- 2522 Okunma
- 45 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ADAM AĞLIYORDU...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
17 Ağustos 1999 Marmara depreminde, O’nu ve kızını göçük altından sabaha karşı sağ sağlim çıkardılar. Fakat çok sevdiği eşi ve canından can katarak dünyaya getirdiği oğlu hâlâ göçük altındaydı. İlk gün, askerlerin büyük çaba gösterdikleri kurtarma çalışmaları sonuç vermedi. İkinci gün gelen akut ekibinin amansız çalışmaları da sonuçsuz kaldı ama O, umudundan hiç ödün vermedi. Tam üç gün hiç umudunu kaybetmeden, sıcağa, açlığa, susuzluğa aldırış etmeden, göçüğün başında sağ çıkmaları için dualar etti. Ta ki üçüncü gün, Bulgar kurtarma ekibi gelene kadar. Üçüncü gün, canlı insan kokusuna duyarlı köpekleri ve başlarında ki kameralı kasklarıyla, Bulgar kurtarma ekibi geldi.
İşte acı gerçek o gün, gün yüzüne çıktı. Fakat bu gerçek bir anneye, bir eşe nasıl söylenebilirdi ki! Ya duyduğunda aklını yitirirse? En iyisi bir doktor gözetiminde söylemekti. Zaten başlarında ve yüzlerinde yaralar vardı ve hem sıcaktan, hem de ağlamaktan yaralar iyice açılmıştı, bahanede hazırdı. Anne kızı aldılar, doktora götürdüler. Orada, o anda, tüm acı gerçeği doktorun ağzından duydular. Yıkıldılar, dünya durdu sanki, akrep ve yelkovan şaşırdı, kaldı öylece. Hayır, buna inanamazdı. Koskoca bir baba, oğlunu kurtaramaz mıydı? O’nu kucaklayıp, yatağın kenarına, ya da ne bileyim konsolun kenarına saklanamazlar mıydı? Bu kadar çabuk pes etmek yakışmış mıydı koskoca babaya?
Hayatın zorlukları o andan itibaren başlamıştı. Üç gün dirileri çıksın diye göçüğün başında umutlar büyüterek beklerken, şimdi deli gibi, cenazeleri çıksın diye bekliyordu. Çünkü nice cenazeler göçük altından çıkarılamayıp, kepçelerle defnediliyordu. Nihayet uzun çabalar sonucu, altıncı gün cenazeler çıkarılabildi. Cenazeler kayınvalidesinin evinin önüne geldiğinde, O’nun gözünden bir damla yaş gelmiyordu. Nasıl gözyaşı dökebilirdi ki! Bir kolunda daha önce kalp krizi geçirmiş babası, karşında da henüz oniki yaşında olan kızı annesinin gözünün içine bakarken, ağlamaya hakkı var mıydı? Annesi dayanamaz ağlarsa, oniki yaşında körpecik yürek nasıl dayanabilirdi? Hem minicik oğlu duyarsa üzülmez miydi? Eşi, O’nu böyle ağlayarak uğurladı diye toprağında rahat yatabilir miydi? Çaresizlik içinde gözyaşlarını içine akıtamadı bile…
Kadın, canlarının vefat ettiklerini duyduğu andan itibaren hiç yemeyecek, içmeyecek, konuşmayacak öylece ömür boyu yaşayacak zannediyordu ama yanılıyordu. Devlet baba acısını doya doya yaşamasına fırsat vermedi. Yıkılan evin enkazını kaldırmaları için O’nun göçüğün başında olması gerekiyordu. Sonra evin emlâk vergisi, yıkıldı kaydı, mal beyanı, ölüm kağıtları vs. vs… O an için ne kadar lüzumsuz iş varsa, hepsini yaptırmak zorundaydı. Aylarca her gün işlemleri için, o ölüm şehrine gidip, gelmek zorunda kaldı. Uzun kuyruklarda kâh ağlayarak, kâh fenalaşarak bekledi. İki can gitmiş, devlet babanın umurunda mıydı? Acısını yollarda yaşamak zorunda kalmış, devlet babanın umurunda mıydı?
