla ortadan kalkıyordu.(Pespis=Sindirim,Coctio = Kaynatma )Tedavide cerracerrahini yanında diyet öncelikli bir yer alıyordu.Yeme içme düzenlemesi ve yaşam biçiminin değiştirlmesi ön plandaydı.
Asklepion`a hizmet eden hekimler Asklepiadlar olarak adlandırılıyorlardı ve birbirleriyle kan bağı olan kişilerdi.Tıp sanatı babadan oğula veya amcadan veya dayıdan yeğene geçerdi.Zaman içinde Asklepiad ailesi yabancıları da içlerine almak zorunda kalmışlar ve bu kan bağı bulunmayan kişiler arasında ahlaki bağları güçlendirmek amacıyla HİPOKRAT YEMİNİ ortaya çıkarılmıştır.
Bu yemin Corpus Hippokratium`un en bilinen metnidir ve günümüz günümz hekimlerinin hastaklarına karşı gösterdiği ahlaki davranışını belirleyicidir.Yemin metni M.Ö. 4.yüzyılda küçük bir hekim grubu için hazırlanmış ve Pisagor biçimi yaşam ve ahlak öğretilerinden esinlenmiştir.
PİSAGOR ÖĞRETİSİ ile erken hristiyanlık öğretisi arasındaki yakınlık yeminin hristiyan dünyasında kabülünü ve günmüze kadar aktarımını sağlamıştır.
Corpus Hippocratium`da cerrahi, kadın hastalıkları ve göz hastalıkları ayrı birer konu olarak ele alınmıştır.
Hekim bu dönemde tıbbın her alanına hakimdi.İhtisaslaşma yoktu.
..............
HELLENİSTİK TIP:
______________
I.PTOLEMAİOS M. Ö. 280 de tanınmış İskenderiye Museion`unu ( Yüksekokul ), halefi II. PTOLEMAİOS ise dünyaca ünlü İskenderiye Kütüphanesi`ni kurmuştur.Bu nedenle İskenderiye dönemin tüm ilim adamlarının uğrak yeri ve bilim merkezi olmuştur.LYKEİON`un yöntem ve araştırmaları tıbbi branşların kurulmasını sağlamıştır.Anatomi, cerrahi,farmakoloji,toksikoloji belli başlı branşlar olarak ortaya çıkmıştır.
İSKENDERİYE TIP OKULU`nun en önemli doktoru Chalkedon ( KADIKÖY) lü HERAFİLOS ve Cos` lu ERASİSTRATOS`tur.Anatomi bilimini gelişmesine bu ikilinin büyük katkıları olmuştur.
HEREAFİLOS, Anatomi`nin teknik ve terminolojisini geliştirmiş,beyin zarlarını, dördüncü ventrikül, pleksusları,beyin ve ömirilikten kök alan sinirleri, erkek ve kadın dış genitallerini ve bazı bezleri, gözün yapısını, arter ve ven arasındaki farkı tanımlamış, ayrıca nabız ölçümü ve değerlendirilmesini yapmıştır.
ERASİSTRATOS ise arter ve nöron yanısıra parankimi de (Karaciğer, böbrek, dalak ) tanımlamış,duyusal ve motorik sinirlerin de ayrımını da yapmış, kalbin pompa işlevini algılamıştır. Bununla bir anlamda deneysel fizyolojiinin kurucusudur.
Hellenistik Dönem`de o güne kadar bilinen 12 çeşit tıbbi alet sayısı 22 alete ulaşmıştır.
..
ROMA TIBBI:
__________
Roma`ya gelen ilk hekim ARCHAGATOS isimli Peleoponnes`li doktordur.(M.Ö.) 218 kendisi bir yara hekimi ( Vulnarius ) olarak büyük bir ün kazanmıştı,kendisine senato tarafından vatandaşlık hakkı tanınmış ve TABERNA (HASTANE) açmasına izin verilmişti.Ama daha sonraları cerrahideki cesaretli girişimleri nedeniyle cellat (carnifex ) lakabını almış ve halk tarafından dışlanmıştır.
