- 723 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
… U M U / T
Hayat; bir umut yolculuğudur baştan sona… Ve … Bilinenin beklentisidir umut…
Acıkınca ağlar bebekler. Ağlarlar mı az sonra bir umudun onları doyuracağını bilseler. Ya da her çocuğun zamanı gelince yürüyeceğinin bilincinde olsalar korkarlar mı yürüme/me/kten… Düşünce bağırırlar mı feryat figân, yaralarının kapanıp, kanlarının duracağının farkında olsalar… Sevdiklerinin onları bırakmayacağından emin olsalar ürkerler mi mı yalnızlıktan.
Okul sıramızın altında kaybolmak istemişzidir çoğumuz. Öyle ya da böyle sınıfı geçeceğimizi bilmeden. Veya tir tir titremişizdir sınavlarda. Aslında hayatın kendisinin bir sınav olduğunu anlamadan. Kim bilir kaç kez ölüp ölüp dirilmişizdir biten aşkların ardından. O gencecik yüreklerle, bazı ateşlerin de sönebileceğini düşünemeden.
Karnındaki yavrusu için endişelenmezdi belki de anneler, sağ salim doğacağını bilseler. Ya da yuvadan uçarken, yepyeni bir hayata başlayacağını kabullense, kendi hayatındaki eksilmişliğe yanmazdılar belki de.
Oğlunu askere gönderirken gözyaşları sel olmazdı ‘’garip ana’’nın. Göğsünü gere geri döneceğini bilse.
Hastalar iki kat ağırlaşmazdı herhalde, ölmeyeceğine, hatta öldürmeyecek acının güçlendireceğine kanaat getirse.
Yalnızlık o kadar korkutmazdı hatta … Her ruhun bir eşi olduğuna inanılsa.
Ve… ihtiyarlık o kadar koymazdı belki de yeniden diriliş garanti olsa…
Bilinmeyenin karanlığında başlar karamsarlık… Ve… ihtiyaçların beklentisinde saklıdır umut…
Bilincin oluşumundan itibaren başlar umut… açlığa, susuzluğa, hastalığa, ayrılığa, yalnızlığa, , terk edilmeye, bedensel acılara, yüreksel acılara, aşk acısına, aşk acısına vs… Umut olmasa dayanır mıydı insan acaba ?...
Ve … Son nefese kadar sürer umut… Hatta kalpten 2 dakika sonra durur bilinç…
Belki de … önce ömür bitsin diye…
Umuttan önce…