Sonra baktı gördü ki, yemek de yiyor, su da içiyordu. Herkes için hayat, kaldığı yerden acısıyla, tatlısıyla devam ediyordu. Burada kadının çektiği acıları tek tek anlatmayacağım. Zaten duygusu olan, neler yaşadığını az çok kestirebilir. Aradan beş, altı ay geçmişti. Devlet, evi yıkılanlara altı milyar ( o zamanın parasıyla) kredi veriyordu. Bundan sonraki hayatını sürdürmek amacı ile devletin verdiği krediden yararlanmak istedi ve başvuruda bulundu.
Aldığı evrakları doldurdu, bulunduğu ilin Bayındırlık ve İskân Müdürlüğüne teslim etmek için yola koyuldu. Bayındırlık ve İskân Müdürlüğüne geldiğinde saat on dört civarıydı. Müdürün sekreterine doldurduğu evrakları uzattı, sekreter kız başını kaldırmadan;
---Bunları müdür beye onaylatmanız gerekiyor. İşaret ederek; ”Soldan ikinci kapı.” Dedi
Kadın evrakları alıp, soldan ikinci kapıya yöneldi. Kapının önüne geldiğinde, derin bir nefes alarak, oymalı kapıyı hafifçe tıklattı. İçeriden;
---Gel.
Sesiyle, pirinç kapı kolunu aşağı bastırıp, yavaşça içeriye girdi. Ceviz ağacından yapılmış, heybetli bir masanın ardında, deri döner koltuğunda oturan müdür bey, masanın yanındaki iki deri koltukta oturan arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Müdür Bey kapıdan giren kadını görünce, birden ayağa fırladı. Sanki hayalet görmüşçesine elleriyle masadan destek alarak, gözlerini kadına dikmiş, çivilenmiş gibi bakıyordu. Kadın müdür beye yaklaştıkça, gözünde biriken yaşları gördü. Şaşırdı, ne yapacağını bilemeden ilerleyip;
---Müdür Bey, evrakları sizin onaylamanız gerekiyormuş, dedi.
Ama Müdür Bey sanki O’nu dinlemiyordu. Gözünde biriken yaşlar, şimdi ardı ardına yanaklarından süzülüyordu ama ne bir hıçkırık, ne de ağlama sesi gelmiyordu. Masanın iki yanında, deri koltuklarda oturan beyler de, bir kadına, bir müdür beye bakıyorlardı.
Kadının o zamanlar kırdokuz kiloya kadar düşmüş ve acılarıyla zaten yıpranmış bedeni, ne olduğuna anlam veremediği manzara karşısında sendeledi. Koltukta oturan beylerden biri hemen kalkıp yer verdi. Kadın güçlükle koltuğa yığıldı kaldı.
Müdür Bey hâlâ hayalet görmüşçesine bakıyor ve gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Karşısında oturan arkadaşı;
---Müdürüm iyi misiniz? Demesiyle, müdür bey yavaşça koltuğuna oturdu, yanağından süzülen yaşları elleriyle sildi ve dönüp;
---Beni hatırladınız mı? Diye sordu.
Kadının şaşkınlığı gittikçe artıyordu.
---Hayır efendim hatırlayamadım, kusuruma bakmazsanız nereden hatırlamam gerekiyor?
---Depremin ikinci günüydü, Akut ekibiyle birlikte kurtarma çalışmalarına katılmıştım.
Bir göçüğün altında canlı var mı diye araştırma yapıyorduk. Siz “ne olur yavaş olun, oğlum belki uyuyordur, oğlumu uyandırmayın, beni göremezse korkar, ağlar” demiştiniz.
İşte tam bu esnada kadının da, zaten hazırda bekleyen gözyaşları akmaya başladı. Şimdi ikisi birden ağlıyordu.
---Yüzünüzde ki o ifade hâlâ gözümün önünde. Deprem deyince direk siz geliyorsunuz gözlerimin önüne. Sizin akıbetinizi çok merak ediyordum. Şu Allah’ın işine bakın ki, sizi karşıma çıkardı…
Kadın orada bir müddet oturdu. Müdür Bey en ince ayrıntısına kadar bilgi aldı ve elinden gelen her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu, kredinin en kısa zamanda elinde olacağına dair söz verdi. Gerçekten de haftası gelmeden kredi bankaya, adına yatırılmıştı.