PLİNİUS`a göre(tarihçi ) Doktorluk Roma`lılara göre iş değildi.Doktorluğu Roma`da köleler, serbest olmayanlar ve Grekler yapıyordu.Grekler, Tarent savaşından sonra Güney İtalya`ya yerleşmişlerdi, MEDİCİ VE MEDİCİL LİBERTİNİ TOPLULUĞU`nu oluşturmuşlardır.Ancak bu tarihten önce de Roma`da Helen doktorların etkilerini görmek mümkündür.M.Ö. 293 de veba salgını nedeniyle Tiber adasında Asklepion kültü kurulmuştur.Daha önce İtalya`da Daha öncesinde ise Romalılardan önce İtalya`da yaşamış,Etrüskler`in kehanetlerine dayanan öğretiler vardır.Bu kehanetler gök cisimleri,kuş şimşek ve bazı mucize şaretleri ve kurbanların incelenmesinden ibaretti.Kurban edilen hayvanların karınları açılıyor,karaciğeri incelenerek kehanetlerde bulunuluyordu.Etrüsk tıbbında bitki bilgisi ön planda idi.Ayrıca Etrüsk mezarlarında bulunan bir iskelet üzerinde diş köprüleri bulunmuştur.
Ünlü Cato`nun (M.Ö. 234-149) emirlerine göre Cumhuriyet döneminde yaşlı ve hastalıklı kölelerin tedavisi yasaklanmıştı.Bu haldeki kölelerin tedavisi yasaklanmıştı.Bu haldeki köleler ve yaşlı kişiler Tiber adasındaki
Asklepion`a bırakılıyordu.
(Cato Roma`yı helen kültür istilasına karşı korumayı oluşturan grubun liderliğini yapıyordu ve bu nedenle helenli hatip, filozof, öğretmen, mimar, ressam ve hekimlerden oluşan 161 kişiyisenatokararıylaRoma `dan sürdürmüştür.YazdığıYazdığı `` Praecepta ad Fium `` isimli ansiklopedi Romalılar için hayat bilgileri içeriyordu.Bu ansiklopedi Romalılar için hayat bilgileri içeriyordu.Bu ansiklopedide hatiplik, tarım,savaş ve tıp hallkında bilgiler vermiştir).
İmparator Claudius ( M.S. 41-45 ) serbest bırakılan kölelerin bu adaya bırakılmalarını yasaklamıştır.Jüstinien döneminde ise efendisi tarafından bakılmayan hasta köleler hürriyetlerine kavuşuyordu.
Helenlerin, bilimsel okul tıbbının geilşmesini Cato ve arkadaşları biraz geciktirebilmişlerdir.Ancak M.Ö. 91 yılında Bursa`lı bir doktor olan ASKLEPİADES Romanın bu direnişini kırar.Romada bir çok ünlü kişi onun hastası olur.Başarısında Felsefeci kimliği büyük rol oynamıştır.Pergamon`lu Galen bile ondan övgüyle sözeder.
Onun görüşüne göre;
BEDEN ATOM ZERRECİKLERİNİN BİLEŞİMİNDEN OLUŞMAKTAYDI VE SAĞLIK ATOMLARIN EŞİT BÜYÜKLÜKTE
MİKTARDA VE DİZİLİŞTE VE HAREKETTE BULUNMASI VE GÖZENEKLERİN AÇIK OLMASIDIR.HASTALIK BU ATOMLARIN DÜZENSİZLİĞİ VE GÖZENEKLERİN TIKANMASINDAN OLUŞUR.
Hekimlerin görevi, doğanın başarısız kalmasıyla bozulmuş bu ilişkileri ve hareketleri yeniden düzene sokmaktır.Tıbbi yaklaşım bu durumda, diyet,fiziksel ruhsal tedavilerden oluşmaktaydı.Tedavi su kürleri, banyo, masaj, pasif hareketler,jimnastik, oruç, şarap kürleri ve müzikten oluşmaktaydı.