Kadın, kendisi için ağlayan bu adamı, sevgi ve minnetle anarak, ömür boyu unutmamak üzere, yüreğinin bir köşesine koydu. Ve acısı içinde aylar ayları, yıllar yılları kovaladı durdu. Acısıyla-tatlısıyla, günahıyla- sevabıyla, Rabbim “tamam” diyene kadar, hayat akmaya devam ediyordu…
SEVGİ SALMAN...
YORUMLAR
Sevgi Salman
deprem bereket aslında afet değil kahreden insan hataları ki ne kadar pahalıya patlıyor geri dönüşü mümkün olmayan..:(
kutladım günün yazısını hayata katığınız uyaran Sevgi yürekli güzellikleri iyi ki varsınız değerli dost..:)
sevgim saygım selamlarımla..
Sevgi Salman
Değerli Kardeş...
'99'daki depremde Adapazarında iki ay çalıştım.
İki ay her gün ağlayarak ve gözyaşlarımı gizleyerek takatim kuruyuncaya kadar...
Gözlerimin kapakları düşünceye kadar çalıştım...
Her gün yeni bir göçük anısıyla yatığım çadırda sivrisineklere eyvallah dedim...
Ben o Çark caddesini unutamam asla...
İnsan Vakfı adlı kuruluş bünyesinde Allahıma hamd ediyorum ki o acılaı paylaşabildim...
O kardeşlerime yardımcı olabildim...
Ben o acılaı yıkıntıların arasında taa ciğerlerime çektim...
Yüreğime dağladım...
Ben çocuklarla oyunlar oynadım..
Analarla bacılarla ağabeylerle ağladım...
Bizim Ensar İlkokulunun bahçesinde yemek çadırımız vardı..
Çark Mesire 'de çadırımız...
Bana o mazlum ve tertemiz millete hizmet etme fırsatı tanıyan İNSAN VAKFI'na şükranlarımı arz ediyorum buradan...
Sizi kutlarım kardeşim...
İnsan ancak bir ruh...
Diğeri füruat.
Selam ve saygı ile..
Hayırlı başarılaınızın devamını dilerim.
Sevgi Salman
Ben de sizi o günlerde özverili çalışmalarınızdan dolayı kutluyorum. Rabbim yaptığınız iyilikleri karşınıza çıkarsın. Sevgi ve saygıyla...
Sevgi Salman
Yorumunuza teşekkür ediyorum.
Sevgi ve saygıyla...
kalbi eşsiz bir hazine olan güzellik
ve bereketkli bu Anadolu toprağının tüm tozunu kokusunu ömrüne taşımış gibi yorgun
yenilgiye inat yürekli vefalı ve sevgi dolu imanlı bir Türk kadını senin adın..
kutluyorum ve Rabbimden sonsuz mutluluk diliyroum sana...ve evladına tabi...(:
sevgilerimle...
Sevgi Salman
Sevgi Salman
İşte bu arkadaşım, günün yazısı seçilmese şaşardım zaten, senin kalbin o kadar temiz ki, bak dün bu yazıyı yazdın ve bu sabah hafifte olsa Bandırma sallandı, gerçi 4.6 senin dün edebiyat defterini salladığının yanında hiç kalır ama, yine de Allah korusun bak en iyisi sen bu temiz kalbinle sakın bir daha böyle yazılar yazma olur mu? Güzellikler seninle olsun Mavi, Sevgilerimle.
Sevgi Salman
Arkadaşım hep söylüyorum, kaderimizden kaçış yok, ama kaçış yok diye de öyle oturmak olmuyor. Önlemler almak lazım...
Temiiz yürekli diyorsun ya :)) evet bazı şeyler önceden malum oluyor bana ama ona bizim buralarda temiz yüreklilikten başka şey söylüyorlar:))
Sevgi ve saygımla
hANİZ BİR GERÇEK ACISI YÜREKLERİ PARÇALAYAN UNUTULMASI MÜMKÜN OLMAYAN YAŞAM DENEN TREJEDİ KOMEDİDE YAŞAM HERŞEYE RAĞMEN DEVAM EDİYOR.TEŞEKKÜRLER.
Sevgi Salman
acıyı gözyaşının tuzu yıkar kavurur. yüzleşmek cesaret işidir.... sabır diliyorum..sevgilerimle..
Sevgi Salman
Üç gün dirileri çıksın diye göçüğün başında umutlar büyüterek beklerken, şimdi deli gibi, cenazeleri çıksın diye bekliyordu. Çünkü nice cenazeler göçük altından çıkarılamayıp, kepçelerle defnediliyordu.
Dün gece okumustum etkisi hala üzerimde özellikle bu sözler beynime yerlesti sanki, cok üzücü.
Her birinin mekani cennet olsun ve Allah sabir versin güc versin yardim etsin o depremde yakinlarini kaybedip kurtulmus olan bütün insanlara.Allah bir daha yasatmasin böylesi acilari..
Güzel yüregine saglik Allah seni ve kizini korusun her türlü beladan.
Sonsuz sevgimle
hicbitmez tarafından 3/9/2011 10:51:36 AM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgi Salman
Güzel dileklerin için çok teşekkür ediyorum.Sevgilerimle arkadaşım
çok etkileyici gerçek bir yaşam kesitiydi
güne gelmesi çok isabetli olmuş
yakışmışda...
başarılarının devamını dilerim dostum...
bugün kar yolları kesti okullarla birlikte iş de tatil...akşama kadar şiir keyfini çıkaracağım pc başında olmanın
ayda yılda şans gülüyor böyle işte:)))
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Seni,önümüzdeki yüzyılın kadını ve anası olarak ilan ediyorum...
Saygılarımla efendim.
Sevgi Salman
Tebrik ederim Sevgi, Depremi değil tabii... Senin ayakta kalma başarını ve dayanma gücünü. Ve güzel kalemini.
sevgimle...
Sevgi Salman
Ne duygu yüklü yazıydı; o gün ki hislerinizi, yazınızda hissettim.Allah burdan sonraki hayatınızda size ve kızınıza sabır versin, umut versin, ışık versin, yol versin.Sevgilerimle...
Sevgi Salman
Yazımı güne taşıyan bütün dostlarıma ve seçki kuruluna teşekkür ediyorum.
Hepimiz biliyoruz ki, ülkemizin acı bir gerçeği var. DEPREM… Günümüze kadar ülkemin bir çok yerleşim yerinde, bir çok acı kayıplarla kendini gösteren deprem, en büyük hasarını 1999 Marmara depreminde vermiştir. Ama ne yazık ki, zaman ilerledikçe konu önemini kaybetmiştir.
Bu özel günde konuyu gündeme getirmekle istedim ki; Unutulmaya yüz tutmuş bir gerçekle sizleri yüzyüze getirmek.
Bizler yaşanan o an için duyarlı, zaman aşımına uğramaya başladığı andan itibaren, herşeyi oluruna bırakan bir toplumuz. Ev almaya kalktığımız da kaçımız, kaç metrekare, kaç oda, duvarlar saten mi, yerler parke mi, mutfak dolapları güzel mi, fayansı nasıl, yerine, bir uzman götürüp, kolonlarına baktırıyoruz?
Bir daha ki Kadınlar Günlerinde parçalanmış aileler olmasın, kadınlarımız eş ve evlat acısıyla ömür boyu yanmasın istedim.
Tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Burada olmaktan çok mutluyum…Sevgilerimle…
Sevgi Salman tarafından 3/9/2011 1:30:32 AM zamanında düzenlenmiştir.
Allah iki cihanda da güldürsün yüzünüzü
yaşamadan bilebilmek zor, teyze çocuklarımdan ikisi yaralı olarak kurtarıldı, hangi hastahanede, nerede gözlerini açtıklarını bile şaşırmışlar. Dinlerken bile etkileniyor insan.