METODİST OKULU:
_______________
Bu öğretide , dünyada her şeyin ister canlı ister cansız olsun, farklı içi içe girmiş atomlardan oluştuğu iddia edilirdi.Tüm değişimler ise atomların yer değiştirmesiyle olmaktaydı.
Laedikeia`lı (Pamukkale`ye 5 km. mesafede) THEMİSİON bu teoriyi geliştirmiş ve gözenek duvarlarına ilişkin hastalık kuramını oluşturmuştur.
Burada söz konusu salgılardır.Salgıların çok, az veya orta konumda olmaları önemlidir.
Bu akımı Tralles`li Thessalos daha da geliştirmişti.Nero döneminin ünlü pratisyeniydi.Onu aslı ünlendiren kronik hastaları tedavisinden çok, ALTI AYDA ,BAŞVURANI İYİ BİR HEKİM OLARAK YETİŞTİRECEĞİNE İLİŞKİN VERDİĞİ SÖZDÜR.(Altı aylık bir sürede insanlara tıp bilimini öğretmeğe çalışan ve altı ay sonunda doktorluk brövesi veren Thesalos`un bu girişimini imparator Domitian son vermiştir.(M.S.93)Bu sürede artan hekimler, daha zengin olabilmek için hasta kapma yarışına girmişler ve kendileri için pazardaki hanutçular gibi çığırtkanlar tumuşlardır.Arenalardaki tartışmalar halka açık ameliyatlar bunun göstergesidir.
GENEL ANLAMDA METODİSTLERİN AKIMI İLERLEMEYE UYGUN DEĞİLDİ.ÇÜNKÜ KURAMSAL TEMELLERDEN YOKSUNDU.
....................................................................................................................................
İMPARATORLUK DÖNEMİ ROMADA` TIP:
_______________________________
İmparator Octavius Augustus döneminde (M.Ö. 27- M.S.14 ) Roma`nın nüfusu Bir milyon civarındaydı.Halk arasında ekonomik yönden büyük farklılıklar vardı.Bu aynen doktorlara da yansımıştı.Kimi doktorlar öldükleri zaman arkalarında büyük servetler bırakıyorlar, kimi doktorlar da hiç bir şey bırakmıyorlardı.Çünkü fakir ölmüşlerdi.
Hekim topluluğunun ekonomik durumu M.S. I.yüzyıl boyunca devamlı iyileşmiş ve doktorlar zenginleşmiştir.Bunda en önemli faktör Pax Romana`dır. (Roma Sulh`ü).Pax Romana ile savaşlar durmuş, şehirlerin nüfusu artmış, topluluğu oluşturan fertler zenginleşmiştir.
İmparatorluk döneminde M.S. 50 yıllarında PNEUMATİKÇİLER ortaya çıkmıştır.Bu ekolün kurucusu Attaleia`lı(Antalya) Athainos`tur.Apameia`lı (Dinar-AFYONKARAHİSAR) Poseidomios`un öğrencisiydi.
Okul stoa felsefesine dayanmaktaydı.Pneuma`yı hayat veren, insanı hayatta tutan bir öge olarak görmekteydiler.
PNEUMATİKÇİLER , YAŞAMSAL BİR MADDE OLAN HAVANIN (pneuma )
________________________________________________________
akciğerlerden bedene girip, kâlp tarafından oluşturulan ısıyı azalttığına
__________________________________________________________
inanıyorlardı.Pneuma, kâlp ve karaciğerde oluşturulan kanla bütün bedene
______________________________________________________________
yayılıp tüm organizmanın çalışmasını sağlıyordu.
________________________________________
Bu ekolün bir diğer üyesi Kapadokya`lı Aretaios`tu.Okulun en ünlü temsilcisi ise başarılı ameliyatları ile tanınan ANTYLLOS`tu.
M.S. Birinci yüzyılda kapsamlı bilgileri olan bir diğer doktor EPHESOS`lu (EFES) SRANOS`tur.Metodist olarak akut ve kronik hastalıklar ile ilgilenmiştir.Yazmış olduğu ebelik kitabında ( Maiotikon) kadın genitallerinin anatomisini anlatır ve çocuk hastalıklarından sözeder.Roma döneminde olduğu gibi doğumla daha çok ebeler ilgileniyordu.
İmparatorluk dönemi tıbbının önemli kişilerinden bir de Ansiklopedi yazarı CORNEİLİUS CELSUS`tur.Tıp alanında yazdığı 8 ciltlik MEDİCİANA isimli kitabın 1 ve 2. nci ciltlerinde tıbbın gelişimini ETİYOLOJİ(Hastalıkların nedenlerini araştırma bilimi), SEMPTOMALOJİ( Hastalık belirtileri bilimi),PROGNOSTİK`e (teşhis bilimi) ilişkin bilgiler vermekte, sağlığa iklimin, yaş ve başka etmenlerin etkilerinden söz eder.Kitapta TERAPİ ile ilgili bölümler de vardır.Hipokrat`ın salgı öğretisi ve diyetik`i savunulmaktadır.Sıcak ve soğuk banyolar, köy ve şahir yaşantısı, az veya çok yeme, az veya çok uyuma, ölçülü cinsel yaşam önerileri araında yer almaktadır.Aynı eserin 3. ve 4.ncü ciltlerinde PATOLOJİ(HASTALIKLAR BİLİMİ)5.ve 6.ncı ciltlerinde FARMAKOLOJİ (İLAÇ VE ECZA BİLİMİ), toksikoloji( Yan etkiler ve zehirlenme), 7.8 ciltlerinde ise CERRAHİ`den (ameliyat ,operasyon bilimi) sözedilmektedir.
CELSUS`un yazdığı kitap orta çağa kadar geniş biçimde kullanılmıştır ve 1478 de Floransa`da yeniden bastırılmıştır.
Dönemin diğer ünlüsü ise ANAZARBA`lı PEDAİNUS DİOSKURİDES`tir.M.S. 70 yılında antik dönemin en geniş FARMAKOLOJİ kitabını yazmıştır.Bunun kitabı da Ortaçağa kadar kullanılmış ve Ortaçağda yeniden bastırılmıştır.
İmparatorluk döneminin en ünlüsü GALEN` dir (M.S 129- 199).Mimar ve matematikçi bir babanın oğludur.17 yaşında tıp eğitimine başlamıştır.161-166 yılları arasında Romada Gladiyatör hekimliği yapmıştır.Bu sürede kırık çıkık dahiliye ve diyet bilgilerini arttımıştır.Galen`in tıp kavramı kalite ve humoral patoloji ağırlıklıdır.Bedensel salgılar (kan, sarı ve siyah safra, irin ) ın uygunsuz oranları veya karışımı hastalıkların nedenidir. Tedavi de bu patolojilere yönelik olmalıdır.Bu dönemde salgı kavramından karakter öğretisi geliştirilmiştir.Örneğin aşırı sarı safralı kişi sinirli,öfkeli, siyah safranın hakim olduğu kişi melankolik,üzüntülü depressif olarak adlandırılmıştır.
Hastalıkların tanısında idrar bakısı ve nabız niteliğinden yaralanılmıştır.Tedavide boşaltıcı yöntemlerden (kupa çekimi, kusturma,müshil verilmesi gibi) yaralanılırdı.Tedavi üç bölümlüydü; a) Diyetik b) Farmakolojik c) Cerrahi
Galen`de tedavide ilaç ve diyete öncelik tanımıştır.cerrahionun için ikinci plandadır.Galen`e göre insan bedeninin önemli bir kısmını tümör sarmışsa cerrahi gereklidir.Onu cerrahide ikinci planda göstermesine karşın, M.S. 90-150 yılları arasında PHEUNOMATİK cerrahini üstün başarıları vardır.Cerrahlar o dönemde Medici Chirurgii veye Vulnerarii olarak adlandırlıyorlardı.Celsus`a göre tıbbın en önemli kısmı cerrahiydi.Hippokrates ve öğrencilerini başlattığı antik tıp Galen`le sona erer.