Allah sabırlar versin, sevgimle
Sevgi Salman
Ne diyeceğini bilemeyenlerden biriyim. Kutlayamıyorum da sizi...Bir anne olarak kırık bir halde ayrılıyorum bu boyuttan...
Rabbim yavrucuğunuzu size kıyamet günü şefattçi edecek. Ne mutlu ona ki dünyanın kirinden kurtulmuş bir melek o artık...Size de sabırlar diliyorum Rabbimden. Kocaeli de yaşayan biri olarak ürperdim...
Sevgiler.
Sevgi Salman
Canım güne gelen anlamlı ve duygulu yazını tebrik ederim. Sevgilerimle..
Sevgi Salman
Canımmm ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Eşine ve oğluna Allah rahmet eylesin, mekanları cennet olsun. Kızına ve sana uzun ve sağlıklı ve bir ömür diliyorum. Sen çok güçlü bir insansın. Seni seviyorum canım. Seni tanıdığım için çok şanslı hissediyorum kendimi. Duygu sağanağına yakalandım....
Sevgi Salman
Sevgi'ciğim eşinize ve oğlunuza Rabbim bol bol rahmet eylesin, nurlarda yatsınlar.
O yıllar bir çok ailelere ayrılıklar getirdi, okurken çok hüzünlendim, ağlamamak çok zor.
Allahım kızınıza ve size sağlıklı bir ömür, kızınıza mutlu bir evlilik, hayırlı evlatlar nasib eder inşallah, selam ve sevgilerimle.
Sevgi Salman
Sevgi Salman
Sevgili arkadaşım, Allah o günleri bir daha göstermesin. Bir annenin çocuğunu yitirmesi, evini, erini kaybetmesi kadar zor bir durum olmaz. Sen bunları yaşadın ve ayakta kalmayı başardın. İnşallah bundan sonra da mutlu olmayı başaracaksın. Allah zor günlerin hatırına yüzünü güldürsün arkadaşım.
Sevgimle.
Sevgi Salman
Çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle...
bugünlerde şiir bile okumak istemiyor canım. Bilirim ki şiirler hüzünlüdür genellikle.
Benim gülmeye farklı bir ruh haline bürünmeye ihtiyacım var. Bu yüzden de ironik öyküler, neşeli yazılar, mutlu şiirler okumak isterken,
sırf Sevgi Salman öyküsüdür diye okumaya başladım ama unutmuşum onun öykülerinin çoğunda hüznün olduğunu.
Yine okudum, yine hüzünlendim.
Yaşamadığım depremi yaşamış kadar oldum.
Hissettiren anlatımınızı tebrik ediyorum
Saygı ve sevgiyle kalın...
Sevgi Salman
Tekrar özür dilerim:) Sevgi ve saygıyla...
Sevgi Salman
....17 Ağustos depremini Sakarya'da yaşayan biri olarak, yaşadığınız acıları anlayabiliyorum.Bir kadın olarak gösteriğiniz güç ve erdemin tüm kadınlarımıza örnek olmasını dilerim.
....Umarım sorum lu konumunda olanlar da bu yazılanlardan biraz etkilenir de gelecek kuşakların aynı acıları yaşamaması adına gereken önlemleri alırlar.
....Yaznınızı okurken o günler yaşamamak ve hüzünlenip ağlamamak mümkün değil. Ama sorun değil.İyi ki ağlamak diye bir şey varmış. Yoksa dolan yüreklerimizi nasıl boşaltır da rahatlardık. Ağlamak bir tür duygu rahatlaması değil mi?
... Dilerim tanrıdan bundan sonraki yaşamınızda tüm kederler sizden uzak olur ve sevgili yavrunuzla mutlu bir yaşam sürersiniz.
....Bu amlam ve duygu dolu yazınız için sizi kutluyor, sevgi,saygı ve selamlarımı bırakıyorum yazınızın bir kenarına.
....Hep sevgiyle kalın.
Sevgi Salman
İyi dilekleriniz için, Çok teşekkür ediyorum Sevgi ve saygıyla...
" Bundan sonra sizin hiç bir sözünüze inanmıyacağım Sevgi hanım..."
Hani anlaşmıştık. Hani kabul dü? Acılı öyküler yazmıyacaktın...?
Tamam haklısın . Bu öykü değil ki.. Bu bir çan yangını. Bu bir yürek patlaması...
Ağladın . Ağlattın... Ama olsun ... İnsanların ağlamayada ihtiyacı var...Senin canın sağ olsun...
Kollarını torun doldursun...
Selam ve saygılarımla...
Sevgi Salman
Çok teşekkür ediyorum. Sevgi ve saygıyla...
Ağlayarak okudum...ve deprem yıllarına geri döndüm. Ç ok zor senelerdi acı ve hüzün dolu seneler.
Unutulması mümkün değil, hele bir de içinde yaşamışsan..
Ama ne olursa olsun yaşam devam ediyor ama ateş düştüğü yeri yakar, külleri ise savrulsa bile izleri daima kalır silinenezler..
Mutlu kalın, daima sevgiyle kalın..
Sevgi Salman
Üzdüğüm için üzüldüm. Teşekkür ederim canım. Sevgilerimle...
böyle hüzünlü hayat öyküleri beni çok yoruyor
bir yerlerime sancılar giriyor
nefes alamaz oluyorum...
makine dayanamıyor bazen ama insan oğlu her şeye katlanabiliyor
sabah sabah içim kanadı...
çok geçmiş olsun diyorum bir kez daha dostum...
sevgiler saygılar
Sevgi Salman
Niyetim kimsenin içini acıtmak değildi. Şöyle biraz Dünya Kadınlar gününde dokunmak istedim sadece. Kimse depremi unutmasın, gerekn önlemleri alsınlar, başka yuvalar yıkılmasın istedim...
Teşekkür ederim. Sevgi ve saygıyla...
:(((
...
Sözler düğümlendi adeta...
bir müddet öylece kalakaldım. biliyorum, eminim sende biliyorsun, tehmin ediyorsundur. söylenecek ne çok sözün biriktiğini dilimin ucuna...
ve biliyorumki hiç bir söz merhem olamayacak, o yufka yüreğini dağlayan o dayanılmaz o derin acına...
acını paylaşabilmekten, sana sabır dilemekten ve senden uzak bir yerde gözlerim dolarken sana ve kızına dua etmekten başka bir şey yapammanın naçarlığını taşıyorum yorgun yüreğimin tüm hücrelerinde...
O kara günlerde yitirdiğimiz tüm canları rabbim cennetinde ağırlıyor biliyorum.
geride kalan ve tüm cefaya katlanmak durumunda kalan canlarada sabır diliyor onlar için dualar ediyorum :(
bu üzüntüyü ifade edecek söz bulabilmek imkansız birebir yaşamama rağmen içime işleyen bu acının birde birebir yaşayanlar için nasıl bir felaket olduğunu insan tasavvur bile edemiyor.
Lakin sizinde dediğiniz üzre hayat devam ediyor Sevgican, edecek ve etmelidirde...
Son olarak yaşanan bu acıların pişirip muhteşem bir kıvama getirdiği usta kaleminizi yürekten kutluyorum.
yazım stiliniz ve ifade şeklinizi için teprik ve puanlarımı bırakıyorum.
Rabbim sizi ve tüm sevdiklerinizi korusun, saygı ve selam ile...
Sevgi Salman
Duyarlı yüreğine teşekkür ediyorum arkadaşım. Sevgi ve saygıyla...
ankaradayken....bir sohbet toplantısında anlatmıştın....dayanılması çok zor bir durum....işte o zaman içim yanmış çok üzülmüştüm....şimdi ise içim kavruldu can.....harlı bir ateş gibi.....ben inanıyorumki.....yüce yaradan sana güzel günler gösterecek...şimdi metanetli ol demekten başka bir şey gelmiyor.....insanın içini titreten bir yazı......tebrikler
Sevgi Salman
Teşekkür ederim.Sevgilerimle abi.
Sevgi Salman
Böyle yüreklerini vicdan yerine, gözlerini para bürüyen müteahhitler varken ve böyle duyarsız toplum olmaya devam ettikçe sanırım hiç bir zaman olamayız.