DOKTORLAR VE ANTİK DÖNEMDA KENDİLERİNA SAĞLANAN AYRICALIKLAR:
_____________________________________________________________
M.Ö. 46 yılına Caesar Roma`da çalışan tüm hekimler vatandaşlık hakkı tanımıştır.
M.S. 10 yılında Octavius Augustus hekimlere vergi bağışıklığı tanımıştır.
M.S. 74 yılında Vespanius hekim ve öğretmenlere vergi bağışıklığı,haksız tutuklanmama ve öğrenim görme hakkı tanımıştır.Ayrıca Vespasian kendilerine örgütlenme hakkı , hekimlik mesleğini uyulayanlara ARCHİATRİ ünvanı vermiştir.
M.S.98-117 döneminde Traian tarafından ayrıclıklar daha da genişletilmiş, vergiler vergilerin yanısıra doktorların askerlikten muaf tutulmasına karar verilmiştir.
Severus Alexander (M.S. 222- 235 ) döneminde kimi hekimler maaşa bağlanmış ve kendilerine anfiler verilmiş, böylece fakir ailelerin oğullarının da eğeitim almaları sağlanmıştır.
KAYNAKÇA :
Antje Krug , Heilkunst und Heilkult, Medizin in der Antike, München 1993
Siegrist, H.Anfaenge der Medizin
Stuttgart, 1992
Dr. Hakan Yaman, Anadolu Tıp Tarihini İzleri, (uzmanlık tezi) Ankara, 2000
.................................................................................................
TEŞEKKÜR:
_________
SEVGİLİ OKUR,
HİÇ ŞÜPHESİZ Kİ DÜNYA TEMEL OLARAK BİLİMİN IŞIĞINDA DAHA YAŞANILASI BİR DÜNYA OLMAKTA ,HASTALIKLARA, SORUNLARA HEP BİLİM ADAMLARINCA ÇÖZÜMLER ÜRETİLMEKTEDİR.
AMA NE YAZIK Kİ TARİHİN HER ÇAĞINDA BİLİME KARŞI ÇIKAN ÇIKAR ODAKLARI DA OLMUŞTUR.BU GÜN DE ÜLKEMİZDE NE YAZIK Kİ MEDYUMLAR CİNCİLER, FALCILAR,ÜFÜRÜKÇÜLER, MUSKA YAZICILARI ALMIŞ BAŞINI YÜRÜMEKTEDİR.İNTERNET KAYNAKLARINDA BOL BOL REKLAMLARINA BİLE RASTLAMAKTASINIZ.
BU BİÇİMİYLE MODERN TIP BİLİMİNİ HER TÜRLÜ VERİSİNDEN UZAK İNSANLARI KANDIRMAK SADECE PARALARINI ALMAKTAN , DOLANDIRICILIKTAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY DEĞİLDİR.
CEHALETİN KENDİNE TABAN BULABİLMESİ, BİLİMİN İNSANLARA YETERİNCE SUNULAMAMASINDAN KAYNAKLIDIR.
SUNMUŞ OLDUĞUMUZ BU DEĞERLİ BAŞLIK ALTINDAKİ ( ANTİK DÖNEMDE TIP) KONULARI DİLİMİZE ÇEVİREREK BİZLERE UALŞMASINI SAĞLAYAN ÇOK DEĞERLİ ARKADAŞLARIM ,
SAYIN SELÇUK GÜR -ARKEOLOG VE PROFESYONEL TURİST REHBERİ
SAYIN HAKAN YAMAN - DOKTOR VE PROFESYONEL TURİST REHBERİ
HER İKİSİ DE ANTALYA PROFESYONEL TURİST REHBERLERİ DERNEĞİ(REHBERANT) ÜYESİ ARKADAŞLARIMA HUZURUNUZDA TEŞEKKÜRÜ BİR BORÇ BİLMEKTEYİM.
Şaban AKTAŞ- Almanca öğretmeni ve profesyonel turist rehberi.
23.10.2008
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.