Ço teşekkür ediyorum. Sevgilerimle...
Seni teselli etmeye kelimer yetmez arkadaşım, ömrünün büyük bir kısmını Kocaeli'de geçirmiş birisi olarak orada yaşanan acıları en derinden duyanlardan olduğumu biliyorsun, ancak senin ve senin gibi binlerce ananın, babanın yaşadığı acıyı her şeye rağmen yaşamayanın senin kadar derinden hissetmesi mümkün değil, buna rağmen evet yine yemek yiyorsun, yine su içiyorsun ve her şeye rağmen adın gibi yüreğinde ki o sevgi ile maviye yürümeyi biliyorsun, için yansada, yüreğin sızlazada, göz yaşın hiç dinmesede sen bizim için dik durmasını bilen harika bir anne, mükemmel bir türk kadınısın, ben maviye demeyi senden öğrendim arkadaşım, her şeye rağmen maviye, hep maviye..
Bir türlü dinmedi gözünün seli
O seni bırakıp gitti gideli
Öbür Dünya’da cennet bedeli
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
Onsuz hayat sana boş bir virane
Teselli yetmiyor, yok ki, bir çare
Böyle istemiş bizi yaratan
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
O gideli tam on iki yıl oldu,
Yıllardır dünya sana zehr oldu
İnan ki, cennette yerini buldu
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
Gönlün oldu onsuz serseri
Silindi baksana gözünün feri.
Böyle Ana’nın cennettir yeri
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
Bak Dünya dönüyor hala,
Ne olur kendini hayata bağla,
Şen, şakrak Dünya’na dön yine Annem
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
17 Ağustos yaktı canını
Elinden koparıp aldı yavrunu
Sen ne ilksin, ne de en sonu,
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
Bu gün kadınlar günü bak geldi sana.
Cennetten hurmalar sunmaya ana
Şahadet mertebesi gelmiş oğluna
Karartma Dünya’nı; duy bak sesini
Ağlama Annem! ağlama annem!
HEP MAVİDE OL CAN SEVGİ..
Sevgi Salman
Sevgi ve saygımla...
UNALAN
Yaşadıkların ve katlanman gereken acı hiç kolay değil! Ama sen kızın için ayaktasın ve onun için hayatına devam etmek zorundaydın. Allah kızının acısını göstermesin ablacığım. Ona ve sana sağlıklı ve huzurlu ömür versin.
Yazını duygulanmadan ve ağlamadan okumak mümkün değil. İçinde ne çok şey bikirtirmişsindir kimbilir? Bu yazdığın yazı duygularının sadece küçük bir yansıması.
Ne yaşarsan yaşa bir şekilde hayat devam ediyor ve acılarıyla- sevinçleriyle!
Sonsuz sevgimle ablam...
Sevgi Salman
Hayat devam ediyor ve hayata yenilmeye hiç niyetim yok :))
Duyarlı yüreğin var olsun bitanem. Sevgilerimle...
Bu tip dramatik yazıların yazılmasına neden olan hırsız mütahitleri ve onları denetlemeyenleri kınıyorum ve suçluyorum.
Japonya'da 8 şiddetinde her gün deprem oluyor neredeyse,beşik gibi sallanıyor her taraf bir Allah'ın kulunun burnu kanamıyor...İşte bunlar,hep geri kalmışlığımızın göstergeleri...
Öykü,çok akıcı geldi bana. Acıyı,özetlemişsiniz adeta...Bir annenin dik duruşunu vurgulamışsınız.
Tebrikler.
Selamlar.
Sevgi Salman
Sevgi ve saygımla...
Evvet hayat devam ediyor...
Ki yazının her dizesinde hüznün şükrün ve yaşamın içimize işleyen her basamağını hissettim...
Tebrikler ...
Sevgi Salman
Teşekkür ederim. Sevgilerimle...
Mehtap ALTAN
sevgimle ....
Sevgi'ciğim bütün kelimeler sanki dondu. Ağlayarak okudum. Kolay değil. Canım Allah mekanlarını cennet etsin. Sana ve kızına uzun ömürler diliyorum. Hayat devam ediyor. Sevgilerimle...